Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu, soruları yanıtladı: (2)

Son Güncelleme:

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, politika faiz kararlarının tüm veri setleri değerlendirilerek alındığını belirterek, "Faiz oranları, Merkez Bankası başkanlarına göre değil, Merkez Bankasının kurumsal yapısı, Türkiye'nin ekonomik, ticari yapısı ve küresel...

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Şahap Kavcıoğlu, politika faiz kararlarının tüm veri setleri değerlendirilerek alındığını belirterek, "Faiz oranları, Merkez Bankası başkanlarına göre değil, Merkez Bankasının kurumsal yapısı, Türkiye'nin ekonomik, ticari yapısı ve küresel yapı içinde oluşan nedenlere göre Para Politikası Kurulunun aldığı kararlardır." dedi.

Kavcıoğlu, Merkez Bankası İdare Merkezi'nde düzenlenen yılın üçüncü Enflasyon Raporu Bilgilendirme Toplantısı'nın ardından ekonomistlerin ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

TCMB'nin tüm olaylarını kurumsal yapılanması içinde düşünmek gerektiğine dikkati çeken Kavcıoğlu, şunları kaydetti:

"Faiz kararları Para Politikası Kurulunun (PPK) tüm veri setleri değerlendirilerek alınan kararlar. Yılın başında para politikasını belirlerken para ve kur politikası metnimizde belirlenen ilkeler doğrultusunda politikalarımızı yürütmeye çalışıyoruz. Faiz oranları Merkez Bankası başkanlarına göre değil, Merkez Bankasının kurumsal yapısı, Türkiye'nin ekonomik, ticari yapısı ve küresel yapı içinde oluşan nedenlere göre Para Politikası Kurulunun aldığı kararlardır."

"Rezervlerin güçlendirilmesi için çalışmalarımız var"

TCMB'nin ve ülke ekonomisinin daha güçlü olması amacıyla politika değişikliklerine gidildiğini dile getiren Kavcıoğlu, Türk lirasının değerlenmesi konusunda atılan adımları anlattı.

Kavcıoğlu, rezerv opsiyon mekanizmasını sonlandıracaklarını bayram öncesinde açıkladıklarını anımsatarak, şu açıklamalarda bulundu:

"Türk lirasını daha güçlü haline getirmek ve banka bilançolarını daha Türk lirasına ağırlık veren bilançolar haline getirmek için yeni bir politikamız var. Rezervlerin daha güçlendirilmesi için çalışmalarımız var. Bugün itibarıyla 105 milyar dolar brüt rezervimiz var. Bu konuda dışarıda yapılan eleştirilerin yıpratıcı ve gerçeği yansıtmadığını ifade edeyim. Bunlar ülkemiz açısından, TCMB açısından güçlü göstergelerdir. Özellikle rezervin artırılması, enflasyonun ve faizin düşürülmesinde, ekonomimizin daha güçlü hale gelmesinde önemli görev üstlenecektir."

Gündemde yeni swap anlaşması olup olmadığının sorulması üzerine Kavcıoğlu, ülkelerle görüşüldüğünü ve yeni anlaşmalar yapıldığında paylaşacaklarını bildirdi.

"Erken uyarı sistemine yönelik çalışmalar sürüyor"

Kavcıoğlu, yıl sonu enflasyonunun beklentileri aşması durumunda politika faizinde değişiklik yapılıp yapılmayacağına ilişkin soruya yönelik şunları kaydetti:

"Hiçbir zaman faiz artırımı ya da düşürümü noktasında bir ifademiz olmadı. Böyle bir şeyin doğru olduğunu da düşünmüyorum. Bütün politikalarımızı enflasyondaki düşüş ivmesine göre belirliyoruz. PPK'de de faizle ilgili kararlarımızı o güne kadar oluşmuş veri setini değerlendirerek alıyoruz. TCMB olarak yılın son çeyreğinde enflasyonda belirgin düşüş bekliyoruz. Faiz oranının da beklenen ve gerçekleşen enflasyon oranının üzerinde oluşacağını her zaman ifade ettik. Bizim enflasyonla mücadelemizde sıkı para politikası ve parasal duruşumuzun devam edeceğini de hedefimize ulaşmada önemli olduğunu ifade etmek istiyorum."

Erken uyarı sistemine yönelik çalışmalarının devam ettiğini söyleyen Kavcıoğlu, enflasyonla mücadelenin sadece para politikasıyla verilecek bir mücadele olmadığını, gıda enflasyonunda erken uyarı sisteminin oluşturulmasının ve bunun sahada uygulanabilecek şekilde olmasının önemine işaret etti.

Kavcıoğlu, bu kapsamda veri tabanının güncellenmesi konusunda çalışmaların sürdüğünü belirterek, enflasyonla mücadelenin toplumsal mutabakatın sağlanarak verilmesi gerektiğini vurguladı.

"Tüm kurumların destek vermesi lazım"

Son dönemde küresel enflasyonun artmasının Türkiye'de de enflasyonun artışında etkili olduğuna dikkati çeken Kavcıoğlu, şöyle devam etti:

"Enflasyonla ilgili piyasa davranışları bozulmuş durumda. Bunun kontrol edilebilir hale gelmesi için ortak mutabakatın sağlanması lazım. Enflasyon konusunda TCMB yalnız kalmış durumda. Sıkı para politikası duruşumuzdan taviz vermeden enflasyonla mücadelemizi sürdüreceğiz ama toplumsal mutabakat anlamında bütün odaların, etkin kurumların aktif olması ve destek vermesi lazım. Çünkü bugün piyasada oluşan fiyatlama, enflasyonu doğru şekilde yansıtmıyor. Bizim çalışmalarımız var, bunları da ileride paylaşacağız. Emtia fiyatlarından, döviz kuru geçişkenliğinden kaynaklandığı söyleniyor ama buna baktığımız zaman hiç ilgili olmayan sektörlerde de fiyat artışlarını görüyoruz. Para politikası konusunda bizi eleştirmeye devam edin, sorun yok ama enflasyonla mücadelemizde bizi desteklemeniz ve diğer bu mücadele içinde olması gereken kurumları da öne çıkarmanızı rica ediyorum. Bunun ülke açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum."

Kavcıoğlu, enflasyonda daha erken düşüş beklediklerini ancak küresel enflasyon artışından Türkiye'nin de etkilendiğini ifade ederek, şunları kaydetti:

"Emtia fiyatlarındaki artışlar, arz kısıtları, tedarik zincirindeki aksamalar, navlun ücretlerindeki artışlar, bunların hepsi Türkiye'nin daha önceden başlattığı sıkı para politikası sonuçlarının gecikmesine neden oldu. Bugün kur uzun süredir dengeli bir şekilde gidiyor. İnşallah olumlu mesajlarla daha da iyi bir noktaya gelecek. Nisan-mayıs ayında kapanma olmasaydı, turizm cari açığa ve kura katkı yapmış olsaydı, belki çok daha önceden enflasyon düşüşe geçecekti. Küresel gelişmeler, bizim daha önceden başlattığımız sıkı para politikası duruşumuzun sonuçlarını biraz geciktirse de önümüzdeki aylardan itibaren enflasyonda belirgin bir düşüşün olacağını ifade ediyoruz."

"Bu algı doğru değil"

Tüketici ve üretici enflasyonundaki farka ilişkin soru üzerine Kavcıoğlu, ÜFE'nin çok yükselmesinin TÜFE açısından da risk oluşturduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"Türkiye'de zaten TÜFE'ye etkisinin şu ana kadar önemli bir kısmını gördük. Yurt içi Üretici Fiyat Endeksinde (Yİ-ÜFE) vergiler hariç satış fiyatı, TÜFE'de ise vergi dahil fiyatlar değerlendiriliyor. Kapsam anlamında da hizmetler tüketici fiyatları içinde. Buradaki gelişmelere baktığınız zaman benzinde artış olduğunda vergiden dolayı üretici fiyatlarında artış söz konusu ama tüketici tarafında büyük yansıması olmuyor. Eşel mobil sisteminde daha da kısıtlı bir yansıma oluyor. Dolayısıyla 'Üretici fiyatları yüzde 40'a çıktı, tüketici fiyatları da bu noktaya taşınacak.' gibi bir algı var, bunun doğru olmadığını ifade ediyorum."

Kavcıoğlu, enflasyon beklentisinin tüketici davranışlarını şekillendirdiğine işaret ederek, toplumsal mutabakatın oluşturulması noktasında fiyatların ani, olduğundan fazla yükseltilmemesi ve bunun iyi bir zeminde konuşulmasının enflasyonun geleceği açısından önemli olduğunu vurguladı.

(Sürecek)

Kaynak: AA