Tüsiad: Kaos Durdurulamazsa Türkiye'nin Üzerinde Ağır Baskılar Oluşacak

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Dinçer, devletler ya da örgütler tarafından yapılmış olmasına bakılmaksızın tüm şiddet eylemlerini kınadıklarını belirterek, "Çevremizdeki kaos ve şiddet ortamının tez elden durdurulamaması halinde ülkemizin ve bölgemizin üzerinde ağır ekonomik ve toplumsal baskılar oluşacağını değerlendiriyoruz" dedi.

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Haluk Dinçer, bugün, dış politika konusundaki değerlendirmelerini Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a bir mektup aracılığı ile iletti. Konuya ilişkin TÜSİAD'tan yapılan açıklamada, İçinden geçilen tarihsel dönemin, yoğun siyasal istikrarsızlık, uluslararası sistem normlarının ihlali ve şiddet dalgalarıyla tanımlanabileceği belirtilerek, "Bu şiddet, kimi zaman etnik kimi zamanda mezhepsel renge bürünebilmektedir. Ancak her şeyin ötesinde bölgemizde son 35 yıldır yaşanmış olan savaşların yarattığı tahribatın sosyal ve siyasal sonuçlarını görüyoruz. Yakın zamanda Türkiye kamuoyunu da rahatsız eden gelişmeler böyle bir bağlamda yaşanmaktadır" denildi.

-"ŞİDDET HİÇ BİR İNANCIN KABUL EDEMEYECEĞİ BOYUTLARDADIR"-

Musul'da, başta Başkonsolosluk olmak üzere 49 görevli ve vatandaşın 1 ayı aşkın süredir IŞİD adlı örgütün elinde bulunduğu anımsatılan açıklamada, şu ifadelere yer verildi:

"Musul'da, başta Başkonsolosumuz olmak üzere 49 görevli ve vatandaşımız bir ayı aşkın süredir IŞİD adlı örgütün elinde bulunmaktadır. Bu örgütün Şii inancına bağlı Türkmenlere, Irak vatandaşlarına ve Suriye'deki Kürtlere uyguladığı şiddet hiç bir inancın kabul edemeyeceği boyutlardadır. Yakın coğrafyamıza egemen hale gelmekte olan mezhep savaşlarının merkezinde Suriye'deki kanlı çatışmalar bulunmaktadır ve bu gelişmeler, bölgemizi adeta bir Orta Çağ karanlığına sürükleme potansiyeline sahiptir. Bölge ülkelerinin dış sınırlarının değişmesi potansiyelini taşıyan bu gelişmeler, ülkelerin içinde de kalıcı yeni bölünmelere zemin oluşturmaktadır. İsrail devletinin Gazze halkına karşı havadan, denizden ve karadan yürüttüğü orantısız askeri operasyonlar aralarında çok sayıda masum çocuk ve kadın olmak üzere sivil halkın ölümüne yol açmakta ve tüm vicdani ölçüleri hiçe saymaktadır. Dünyanın bu insanlık dışı saldırılara kayıtsız kalması da ayrıca vicdanları yaralayan bir diğer unsurdur."

-"ŞİDDET ŞİDDETLE TEMİZLENEMEZ"-

Açıklamada, Türkiye'nin iş dünyasını temsil eden bir sivil toplum kuruluşu olarak devletler ya da örgütler tarafından yapılmış olmasına bakılmaksızın tüm şiddet eylemlerinin kınandığı vurgulanarak, şöyle denildi:

"Dünyanın, ulusal çıkar hesaplarıyla yaşanan vahşet ve trajedilere seyirci kalmasını da hem siyaseten hem ahlaken kabul edilemez buluyoruz. Haksızlıklar karşısında suskun ve edilgen kalmak, küresel barış ve istikrar amacına yönelik en büyük tehdittir. Bu olağanüstü şartlar, küresel güçleri ve tüm bölge ülkelerini tutumlarını yeniden değerlendirmeye sevk etmelidir. Güç kullanımının yerini mutlaka siyaset ve diplomasinin alması gerekir. Ne inançlar ve kimlikler ne de Filistinlilerin siyasal hakları şiddet ve terör yoluyla bastırılamaz. Ortadoğu coğrafyasının çok inançlı ve kimlikli yapısını bir arada tutacak yegâne tutkal insan hak ve özgürlüklerine saygılı, laik ve varlık sebebi vatandaşa hizmet olan devlet düzeninin kurulmasıdır. Şiddet şiddetle temizlenemez. Çevremizdeki kaos ve şiddet ortamının tez elden durdurulamaması halinde ülkemizin ve bölgemizin üzerinde ağır ekonomik ve toplumsal baskılar oluşacağını değerlendiriyoruz."

-"TÜSİAD OLARAK ÜZERİMİZE DÜŞEN GÖREVİ YAPMAYA HAZIRIZ"-

Açıklamada, G20 bünyesindeki ülkelerin iş dünyası örgütlerinin, birikimleriyle donanımlarıyla bu yeniden yapılanma sürecine katkı sağlayabilecekleri vurgulanarak şunlar kaydedildi:

"Türkiye'nin, gerek bu yıl Avustralya'da gerçekleştirilecek olan G20 Zirvesindeki Troyka Üyeliği kapasitesi ile, gerekse önümüzdeki yıl ev sahipliğini üstleneceği G20 Zirvesi bünyesinde, öncelikli gündem maddesi olarak BM'nin ve türevleri olan kurumların yeni küresel siyasal ve ekonomik dinamiklere göre kapsamlı bir yeniden yapılanmaya tabi tutulmasını ve kapsayıcı bir yönetişim yapısına kavuşmasını önermesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu süreçte TÜSİAD olarak üzerimize düşen görevi yapmaya ve barışçı bir ortam yaratılmasına katkı sunmaya hazırız."