28 Şubat'ta Arkadaşlarımız Okuldan Kopup Gitti" - Tekirdağ

ERGÜN HAKTANIYAN - KYK Tekirdağ Yurt Müdürü Ufuk Nas (32), 28 Şubat öncesinde eğitim gördüğü imam hatip ortaokulunda 700 öğrencinin bulunduğunu fakat 28 Şubat sonrasında alınan kararlarla okula devam eden kişi sayısının 100 kişiye kadar düştüğünü belirterek, "Bize o dönem bir asimilasyon politikası yapıldı." dedi.

Nas, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 28 Şubat sürecinin Türkiye tarihinde baskı ve zorlamalarla geçen bir dönem olduğunu ve bu dönemi çocuk yaşta yaşadığı için hiç unutamadığını söyledi.

Ortaokula Trabzon'un Arsin ilçesindeki Arsin İmam Hatip Ortaokulunda başladığını belirten Nas, küçük bir ilçede bile 28 Şubat döneminde imam hatipte okuyan öğrencilere yapılan baskının fazla olduğunu anlattı.

Nas, baskılardan yılmadığını ifade ederek şunları kaydetti :

"İmam hatipe 1995-96 eğitim öğretim yılında başladım. Okulumuz ilçede küçük bir ortaokuldu. Daha sonra imam hatipe olan yoğun talepten dolayı daha büyük bir okul yaptılar ve okulumuz taşındı. Biz okula gittiğimizde inşaattı. Biz okula toprak bir yoldan, inşaat pisliğinin içerisinden giderek okula gidiyorduk. Okul inşaatındaki odunları, fareleri ve diğer hafriyatları biz imam hatipliler atmıştık. Oranın her türlü sıkıntısını biz çekmiştik. 28 Şubat öncesinde okulumuzda eğitim gören 700 imam hatipli öğrenci vardı. Daha sonra imam hatipler kapatılınca, diğer öğrenciler liseyi başka okulda okumaya gittiler. Bize o dönem bir asimilasyon politikası yapıldı. O arkadaşlarımız okuldan kopup gittiler. Liseyi başka yerde okudular. Ben ve diğer 7 sınıf arkadaşım imam hatipi bırakmadık. Burada okuyacağız dedik. Okulumuzda o dönem 700 kişilik bir okuldan 100 kişi kalmıştı."

"Yılmadık ve okulumuzu bırakmadık"

Kapatılan imam hatip ortaokulunun yerine başka okullardan öğrenci nakledildiğini, aynı okulda hem imam hatip liselilerin hemde ortaokul öğrencilerin bir arada eğitim gördüğünü aktaran Nas, bu şekilde ikilik oluşturulmaya çalışıldığı vurguladı.

Nas, imam hatipli olmanın dezavantajını eğitim hayatı boyunca yaşadığını vurgulayarak şöyle konuştu :

"Mekan aynı öğrenci aynı ama imam hatipli değil. Derse giren öğretmenler bile aynı. İmam hatipli olmasın ama mekan aynı olsun, öğretmende öğrencide aynı olsun dediler. Bizim okulumuz imam hatip lisesi mi? Başka bir ortaokul mu? Orada bize bir baskı yapıldı diye düşünüyorum her ne kadar öyle değil deseler bile. Biz yılmadık ve okulumuzu bırakmadık. O dönemde yapılan uygulamalarda bize boşuna okuyor muamelesi yapılıyordu. O dönemde ilçede üniversiteyi kazananlar sadece bizim okuldandı ve sadece imam hatipli arkadaşlar kazandı. Düz lisede üniversiteyi kazanan yoktu. O dönemde 100 kişilik kontenjanı olan İlahiyat Fakültelerini 50 kişiye düşürüyorlardı. İlahiyat okuyan adamı dış dünyaya başı boş bir insan olarak sürmek istiyorlardı. O dönemde tavan puan 300'dü ben eşit ağırlıktan 273 puan aldım. O dönemde Marmara Hukuk en yüksekti ve ben orayı çok rahat kazanabilirdim. Öyle bir ayarlamışlar ki ful yapsam dahi en düşük hukuk fakültesine gidemiyoruz. Bir avukatın bile imam hatipli olmasını istemiyorlardı. Doğruyu savunacak kişinin imam hatipli olmasını istemiyorlardı."

İmam hatiplilerin eğitim hayatındaki engellerin kaldırıldığını ve bu durumun sevindirici olduğunu anlatan Nas, 3 çocuğu olduğunu ve onlarında eğitimlerini imam hatipte almaları için çaba göstereceğini kaydetti.