Fenerbahçe ve Galatasaray Bizden Korkuyor' - Son Dakika
Spor

Fenerbahçe ve Galatasaray Bizden Korkuyor'

Fenerbahçe ve Galatasaray Bizden Korkuyor\'

Türkiye Erkekler Hentbol Süper Ligi’nde üst üste beşinci şampiyonluğuna ulaşan Beşiktaş Hentbol Takımı’nda başarının mimarları antrenör Müfit Arın ve idari menajer Berk Karahan, Totemspor’un sorularını yanıtladı.

26.02.2014 17:17
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

2012-2013 sezonu öncesinde "Feda" diyen Beşiktaş, A takımlar seviyesinde sezonu bir kupayla kapadı. Antrenör Müfit Arın ve idari menajer Berk Karahan, Siyah-Beyazlıların kazandığı yegane kupayı Totem spor'a anlatırken, hentbolun gelişimi için izlenmesi gereken yol planını da çizdi.

Hocam öncelikle tebrikler. Hentbolda Türkiye şampiyonu olarak Beşiktaş'ın bu sezon A takımlarda kazandığı tek kupayı elde ettiniz. Sizinle Türk hentbolunun durumunu da konuşacağız tabii ki ama isterseniz kazandığınız kupadan başlayalım. Bize biraz bu kupanın hikayesinden bahsedebilir misiniz?

Müfit Arın: Bu bizim için her temmuzun 20'sinden sonra başlayan 10 aylık bir maraton. Hazırlık dönemi, hazırlık maçları, Şampiyonlar Ligi, Süper Kupa, lig ve Türkiye Kupası'nı içeren bir süreçten bahsediyorum. Biz bu sezon hazırlık maçları hariç 50'ye yakın maç yaptık. Beşiktaş olarak bizim şöyle bir handikapımız var. Kime sorarsanız sorun, Beşiktaş baştan kupayı alan, hedefine sezon başlamadan ulaşmış bir takım olarak gösteriliyor ki bu bir takım için en sakıncalı şey. Herkes peşin hükümlü davransa da hiçbir şey göründüğü gibi değil.

İşin içerisinde inanılmaz bir çalışma ve gayret var tabii ki.

Müfit Arın: Ekip olabilmek çok önemli. Biz iyi bir ekip olduğumuzu düşünüyoruz. Teknik ekip, teknik ekibin yönetim ve sporcularla uyumu çok önemli. Bir de bunları havaya sokan taraftar grubumuz var. Özellikle son dönemde yönetim sonuna kadar arkamızda. Bunların getirdiği bir güven var. 9 sezondur her maça "nasıl olsa yeneceğiz" diye sahaya çıktığımız için oyuncuları motive etmek çok zor. Doğal olarak rakipler de Beşiktaş'a sürpriz yapabilmek için hep farklı bir motivasyon içinde oluyor. Siz de buna karşı bir direnç göstermek durumundasınız. Ama bu kolay değil, bu nedenle ara sıra beklenmedik yenilgiler alıyoruz.

BAŞARILIYIZ AMA BU YETERLİ DEĞİL

Bu başarılı grafik rehavete kapılmanıza neden oluyor mu?

Müfit Arın: İster istemez. Kapılmayan insan ve takım olmaz. Bunun getirdiği bir zorluk var. Arada aldığımız darbeler ayaklarımızın yere basmasını ve yenilmez ya da mükemmel olmadığımızı fark etmemizi sağlıyor. Ama iyiye ulaşmak için çaba sarf eden bir takım var. Tabi Avrupa kulvarında durum çok farklı. Örneğin Challenge Cup'ta finale kadar gidebilme şansımız olabilir. Şampiyonlar Ligi'nde Türkiye'deki basketbol takımlarının bütçesine sahip takımlarla, EHF Kupası'nda ise 7-8 milyon euro'luk bütçesi olan takımlarla mücadele ediyorsunuz. Türkiye şartlarını düşünecek olursak EHF'de geldiğimiz yerler başarıdır. Ama tabii ki bu başarı yeterli değil. Çünkü her oyuncunun ve antrenörün hedefi final oynamak ve kazanmaktır. Sonuçta bir yere kadar geliyor ve orada takılıyorsunuz.

Türk takımları neden böyle bir sorunla karşılaşıyor? Avrupa'da eşik atlayabilmemiz için neler yapmamız lazım?

Müfit Arın: Salonundan ekonomik şartlarına kadar bunun birçok sebebi var. Örneğin Şampiyonlar Ligi'nde mücadele edelim diyoruz ama Şampiyonlar Ligi'nde oynayabileceğimiz bir salonumuz yok ne yazık ki. Bu sezon İstanbul Büyükşehir Belediyesi yardımcı oldu sağolsun. Liginizin ve oyuncularınızın belli bir kalitede olması lazım. Şampiyonlar Ligi 16 oyuncuyla gidecek bir lig değil. Bu sene 2-3 günde bir maç oynadık. Bu tempoyu götürmek kolay değil. Türkiye'nin şartları da malum. Tam profesyonel gibi gözüksek de tam profesyonel değiliz. Örneğin ben antrenörlük ve öğretmenliği bir arada götürmek zorundayım.

Türk hentbolunun geçmişten bugüne gelişimini nasıl değerlendireceksiniz?

Müfit Arın: Türk hentbolu 80'li yıllarda gayet iyi durumdaydı. Basketbol ve voleybolla aynı düzeydeydi. Ama 90'lara gelince bu ivmeyi kaybetti ve basketbolla voleybolun arkasında kaldı.

Hentbolun diğer branşlara göre geride kalmasını neye bağlıyorsunuz?

Müfit Arın: İlk olarak basketbolda ve bayan voleybolunda doğru yatırım, doğru altyapı ve doğru hedefler kondu. Bu bir süreçtir. Süreci doğru değerlendirir, doğru hareketler yaparsanız başarı hemen değilse bile belli bir süre sonra mutlaka gelecektir. İkincisi "Üç Büyükler"den yalnızca Beşiktaş'ın takımının olması.

Avrupa'daki yerimiz sizce nedir?

Müfit Arın: Genel olarak geride olduğumuz söylenebilir ama Beşiktaş için durum farklı. Artık ismimiz çıktığında tereddüt etmeye başladılar. Özel turnuvalardan teklifler almaya başladık. Bizi bizden daha iyi takip ediyorlar. EHF Kupası gruplarında ilk Magdeburg maçı hariç, Fransa'daki Nantes maçı da dahil olmak üzere, hepsini kafa kafaya oynadık. Örneğin Nantes'ta birçok önemli turnuvada MVP seçilmiş oyuncular var. Futbolun Hagi'si, Drogba'sı gibi oyunculardan bahsediyorum. Onlarla İstanbul'da oynadığımız maçın başında 8-1 öndeydik ama tecrübe ve kalite farkı var.

Müfit Arın

LİG KALİTELİ OLMALI

Nasıl bir farklılık görüyorsunuz onlarla aranızda?

Müfit Arın: Bizim en büyük eksikliğimiz kaliteli maç yapmak ve kaliteli bir lige sahip olmak. ve gelen yabancı oyuncuların niteliği. Altyapıda yeniden bir hareketlendirme lazım. Ne kadar çalışsak da altyapılarımız yeterli değil. Buna rağmen birkaç sene içinde altyapıdan A Takım'a çıkaracağımız 3-4 oyuncu var ama çalışacak salon bulmakta problem yaşıyoruz. Eğitim kaynaklı problemler var. SBS ve üniversite sınavları yüzünden, yaşam kaygıları yüzünden aileler belli bir yerde çocuklarını frenliyorlar.

Şunu da yeri gelmişken söylemek lazım, 80'li yıllarda liselerde hentbol çok popüler bir branş. Belki de bir numaralı spor ama şimdi birçok okulun hentbol takımı dahi yok.

Müfit Arın: Bu konu biraz da ranta döndü. Baktığınızda okullarda basketbolu görüyorsunuz. Spor okullarının oluşturduğu kulüpler öne çıktı. Büyük bir ekonomik getiri söz konusu. Basın yine çok önemli, sporcuları vitrinde görebiliyorsunuz. Türkiye'de insanların ilk baktığı şey para. Evlenirken bile bu böyle. Herkes zengin bir eş arar. Fazla uğraşmadan, çok çaba sarf etmeden, kolay yollarla ilerleyebilmek için. Tabii ki futbolda da milyarlar dönüyor ama bu rakamları kazanan 1.000 ya da 10.000 kişi var.

Peki sizce ilgiyi hentbola yönlendirebilmek için neler yapılmalı?

Müfit Arın: Altyapılarda kaliteli insan ve kaliteli antrenörler olmalı. Okullarda yeniden bir hareketin başlaması lazım. Bunu başarabilirsek mutlaka üst seviyeye yansıması olacaktır. Bizim Beşiktaş olarak hentbolu Türkiye'de popüler hale getirmek ve sevdirmek gibi bir misyonumuz var. Başarı gelince basın da her ne kadar "biz bunları yayınlamak istemiyoruz" dese bile haberini yapmak durumunda kalacak. Taraftar gruplarımızdan her zaman "hentbolu ve kurallarını öğrendikten sonra çok zevk almaya başladık" şeklinde mesajlar alıyoruz. Çok sert görünse de çok centilmen bir spor olduğu yönünde geri dönüşler alıyoruz, bunlar bizim için çok önemli. Kuralların ve oynanış şeklinin bilinmemesi ilgiyi azaltıyor. Avrupa'da çok önemli maçlar oynuyoruz ama tribünlerde 600-700 kişi oluyor.

Sponsorlar için neler söyleyeceksiniz?

Müfit Arın: Biz Beşiktaş olarak EHF Kupası şampiyonlarını ya da bu sene Şampiyonlar Ligi'nde üçüncü olan Kielce gibi takımları geçtiğimiz yıllarda elemeyi başardık. Oradan iki oyuncuyu kadromuza dahil edebilmek için 5.000'er euro'ya ikna etmiştik ama 250.000 euro'ya Almanya'ya imza attılar. Yabancı oyuncu tercihini yaparken size hedefinizin ne olduğunu, liginizi, seyircinizi ve ekonomik durumunuzu soruyor. Avrupa'da çok daha farklı bir ilgi ve çok daha farklı bir taraftarla karşı karşıya kalıyorlar. Örneğin bu sezon Magdeburg deplasmanına gittik, 5.000 kişi önünde oynadık. Maçın ardından hep birlikte yan tarafa geçiliyor ve orada sohbetler, röportajlar devam ediyor. İnsanlar sahaya girip hentbol oynuyor. Bu iyi bir pazarlamayla yapılabiliyor. Fransa'da da her zaman seyircilerle bir bütünlük içindesiniz. Seyircinin yaptığınız işe saygı duyması çok önemli. Buradaki ölçümlerimiz ise altınızdaki araba, giydiğiniz marka ve kazandığınız para. Ne anlattığınız, bilgi olarak ne kadar donanımlı olduğunuz hiç önemli değil. Maalesef Türkiye'de bunları aşmamız gerekiyor.

KALİTELİ İNSAN YETİŞTİRMELİYİZ

Bu bahsettikleriniz kesinlikle kazanılan kupalardan, başarılardan daha önemli.

Müfit Arın: Altyapılardaki hocalarımıza başarı kriteri olarak hep şunu söylüyoruz: Hocam eğitim anlamında kaliteli insan yetiştirin, okulu aksatmayın ve üste oyuncu çıkartın. Birinci olmayın ama üst takımda oynayacak nitelikli oyuncu yetiştirin. Acelemiz yok. Çünkü başarı için acele ediyoruz. Temel bilgiler verilmiyor. Biz bunları yapmaya çalışıyoruz ama bu sefer de bize Avrupa'yı soruyorlar. Bir şeyden kaçıyor değiliz. Avrupa çok zorlu ve belirli hedefler koymanız lazım. Çapımızı artırmamız ve ligin kalitesini yükseltmemiz lazım. Sadece sporcular için bahsetmiyorum, bu dediklerim antrenörler için de geçerli.

Lig ve Avrupa demişken isterseniz biraz Büyükşehir Belediyesi Ankaraspor'u 3-1 mağlup ettiğiniz final serisine dönelim. İlk maçı kaybettiniz ama peş peşe galibiyetlerle kupaya uzandınız. Ki rakibiniz Türkiye Kupası çeyrek finalinde sizi elemeyi başarmıştı.

Müfit Arın: Az önce de söyledim, baştan kupalar sizin diyorlar bize. Mutlaka başarılı olmalısınız, böyle bir peşin hükümlülük var. Lige dönecek olursak daha sezon başında Şampiyonlar Ligi ön elemesinde elendikten sonra Ankara İl Özel İdare'den bir darbe aldık. Anlattığım nedenlerden dolayı ne kadar istesek de orada başarılı olamadık. Ama daha sonra toparlanarak her takımı süpürmeye başladık. Böyle olunca tekrar bir rehavete kapılıyorsunuz. Kupada da ilk maçı kazanmıştık. İkinci karşılaşmayı da son 15 dakikaya kadar hep önde götürdük. Ama hentbolda birkaç dakika içerisinde her şey değişebiliyor. Kurallar da basketbol ve voleyboldakine oranla biraz daha yoruma dayalı. ve kupadan elendik. Aslında bizim için iyi bir uyarı oldu ve hem oyuncular hem biz tekrar bir toparlanma sürecine girdik. Finalin ilk maçını kaybettik ve 1-0 geride başladık. Bence sistemde şöyle bir problem var. İlk maçı dışarıda ardından iki maçı evinizde oynuyorsunuz. Bu bence bir avantaj değil. Rakibinizi ligde kaç kere yenerseniz yenin play-off eşleşmesinde 0-0 eşitlikle başlıyorsunuz. "Ben seni beş kere öldürdüm ama bir can daha veriyorum" demek gibi bir şey.

Berk Karahan: İlk sekizdeki takımlar play-off'a katılıyor ve bu takımlar aşağı yukarı ilk yarı bittiğinde şekilleniyor. Bu sene 31 Ocak transfer döneminin sonu olarak belirlenmişti ama böyle bir sınırlama olmadığında bu takımlar play-off'un hemen öncesinde birkaç iyi transferle maç kazanabilecek duruma gelebiliyor. Neyse ki bu sezon 31 Ocak gibi bir sınırlama kondu.

Müfit Arın: Ligi 6 puan önde bitirseniz de play-off'a deplasmanda başlıyorsunuz ve rakibinize bir can daha veriliyor. Rakiplerimizin bütçeleri de bizden çok farklı değil.

ŞAMPİYON OLAN DEZAVANTAJLA BAŞLIYOR

Basketbolda örneğin ligi üst sırada tamamlayan takım ilk maçı kendi evinde oynuyor.

Müfit Arın: Biz de ilk iki maçı içerde oynamayı ve sonraki iki maçı deplasmanda oynamayı teklif ettik.

Berk Karahan: Ben bu konuyu federasyon başkanı ve genel sekreter ile de görüştüm. Deplasmandaki ilk maçın kazanılması halinde ikinci ve üçüncü maçı kazanan takımın şampiyonluğu kendi seyircisi önünde kutlayabilmesi için böyle yaptıklarını söylediler. Ben de bunun garantisi olan bir şey olmadığını söyledim. Bu bile aslında "Sen 3-0'la bitireceksin" demek. 3-1'le bitirdik ama bizim için bir şey fark etmiyor. Her yerde seyircimiz var.

Müfit Arın: Sonuç olarak, şampiyon olan takım avantaj yerine dezavantajla başlıyor.

Berk Karahan: Bir sezon ilk dört takımla iki devreli lig usulü oynanmıştı. Birinci 3, ikinci 2, üçüncü 1, dördüncü takımsa puansız başladı. Bu sistemde bir nevi avantaj sağlandığı söylenebilir.

Müfit Arın: Sonuçta 24 haftalık lig boyunca emek sarf ediyorsunuz.

Berk Karahan: Ocak'ın 19'undan Nisan'ın ortasına kadar üç günde bir maç yaptık. Önemli sakatlık problemleri de yaşadık bu bölümde.

2004'ten bu yana son 9 yılda 7 şampiyonluğunuz var. Zaten toplam 9 şampiyonlukla tarihin en başarılı kulübüsünüz hentbolda. Belediye takımlarının son dönemde ağırlığını yitirdiği söylenebilir. Genel olarak bu sezon ligi nasıl buldunuz?

Müfit Arın: Bu sezon lig fena değildi. Takımları şöyle sayabiliriz: Bir dörtlü grup var. Büyükşehir Belediyesi Ankaraspor, Ankara İl Özel idare, Milli Piyango ve biz. İkinci grupta ise İzmir, Bursa, Çankaya, Trabzon gibi takımlar var. Örneğin Trabzonspor biraz kadrosunu güçlendirse oradan maç alamazsınız.

Trabzon'da da yeni bir yönetim var, belki röportajınızı görür ve iyi bir takım kurarlar.

Müfit Arın: Keşke kursalar. Hentbolun gelişimi açısından çok önemli olur.

Berk Karahan: Belediye takımındansa öyle bir yapının kurulması çok daha güzel bir şey.

Müfit Arın: Yine de belediyelere hentbola yaptıkları katkılar nedeniyle teşekkür etmek lazım. Lige dönecek olursak, en altta yine dörtlü bir grup var.

Berk Karahan: Yeditepe ligden düşmeyi son hafta kurtardı. 7-8 maçı bir gole kaybettiler. Onları kazansalar kendilerine çok daha yukarıda yer bulabilirlerdi.

Berk Karahan

FENERBAHÇE VE GALATASARAY BİZDEN ÇEKİNMESİN

Trabzonspor dedik, onlar 2010'dan beri devam ediyorlar. Ama Fenerbahçe ve Galatasaray'ın hentbol takımı yok.

Berk Karahan: Onlar bizden korkuyor.

Basketbolda hepimizin bildiği üzere ne zamanki "Üç Büyükler" çekişmenin içine girdiler, o zaman seyirci sayısı arttı. Basında daha çok yer verildi. Hentbol için bu konuda neler söyleyeceksiniz?

Berk Karahan: Türkiye'deki erkek basketbol, bayan voleybol ve hentbolu kıyaslayalım. Erkek basketbol ve bayan voleybolda üç takım da var ama hentbolda yalnızca Beşiktaş yer alıyor. Ligi domine eden takımlar erkek basketbol ve bayan voleybolunda İstanbul merkezli. Hentbola baktığımızda sadece Beşiktaş, bir de Yeditepe. Merkez Ankara. Müessese takımlarına bakacak olursak Efes Pilsen'den Eczacıbaşı ve Vakıfbank'a kadar çok önemli takımlar var. Televizyon yayınlarında da yine çok öndeler, neredeyse her maç yayınlanıyor. Hentbolda haftada bir erkek ya da bayan maçı yayınlanıyor. Daha eklenecek kategori de bulabiliriz aslında. Hentbol bu dört maddeyi düzeltemediği sürece o popülerliğe erişemeyecektir.

Sizce Fenerbahçe ve Galatasaray hentbolda neden yok?

Berk Karahan: Çekinmesinler, onları o kadar hırpalamayız.

Müfit Arın: Bütçeler ve sponsorlar çok önemli tabii ki. Sponsor bulamadıkları sürece hamle yapmıyorlar. Galatasaray ve Fenerbahçe'nin atacağı bir adımla işin rengi değişecektir. Yeter ki o adım atılsın.

FEDA YILI BİZİM İÇİN EN GÜZEL YIL OLDU

Beşiktaş'ta bu sene sezon başından bu yana kullanılan bir "Feda" terimi var. Ekonomik anlamda nasıl bir yılı geride bıraktınız?

Müfit Arın: Bu seneki feda yılı bizim için en güzel yıl oldu.

Berk Karahan: Biz aslında üç dört senedir feda diyoruz çünkü sürekli bütçe düşüyoruz. Ama 10 yıldır da hiçbir dönemde takımımıza bu yılki gibi bir zamanında ödeme yapılmadı. Hatta oyuncular bir ara şaşırdılar bu duruma.

Müfit Arın: Bu sene haricinde iki üç ay üst üste maaş aldığımızı hiç hatırlamıyorum. Hatta bir maaşla bitirdiğimiz sezonlar var. Örneğin İzmir'e şampiyonluğu kaybettiğimiz yıl bir maaş almıştık sezon sonuna kadar. İstanbul'da saat 18.00'de son maçı oynayacağız ve herkesin aklında bu konu var. Maçtan bir saat önce ödeme yapılsa her şey değişecek. Ödemenin yapılmayacağını öğrendiğim an yenileceğimizi anladım ve kaybettik. Maçın ertesi günü iki maaş yatırıldı. Tabii ki her şey para değil ama ödeme maçtan önce yapılsa motivasyon çok farklı olurdu.

Berk Karahan: Bizde artık kupa kazanınca değil kaybedince olay oluyor. Örneğin sezon ortasında Türkiye Kupası'ndan elendik ki üst üste dört yıl kazanmıştık. Sezon boyunca yalnızca üç kere yenilmişiz. ve birisinde kupa gitti.

Elenirken de toplam gol sayınızda eşitlik söz konusuydu ama deplasmanda atılan gollerle Büyükşehir Belediyesi Ankaraspor tur atlamıştı.

Müfit Arın: Aşırı özgüven vardı yine bizde. Ankara'da bir ara 6 sayı geriye düştük. Takımda hala alırız havası vardı. Ama öyle olmuyor.

Türkiye'deki erkek hentbolu ile bayan hentbolunu karşılaştırırsanız yorumunuz ne olur?

Müfit Arın: Bayanlar ligi bizim ligimize göre biraz daha rahat. İki üç takım arasında dönen bir lig. Ama erkeklerde en alttaki takım en üstteki takımı dahi yenebiliyor. Bayanlarda böyle bir şey yok. Tesisler ve altyapılardaki sorunları konuştuk. Benzer nedenlerle bayanlarda da erkeklerdeki gibi çok fazla oyuncu gelmiyor alttan.

Berk Karahan: Bayanlar Süper Lig'de 10 takım var. Çünkü Süper Lig'de oynayacak yeterli sayıda takım yok. Bayanlarda dünya çapında yıldız oyuncular çıkardık ama erkeklerde olduğu gibi onlar da bir türlü o kabuklarını kıramadılar.

AVRUPA'DA SÜRPRİZ TAKIM OLACAĞIZ

Yeni sezon ve sonrası için projeleriniz, hedefleriniz neler?

Müfit Arın: Bizde hedef her zaman başarılı olmak. İlk hedefimiz bu. İkincisi yapımıza uygun oyuncularla devam etmek, bize uyum sağlayabilecek oyuncuları kadromuza katmak. Avrupa'da yine sürpriz takım olacağız. Bütçe meselesini konuştuk, sonuçta ne yaparsanız yapın belirli bir yerde kalıyorsunuz. EHF gruplarında mücadele ettiğimiz Magdeburg'un 8 milyon euro, Nantes'ın ise 4 milyon euro bütçesi var.

Sizin bütçeniz ne kadar?

Berk Karahan: 1 milyon TL.

Bahsettiğiniz şartları düşünecek olursak, elde ettikleriniz kesinlikle küçümsenecek başarılar değil.

Müfit Arın: Tabii ki final oynamak isteriz. Her antrenörün her oyuncunun hayali budur. Sponsor şart ama sponsorluk yasasının değişmesi lazım. Sonuçta medyaya bizden bir rant yok. Biliyorsunuz futbolda milli takım antrenörünün değişiminden oyuncu transferine kadar her şey medyada.

Dünyanın en iyi hentbolcusunu getirip takımınızda oynatsanız bile, transferi gerçekleşmeyecek bir futbolcunun haberi kadar medyada göremiyoruz. Örneğin Mikkel Hansen'i getirseniz acaba kaç kişinin haberi olacak?

Müfit Arın: Muhtemelen o kim diye bakarlar. Takım içindeki dengeyi kurmak da çok önemli. 500.000 euro alan oyuncuyla 50.000 euro alan oyuncuyu yan yana oynatmak kolay değil. Futbolda en kötü oyuncu bile bir iki imza ile ömür boyu yaşayabilir biraz akıllıysa.

Berk Karahan: Şunu hatırlayalım, iki sene önce Vujacic Efes'e geldiğinde ne kadar yazıldı? Sadece biz gördüğümüzde "Vujacic geldi" diye konuştuk. Mikkel Hansen, Paris Saint-Germain ile dört sene için vergiler düştükten sonra net 2 milyon euro'luk bir kontrat imzaladı.

Müfit Arın: PSG 19 milyon euro civarında bir bütçe oluşturdu.

Onlar çıldırmış durumdalar artık zaten.

Müfit Arın: Kiel takımı var mesela, 10 milyon euro'luk bütçeye sahip.

Berk Karahan: 11.300 kişilik bir salonları var ve bu sezon 10.500 kombine sattılar. Kalanları maç günleri için özellikle satmak istemediler.

Sohbet içerisinde diğer branşların da bahsi geçti, sizin diğer branşlarla aranız nasıl?

Müfit Arın: Güzel olan tüm müsabakaları izlerim. Futbolda örneğin yayıncı kuruluşa olan aboneliğimi iptal ettirdim. Basketbol ve voleybol seyrediyorum. Ama artık basketbolda son 5 dakika, voleybolda da altın set hoşuma gidiyor. Atletizmde de kısa mesafeleri seviyorum. Belki de yaşın getirdiği bir duyguyla anında hedefe ulaşan şeyleri izlemeyi tercih ediyorum.

BASIN VE İNSANLAR ÇOK DUYARSIZ

Röportajı bitirmeden son bir sorumuz daha olacak ama onun öncesinde, şampiyonluk sonrası kupayı alırken Reyhanlı'da yaşananlara değinen duyarlı birisi olarak güncel konular hakkında da yorumunuzu almak isteriz.

Müfit Arın: Basın ve insanlar çok duyarsız. Her şey bir günde unutuluyor. Gezi Parkı'nda yaşananlara bakacak olursak, mesele oradaki ağaçlar değil. İnsanlar daha çok seslerini duyurabilmek, "biz de varız, kararlarınızı tek başınıza almayın bizi de dinleyin" diyebilmek için çaba sarf ediyorlar. İnsanlar inançları ya da düşünceleri yüzünden birbirlerinden ayrılmasın diye uğraşıyorlar. Ama hala %50-%50 şeklinde kutuplaşmalar görüyoruz. Sonuçta bir bütünüz. Bu bütünlük bozulursa acısını biz çekeriz. Yaşanan olaylar Atatürk'ün ve düşüncelerinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha anlamamı sağladı. Kendi düşüncelerinin geliştirilmesi ve daha da ileri götürülmesi gerektiğini de her zaman söylemiştir. Bilime ve insanlara her zaman değer vermiştir. Eskiden liderler halkın içerisinde tek başına rahatça yürürken şimdi onlarca koruma ile hareket ediyorlar. Avrupa'da bisikletiyle bir yerlere giden bakan ya da yürüyerek sizin maçınızı izlemeye gelen bir cumhurbaşkanı görebilirsiniz.

Taraftar grupları da birleşmiş durumda. Bununla ilgili olarak ne düşünüyorsunuz?

Müfit Arın: En çok sevindiğim şeylerden birisi. İnsanlar değerlerini hatırlamaya başladılar. İstiklal Marşı okumayan insanlar, İstiklal Marşı okumaya başladı. Bu ülke kolay kurulmadı. Tarihteki Türk devletlerine bakacak olursak genellikle 100-150 yıllık bir süreçte bu devletler yıkıldı ve yenileri kuruldu. Önemli olan yenisini kurmak değil, var olanı daha iyi hale getirmek.

Berk Karahan: Ben spor akademisi mezunuyum ve önceki gün sporcular olarak bir organizasyon gerçekleştirdik. Hentbolcular, voleybolcular, kürekçiler, sutopçular, yelkenciler, bisikletçiler, okçular, tenisçiler, badmintoncılar, güreşçiler, yüzücüler, basketbolcular hep beraber Gezi Parkı'ndaydık ve tepkimizi ortaya koyduk. Bu konu için spor kanallarındaki tüm tanıdıklarıma haber verdim.

Halk TV'ye haber verseydiniz keşke.

Berk Karahan: Onlar zaten oradaydı. Sadece Irmak Kazuk'tan yanıt alabildim ve Çarşamba akşamı programını kapatırken "Yarın saat 19.00'da sporcuların buluşacağı bilgisini verelim" dedi. Kendisi ise işinden dolayı gelemedi.

ARTIK PARFÜM BİLE DEĞİŞTİRMEYECEĞİM

Son sorumuz totemlerle ilgili olacak. Takım halinde ya da bireysel olarak yaptığınız totemler nelerdir?

Müfit Arın: Ben içimden hep şükrederim.

Berk Karahan: Yarı finalde Ankara İl Özel İdaresi'ni yenerken giydiğim kıyafet aklımda yer etmişti. Büyükşehir Belediyesi Ankaraspor'la oynayacağımız ilk maçta da bu nedenle o kıyafeti giydim ama kaybettik. O günden beridir de onları bir daha giymedim. İkinci karşılaşmayı galip noktaladığımız için de o gün giydiğim kıyafetleri akşam hemen yıkayıp üçüncü maçta tekrar giydim. Ankara'daki dördüncü maçta yine aynı giysileri giydim. Son maç başlamadan önce de totemim olup olmadığını sordular. Ben olduğunu söyledim ama bozulmasın diye ne olduğunu açıklamadım. Son 15 dakikada işler kötü giderken aklıma başka bir şey geldi. Ben gergin maçları hep sahaya çıkış tünelinde izlerim. Beş sene boyunca Süleyman Seba'da oynadığımız Avrupa maçlarının hiçbirini kaybetmedik ve ben o karşılaşmaların tamamını oradan izledim. Dayanamadım ve 15 dakika kala aşağı indim, 3 dakika sonra maç döndü. Bundan sonra maçlarda parfüm bile değiştirmeyeceğim.

TOTEMSPOR ÖZEL

Röportaj: Mehmet Ali Yaman – Leyla Betim Yıldırım

Fotoğraflar: Koray Demiray

Kaynak: TotemSpor.Com

Son Dakika Spor Fenerbahçe ve Galatasaray Bizden Korkuyor' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement