Biyoteknoloji Araştırma Merkezi'nin Açılış Töreni - Son Dakika
Güncel

Biyoteknoloji Araştırma Merkezi'nin Açılış Töreni

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Çalınan sorularla elde edilen makamlar aynen GDO'lu ürünler gibidir.

25.03.2015 15:08

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Çalınan sorularla elde edilen makamlar aynen GDO'lu ürünler gibidir. İnsan hakkına hukukuna tecavüz edeceksiniz, kendi yakınınızı, tanıdığınızı bu sorularla bir yere getireceksiniz ve bu yolla devleti denetim altına almaya çalışacaksınız. İşte bizim tam da 'paralel çete' dediğimiz husus bu" dedi.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Biyoteknoloji Araştırma Merkezi'nin açılış törenindeki konuşmasında, Davutoğlu, biyoteknolojinin mevcudiyetinin suni bir tarım üretimi artışı olmadığını, organik tarımın, muhafaza edilerek daha etkin bir şekilde yeniden üretimin sağlanması üzerine olacağını dile getirdi.

Başbakan Davutoğlu, Biyoteknoloji Araştırma Merkezi'nin açılışıyla Türkiye'nin bitki çeşitliliğinin özelliklerini, dünya teknikleriyle muhafaza edecek, geliştirecek ve bunları ıslah edecek kapasiteye kavuşacağını vurguladı.

Biyoteknolojinin etik boyutuna herkesin dikkat etmesi gerektiğini kaydeden Davutoğlu, "Biyoteknoloji sadece bir tekniğin geliştirilmesi ve onun üzerinden üretimi, sağlık ya da tarımla ilgili adımların atılması değil. Aynı zamanda büyük bir ahlaki ve etik boyut da getirir, o da klonlanma üzerinden. Bunun yol açabileceği insan neslinin tahribatına yol açabilecek boyutlar ya da tarımda GDO'lu ürünler üzerinden insanın dokusunu, doğasını da değiştirebilecek yediğiniz şeyler karakterinizi etkiler" ifadelerini kullandı.

-"Olumlu sonuçlar doğurur"

Başbakan Davutoğlu, bazen hayatı bütüncül görmekten kopulduğunu belirterek, konuşmasına şöyle devam etti:

"Zannediyoruz ki yediklerimiz nesnedir, biz özneyiz. Biz istediğimizi seçer, yeriz ve o bizi etkilemez. İnsanoğlu, sıradan bir depo değildir, yediğini depolayan sonra harcayan bir depo değildir. İnsanoğlu, o doğa içindeki üretimi kedisine taşıyan, onu şekillendiren ama onun tarafından da şekillenen bir varlığa sahiptir. Sürekli GDO'lu ürünler yiyen bir neslin, ne kadar suni, iki-üç nesil sonra aynı o lezzetli elmalardan suni, görünüşü güzel ama lezzeti olmayan elmalara geçildiği gibi nesillerimiz de bozulur. Biz, o bozulmayı fark ettiğimizde bir daha asli meseleye dönemeyiz.

Biyoteknololjk çalışmaların olduğu her yerde ister Sağlık ister Tarım Bakanlığı mutlaka etik bir boyut, hatta felsefi bir boyutu da içine katmak, eğitimin içinde onu vermek gerekir. Biyoteknoloji eğer sağlıklı genlerin muhafazası, bunun geliştirilmesi, ıslah edilerek etkinliğin artması yönünde çalışılırsa olumlu sonuçlar doğurur. Başta söylediğimiz niteliksel değişimlerin önü açılır. Ama aynı biyoteknoloji eğer suniliği ve onun üzerinde organik olamayan bir hayatı önüne çıkartırsa işte o zaman gerçekten varoluş anlamında kıyameti beklemek gerekir. Çünkü bir daha insanoğlu ve doğanın o çeşitliliği kazanması mümkün değil. "

Bu anlamda çevre, iklim, tarım ve sağlık bilincinin hepsinin birbirini tamamlayan hususlar olduğuna işaret eden Davutoğlu, Biyoteknoloji Araştırma Merkezi'nin bu perspektifle hayata geçirildiğine inandığını dile getirdi.

Başbakan Davutoğlu, artık toplumların birbiriyle iç içe yaşadığını, yanlış uygulamalar yaygınlaştığı zaman bir anda bütün ülkeyi, dünyayı etkisi altına alabileceğini vurguladı.

"Sulanabilir bütün alanların sulanması"

Kendisinin Dışişleri Bakanı iken Birleşmiş Milletler'de (BM) yapılan çevre toplantısına katıldığını hatırlatan Başbakan Davutoğlu, ilginç bir tartışma yaşandığını anlattı.

Davutoğlu, Dünya İklim ve Çevre Zirvesi için yapılan bir toplantıda birçok resmi görüşün ifade edildiğine değinerek, şöyle konuştu:

"Baktım ki herkes kendi ülkesinin perspektifiyle yazılı metinden resmi görüşlerini açıklıyor. Ama konu bütün insanlığı ilgilendiren bir konu. Yaklaşık 40 bakanın katıldığı bir toplantı, bir müddet sonra sıkıcı bir hal aldığında yazılı metni bir kenara bırakarak, bütün oradaki dışişleri bakanlarına ithafen şunu söyledim, şimdi resmi görüşümü okumayacağım size. Bunu herkese dağıtarak da okuyabiliriz. Ama sizi bir şeye davet ediyorum. Bizler dışişleri bakanları olarak dünyanın her yerinde ülkemizin ulusal pozisyonunu, milli görüşünü savunmakla yükümlüyüz. Bu bizim görevimiz ama iş çevre, iklim, tarım, insanlığın varoluşu söz konusu olduğunda, bizim ulus devletlerin dışişleri bakanları olarak değil de insanlığın içişleri bakanları olarak konuşmamız gerekir. Bütün insanlığın geleceğinden sorumlu bakanlar gibi davranmamız gerekir."

Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı başta olmak üzere, üniversitelere, tarım sektöründeki şirketlere, kurum ve kuruluşlara çağrıda bulunmak istediğini bildiren Davutoğlu, "Sizin üzerinize aldığınız emanet, insanlığın varoluşuyla ilgili bir emanettir, sıradan bir görev değildir. Herhangi bir şekilde kar dürtüsüyle, daha fazla kar edeyim dürtüsüyle kesinlikle tarımın, biyolojik çeşitliliğin dokusunu, doğasını bozacak ihtiraslardan uzak durun" dedi.

Başbakan Davutoğlu, GDO'lu ürünler üzerinden dış görüntüsü çok iyi ama içeride insanın kendi doğasını da değiştirecek yanlışlıklardan Türkiye'nin azat kılınması gerektiğine dikkati çekti. Devlet olarak her türlü tedbiri aldıklarını vurgulayan Davutoğlu, bu tedbirin yanında önemli olanın toplumsal bilinçlenme olduğunu dile getirdi.

"2023 hedefleri doğrultusunda 150 milyar dolara varan tarımsal üretim, 40 milyar dolara varan tarımsal ihracat planlıyoruz" diyen Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Bu anlamda 2023 hedeflerinde sulanabilir bütün alanların sulanması, toplumlaştırma üzerinden miras yoluyla parçalanmış bütün alanların birleştirilerek tarımın verimlilik alanının genişlemesi yönünde kesin kararlı bir politika benimsedik. İnşallah bu anlamda dünyanın en büyük ilk 5 hatta 3 tarım ülkesi arasına girmek için de 2023 yılına kadar çok yoğun bir şekilde çalışmaya devam edeceğiz. Birçok alanda projeyi gündeme soktuk, bunları takip etmeye devam edeceğiz. Türkiye'nin ilk EXPO'su olan 2016 Antalya Botanik EXPO'su ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Dünyanın ılıman iklim kuşağındaki en büyük bitkiler bahçesini Yalova'da hizmete açtık. Dünyanın 3. büyük tohum, gen bankasını 2010'da kurduk, bu yolla tohumlarımızı ve genlerimizi muhafaza etme imkanı bulduk. Türkiye'nin bütün tarımsal alanını takip eden, kayda geçiren, merkezden kontrolünü çiftçilerimizle interaktif bir şekilde sürecin yönetildiği bir bilgi sistem merkezini kurmuş olacağız."

-"Büyük hicap, ıstırap duydum

Başbakan Ahmet Davutoğlu, bilgiyle üretimi, teknolojiyle verimliliği bir araya getirdiklerini söyledi. Konya'da dün tarım fuarının açılışındaki mobil güneş enerjisiyle çalışan mobil sulama sistemi projesinin kendilerini heyecanlandırdığını dile getiren Davutoğlu, birçok Havza'da sulama sıkıntısı olduğunu, sıkıntının bu sistem yoluyla aşılabileceğini belirtti. Davutoğlu, "Patenti bize ait. Mesele bilgiyi aktarmak değil, bilgiyi aktarmak ya da teknolojiyi taklit etmek değil, mesele bilgiyi yeniden üretebilmek ve kendinizin ürettiği bilgi üzerinde teknolojiyi kurabilmek" dedi.

Bugünlerde herkesi üzen bir konuyla da bunu ilişkilendirmek istediğini ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Çalınan sorularla elde edilen makamlar aynen GDO'lu ürünler gibidir. İnsan hakkına, hukukuna tecavüz edeceksiniz, kendi yakınınızı, tanıdığınızı bu sorularla bir yere getireceksiniz ve bu yolla devleti denetim altına almaya çalışacaksınız. İşte bizim tam da 'paralel çete' dediğimiz husus bu. Bilginin paralelini kuracaksınız, sorunun paralelini oluşturacaksınız ve kendine has bir dünya kuracaksınız, biz buna izin vermedik vermeyeceğiz. Bilginin de gerçeğine saygı duyarız, sınavın da gerçeğinin sonuçlarına hepimiz saygı duyarız. Ama bir öğretim üyesi olarak da ilk bilgiler bana geldiğinde, ÖSYM KPSS ile ilgili, emin olun büyük hicap, ıstırap duydum. Bir hoca ya da bir öğrenci, en ufak ahlaki ilke almış olan birisi nasıl böyle bir şeye tenezzül eder, örgütler, nasıl böyle bir şey üzerinden mevki ve makama gelir de bunu da içine sindirir. Eğitim hayatının da devlet hayatının da en önemli ilkesi adalettir. Adalet söz konusu olduğunda kendi oğlunuz kızınız, kardeşiniz ile hiç tanımadığınız vatandaşınız arasında eğer bir an ayrımcılık yaparsanız işte o an adaleti de devleti de yok edersiniz, bütün bir ilkesel çerçeveyi de ayaklar altına alırsınız. Bunu bilgi temelli bir teknoloji, teknoloji temelli bir ekonomi, verimlilik üzerine oturmuş bir sosyal hayat için vurguluyorum."

Başbakan Davutoğlu, etik boyuttan arındırılmış bilginin, ahlaktan soyutlanmış bilginin ve siyasetin yaşama şansının bulunmadığını ifade ederek, herkesin öncelikli ve tek hedefinin, toplumdaki bu niteliksel dönüşümü teknoloji alanında gerçekleştirirken, ahlaki yozlaşma ve dönüşüme izin vermemek olması gerektiğini söyledi.

Niteliksel olarak teknolojinin geliştirileceğini ama ahlaki özün, varoluşsal, ilkesel, etik boyutunun güçlü şekilde muhafaza edileceğini ifade eden Davutoğlu, bu çerçevede Biyoteknoloji Araştırma Merkezi'nin teknoloji ve gen araştırmaları konularında yapacağı çalışmaların yanı sıra eğitim kurumu olarak insan yetiştirme yönüyle de teknolojiyle bütünleşik bilginin örneklerini sunacağını belirtti.

Başbakan Davutoğlu, merkezin oluşumuna katkıda bulunanlara teşekkür ederek, hayırlı olmasını diledi.

(Bitti)

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Biyoteknoloji Araştırma Merkezi'nin Açılış Töreni - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement