Olimpiyatlar ve Biz - Son Dakika
Spor

Olimpiyatlar ve Biz

Olimpiyatlar ve Biz

Bizler, bilinmezler içinde kıvranırken, Londra Olimpiyatları'nda İngilizler muhteşem bir açılış yaptı.

29.07.2012 02:15

Bizler, bilinmezler içinde kıvranırken, Londra Olimpiyatları'nda İngilizler muhteşem bir açılış yaptı...

Bir daha böylesi olur mu?

Çok zor.

Britanya Adası'nın geçmişinden günümüze adım adım gelinirken, tarihe mal olmuş bütün olaylar sahnelendi.. Sanayi devriminden, Ada'nın bütün yaşayanlarını kucaklayan tarihsel bütünlük herkesi İngilizlere hayran bıraktı.

Bu açılış kolay kolay unutulmaz.

Unutturulamaz da.

Muhteşemdi.

Işık, mekan geçişleri, müzik ve zeka yansıması ancak bu kadar güzel olurdu,

Ve kim bilir kaç beyinden çıkmıştı...

Olimpiyat meşalesi de İngiliz olimpiyat tarihinin efsane sporcularının orada hazır bulunmasıyla bugün onların yerini alacak gelecek vaat eden 7 daldaki İngiliz gençlerince yakıldı.

Düşünen beyinlere sevgi ve takdirlerimle...

Harika...

Oscarlık bir Show...

Zaten işin başı da Oscar ödüllü bir yönetmen; Danny Boyle...

Neslihan Darnel ve Derya Büyükuncu

Sıra Türkiye'ye geldiğinde voleybolcü kızımız Neslihan Darnel'i en önde bayrak taşırken gördüğümde göğsüm gururla kabarırken ruhum da biraz acıdı.

Her ülke tarihinin en başarılı sporcusuna bayrak taşıtırken bizim büyük yüzücümüz Derya Büyükuncu'yu unutmamız, daha doğrusu hatırlamak istemememiz tuhaftı. Derya Büyükuncu 6. kez Olimpiyatlara katılmakla Olimpiyatların babası Pierre Coubertin'in felsefesine uygun olarak katılım rekor kıran tek sporcumuzdu.

Yadırgadım!

Neslihan'dan özür diliyorum ama birileri de artık Derya'ya yapılan haksızlıklar için özür dilemeli.

Muhammet Ali

Bir başka üzüntüm de sağlıklı bedenlerin, bir zamanlar bastığı yeri sarsanların, vurduğu vakit rakibe gökteki yıldızları saydıranların, acı kuvvet sahibi olanların bugününe şahit olmaktı! Muhammed Ali'nin bir hanımefendinin yardımıyla yürüyüşü ve kara gözlüklerin altından boş bakışları içimi yaktı!

Yıllar ne kadar acımazsız!

Yüzme benim nefesimi kesiyor

O ne muhteşem yarışlar öyle... Seyrederken nefesim kesiliyor. Olimpiyat ve dünya rekorları sarı çizgisi inanın bana da oturduğum yerden kulaç attırıyor.

Yüzme en zor sporlardan biri. Belki de en zoru. Bunlar yüzmüyor adeta koşuyor hem de suyu döverekten.

Kelebek, sırtüstü, kurbağalama, serbest... Hele o dönüşler yok mu?

Parkeleri tepiyorum valla...

Biz ve onlar; farklı dünyalar

Halterdeki fotoğraflar kare kare incelenmeli.

Yabancılar çok sakin bir şekilde ve de gülen yüzlerle podyuma çıkıyor.

Halterin başında yere çömeştiklerinde beyinleri devreye giriyor. Yüzlerinden ve sakin tavırlarından bunları görebiliyorsunuz. Kendilerine güvenleri tam.

Başarırlarsa podyumda bir süre gülen yüzle kalıyorlar. Başaramazlarsa selam verip kulise dönüyorlar. Hocaları onlara kucak açıyor.

Bizim çocuklar tedirgin ve güvensiz. Duyguları yüzlerinden okunuyor.

Halteri yere bırakır bırakmaz da hemen kulise kaçıyorlar. Telaş içinde... Suç işlemiş gibi...

Kulis başka bir alem.

Hocalar feryatlarda, yüzler gergin, atlamalar zıplamalar, isyanlar...

Farklı dünyalar...

Nurdan Karagöz'ün yüz ifadesi şaşkın ve anlamsız. Ağlıyor!...

Oysa yarışmak önemli ve de kendini bilmek.

Bunları sporcularımıza anlatmıyorlar mı hocaları?

Hayret!

Florya'da kaçak maç

Galatasaray iyice saklanmaya başladı.

Ne transfer haberleri net ne hazırlık maçları için seyirci var tribünlerde...

Galatasaray, Konya Torku Şeker'le Florya'da karşılaşıyor. Medya bile habersiz...

Maç medyada şu ifadelerle yer buluyor;

Golleri falanca falanca falancaların attığı bildiriliyor...

Galatasaray'ın her iki devrede de ayrı takımlarla sahaya çıktığı söyleniyor.

Demek Galatasaray hazırlık maçlarını kapalı devre yapıyor. Seyircisiz...

Medya bile yokl!

Maç, Rus Pravda gazetesi gibi medyaya tek elden aktarılıyor!...

Galatasaray'a gelmeyen yok!

Ünal Aysal transfer işini çok gizli yürütüyor. Belki doğru bir uygulama ancak hal böyle olunca medya da durmadan Galatasaray'a hayali ve ihtimali transferler yapıyor.

Bugüne kadar kimler gelmedi ki (!)...

Demba Ba, Lassana Diarra, Nene, Suarez, Arda, sol beke; Barçalı Adriano, Milanlı Taiwo, Brezilya'dan Bruno Cortes, bir de 22'lik Juninho...

Bugün de Berbatov.

Berbatov çilek mi acaba?

Yoksa, enginar çiçeği mi?

Galatasaray gibi bir takım deneyimli kaliteli oyuncuyla gelecek vaat eden genci kavuşturmayı becerebilmeli.

31 yaşındaki Berbatov kabul, Elmander de kabul, 34'lük Ujfalusi de kabul...

Peki;

Kaç yabancı oldu?

Bu şişik kadroda elde kalanlar da olursa ne olacak?

Kimler oynayacak, kimler kenarda oturacak?

Galatasaray bir an önce karar vermeli.

Üç kulvarda da ayrı takım söylemi futbol adına cinayettir.

Bir takımın bir ideal kadrosu vardır her yerde onlar oynar. Aksilikler hariç!

Her kategoriye ayrı takım demek züğürt tesellisidir.

İki ayda bir yan yana oynayan oyuncudan takıma ne hayır gelir?

Galatasaray giderek kendini zora sokuyor.

Artık şu transfer bir kapansa da Terim de taraftar da bir rahatlasa...

Unutmayın; en kötü karar kararsızlıktan iyidir.

Fenerbahçe maçına sadece 13 gün kaldı.

Alex, Fenerbahçe'de görev almalı

Bildiğini ve doğruları bu kadar net söyleyen başka bir yabancı daha gelmedi Türkiye'ye.

Bir de Hagi vardı ama Alex onu bastırdı. Hagi bazen işine geldiği gibi de konuşuyordu.

Alex öyle değil.

-Fenerbahçe'de alt yapıdan kimse gelmiyor...

-Bir Semih var yıllardır...

-Gökay'ın da oynatılmasına izin verilmedi.

Bunları söyleyen Alex Ferguson değil, bizim Alex.

Fenerbahçeli Alex de Souza...

Alex mutlaka futbolu bıraktıktan sonra Fenerbahçe'de görev almalı.

Gençliğin idolü olur.

Böylece de cumhuriyet gençliğe emanet edilmiş olur!

Es-Es Marsilya'da

Bu da bir gurur. Eskişehirspor UEFA'nın sürpriz kararıyla Avrupa'ya çıktı. Belki hazırlıksız yakalandı ama görevini iyi yaptı. Saint Johnstone'dan sonra şimdi rakip Marsilya.

Fransızlar Eskişehir'e gelecek.

Batuhan da Es-es'e Fransız kalmasaydı ne güzel olurdu.

Ankaragücü tarih oluyor

Süper Lig'de Başkent Ankara'nın tek takımı Gençlerbirliği...

Ankaraspor çekildi.

Ankaragücü de gitti gidecek...

Başkentte; kına yakacaklar da var, gurur duyacaklar da;

Kına yakacaklar; Cemal Aydın ve şürekası ile Melih Gökçek ve yakınları.

Gurur duyacak da Gençlerbirliği'nin Başkanı İlhan Cavcav.

Adnan Polat'a Yargıtay onuru

Bu karar Galatasaray tarihine düşmüş bir kara lekenin yasal aklanmasıdır.

Adnan Polat'ın ibra edilmemesini yanlış bulan Yargıtay, kararı bozdu.

Bundan sonra ne olur?

Onu hukukçulara bırakalım ama;

Bu karar Polat'ın ibra edilmesidir. Onurlandırılmasıdır.

Polat şunu demelidir;

'Ben iyi bir Galatasaraylıyım, beni haksız yere ibra etmeyenlerin benden özür dilemesini

beklemiyorum. Ama Galatasaray benden ne zaman yardım isterse Galatasaray'ın emrine

amadeyim. Kuyu kazanlar fanidir, Galatasaray baki!...'

Kaynak: Sporx.com

Son Dakika Spor Olimpiyatlar ve Biz - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement