Başbakan Davutoğlu, Avrupa Parlamentosu'nun Aldığı Kararı Değerlendirdi

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Avrupa Parlamentosu'nun 1915 olaylarına ilişkin aldığı kararı değerlendirerek, "Barışa hazırız, acıları paylaşmaya hazırız ama boyun eğmeye geldiğinde bize kimse boyun eğdiremez" dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Başbakanlık Çankaya Köşkü'nde düzenlenen toplantıda 'Yargı Reformu Stratejisi'ni açıkladı. Açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevaplayan Davutoğlu, bir gazetecinin, "Seçim beyannamesinde de açıkladığınız başlık vardı, Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru konusunda, özellikle de mahkemeye getirdiği iş yükü nedeniyle mahkemenin işlevselliğine zarar verme ihtimali karşısında bu uygulamayı yeniden gözden geçireceği şeklinde yer aldı seçim beyannamesinde. Bu da şöyle yorumlandı; Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru nedeniyle verilen kararlardan sonra hükümetin bazı kararlardan rahatsız olduğu ve bu nedenlerle yeni bir düzenlemeye ihtiyaç duyulduğu yönünde. Nasıl bir düzenleme yapılacak?" sorusuna, "Bireysel başvuru hakkını getiren bizim hükümetlerimizdir. Bireysel başvuru hakkını da savunan anayasa reformuna koyan AK Parti hükümetleri. Dolayısıyla bireysel başvurudan herhangi bir şekilde rahatsızlık duymamız söz konusu değildir. İstinat mahkemelerinde söylediğim gibi, yüksek mahkemeleri, Anayasa Mahkemesi, yargı, Yargıtay, bütün yüksek mahkemeler, aynı zamanda içtihat makamları, yapının yargının içtihat üzerine yeniden yapılandırılmasını sağlar. Daha ilk aşamada binlerce dosya önüne geldiğinde esas işlevini göremez hale gelir. Daha önceki Anayasa Mahkemesi başkanımızla da geçen hafta ziyaretime gelen yeni Anayasa Mahkemesi başkanıyla konuştuğumda hepsinin ortak tecrübeler, 2010'den sonra yaşadığımız tecrübeler sonrasında Anayasa Mahkemesi'ndeki birikimden onların duyduğu rahatsızlık var, bizim değil. Rahatsızlıktan kastettiğim bu görevi yaparkenki rahatsızlık değil ama düşünün ki 30 bini aşkın bireysel başvuru var. Anayasa Mahkemesi'nin kapasitesi belli çünkü. Anayasa Mahkemesi bütün dosyalara bakmak için örgütlenmiş bir mahkeme değil. İlk aşamalarda halledilebilecek konular bile Anayasa Mahkemesi'ne götürülüyor. Anayasa Mahkemesi bu sefer gerçek işlevini yapamaz hale geliyor. Dolayısıyla hükümetimizin hiçbir rahatsızlığı yok. Bireysel başvuruyu biz getirdik. Anayasa Mahkemesi'nin gördüğü ihtiyaç dolayısıyla Anayasa Mahkemesi bizden bağımsız olarak ihtiyaçlarını tespit eder ve o ihtiyaçlara göre gerekli tedbirleri alır. Burada söz konusu olan bir tür filtreleme veya süzgeç mekanizmasıyla kendi içinde kurduğu bir mekanizma söz konusu burada. Bireysel başvurunun Anayasa Mahkemesi'ni birinci mahkeme haline getirmesini engelleyecek tarzda Anayasa Mahkemesi bünyesinde yapılan çalışmalar" yanıtını verdi.

Başbakan Davutoğlu, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Bireysel başvuruyu biz getirdik. Vatandaşlarımızın hakkını, hukukunu koruyan her şekli savunuruz, savunmaya devam edeceğiz. Anayasa Mahkemesi'nin kendi büyük ve önemli işlerini engelleyecek bir iş yüküyle karşılaşması durumunda Anayasa Mahkemesi kendi tedbirini alır. Bu tedbirler, Anayasa Mahkemesi'nin kendi iç mekanizmalarıyla olacak. Biz, siyasi olarak hiçbir zaman yapmadık. Bundan sonra da şu dosyaya bakın, şunu şöyle yapın bir şeyi zaten söz konusu değil sistem içinde. Yargı bağımsızlığı burada esastır. Yargı da kendisiyle ilgili konularda bu tür tedbirler alır. Bunu düzenleme ihtiyacı var. 30 bin dosyadan bahsediyoruz. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin önünde bile bu kadar dosya yok. Dolayısıyla bu Anayasa Mahkememizi ilgilendiren bir husustur. Onlar da bu görevlerini ve misyonlarını en etkin şekilde yapacak tedbirleri alırlar."

AVRUPA PARLAMENTO'SUNUN ALDIĞI KARAR

Avrupa Parlamentosu'nun aldığı karar ve Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz ile yaptığı görüşmenin sorulması üzerine Başbakan Davutoğlu, "Maalesef 1915 olaylarının 100. yılında da istismara açık birçok yerde ve konuyla doğrudan ilişkili olmayan kişi ya da kurumlar tarafından açıklamalar yapılıyor. Dini bir otorite, Papalık makamı, bir açıklama yapıyor. Dini otoritelerin görevi, uluslararası barışı teşvik edici açıklamalar yapmaktır. Aslında, bu yapılmaması gereken bir şey. Böyle bir yoruma ihtiyaç duyacak adımlar atılmaması lazım" dedi.

Avrupa Parlamentosu'nda bir kararın alındığını söyleyen Davutoğlu, bu parlamentonun birçok marjinal grubun olduğu, çok az katılımla da kararların çıkabildiği, o açıdan da bu tarz birçok kararın son derece gayri ciddi muhatap alınmayacak kadar gayri ciddi olduğu bir yapıya sahip olduğunu ifade etti. Avrupa Parlamentosu'nun yapısına değinen Davutoğlu, "Dini bir otoritenin yaptığı açıklama ne kadar geçersizse, ki o zaman bütün tarihin dosyalarını açar ve geçen süreyi de açarız. Dün Sayın Schulz'a da söyledim. Eğer Avrupa tarihini açarsak Afrika, Asya'da neler yapıldığını, Avustralya'da neler yapıldığını, nerede Kızılderililer, nerede Afrika kabilelerinin birçoğu nasıl yok oldular? Tarihten nasıl silindiler? Eğer tutup onları entelektüel olarak tartışırız ama siyasal bir baskı haline dönüştürürlerse buna hiçbir zaman taviz vermeyiz" diye konuştu.

"BİZDE GETTOLAR OLMADI"

"Bu, Avrupa'daki ırkçılığın yeni bir yansımasıdır" diyen Davutoğlu, her aşamada 1915 olaylarının acılarını paylaşacaklarını ifade etti. Gettonun Avrupa'nın eseri olduğunu anlatan Davutoğlu, gettonun olduğu yerde etnik ayrımcılığın, sonra da soykırımın olduğunu dile getirdi. Davutoğlu, "Bizde gettolar olmadı, savaş şartlarında yaşanan olağanüstü acılar oldu" ifadelerini kullandı.

Davutoğlu, "Önümüzdeki birkaç gün içinde bütün ülkelerin parlamentolarını, liderlerini buradan uyarıyorum. Kim olursa olsun, milletimizi tarih mahkemesi karşısına tarihi bilgiden yoksun olarak çıkarıp yargılamaya kalkan kim olursa olsun ona karşı açık ve net tutumuzu sergileriz. Barışa hazırız, acıları paylaşmaya hazırız ama boyun eğmeye geldiğinde bize kimse boyun eğdiremez" dedi.

Davutoğlu, Avrupa Parlamentosu Başkanı Martin Schulz'a bir mektup yazdığını da belirterek, "Kapsamlı bir mektupla tutumumuzu bir kez daha kendilerine ilettim" diye konuştu. - ANKARA