Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Bosna Hersek'te

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Kosova'da yapılan operasyonlarda 12 imamın gözaltına alınmasıyla ilgili, "Maalesef birileri, yapılan o işlerin üzerinden Türkiye'de 'acaba hükümeti nasıl yıpratırım' telaşı içerisinde hareket ediyor. Haksız şeyler bunlar. Bunlar yanlış şeylerdir. Türkiye, bu ülkelerde aşırılığı değil, tam tersine tarihten gelen dayanışmayı, birliği ve bizim o Anadolu kültürünü, Balkanlar'ın o hoşgörü ve barış kültürünü yaymaya çalışıyor" dedi.

Demokratik Eylem Partisi (SDA) Genel Başkanı Süleyman Tihiç'in cenaze törenine katılmak üzere, beraberindeki heyetle Bosna Hersek'in başkenti Saraybosna'ya gelen Kurtulmuş, cenaze töreninin ardından restorasyonu Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) tarafından yapılan Fatih Sultan Mehmed Camisi'ni ve Bosna Hersek'in ilk cumhurbaşkanı merhum Aliya İzzetbegoviç'in Kovaçi Şehitliği'ndeki kabrini ziyaret etti.

Burada AA ve TRT'ye açıklamada bulunan Kurtulmuş, gündemdeki önemli konuları değerlendirdi.

Kosova polisinin yaptığı operasyonlarda, 12 cami imamının gözaltına alınması ve terör suçları ve eylemleri için asker toplamakla suçlanmalarına değinen Kurtulmuş, Kosova'da enteresan şeylerin yaşandığını söyledi.

Kurtulmuş, Kosova'da olan olaylardan daha önemlisinin, Türkiye'de Kosova'daki olayları bahane ederek bazılarının bulanık suda balık avlamaya çalıştığını belirterek, "Son derece haksız, son derece anlamsız bir kampanyayı Türkiye'ye karşı yürütmenin ilk adımlarını atıyorlar. Öncelikle şunu söylemek lazım: Türkiye'nin nasıl burada Bosna Hersek ile olan ilişkisi tesadüfi bir ilişki değilse, Kosova ile olan ilişkisi de tesadüfi bir ilişki değildir" şeklinde konuştu.

Türkiye'nin hem Kosova ve Bosna Hersek ile hem de tüm diğer Balkan milletleriyle tarihten gelen kadim bir ilişkisinin bulunduğuna işaret eden Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"O ilişkinin temelinde de Anadolu erenlerinin getirmiş olduğu kültür var, gönül dili var. Dolayısıyla Türkiye ile tüm bu Balkan milletlerini birleştiren şey budur. Demin de ifade ettim, bir tarafta İslam adına her türlü aşırılığın, nefretin ortaya konulduğu bir anlayış, bir tarafta da bunu bahane ederek İslam'ın üzerine bir sürü senaryolar kurmak isteyen bir anlayış. Tam da bu noktada, Anadolu erenlerinin, Horasan erenlerinin Balkan topraklarında geliştirdiği dile ihtiyaç var. Bunun için bizim kurumlarımız buralarda faaliyet gösteriyor. Bizim TİKA'mız, bizim Yunus Emre Enstitümüz, bizim Yurtdışı Türkler Başkanlığımız, bizim Diyanet İşleri teşkilatımız, Vakıflar Genel Müdürlüğümüz, elimizden ne gelirse, burada o kültürü, yani burada Osmanlı'nın canlandırdığı o kültürü, çok kültürlü, çok dinli, farklı medeniyetleri bir arada yaşatmayı başarmış olan o kültürü, yani çok açık bir şekilde Balkanlar için söylemek gerekirse Sarı Saltuk'un ve Yunus Emre'nin kültürünü burada yaşatmak için varız."

"Esasında IŞİD gibi birtakım radikal unsurlara karşı duracak olan dil de budur, bakış açısı da budur, kültür de budur" diyen Kurtulmuş, "Biz bunun mücadelesini verirken, birileri Kosova'da birtakım işler yapmaya çalışıyor. Maalesef Türkiye'de de birileri, yapılan o işlerin üzerinde Türkiye'de 'acaba hükümeti nasıl yıpratırım' telaşı içerisinde hareket ediyor. Haksız şeyler bunlar. Bunlar yanlış şeylerdir. Gerçekten hiçbir şekilde Türkiye bunu hak etmiyor. Bunları söyleyerek bulanık suda balık avlamak isteyenler, esas IŞİD'in ekmeğine yağ sürenler onlardır. Sarı Saltuk'un kültürü olmayacak da kimin kültürü olacak buralarda. O zaman işte siz radikalliğe, aşırılığa zemin hazırlamış olursunuz. Bunu biliyor yapanlar da. Ama bütün milletlere açık bir şekilde bunu göstermek de bizim vazifemiz. Yaptıkları haksızlıktır, edepsizliktir. Türkiye, bu ülkelerde aşırılığı değil, tam tersine tarihten gelen dayanışmayı, birliği ve bizim o Anadolu kültürünü, Balkanlar'ın o hoşgörü ve barış kültürünü yaymaya çalışıyor. Bunun için biz mücadele ediyoruz. Dolayısıyla tüm bu haksız çalışmaları, olduğu gibi bunları yapanlara havale ediyoruz. Reddediyoruz. Bu anlamda da yaptıklarının aslında tarih önünde onları sorumlu kılacağını ifade ediyoruz" ifadesini kullandı.

-Tampon bölge açıklamaları-

Kurtulmuş, Türkiye'nin başından itibaren kendi güvenliği ile ilgili her türlü çalışmayı titizlikle sürdürdüğünü ifade ederek, "Burada ABD ve belki diğer koalisyon ortakları için Suriye ve Irak toprakları, 'uzakta bir yerdir' ama Türkiye için hemen komşumuz olan bir yer" dedi.

Türkiye'ye geçen hafta 18 saate 70 bin, dört gün içinde ise 150 bin kişinin Suriye'den giriş yaptığını hatırlatan Kurtulmuş, Türkiye'nin 2011 yılı Nisan ayından bu yana 1.5 milyon Suriyeli mülteciyi barındırdığına dikkati çekti.

"Türkiye'nin sorunu sadece mülteciler sorunu değildir" diyen Kurtulmuş, sözlerine şöyle devam etti:

"Mültecilerin vermiş olduğu büyük birtakım yükler olduğunu biliyoruz. Ama onun ötesinde Türkiye'nin bir de güvenlik sorunu vardır. Dolayısıyla Türkiye kendi güvenliğini, sınır güvenliği başta olmak üzere, emniyet altına alacak güçtedir. Bu perspektifi de başından itibaren bütün koalisyon ortaklarıyla paylaşıyor. Bununla ilgili bütün gerekli çalışmalar yapılmıştır. Türkiye kendi tarafından, kendi açısından adımlarını atabilecek durumdadır. Tabi ki bölgedeki gelişmeleri köy köy, kasaba kasaba takip ediyoruz. Açık sınır kapsısı politikası ile herkesi kabul ederiz ama Türkiye toprakları içerisinde de birtakım tehlikelerin zarar vermesine asla müsaade etmeyiz. Bu anlamda da sınır güvenliğini tabi ki Türkiye alacaktır. Bunun için gerekiyorsa birtakım güvenli bölge çalışmalarını, titizlikle sürdürdüğü çalışmaları tamamlayacak, uygulamasını da yapacaktır."

-Bosna Hersek seçimleri-

Kurtulmuş, Bosna Hersek'te 12 Ekim'de yapılacak devlet başkanlığı ve parlamento seçimlerine de değinerek, seçimlerin son derece demokratik şartlarda cereyan etmesini temenni etti.

Üçlü Devlet Başkanlığı Konseyi üyeliğine yeniden aday olan Boşnak lider Bakir İzzetbegoviç hakkındaki görüşlerini de ifade eden Kurtulmuş, "Bosna halkının tamamı bizim dostumuzdur, kardeşimizdir. Ama Bakir İzzetbegoviç ile hem soyadından dolayı hem de buradaki görevi sırasında Türkiye ile kurmuş olduğunu yakın ilişkiler dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti devletinin yakın ilişkisi vardır. Sonuç itibarıyla biz burada güzel bir yarışın olmasını, demokratik bir yarışın olmasını ve sonuçları ne olursa olsun kazanının Bosna olmasını, özgür ve bağımsız Bosna olmasını temenni ediyoruz. Başta Bakir İzzetbegoviç olmak üzere, yarışta mücadele eden Boşnak kardeşlerimize de başarılar diliyoruz" ifadesini kullandı.

- Federation of Bosnia and Herzegovina