Çelik: Dezavantajım 'İşkolik' Olmamdır

AK Parti Şanlıurfa birinci sıra milletvekili adayı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski Bakanı Faruk Çelik, dün basın mensupları ile Nevali Otel'de bir araya gelerek partisinin seçim çalışmalarını anlattı.

Partisinin il başkanı Zeynel Abidin Beyazgül ve yönetim kurulu üyelerinin de yer aldığı buluşmada eski Bakan Çelik, son dönemlerde yaşanan çatışmalı ortamı ve seçim sürecini değerlendirdi. Konuşmasının ilk cümlelerinde 7 Haziran seçimlerine dikkat çeken Çelik, "AK Parti, 7 Haziran sonrası ülkeyi hükümetsiz bırakmamak için elinden geleni yaptı ama muhalefete uzanan eller havada kaldı. '2 Kasım'dan sonra koalisyonda olacağız' diyenler 'Bunu neden 7 Haziran'dan sonra yapmadı?' diye sormak istiyorum. Anayasa gereği 45 günlük geçici hükümet kuruldu. 45 günlük süre içerisinde bu partilerin anayasaya nasıl davrandığını gördük. Bakanlıklar verildi ama maalesef siyasi partiler emir hükümlerini yerine getiremeyeceklerini gösterdiler" dedi.

'ŞANLIURFA'YI İYİ BİLİYORUZ'

Şanlıurfa'da milletvekilliği yaptığı 24'üncü dönemin, daha çok işe endeksli bir dönem olduğunu belirten Bakan Çelik, "Kişileri şahsen tanıma, simaen tanıma ve esas mesele ise, kişilerin yararlandıkları Şanlıurfa'ya çeşitli katkılar sunma, kişilerle değil sorunlarla uğraşma dönemiydi. Bu dönem ise artık Şanlıurfa'yı daha iyi biliyoruz. Şanlıurfa'nın hem sorunlarıyla hem de Şanlıurfa'ya katkı sunan tüm kesimlerle iç içe olacağız" diyerek sözlerine devam etti.

'ŞEFFAF BİR İNSANIM'

Çelik, şahsen iş tutkunu ve şeffaf bir kişiliğe sahip olduğunu da sözlerine ekleyerek, "Birinci özelliğim şeffaflıktır. Beyaz kâğıt gibi, üzerine bir iğne ucu kadar leke kondurmayacağınız kadar siyaset çizgisini açık yürüten bir insanım. Bir dezavantajım 'işkolik' olmamdır. Hedeflerimi belirlemiş, ortaya koymuş isem onları gerçekleştirmek için gece gündüz, aile ve sağlığımı da bir kenara koyarak o hedeflerimi gerçekleştirmek için mücadele eden bir karaktere sahibim. Bu durum sosyal hayattan bizi koparsa bile millete hizmet yolunda söz vermişsek, işkolik anlayışımla sözlerimi yerine getiririm" diye konuştu.

'ŞANLIURFA SİYASİ HAYATIMA ÇOK ŞEYLER KATTI'

Konuşmasında sade bir insan olarak Urfalılarla buluştuğunu da ifade eden Faruk Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: "Piyasada fazla görünmemin ve zaman israf etmememin dezavantajını yakaladığımı ifade ediyorum. Bunu aslında dezavantaj olarak görmüyorum. İletişim ve algı yönetimi açısından bir dezavantaj bu durum. İşe kendinizi 5 saat vereceğinize, bir saat algı yönetimine verseniz, sizinle ilgili algı çok daha olumlu olabilir ama o zaman da iş yapamayabilirsiniz. Hiçbir zaman algısı iyi ama işi, verimliliği az olan bir siyasetçi pozisyonunda olmak istemedim. Makamları hiçbir dönemimde kendime çıkış yolu olarak gören bir insan olmadım. Sade bir insan olarak yaşadım. Sade bir insan olarak Urfalılarla buluştum. Bu samimiyeti de Urfalılarda gördüm, onların da bizde gördüğü inancındayım."

'SÜRECİ BOZANLAR KİM?'

Bakan Çelik, konuşmasında son dönemlerdeki çatışmalı ortama da değinerek, "İki buçuk yıllık çatışmazlık ortamının ne hale geldiğini görüyoruz. Çözüm sürecini baltalayanlar bu süre boyunca silah depolayanlardır. Yine Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca ilk kez bu kadar huzur ortamı için gövdesini taşın altına koyan Cumhurbaşkanımızın imajını bozmak için gayret edenler bu sürecin katilidir" dedi.

Çelik, konuşmasına şöyle devam etti: "Biz de Şanlıurfa'ya çok şeyler katmaya devam edeceğiz. 2011'de Şanlıurfa'ya geldiğimizde heyecan dolu, geleceğe dönük umut yayıldı memleketimize. Ümit var bir Şanlıurfa ile karşı karşıya idik. Şanlıurfa'ya birçok hizmeti kazandırmak için çalıştık. Beklentilerin yoğun olduğu ortam içerisinde, Şanlıurfa teşvikte 6. Bölge oldu. Sanayi ile tanıştı. İki OSB Bölgesini doldurdu. 12 bin 500 Şanlıurfalı gencimiz sadece bu alanda çalışmaya başladı. Hedefimiz 50 bin Urfalının çalıştığı bir sanayi bölgesini oluşturmak. Heyecan, umut olan bir tablo ile çalışmalarımızı sürdürdük. 2015 Şanlıurfa'sına geldiğimiz zaman, kaygı ve endişe dolu bir Şanlıurfa ile karşı karşıyayız şimdi. Tarlada çiftçi, pazarda esnaf, fabrikada işçi endişeli. Bu tablo kimin eseri? Değerli Urfalılar kendilerine sorsunlar. Umut dolu, geleceğe yürüyen bir Şanlıurfa ve bunun da semeresini almaya başlayan Şanlıurfa'ya cıvıl cıvıl otellerin dolu olduğu, otel sayılarının artmaya çalıştığı, turizm merkezlerine daha kolay ulaşılabilir. Bütün kültürel değerlerin ortaya çıktığı Şanlıurfa'dan daha fazla gelişme beklerken, havaalanına giriş, çıkış yapan uçak sayısının 50'ye yaklaştığı, Şanlıurfa'da yok denecek noktaya varmış iken, endişe ortamına sürüklüyorsanız, otelleri boş hale getiriyorsanız, turizm alanlarını insansız bir noktaya dönüştürüyorsanız, bu kültürel mirası ülkenize ve dünyaya taşıma imkanını elden kaçırıyorsanız bunun sorumlusu kim?"

Asgari ücretin 1300 TL olacağını da kaydeden Çelik, "Taşeron işçilerle ilgili yasa mecliste geçmiş ve bakanlar kuruluna sunulmuştu. Hükümet kurulamadığı için gerekli netice alınamadı. Kamuda çalışan taşeronlara iş güvencesi getirdik. Bakınız karayollarında çalışan yaklaşık 6 bin işçimiz bu anlayışla şimdi kadroya geçti. Aynı şekilde kamuda çalışanlara iş güvencesi gelecek. Taşeron işçiler artık çalışacak mıyım, çalışmayacak mıyım diye endişe etmeyecek ve iş güvencesine sahip olabilecek" şeklinde konuştu.

Toplantı gazetecilerin sorduğu soruların yanıtlanmasının ardından sona erdi.
(Kaynak: Gazeteipekyol)