Başbakan Yardımcısı Bozdağ, Aa Editör Masası'nda

Kadir Karakuş - Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, kız çocuklarının eğitim kesintisiz diye değil, zorunlu olduğu için okula gittiklerini belirterek, "Şu anda eğitim zorunluluğu 12 yıla çıkartılıyor, dolayısıyla ülkemizde köyde, beldede, ilçede, ilde olsun nerede yaşıyorsa yaşasın bütün kız çocukları 12 yıl zorunlu eğitime tabi tutulacaktır, 12 yıl okuyacaklardır. Çocukları erkenden çalıştırma, başka yerlere yöneltme gibi şeylerin de önüne geçilmiş olacaktır. 12 yıl sistemin içerisinde tutulan evlatlarımız daha nitelikli olarak hayatlarını tanzim etme ve ileriye yürüme imkanı bulacaklardır" dedi.

Bozdağ, AA Editör Masası'nda Anadolu Ajansı'nın yurt dışı, yurt içi temsilcileriyle birim editörlerinin sorularını yanıtladı.

Zorunlu eğitimi 12 yıla çıkaran ve kamuoyunda "eğitimde 4+4+4" uygulaması olarak bilinen kanun teklifine bazı sivil toplum kuruluşlarıyla siyasi partilerin tepki gösterdiğinin anımsatılarak, neden böyle bir değişikliğe gereksinim duyulduğunun sorulması üzerine Bozdağ, konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Bekir Bozdağ, 8 yıllık kesintisiz eğitimin ideolojik bir kararın Türkiye'ye dayattığı bir sonuç olduğunu, Türkiye'de eğitimin süresinin uzun olmasına kimsenin itirazı etmediğini ve yapılacak düzenlemeyle zorunlu eğitimin 8 yıldan 12 yıla çıkartılacağını belirterek, "Bizim teklifimiz, daha iyi, kaliteli eğitim almayı, üniversiteye gitmeyen insanımızın dahi eğitim sürecinde en az 12 yıl kalmasını zorunlu kılan bir düzenlemedir. Bu alkışlanacak bir adımdır. Çünkü bütün insanları, zorunlu olarak, ama kesintili olmak kaydıyla 12 yıl eğitim mekanizması, sistemi içerisinde siz tutuyorsunuz ve orada bir eğitim öğretim faaliyeti yapıyorsunuz. Bu önemli, tarihi bir adımdır" diye konuştu.

-" 28 Şubat'ta nasıl bakıyorlarsa şimdi de öyle bakıyorlar"-

Kanun teklifine ilişkin eleştirileri ideolojik bir duruş olarak izah ettiğini, ancak eğitim konusunun ideolojilerden ve siyasi mülahazalardan öte değerlendirilmesi gerektiğini ifade eden Bozdağ, şunları söyledi:

"28 Şubat'ta bu konuya nasıl bakıyorlarsa, o gün bakanlar şimdi de öyle bakıyor. Bu konu ideolojilerden, siyasi mülahazalardan öte değerlendirilmesi gereken bir konu, ülkemizin geleceğiyle, evlatlarımızın geleceğiyle ilgili, neslimizin inşasıyla ilgili bir konu. Biz böylesi bir konuyu ideolojik kaygılarla tartışırsak kendimiz kaybederiz, ülkemizin de kaybetmesine neden oluruz. Bu konu ideolojilerin üzerine bina edilemez, ideolojik gözlerle değerlendirilemez. Bu konu Türkiye'ye 8 yıl kesintisiz eğitimin ne kazandırdığı, ne kaybettirdiği tecrübesi, dünyadaki bu konudaki uygulamaların ortaya çıkardığı tecrübelere bilimsel nazarla bakarak daha iyi değerlendirilebilir. Maalesef ideolojik olanlar, 28 Şubat'ta buna alkış verenler yine yeni süreçte de yapılanlara karşı duruyorlar. Bu duruş bilimsel değil, ülke yararına değil, sadece kendi ideolojik çıkarlarına uygun bir duruş olduğunu düşünüyorum."

Kesintisiz 8 yıl zorunlu eğitimin doğurduğu sonuçların iyi incelenmesi gerektiğini belirten Bozdağ, şunları kaydetti:

"Artık köylerde, beldelerde, küçük ilçelerde yetişen çocukların üniversiteye giriş oranları neredeyse sıfıra yaklaşmıştır, rakamlar ortada, alın bakın. Ancak şehirde okuyan çocukların daha çok üniversitelere girdiğini görüyorsunuz. Toplumun belli bir kesiminin 8 yıllık eğitimi bitirdikten sonra daha kaliteli liseye girme şansı, çok zeki, çalışkan olsa bile imkanların azlığı, fırsat eşitliğinin tam olmaması nedeniyle çok az. Bu kişilerin yarıştan düştüğünü ve üniversiteye giremediğini görüyorsunuz. Burada Türkiye adına büyük kayıp var, 8 yıllık eğitimle ülkenin büyük bir kısmının yolu kesilmiş oldu."

-"Türkiye'de bugün çıraklık, mesleki eğitim ölmüş durumdadır"-

Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Türkiye'nin ihracatının bugün 135 milyar lirayı aştığını, Türkiye'nin hiç olmadığı kadar teknik, ara elemanı ve meslek mensubuna ihtiyaç duyduğunu vurgulayarak, ilerlemiş ülkelerin teknik, ara elamanı ve meslek mensubu ihtiyaçlarını gidermek için projeler geliştirdiğini, çalışkan, zeki, üretebilecek gençlerin bu alanlara kanalize edildiğini, Türkiye'nin de gelişmiş ülkelerin tecrübelerinden yararlanarak adımlar attığını anlattı.

"Geçmiş dönemde imam hatip liselilerinin önünü kesmek düşüncesiyle Türkiye'nin teknolojisinin, sanayisinin ihtiyaç duyduğu ara elemanı alanını adeta yok eden adım atılmıştır" diyen Bozdağ, "Türkiye'de bugün çıraklık, mesleki eğitim ölmüş durumdadır. Siz bunun alt yapısını oluşturmadan, büyük bir sanayi ülkesinin, ihracatı her geçen gün artan bir ülkenin üretimini sürdürülebilmesi, kendi imkanlarıyla bunu mümkün kılması çok zor, onun için mesleki eğitimin önünü açmak lazım" dedi.

-"Türkiye'ye uygun bir sistemi getirmeye çalışıyoruz"-

Bozdağ, gelişmiş ülkelerdeki eğitim sistemlerinin incelendiğini, Türkiye'nin de daha önce yaşadığı tecrübelerin kendilerine yol gösterdiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Eleştirenler, Almanya'da 8 seneden sonra ne yönlendirme yapılıyor, Amerika'da, başka ülkelerde bu iş nasıl yapılıyor, ona bakacaklar. İleri ülkelerin uyguladığı bir modeli Türkiye kendisine alırken ve esnek bir eğitim sistemi ortaya koyarken, Türkiye'nin hayrına adım atarken, ideolojik duranlar bakacaklar, ileri ülkeler ne yapıyor, biz ne yapıyoruz, bugün ne yapılmak isteniyor. Bugün ileri ülkelerin yapmak istediğini biz kendi ülkemizde, 1997'den bu yana yaşadığımız olumsuz tecrübeden ders alarak, başka ülkelerin ortaya koyduğu tecrübelerden de ders alarak, Türkiye'ye uygun bir sistemi getirmeye çalışıyoruz ve bu ülkemizin nesilleri açısından, sanayicisi, eğitimi açısından, özellikle altını çizerek söylüyorum kızlarımızın tamamının 12 yıl eğitimi zorunlu alması bakımından son derece önemlidir.

Eleştiriliyor, 'kız çocukları eğitimin dışına çıkacak' diye, ama eğitim zorunlu. Kız çocukları eğitim kesintisiz diye okullara gelmiyor, zorunlu diye geliyor. Şu anda eğitim zorunluluğu 12 yıla çıkartılıyor, dolayısıyla ülkemizde köyde, beldede, ilçede, ilde olsun nerede yaşıyorsa yaşasın bütün kız çocukları 12 yıl zorunlu eğitime tabi tutulacaktır, 12 yıl okuyacaklardır. Çocukları erkenden çalıştırma, başka yerlere yöneltme gibi şeylerin de önüne geçilmiş olacaktır. 12 yıl sistemin içerisinde tutulan evlatlarımız daha nitelikli olarak hayatlarını tanzim etme ve ileriye yürüme imkanı bulacaklardır. Bu tarihi ve önemli bir adımdır. Yanlış bir uygulamaya, körü körüne ülkeyi mahkum etmeye, birilerinin ideolojik dayatmasıyla kendi ülkemizin ve kendi nesillerimiz geleceğini ateşe atmaya kimsenin hakkı yoktur. Eğitimin doğru bir şekilde yapılması lazım. Bu teklif, doğru şekilde yapılmanın yolunu gösteren tekliftir."

- ANKARA