Uluslararası Uyuşturucu Politikaları ve Halk Sağlığı Sempozyumu - Son Dakika
Güncel

Uluslararası Uyuşturucu Politikaları ve Halk Sağlığı Sempozyumu

Sempozyumun sonuç bildirgesinden: "Uyuşturucu bağımlılığının önlenmesi, erken müdahalesi, tedavisi ve rehabilitasyonu konusunda yapılacak çalışmalara hız verilmeli, sağlık politikalarında öncelikli konular arasına konulmalıdır" "Uyuşturucu madde kullanımına dair politikaların tamamı, bütüncül bir yaklaşımla.

01.10.2014 22:57

Türkiye Yeşilay Cemiyeti'nin ev sahipliği yaptığı "Uluslararası Uyuşturucu Politikaları ve Halk Sağlığı Sempozyumu"nun sonuç bildirgesi açıklandı.

WOW İstanbul Hotel&Convention Center'da gerçekleştirilen programın son oturumuna, Türkiye Yeşilay Cemiyeti Başkanı İhsan Karaman, Avrupa Konseyi Uyuşturucu ile Mücadele için Pompidou Grubu Genel Sekreteri Patrick Pennickx, Türkiye Halk Sağlığı Başkan Yardımcısı Bekir Keskinkılıç ve klinik psikolog-öğretim görevlisi Mehmet Dinç katıldı.

Oturumun ardından Türkiye Yeşilay Cemiyeti Başkanı Karaman, sonuç bildirgesini okudu.

Uyuşturucu madde kullanımıyla mücadelede elde edilen bilgi birikimi ve tecrübe düzeyinin her geçen gün arttığını, uzmanların konuyu çok boyutlu ele alan politika teklifleri üzerinde çalıştığını söyleyen Karaman, "Uyuşturucu madde kullanımına yönelik politikalarda ön plana çıkan yaklaşım, konunun daha çok bir halk sağlığı sorunu olduğu şeklindedir. Bununla birlikte, uyuşturucu madde kullanımına karşı ön yargılı tavırların değişmesi gerektiği ve bağımlılığın toplum üzerinde olumsuz etkileri olan tıbbi hastalık yerine tıbbi görünüşleri olan bir sosyal olgu olarak anlaşılması gerektiği fikri de ön plana çıkmaktadır" diye konuştu.

"Erken çocukluk döneminde yaşanan problemler çok önemli"

Bilimsel temelli politikaların, uyuşturucu madde kullanımında erken çocukluk döneminde yaşanan problemler, yoksulluk, şiddet, zorunlu göç ve aşırı iş yükü gibi çevresel koşullarla son derece yakından ilgili olduğu görüşüne dayandığını vurgulayan Karaman, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sosyal nörobilim alanındaki son bulgular, erişkinlerdeki uyuşturucu bağımlılığına ilişkin risk davranışlarının bilgi eksikliği veya irrasyonalite yerine bütünüyle grup kontekstinde akranların mevcudiyetinden ve çoğunlukla sosyal normların hatalı olarak algılanmasından kaynaklandığını göstermektedir. Dolayısıyla uygulanacak olan önleme programları risk altında olan her yaş grubundaki insan unsurunu hedeflemelidir. Tedavi olanakları toplumun her kesimi için mümkün ve erişilebilir kılınmalıdır."

"Uyuşturucu madde kullanımıyla mücadelede en önemli ayaklardan biri de okullar"

Okullarda yapılacak eğitim ve etkinlik programlarıyla farkındalık ve koruma düzeyinin artırılması gerektiğini ifade eden Karaman, "Yasa dışı uyuşturucu teriminin kullanımından kaçınılması gerekmektedir ve kavramın bağlamı tekrar gözden geçirilmelidir. Uyuşturucu ister doğal isterse sentetik olsun 1961 Sözleşmesi'nin birinci ve ikinci programındaki maddelerin herhangi birisi anlamına gelmektedir. Geçtiğimiz birkaç yıl içinde psikoaktif maddelerin sayısında, tipinde ve kullanılabilirliğinde korkutucu bir artışla karşılaşılmıştır. 2013 yılında Erken Uyarı Sistemi vasıtasıyla ilk kez 81 madde rekor sayıda tespit ve rapor edilmiştir" şeklinde konuştu.

Yeşilay olarak, ulusal ve uluslararası ölçekteki organizasyonları, sivil toplum örgütlerini, devlet birimlerini, toplumu ve fertleri uyuşturucu madde kullanımına bağlı zararları önlemek ve azaltmak için harekete geçmeye çağıran Karaman, daha sonra öncelikli gördükleri aşamaları şöyle sıraladı:

Uyuşturucu bağımlılığının önlenmesi, erken müdahalesi, tedavisi ve rehabilitasyonu konusunda yapılacak çalışmalara hız verilmeli, sağlık politikalarında öncelikli konular arasına konulmalıdır.

Uyuşturucu madde kullanımına dair politikaların tamamı, bütüncül bir yaklaşımla ve kapsayıcı bir perspektiften ele alınarak yeniden tüm dünyanın gündemine etkin bir biçimde getirilmelidir.

- Özellikle 11-15 yaş grubuna yönelik önleme çalışmalarına ağırlık verilmeli ve erken müdahale çalışmaları her anlamda genişletilmelidir.

- Uyuşturucu kullanımını önleme adına yerel ve küresel anlamda ortak planlamalar yapılmalı, bu durumun bir halk sağlığı sorunu olduğu öne çıkartılarak toplumların bilinç düzeyleri yükseltilmelidir.

- Zarar azaltımı çalışmalarında özellikle başarılı ülke uygulamalarının, bu noktada halihazırda sorun yaşayan toplumlar için model oluşturulması süreçleri hızlandırılmalıdır. Bu konuda özellikle bağımlılara yönelik sağlık okur-yazarlığı eğitimleri verilmelidir.

- Uyuşturucu madde üretimi, satımı ve kullanımına bağlı cezai yargılama süreçleri; önleme, tedavi ve rehabilitasyon süreçleri ile birlikte eş güdümlü bir süreç olarak bütüncül bir yaklaşım ile planlanmalıdır. Bu konuda halk sağlığı merkezli politikalar geliştirilmelidir.

- Uyuşturucu madde tedavisi kapsamında, ilgili devlet kurumlarının çalışmalarının ve sivil toplum uygulamalarının kapasite artırımı noktasında teşvik edilmesi sağlanmalı; bu konuda senkronize bir modellemeye geçilmelidir.

Bağımlılığı önleme, erken müdahale, tedavi ve rehabilite konularında kültürlere özgü model ve programların geliştirilmesi teşvik edilmeli, farklı aşamalardaki bağımlılara aynı tedavi programının uygulanmasından ziyade kişiye özel ve bağımlılık derecesine göre tedavi programları geliştirilmesinin önü açılmalıdır.

Bağımlılarla toplum içerisinde temas edecek eğitimci, sağlık personeli, emniyet güçleri gibi spesifik grupların bağımlılıklar konusunda doğru bir temel bilgiye sahip olması sağlanmalı, buna yönelik eğitim programları geliştirilmelidir.

Bağımlılık konusunda yapılan önleme çalışmalarında riskli gruplar tespit edilip öncelenmeli, önleme çalışmaları sadece eğitim ve bilgilendirme ile kalmayıp bağımlılığa yönelmelerine sebep olan ihtiyaçlarını karşılamaya odaklanmalıdır.

- Bağımlılığın önlenmesi ve tedavisi konusunda başarılı çalışmaların tanıtılması ve yaygınlaştırılmasına yönelik gerekli destek ilgili her kurum tarafından verilmelidir.

-  Bağımlılığın tedavisinde yeni teknolojiler mutlaka kullanılmalı ve özellikle tedaviye ulaşmakta güçlük çeken gruplara yönelik söz konusu teknolojiler aracılığıyla yeni uygulamalar ve araçlar geliştirilmelidir.

- Bağımlılıklar konusunda çalışan STK'ların faaliyet alanlarının genişletilmesi ve imkanlarının artırılması konusunda kamu desteği sağlanmalıdır.

- Tedavi sonrasında tıbbi ve sosyal rehabilitasyon süreçleri ayrıca planlanmalı, uyuşturucu madde kullanıcılarının tedavi sonrasında toplumla uyumlarını artıracak çalışmalar teşvik edilmelidir.

- Uyuşturucu bağımlılığında en etkili adli süreçlerin işletilmesi konusunda bilim adamları ve uygulayıcılar ile ortak çalışmalar yapılarak politikalar belirlenmeli, gecikmiş ve büyük cezalar yerine hızlı ve düşük cezalar tercih edilmelidir.

Bağımlılık konusu toplumların vazgeçilmez bir gerçeği olarak kabul edilmemeli, bağımlılığı bütün toplumlarda sıfırlama hedefi ütopya olarak değil hedef olarak değerlendirilmelidir.

- Bağımlıların tedavisinde sadece bağımlılığa odaklanılmamalı bağımlılığı ortaya çıkartan ya da sürdüren sosyal, ekonomik ve sağlık ile ilgili sorunlar konusunda da gerekli destek sistemleri oluşturulmalıdır.

- Aile bağlarının güçlü ya da zayıf olması bağımlılığın ortaya çıkmasında veya devam etmesinde önemli bir faktör olarak karşımızda dururken bağımlılığı önleme amacıyla ailenin güçlendirilmesine yönelik her türlü faaliyet de ilgili kurumların gündeminde yer almalıdır.

- Toplumlar içerisinde bağımlılıklar ve bağımlılarla ilgili ön yargılar ve yanlış bilgilerin üzerine gidilmeli, bağımlıların tedaviye başvurmalarına mani olacak şekilde etiketlenme korkusundan kurtarılmalarına yönelik gerekli çalışmalar yapılmalıdır.

- Bağımlılıklar konusunda toplumun geneline ancak özellikle gençlere yönelik bilgilendirme, bilinçlendirme ve yönlendirme kampanyaları sürekli olarak düzenlenmeli, kampanyaların hedef kitlesine ve amacına uygun olarak bilimsel araştırmalar ve gerçekler doğrultusunda yürütülmesine hassasiyet gösterilmelidir. - İstanbul

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Uluslararası Uyuşturucu Politikaları ve Halk Sağlığı Sempozyumu - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement