İnternetle İlgili "Torba Teklif" Genel Kurul'da - Son Dakika
Politika

İnternetle İlgili "Torba Teklif" Genel Kurul'da

İnternetle İlgili "Torba Teklif" Genel Kurul\'da

AK Parti Grup Başkanvekili Ünal: "Hangi karanlık köşelerde üretildiği belli olmayan, tamamen itham, iftira ve isnattan ibaret olan bir malzeme üzerinden siyaset yapıyorsanız ve bunu hakikatmiş gibi kabul edip kendi siyasetinizi bunun üzerine inşa ediyorsanız öncelikle burada ne haysiyet ne onur ne de.

26.02.2014 02:42

TBMM Genel Kurulu'nda, internet ile ilgili düzenlemelerin de yer aldığı "torba kanun teklifinin" 2. bölümü üzerinde görüşmeler sürüyor.

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakan Lütfi Elvan, internet düzenlemesiyle ilgili milletvekillerinin eleştirileri üzerine, İngiltere'de 100 bin tane kelimenin Google tarafından yasaklandığını ve arama yapılmadığını belirterek, "Arama yapıldığı zaman, 'bulanamamıştır' deniliyor. Bu yasaklama da mahkeme kararı olmadan yapılmakta" dedi.

MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan, teklifin, internet sitelerine erişimin mahkeme kararı ile yasaklanmasıyla ilgili maddesi üzerinde konuşurken, "Site kapatmayı gerektiren maddelere baktığımızda, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili olan dikkat çekiyor. Velev ki bir sitede Atatürk'e hakaret edildi ve ilgili yerde de birden fazla sulh ceza mahkemesi var. Adalet Bakanlığı'nın sekreteryası olan HSYK devreye girecek ve belirleyeceği bir mahkemeye 'konuya sen bak' diyecek. HSYK da yandaş bir hakime konuyu verecek. Ben Atatürk'e hakaret eden bir siteye ceza vereceklerini, kapatacaklarını zannetmiyorum. Keşke öyle olsa ama hiç zannetmiyorum. Atatürk düşmanlığı bu kadar fazla. Atatürk bu ülkeyi kurmuştur. 12 senedir iktidardasınız, gül gibi ülkeyi ne hale getirdiniz" ifadesini kullandı.

Türkkan, yolsuzluk iddiaları nedeniyle Meclis'in "ölü evi" gibi olduğunu savunarak, AK Parti'lilere yönelik, "Cenab-ı Allah sizin belanızı verecek ama önce biz vereceğiz" diye konuştu.

Bakan Elvan, "TİB Başkanı tarafından verilen erişimin engellenmesi kararının onayına sunulacağı sulh ceza mahkemesinin birden fazla olması durumunda, hangisinin olacağının HSYK'ca belirlenmesine" ilişkin maddeyi açıkladı. Ankara'da 20'den fazla sulh ceza mahkemesi olduğunu belirten Elvan, "HSYK bunlardan 2 veya 3 tanesini ihtisas mahkemesi olarak tayin edecek. Yoksa herhangi bir davaya yönelik olarak, Adalet Bakanlığı veya HSYK, herhangi bir sulh ceza mahkemesini tayin etmeyecek" dedi.

Katalog suçlarında müstehcenlik ve çocuk pornosu dışındakilerin tamamının mahkeme kararına tabi olduğunu kaydeden Elvan, "Eğer mahkeme, Atatürk'le ilgili herhangi bir karar verirse, o zaman yasaklama veya engelleme söz konusu olacak. Atatürk'e yönelik bir düzenleme yapıyormuşuz gibi burada bazı ifadeler kullanılması son derece yanlıştır" diye konuştu.

CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile oğlu arasında geçtiği iddia edilen ses kayıtları ile ilgili AK Parti'lilere, "Getirin önergeyi araştıralım, 'montajdır' deyip kıvıramazsınız. Gelin Başbakan hakkında Meclis soruşturması yapalım. Konuşmalar gerçek olduğu zaman, siz bu Başbakanı Yüce Divan'a gönderecek misiniz, milletin karşında söz verin" diye seslendi.

-"Hükümet 2B konusunda sınıfta kalmıştır"-

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, önerge üzerine yaptığı konuşmada, hükümetin 2B konusunda yasal değişiklikler yaptığını, her değişiklik sonrasında kendisinin, düzenlemenin sorunlara çözüm olmadığını, yeni düzenleme ihtiyacı doğacağını söylediğini ve bu düşüncesinde haklı çıktığını söyledi.

"2B konusunu hükümet becerememiştir, sınıfta kalmıştır" diyen Hamzaçebi, CHP'nin çözüm önerilerini dikkate almayan hükümetin vatandaşın sıkıntılarının artarak sürmesine yol açtığını savundu. Hamzaçebi, "2B'yi bilmiyorsunuz. Vatandaşın derdini bilmiyorsunuz. Otellerin kırmızı halılarında yürümekten, Beykoz'daki, Ümraniye'deki, Sultanbeyli'deki vatandaşın arasında yürümeyi unuttunuz" dedi.

-Sarı'nın sözleri gerginliğe neden oldu-

CHP İstanbul Milletvekili Müslim Sarı'nın önerge üzerinde yaptığı konuşmada, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve oğlu Bilal Erdoğan arasında geçtiği iddia edilen ses kaydına ve 17 Aralık soruşturmasına yönelik sözleri AK Parti'li milletvekillerinin tepkisine neden oldu. Sarı'nın AK Parti'li milletvekillerine yönelik, "Ya hırsızlıktan yana olacaksınız ya da karşısında olacaksınız. Son olaylardan sonra başka hiçbir seçeneğiniz kalmamıştır" sözleri üzerine ise bazı iktidar milletvekilleri Sarı'ya yerlerinden laf attılar.

Sarı'nın konuşmasını bitirmesinin ardından ise AK Parti milletvekilleri TBMM Başkanvekili Mumcu'ya, Sarı'nın konuşmasındaki ifadeleri için uyarıda bulunmadığı gerekçesiyle tepki gösterdiler. Sataşma nedeniyle söz almak üzere ayağa kalkan AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal ise Mumcu'ya tepki gösteren grubundaki milletvekillerini sakinleştirmeye çalıştı.

Milletvekillerine, "Dinlemekle yükümlüsünüz cevap verecek olan kalkar cevabını verir. Böyle bir üslup yok. Çok saygısızca bir üslup" karşılığını veren Mumcu, oturuma 10 dakika ara verdi.

Ara sırasında AK Parti'li milletvekilleri Sarı'ya tepkilerini sürdürmeleri üzerine bazı iktidar ve muhalefet milletvekilleri birbirlerinin üzerine yürüdü. Bu milletvekillerini araya giren arkadaşları durdurdu. Karşılıklı laf atmalar ve birbirlerine bağırmalar bu sırada da devam etti. CHP'li Mehmet Haberal ve Aytuğ Atıcı, Sarı'yı Genel Kurul salonundan dışarı çıkarmaya yöneldiği sırada Başkanvekili Ayşe Nur Bahçe Kapılı da yanlarına gelerek Sarı'yı dışarı çıkarmaları ricasında bulundu.

Bir süre daha milletvekili sıralarında oturan Sarı, daha sonra salondan ayrıldı.

-"Meşruiyetin kaynağı sokaklarda aranmaz"-

Aranın ardından AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, sataşma nedeniyle söz aldı.

"Siyasetin tek limanı vardır o da ahlaktır" diyen Ünal, siyasetin bir hukuku, haysiyeti, onuru olduğuna işaret etti. Siyasetin meşruiyetinin demokratik, hukuki zeminde kalmaktan geçtiğini, bunun da bir ahlak gerektirdiğini ifade eden Ünal, şöyle devam etti:

"Hangi karanlık köşelerde üretildiği belli olmayan, tamamen itham, iftira ve isnattan ibaret olan bir malzeme üzerinden siyaset yapıyorsanız ve bunu hakikatmiş gibi kabul edip kendi siyasetinizi bunun üzerine inşa ediyorsanız öncelikle burada ne haysiyet ne onur ne de ahlak vardır. Eğer biz meşruiyetten bahsediyorsak meşruiyetin kaynağı sokaklarda aranmaz. Meşruiyetin kaynağı toplumsal egemenliktir, milletin sandıkta size emanet ettiği ve sizin anayasal zeminde, hukuk zemininde kalarak yasal çerçevede kalarak, Meclis'te tüzük, yasa çerçevesinde kullandığınız şeydir meşruiyet. Buraya gelip buradan 'siz meşruiyetinizi kaybettiniz, artık hükümet olarak meşru değilsiniz' demek meşruiyeti yok etmez. Ama bir şey yapar, sokağı harekete geçirir."

Siyasetle sonuç alamayanların sokakta meşruiyet aradığını dile getiren Ünal, "İnsanlık tarihi sokaktaki hareketin demokrasi aracılığıyla sandığa evrilmesi tarihidir. Şimdi siz bunu alıyorsunuz tekrar sokağa dökmeye çalışıyorsunuz. İşte budur ahlaklı olmayan" dedi.

-"Kendilerine güveni olmayanlar CHP'ye fiili saldırıya teşebbüs ederler"-

CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi de söz alarak, demokratik ve hukuki bir zeminde kalmanın siyasetin en önemli kuralı olduğunu ancak Genel Kurul Salonu'nda olmanın bu kuralın hayata geçirilmesi için yeterli gelmediğini söyledi.

"Siz, çoğunluğunuza güvenerek bizim grubumuzu işgal etmeye çalışıyorsunuz. Grubumuza fiili saldırıda bulunmaya kalkıyorsunuz" diyen Hamzaçebi, "Buna engel olmaya teşebbüs etmiyorsunuz ama Barış ve Demokrasi Partisi Grubu'nun önüne gitmeye çekiniyorsunuz nedense. Acaba hangi nedenle? Bunu millete nasıl izah edeceksiniz?" değerlendirmesinde bulundu.

Hamzaçebi, 17 Aralık'tan bu yana hükümetin ana görevinin yolsuzluk ve rüşvet iddialarının üzerine örtmek olduğunu ileri sürerek, "Seçimlerde bunun hesabını vereceksiniz ama seçimlerden önce bunun hesabını yargıda vereceksiniz. Kendilerine güveni olmayanlar CHP'ye fiili saldırıya teşebbüs ederler. Bunlar kendinize güvensizlikten, korkudan, beceriksizlikten, liderinize karşı mahcup olmama duygusundan kaynaklanıyor" diye konuştu.

-"Kesilen ağaç sayısının 10 katı kadar ağaç dikilecek"-

Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, yürütmeyi durdurma kararının 3. havalimanına yönelik bir karar olmadığını belirterek, "Bu tamamıyla ÇED'e yönelik, ÇED'le ilgili askı süresine yönelik bir husustur. Aslında Kamu İhale Kanunu'na tabi olduğu düşünülerek böyle bir başvuru yapılmıştır. Kamu İhale Kanunu'na göre ÇED hazırlandıktan sonra ihaleye çıkılması gerekiyor. Ancak biz orada Kamu İhale Kanunu'na göre ihaleye çıkmadık. 3396 sayılı kanuna göre ihaleye çıktık ve o kanunda da ÇED raporu öngörülmemektedir. Ancak Yüksek Planlama Kurulu kararıyla, ÇED'in de yapılması gerektiği, kim alıyorsa bu işi ÇED'e uygun olarak işlem yapması ifade edilmiştir" yorumunda bulundu.

Elvan, MHP Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan'ın, "3. havalimanı için 700 bin ağaç kesilecek" iddiası ile ilgili olarak, "Kendi dönemlerinde o bölgede onlarca maden işletmesine ruhsat verildi, yüzlerce çukur açıldı. Bu çukurlar kapatılacak ve oradaki kötü görüntü ortadan kaldırılacak. Kesilen ağaç sayısının 10 katı kadar ağaç dikilecek" dedi. - TBMM

Kaynak: AA

Son Dakika Politika İnternetle İlgili 'Torba Teklif' Genel Kurul'da - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement