Bingöl'de "Osmanlı'dan Günümüze Kürtler" Sempozyumu

Son Güncelleme:

Bingöl Üniversitesi tarafından düzenlenen "Kimlik, Kültür ve Değişim Sürecinde Osmanlı'dan Günümüze Kürtler Uluslararası Sempozyumu" başladı.

Bingöl Üniversitesi tarafından düzenlenen "Kimlik, Kültür ve Değişim Sürecinde Osmanlı'dan Günümüze Kürtler Uluslararası Sempozyumu" başladı.


Üç gün sürecek sempozyumun açılış programına Bingöl Valisi Mustafa Hakan Güvençer, Bingöl Belediye Başkan Vekili Ahmet Gündoğdu ve çok sayıda davetli katıldı. Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Bingöl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Gıyasettin Baydaş, "Amacımız, birçok yerde, üniversitelerde, kurumlarda ve sivil toplum kuruluşlarınca dile getirilmesi dahi sakıncalı görülen, ama ülkemizin bir gerçeği olan ve hepimizi ilgilendiren sorunların bu üniversite içerisinde tartışmaya açılmasını sağlamaktır. Ne kimseyi yönlendiriyoruz, ne kimseye bir mesaj veriyoruz, ne de kimseye dokunmak istiyoruz. Bu konuda bilimsel araştırmaları olan herkesin sokak ortasında, kahve köşelerinde konuşacağına üniversitede, akademik ortamda, bilimsel verilere dayalı tartışma zemini oluşturmalıdır. Biz buna ev sahipliği yapıyoruz. Bu konularda üniversitelerin, akademisyenlerin tartışmaya cesaret etmesi gerekiyor. Sorunun tespiti, teşhisi, analizi ve çözümü en iyi şekilde üniversitelerde tartışılması gerekiyor. Maalesef bugünkü konumuz daha çok sokaklarda konuşuluyor" dedi.


"BURADA HERHANGİ BİR KARAR VERMİYORUZ"


"Biz burada bir konu gündeme getirdiğimiz zaman, bilim adamlarının tartışmasına açtığımız zaman, her hangi bir karar vermiyoruz" diyen Baydaş, "Üniversiteler konuşmaktan çekiniyor. Ülkemizin kamuoyunda her gün tartışılan bir sorunu üniversiteler tartışmaktan çekinmemelidir. Bunun konuşulması gereken yer üniversitelerdir. Şırnaklı bir profesörün buraya gelme isteği vardı. Bizde dedik ki; 'gelirseniz, üniversitemizde Kürtçe yüksek lisans için verilen Kürtçe dersleri de size veririz. Aman hocam, çalıştığımız yerlerde bu tür şeyler duyulmasın. Başıma gelmeyecek şeyler kalmaz o üniversitede' dedi. Bir üniversitede eğer böyle bir algı varsa, o üniversitenin benzer sorunlarının çözümünü kahve köşelerine bırakır. Neticesi de şu an gördüğümüz şekildedir" ifadelerini kullandı.


"KÜRTLER SAMİ IRKINDAN GELMİŞTİR"


Rotterdam Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Akgündüz ise, Kürt-Ermeni ilişkisini anlattı. Elinde çok güçlü belgelerin olduğunu belirten Akgündüz, "Bu belgeler ışığında günümüzde çok önemli bir mesele haline gelen soruna değinmek istiyorum. Bugün benim cevaplandırmak istediğim soru şu. Bugün çok tartışılan ve bazı çevrelerce savunulan Kürtlerle Ermenilerin aynı soydan geldiği konusudur. Bu iddialar 1900'lü yılların başından itibaren ileri sürülmüştür. 1919 Paris Barış Konferansı öncesi bir azınlık olduğunun farkında olan Ermeniler, Kürtleri kendi lehlerinde kullanma niyetiyle aynı soydan geldiklerini ve birlikte mücadele edeceklerini söylemişler. Bediuzzaman Saidii Nursi'nin Kürt aşiretleri ve beyleri, Kürtlerin hazreti Nuh'un Sami ırkından geldiklerini, yani Araplarla aynı kökene sahip olduklarını açıkça ifade etmiştir. Bediuzzaman der ki; 'Kürtler, İslam'ın nam ve şerefini yükseltmek için 500 bin şehit vermişler. Kürtler, dini inançları taassup derecesine varacak kadar hakiki Müslümanlardır.' Bu nedenle Ermenilerle aynı kökenlerle olup olmadıkları önemli değil diyor Bediuzzaman" şeklinde konuştu.


"DEMOKRATİK AÇILIM BEKLENEN SEVİYEDE CEREYAN ETMİYOR"


Programda Kürtçe konferans veren Molla Feyzi Güzelsoy ise, Kürt meselesi üzerinde durdu. Kürtlerin anadilini konuşmasının ana sütü gibi helal olduğunu ifade eden Güzelsoy, "Her millet için ana dili Allah tarafından verildiği için onunla konuşmak caizdir ve onun hakkıdır, ana sütü gibi helaldir" dedi.


Kürt milliyetçiliğini tetikleyen nedenleri açıklayan Güzelsoy, "Birincisi, Irak'ta Arap milliyetçisi otoriter rejimin çökmesiyle Irak Kürtlerine özerklik kazandırılması olmuştur. Şu günlerde de Suriye'de milliyetçi otoriter rejimin gitme sinyali vermesi ile Suriye Kürtlerinin özerlik kazanması olasılığı doğmuştur. Bu hadise karşısında da iki seçenek ortaya çıkmıştır. Birincisi; Kürtlerin demokratik taleplerini görmezden gelerek ülkeyi bölünmeye ve yıkıma doğru götüreceğiz. 30 seneden beridir yapılan mücadelenin Kürtlerin lehine cereyan ettiğini bütün çıplaklığıyla görmekteyiz. İkincisi; Kürtlerin ortak demokratik taleplerine saygı göstererek, ülke bütünlüğünü ve refahı güven altına alacağız. İşte şu anda Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki AK Parti bu tezi desteklemektedir. Buna delil olarak da birkaç sene evvel TRT 6'nın açılması, Ankara- Erbil arasında yakınlaşan siyasi ve ekonomik ilişkiler, son zamanlarda Kürtçe seçmeli dersin eğitimde yer alması doğru olanın ikinci şık olduğunu işaret etmektedir. Ancak, demokratik açılım beklenen seviyede cereyan etmiyor ve zaman zaman engellere takılıyor. Benim kanaatimce cesur, kararlı adımlar atılmazsa Türkiye bölünmeye doğru gidecek ve memleketin başına büyük felaket gelecektir" dedi.


Güzelsoy, hem Kürtlere hem de Türklere çağrıda bulunarak Kürt sorununa sağduyu ile yaklaşmalarını istedi.


Sempozyum, 6-8 Eylül 2012 tarihleri arasında yurtiçi ve yurtdışından panelistlerin katılımıyla devam edecek. - BİNGÖL

Kaynak: İHA