Erdoğan: Türkiye'deki Son Çete Paralel Çetedir - Son Dakika
Politika

Erdoğan: Türkiye'deki Son Çete Paralel Çetedir

Erdoğan: Türkiye\'deki Son Çete Paralel Çetedir

Başbakan Erdoğan, "Türkiye'deki son çete paralel çetedir. Bunu da tasfiye ederek, Türkiye'nin ayağına takılmış prangaları kaldırmış olacağız." dedi.

11.04.2014 22:40  Güncelleme: 22:54
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, " Türkiye'deki artık son çete paralel çetedir. Bunu da tasfiye ederek, Türkiye'nin ayağına takılmış tüm prangaları ortadan kaldırmış olacağız" dedi.

Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde, Avukatlar Haftası Programı ve Hukuk Okulu 2. Sertifika Töreni'ninde yaptığı konuşmada, 12 yıl boyunca yargıda çok önemli reformlar yaptıklarını belirterek, özellikle 12 Eylül anayasa değişikliğinin, yargının sağlıklı ve hızlı işlemesi, büyük Türkiye'ye adım uydurması açısından hayati derecede önemli olduğunu söyledi.

Paralel yapının bu önemli reformları etkisiz kılmak için elinden geleni yaptığını dile getiren Erdoğan, bunları da aşacaklarını kaydetti.

Erdoğan, "Türkiye'deki artık son çete paralel çetedir. Bunu da tasfiye ederek, Türkiye'nin ayağına takılmış tüm prangaları ortadan kaldırmış olacağız" dedi.

Bu dönemde bir anayasa yapmayı ve 2023'e yeni bir anayasa ile yürümeyi istediklerini anlatan Erdoğan, "muhalefetin uzlaşmaz tutumu nedeniyle maalesef bunun gerçekleşmediğini" belirtti.

Uzlaşma Komisyonu'nda sayıya göre temsil aramadıklarını, AK Parti'nin 326 milletvekili ile 3, toplam milletvekili sayısı 220 olan diğer 3 partinin de 3'er kişiden 9 milletvekiliyle temsil edildiğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bütün bunlara rağmen bu çalışma yürütüldü. Bu kadar kendimizden feragat ettik. Niye? Yeter ki netice alalım, bir şey yapalım istedik. Bütün bu çalışmaları yapmamıza rağmen geldi geldi bir ara 47 maddede 4 parti de mutabık kaldı. Ben bir teklif yaptım. 'Burada takılmayın, hiç olmazsa gelin şu 47-48 maddeyi 15 günde geçirelim, bu iş bitsin, ondan sonra yola devam edelim'. Dediler 'Olmaz'. Aradan bir müddet geçti, ana muhalefetin genel müdürü '60 madde oldu, bu 60 maddede varım' dedi. Öyle deyince ben de hemen cevabımı verdim. Tamam, hemen arkadaşlarımı gönderdim. Arkadaşlarıma verilen cevap şu, 'Diğer iki partinin de olması lazım'. Bir tanesinin zaten kapısı kapalı, kapıyı açmıyor. Diğeri de diyor ki, o olmasa ben de yokum. Gelin yapalım bunu işte beraber. Ana muhalefet olarak ikimiz beraber bu işi rahatlıkla yapabiliriz. Bu değişikliği yapabiliriz. Bizim derdimiz üzümü yemek değil mi? 60 maddeye gelmişiz, bu 60 maddeyi hemen çıkaralım. 'Diğer ikisi de olması lazım' dediler. Peki yaramaz çocuk kim oldu? Yine biz olduk."

- "Millet bizden bunu bekliyor"

Başbakan Erdoğan, bugün de Hukukçular haftasında aynı teklifi yine yapacağını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ana muhalefet partisi varsa, bu üzerinde 4 partinin de mutabık kaldığı 60 maddeyi çıkarmaya varız. İşi yoluna koyalım, girelim. 60 maddeyi halledelim. Ondan sonra da çalışalım. Diğerleri katılmıyor, gel beraber çalışalım. İlla 4 parti olacak diye bir şey yok. Madem ki katılmıyorlar, varsın katılmasın, netice almak değil mi bizim derdimiz. Netice almak. Eğer 3. parti de geliyorsa o da gelsin. Ama bir diğeri gelmiyor, varsın gelmesin. Biz yola bakalım, yola girelim. Millet bizden bunu bekliyor, söz verdik millete... Hukukçular haftasında bunu tekrar söylüyorum. Ama gelmezler. Onlar bunalımdan yana, onlar huzursuzluktan yana, gelmezler gelemezler.

Milletime sesleniyorum, bakın benim ağzımdan çıkan söz tamamen parti grubumun sözüdür. Biz varız, yeter ki onlar da bu işe 'evet' desinler. Sadece ana muhalefetle beraber bunu yapmaya muktediriz. Zaten ikimiz 'evet' dersek, üçüncü bir parti gelir, belki dördüncüsü gelmeyebilir, varsın gelmesin. Biz umudumuzu yine de yitirmiş değiliz."

- "Adeta bir maşa gibi kullanıldı"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, muhalefet partilerini de eleştirerek, şöyle devam etti:

"17 Aralık darbe girişiminin ve 30 Mart seçimlerinin muhalefeti yeniden yapılandıracağına, Türkiye vizyonuyla buluşturacağına dair de inşallah umutlarımız var. Türkiye, inanın böyle bir muhalefetle geleceğe yürüyemez. Biz 2023, 2053, 2071 derken, torunlarımızın hesabını yaparken, bunlar hiçbir şeyin hesabını yapmıyor. 27 Mayıs 1960'ı aşamamış bir muhalefet zihniyeti var karşımızda, inanın öyle. Bu seçimlerde gördük. 'Biz İstanbul'u geri götüreceğiz' diyor. Bunu diyen bir muhalefetten ne olur? İşte İstanbullu da şamarını atar. Çünkü eğer 'geri götüreceğiz' derseniz, geri olan İstanbul'un akıbetini herkes biliyor. O İstanbul susuzdu, çöp dağlarıyla dayalı döşeliydi, hava kirliliği ile nefes alınamaz haldeydi. Böyle bir İstanbul'u İstanbullu ister mi? İstemez. Gereken cevabı da verdi.

30 Mart'ta hezimete uğrayan muhalefet, inanıyorum ki tabandan gelen taleple artık yeni bir yapılanmanın da içine girecektir. Sürekli kaybeden, sürekli başarısız olan bir muhalefet Türkiye'ye umut veremez. Pensilvanya'nın kuyruğuna takılacak kadar ilkelerinden, ideallerinden taviz veren bir muhalefet Türkiye'ye vizyon çizemez. 17 Aralık ve sonrasında muhalefet aldatıldı. Adeta bir maşa gibi kullanıldı ve 30 Mart'ta da bunun bedelini ödedi. Muhalefet genel başkanları da ortaya bir bedel koymak zorundadırlar."

- "30 Mart milat oldu"

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bugün gelecek adına her zamankinden daha umutlu olduklarını ifade ederek, şöyle konuştu:

"Hele hele siz değerli hukukçu kardeşlerimle umudumuz daha da artıyor. İnanıyorum ki sizler adaletin tesisi için bu sınırları daha da zorlayacaksınız. 30 Mart, demokrasinin, siyasetin, milli iradenin, özellikle de kardeşliğimizin güç kazandığı bir milat oldu. Milletin bize verdiği mesajları doğru okuyarak, yüklediği emaneti hakkıyla taşıyarak, geleceği hep birlikte inşa edeceğiz. Demokrasiyi, temel hak ve özgürlükleri daha da güçlendirecek, ekonomisi, iç ve dış politikasıyla kardeşliğiyle daha güçlü bir Türkiye'ye yürümeye devam edeceğiz. 'Çözüm süreci' dedik, 'milli birlik ve kardeşlik süreci' dedik, hamdolsun bunun neticelerini de almaya başladık. Siz değerli hukukçularımız sayesinde inşallah yargı da bu kutlu yürüyüşe ayak uyduracak, yargı da büyük Türkiye vizyonuyla kucaklaşacak. Üzerinizde büyük bir sorumluluk var. Bunu hakkıyla yerine getireceğinize yürekten inanıyorum. Bu güzel buluşmayı sağladıkları için Hukukçular Derneği'ne bir kez daha teşekkür ediyorum. Sertifikalarını alacak kardeşlerime başarılar diliyorum."

- Törenden notlar

Törene, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve AK Parti İstanbul İl Başkanı Aziz Babuşcu da katıldı.

Sertifika almaya hak kazanan öğrencilere sertifikaları, Başbakan Erdoğan, Adalet Bakanı Bozdağ ve Hukukçular Derneği Başkanı Cavit Tatlı tarafından verildi.

Katılımcılar, Başbakan Erdoğan'a sahneye çıkarken ve konuşması sonrasında yoğun sevgi gösterisinde bulundu. Erdoğan'ın konuşması zaman zaman alkışlarla kesildi.

Törenin sonunda, Hukukçular Derneği Başkanı Tatlı, Başbakan Erdoğan'a hediye verdi. Ardından dernek üyeleri Başbakan Erdoğan ile toplu fotoğraf çektirdi.

Kaynak: AA

Son Dakika Politika Erdoğan: Türkiye'deki Son Çete Paralel Çetedir - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement