Yargı ve İş Dünyası Sempozyumu - Son Dakika
Güncel

Yargı ve İş Dünyası Sempozyumu

Adalet Bakanı Kenan İpek, Paris'teki terör saldırılarına değinerek, "Fransa'nın terör saldırıları sonrasında verdiği sert tepki göz önüne alındığında, sanıyorum bizdeki belli gelişmelerin daha net ve anlaşılır olacağını düşünüyorum.

21.11.2015 13:36
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Adalet Bakanı Kenan İpek, Paris'teki terör saldırılarına değinerek, " Fransa'nın terör saldırıları sonrasında verdiği sert tepki göz önüne alındığında, sanıyorum bizdeki belli gelişmelerin daha net ve anlaşılır olacağını düşünüyorum. Her ülke ve devlet kendi güvenliğini sağlamak zorundadır. Dolayısıyla maksatlı söylemlerin, kara propaganda argümanlarının, teröre destek amaçlı çıkışların dikkate alınmaması gerektiğini düşünüyorum. İş dünyamızın, iş dünyamızı temsil eden kurum ve kuruluşların her türlü kara propagandaya karşı duyarlı olmasını arzu ediyorum" dedi.

İpek, iş dünyasının yargıyla ilgili sorunlarının ele alındığı "Yargı ve İş Dünyası Sempozyumu"nun açılışında yaptığı konuşmada, bu toplantının, yargı ve iş dünyası arasında atılacak adımların, karşılıklı fikir alışverişlerinin, daha işleyen bir sistemin oluşmasına katkı sağlayacağına inandığını söyledi.

İstikrarın sürdürülebilirliğinin, Türkiye'nin inişli çıkışlı kalkınma ve ilerleme grafiğini geride bırakmasıyla mümkün olacağını ifade eden İpek, sürekli ve sürdürülebilir bir kalkınma ve ilerlemenin nihai hedefleri olduğunu anlattı.

İpek, hukukta ve adalette istikrarın, geleceğe dönük planlama yapabilme yönünde iradenin oluşmasını sağlamak olduğunu belirterek, "Tüm alanlarda olduğu gibi iş dünyasında da yatırımcılar, girişimciler önünü görmek ister. Karanlık bir ortamda, sisli bir ülkede planlama yapılamaz. Bu durum sadece kendi yerli iş adamlarımız ve girişimcilerimiz için değil, yurtdışından gelecek girişimci için de önemli bir gösterge ve kriterdir" diye konuştu.

Hukuki altyapının sağlam olmasının önemine değinen İpek, girişimcinin önünü tıkayan, gelecek planlamalarında her zaman endişeyle baktığı hukuki altyapının bir ülkenin ilerlemesinde önemli bir engel olacağını kaydetti.

Paris'teki terör saldırıları

Kenan İpek, bir süre önce terörün korkunç yüzünü, Ankara ve Suruç'tan sonra Paris'te de gösterdiğini dile getirerek, şöyle devam etti:

"İnsanlık suçu olan terör suçuyla ilgili başta Birleşmiş Milletler olmak üzere tüm ülkelerin terör politikalarını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini düşünüyorum. Terörü kim yaparsa yapsın, kime yönelirse yönelsin kesinlikle kınanmalıdır. Teröre karşı ortak duruş ortaya konulmalıdır. Teröre karşı ortak hareket edilmelidir. Önce hukuk harekete geçmelidir. Hiçbir ülke terörle anılmak, can ve mal güvenliğinin tehlikeye gireceği bir yer olarak görülmek istemez. Fransa'nın terör saldırıları sonrasında verdiği sert tepki göz önüne alındığında, sanıyorum bizdeki belli gelişmelerin daha net ve anlaşılır olacağını düşünüyorum. Her ülke ve devlet kendi güvenliğini sağlamak zorundadır. Bunu hem milleti ve toplumu için hem de kendi geleceği için yapmak zorundadır. Dolayısıyla maksatlı söylemlerin, kara propaganda argümanlarının, teröre destek amaçlı çıkışların dikkate alınmaması gerektiğini düşünüyorum. İş dünyamızın, iş dünyamızı temsil eden kurum ve kuruluşların her türlü kara propagandaya karşı duyarlı olmasını arzu ediyorum."

Yargıdaki düzenlemeler

İpek, Yargı Reformu Stratejisi'nde adaletin hızlı ve etkin bir şekilde tecellisine yönelik hedefler ortaya konulduğunu belirterek, strateji belgesinin adalet hizmetlerinde hem fiziki altyapının geliştirilmesini, ihtiyaç duyulan nitelikli personel ve yargı mensubu sayısının artırılmasını hem de geleneksel yargılamaya alternatif uyuşmazlık çözüm yollarını da içerecek biçimde, çağdaş hukuk uygulamalarının sistemde yerini almasını hedeflediğini söyledi.

Yargıya intikal eden iş yükünün azaltılması ve istinaf mahkemelerinin faaliyete geçmesiyle yargılama sürelerinin kısaltılması ve yargının iş görme hızının artmasının hedeflendiğini vurgulayan İpek, geleneksel muhakeme yolları yanında alternatif çözüm yollarının geliştirilmesinin hedefleri arasında olduğunu kaydetti.

Hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk uygulamalarında belirli bir mesafe katedildiğini anlatan İpek, kanunu yürürlük kazanan İstanbul Tahkim Merkezi'nin de etkinleştirilmesi gerektiğini vurguladı. Bu merkezin, iş dünyası için bulunmaz bir fırsat ve imkan sağlayacağını düşündüğü belirten İpek, uluslararası birçok uyuşmazlığın daha rahat ve kolay imkanlarla çözümü noktasında ilerleme kaydedileceğini dile getirdi.

İpek, zorunlu hakem heyetlerinin uygulama alanlarının genişletilmesiyle de vatandaşların küçük meblağlardaki uyuşmazlıklarının daha kolay çözüme kavuşacağını ifade ederek, yargının hızlı bir işleyiş kazanması amacıyla en önemli yeniliğin, hazırlıkları tamamlanan ve 20 Temmuz 2016'da faaliyete geçecek olan bölge mahkemeleri olacağını söyledi. İpek, bu mahkemelerin, yavaşlayan yargı sistemi için büyük bir enerji kaynağı olacağını, daha hızlı ve daha etkin bir yargılama için büyük bir imkan sağlayacağını ifade etti.

Yargıdaki dosya yükü

Adalet Bakanı Kenan İpek, Yargıtay'a yılda 1 milyon dosya intikal ettiğini, Türkiye ölçekli Avrupa ülkelerine bakıldığında bu rakamın Fransa'da 45 bin, Almanya'da 9 bin, İngiltere'de ise 6 bin civarında olduğunu söyledi.

İstinaf kanun yolunun hayata geçmesiyle davaların yaklaşık yüzde 90'ının istinaf mahkemelerinde sonuçlanacağına işaret eden İpek, bazı dava ve işlerde, "ortalama görülme süreleri"nin belirleneceğini, böylece artık vatandaşların, açtığı davanın yaklaşık olarak ne zaman biteceği konusunda kanaat sahibi olacağını söyledi.

Türkiye'de, 2010'da hukuk mahkemelerinde 2 milyon 904 bin dava olduğunu, 2014'te bu rakamın 3 milyon 293 bine yükseldiğini dile getiren İpek, bu alandaki ön inceleme kurumunun gözden geçirilmesi, alternatif uyuşmazlık çözüm yollarının hukuk yargılamasında etkin bir şekilde kullanılabilmesi amacıyla oluşturulan bilim komisyonunun çalışmalarına devam ettiğini anlattı.

İpek, 2010'daki iş davası sayısı 326 bin 537 olurken, bunun 2014'te 424 bin 890'a çıktığını belirterek, bu kapsamdaki sorunları çözebilecek bir kanuna ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.

İş mahkemelerinde görülen davaların yapısının, anlaşmazlığın arabuluculuk suretiyle sonuçlandırılmasına uygun olduğunu dile getiren İpek, "Geçen ay itibarıyla icra-iflas dairelerindeki toplam iş yükü 20 milyon 311 bini buldu. Bu rakam 2010'da 14 milyon 545 bin civarındaydı. Evet, gerçekten inanılmaz rakamlar bunlar. İcraları felç eden bu durumdan acilen kurtulmamız hem yargı ve iş dünyası mensuplarının hem de vatandaşlarımızın hayrına olacaktır" dedi.

İpek, bu alanda kanun taslağı hazırlamak amacıyla çalıştıklarını belirterek, ticari davalarda da iş yükünün önemli bir artış gösterdiğini,  2010'da asliye ticaret ve asliye hukuk mahkemelerinin önündeki dava sayısının 874 bin olduğunu, bu rakamın 2014'te 1 milyon 263 bine yükseldiğini kaydetti.

Gereksiz yere alınan bilirkişi raporları nedeniyle yargılama sürelerinin uzadığı, maliyetlerin arttığı ve adalet beklentisi içinde olan kişilerin hak kayıplarına uğradığı yönündeki şikayetlerin görmezden gelinemeyeceğini ifade eden İpek, bilirkişilik kurumuyla ilgili düzenlemeleri içeren taslağın ilgili kurum ve kuruluşların görüşlerine sunulduğunu, tasarının altı aylık süre içerisinde kanunlaşmasını planladıklarını anlattı.

Uzun süren davalar

İpek, iş dünyasının istikrarlı bir hukuk ve adalet sistemiyle istikrarlı bir yargı işleyişi beklentisi yanında yargının da iş dünyasında olan biten konusunda belli düşünceler taşıdığını belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:

"İşverenler genel olarak yargılamaların uzun olmasından şikayetçiler. Yine işveren-işçi uyuşmazlıklarında mahkemelerin daha çok işçi lehine karar verdiği düşünceleri dillendiriliyor. Daha barışçıl çözümler arayışları yanında, yargının sahip olduğu imkanların farkındalığıyla hareket edilmesi konusundaki beklenti, bize çalışmalarımızın doğru yönde olduğunu da göstermektedir. Hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk ile tahkim gibi konularda, iş dünyasının daha fazla katkı sunması gerektiği yönündeki düşünceye ben de iştirak etmekteyim. Sağlam bir zemin inşası, yargımızın görevini layıkıyla yerine getirmesini temin edeceği gibi, iş dünyamızın daha rahat hareket etmesine imkan tanıyacaktır."

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Yargı ve İş Dünyası Sempozyumu - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement