Datçalılar Müze İstiyor
Kazılarda Çıkan Tarihi Eserler, Belediye Binasının Önünde Açıkta Sergileniyor
Muğla'nın Datça İlçesi'nde, Antik Knidos Kenti kazıları sırasında ortaya çıkan ve müze olmadığı için belediye hizmet binası önünde açıkta sergilenen Roma Dönemi'ne ait 2 bin yıllık Güneş Tanrısı Medusa heykelinin hırsızlar tarafından çalınarak kırılması, müze ihtiyacını bir kez daha gündeme getirdi.
Datça'ya 40 kilometre uzaklıkta yer alan 2 bin 600 yıllık Knidos Antik Kenti'nin yanı sıra birçok medeniyete evsahipliği yapan Datça Yarımadası'nda, tarihi eserlerin sergileneceği herhangi bir müzenin bulunmaması eleştirilere neden oldu. Datçalı heykeltraş Elbruz Denge, ilçenin diğer yerleşim yerlerinden çok farklı özel bir sorunu olduğuna dikkat çekerek, "Datça, tarihi eserleri ile tanınıyor. Böyle bir yerde müzenin olmaması kabul edilemez. Buradan çıkan eserler ya başka müzelere gönderiliyor ya da açık alanlarda sergileniyor. Hep dış şartlara karşı, hem de hırsızlara karşı korumasız vaziyette kalıyor. Knidos'taki kazılarda çıkan eserler, ya anavatanı Knidos'ta ya da en yakın yer olan Datça'da açılacak bir müzede sergilenmeli ve korunmalı. Aksi halde her birinin başına bekçi dikmek gibi bir zorunluluk olacak" diye konuştu.
KENTİN BELLEĞİ ÇALINIYOR
Uluslararası Aktivist Sanatçılar Birliği Başkanı Ümit Yaşar Işıkhan da konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada, kent belleğine dikkat çekti. Işıkhan, "Bir kenti var eden kendi belleğidir. Yani o kentin tarihsel boyutuyla sahip olduğu değerleri koruyamıyorsak ve bunu gelecek kuşaklara aktaramıyorsak, o kentin belleğinde çürüme var demektir. Maalesef, son yıllarda Anadolu'nun birçok kentinde olduğu gibi Datça'da da Knidos gibi tarihsel bir mirasın varlığına rağmen buradan çıkan tarihi eserlerin korunabileceği, gelen turistlere sergilenebileceği bir alan yok. Bu büyük bir eksikliktir" dedi. Tarihi değerlere sahip çıkılmadığı takdirde birilerinin bu boşluktan faydalanmaya çalışacağını ifade eden Işıkhan şunları söyledi:
"Bu eserlere sahip çıkılmadığı takdirde birileri alıp götürür, zarar verir, yok eder. Kentin belleğini siler. Kentlerin belleği, ancak korumayla ve gelecek kuşaklara aktarmakla mümkündür. Kimliksiz bir kişi düşünülemeyeceği gibi, kimliksiz bir kent de düşünülemez. Özellikle Ege'nin en batı ucu olan Datça'nın tarihsel özelliği hiçbir ülkede, hiçbir kentte yok. Buna sahip çıkılmalıdır. Yoksa hiçbir tarihi eserimiz kalmayacak. Biz fotoğraflarla avunacağız. Bu da sanal ortama dönüş demektir. Sanal ortamda tarihsel zenginliklerimizin kesinlikle hiçbir değeri olmaz."
YÖNETİCELERE VE SİYASİLERE GÖREV DÜŞÜYOR
Turizmci Doğan Yalçınkaya, Datça Yarımadası ve Knidos Antik Kenti'ndeki tarihi eser yağmasının çok eski yıllara dayandığına işaret ederek, "1856-1863 yılları arasında o zamanki padişahtan izin alınarak Sır Charles Newton bu bölgede Knidos'ta kazılar yaptı. İngiliz Kraliyet Ailesi'ne ait zırhlı ile 240 sandık dolusu eser İngiltere'ye kaçırıldı. Bunların içersinde ünlü Knidos Aslanı da var. Bugün British Museum'da sergileniyor. Yine değişik dönemlerde yapılan kazılarda ortaya çıkan birçok eser de İzmir, Bodrum, Marmaris, Muğla müzelerinde sergileniyor. Datça, arkeolojik kalıntılar bakından çok zengin. Yıllardan beri, Datça'da bir müze olmayısın acısını hep içimizde hissetmişizdir. Bir an evvel, kaymakamlığın, belediyenin, siyasilerin bu konuya eğilmeleri gerekiyor. Datçalılar olarak bizler de üzerimize düşen görevi yapmaya hazırız. Datça'mız bir an önce müzesine kavuşmalıdır" dedi.