Hdp'li Yüksekdağ, CHP'den Gelen Çağrıyı Değerlendirdi
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, partisinin yaptığı TBMM Genel Kurulu’nun olağanüstü toplanması çağrısına CHP’den gelen desteği değerlendirerek, “En hayırlısı ve güzel olmuş bence. Türkiye’de böyle bir olay yaşandıktan sonra Meclis hiçbir şey yaşanmamış gibi davranamazdı” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, partisinin yaptığı TBMM Genel Kurulu'nun olağanüstü toplanması çağrısına CHP'den gelen desteği değerlendirerek, "En hayırlısı ve güzel olmuş bence. Türkiye'de böyle bir olay yaşandıktan sonra Meclis hiçbir şey yaşanmamış gibi davranamazdı" dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Yüksekdağ, Suruç'taki bombalı saldırıda yaralanan ve İÜ Çapa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde yoğun bakım ünitesinde tedavi gören Dr. Çağla Seven'i, beraberindeki bazı partililer ile birlikte ziyaret etti. Hastanedeki ziyaretin sonunda gazetecilere açıklama yapan Yüksekdağ," Suruç'taki patlamada yer alan arkadaşlarımızdan birisi olan Çağla Seven'i ziyaret ettik. Doktorlarıyla ve ailesiyle görüştük. Ciddi biçimde yaralanan arkadaşlarımızdan birisiydi. Ağır yaralanan arkadaşlarımızdan birisiydi. Aldığımız son bilgiye göre tedaviye yanıt verdiği söyleniyor. Yani başlatılan tedavi süreci daha olumlu bir seyir izlemeye başlamış. Çağla kardeşiz gibi diğer yaralılarımızın da en hızlı şekilde sağlığına kavuşmasını diliyoruz. Çağla kardeşimizi çok kısa bir süre görme şansımız oldu. Doktoru vasıtasıyla girme şansım oldu. Kendisi konuşabilecek durumda değildi. Ben birkaç şey söyledim. Bütün Türkiye'nin yanında olduğunu söyledim. Bütün vicdan sahibi insanların yanında olduğunu söyledim. Ölüme karşı yaşam için nasıl direnerek yola çıktıysa yine direnmesini söyledim" dedi.
Bir gazetecinin "HDP'nin Ceylanpınar'da 2 polisin şehit edilmesine ilişkin şiddeti yeterince eleştirmediği yönünde eleştiriler var. Neler söyleyeceksiniz?" şeklindeki sorusu üzerine de Yüksekdağ, "Yanlış ve yersiz değerlendirmeler. Saldırıları cinayetleri doğru olmadığını doğru bulamadığımızı ifade ettik. Her şeyden önce hiçbir sorunun ölümle çözülmemesi gerektiğini çok net ifade ettik. Biz hala aynı yerdeyiz. Ölümle insanların yaşamların hedef alarak, insanların yaşamına kastederek siyaset yürütülemez. Bir gerçek kendine yol açamaz. Dün hükümet çıktı hepiniz çok iyi biliyorsunuz. 'Siz niye ölmediniz' dedi. 'Siz niye ölmediniz' dedi. Bu artık hiçbir vicdanla, hiçbir kelimeyle izah edilemeyecek kadar kötücül bir zihniyetin dışa vurumudur. Birilerini ya kötülük boğmuş ya bir akıl tutulması yaşıyorlar. Başka bir açıklamasını, başka bir izahını bulamıyoruz biz. 'siz niye ölmediniz' diyerek bizleri, gençleri ölüme göndermekle itham ettiler. Gençlerin ölümlerini engellemesi gereken merkezler, bizleri 'niye ölmediniz, eğer ölmediyseniz katil sizsiniz' diye itham ettiler. Bunu açıklanabilir, izah edilebilir hiçbir gerekçesi olamaz. Eğer benim canımı alıp gençlerin yakasından düşecekseniz alın gençlerin canını almaktan vazgeçin. Gençleri katletmekten, gençlerin katledilmesine göz yummaktan vazgeçin. Alacaklarsa buyursunlar bizim canımız ortada. Bunlar çok kötü çok akıl almaz şeylerdir" diye konuştu.
Yüksekdağ, bu süreç içerisinde doğru bir zeminde durmaya çalıştıklarını belirterek, "Acımızı paylaşmaları gerekirdi. Her şeyden önce de bu sorunun çözümü için barış siyasetinin geliştirilmesi lazım. Bu çok net. Kötü dış politika, sorumsuz ülke yönetimi bütün bu kaos ve tehlike sürecinin önünü açmıştır. Bu terör yapılanmasına, şiddet katliam yapılanmasına karşı siyasi iktidarın kapsamlı bir mücadele programı geliştirmesi gerekiyor. Her türlü bilgi belge yönlendirici veri mevcut bunların peşinden gitmesi gerekiyor. Her şeyden önce de o Suriye'nin kuzeyinde tarif ettikleri, hedef gösterdikleri topraklardaki halkımızın Türkiye halkının kardeşi olduğunu kabul etmeleri gerekiyor. Rojava halkları, Kobani halkları Türkiye toplumunun Türkiye halklarının kardeşidir. Bizim huzurumuzun güvencesidir. Bizim barışımızın güvencesidir. Türkiye'nin bunu unutmaması lazım. Gençler de bunu hatırlatmak istediler. Oraya oyuncaklarıyla kitaplarıyla ağaç fideleriyle kardeşlik eli uzattılar. Çoğunluğu Kürt değildi. Türkiyeliydi. Laz'ı vardı içlerinde, Çerkez'i vardı, Türk'ü vardı, Gürcü'sü vardı, ama Kobani sorunu benim sorunum dedi. Kobanıde yaşanan gelişmeler beni ilgilendirir dedi. Kardeşlik ve barış beni ilgilendirir dedi. Yani siyasi iktidarın demediğini dedi. Bunun cezasını bedelini katledilerek ödediler. Ama artık böyle olmasını istiyoruz. Türkiye'de gerçek anlamda, Türkiye'de de, bölgede de barışın ve demokratik çözümün önü açılsın istiyoruz. Biz bunun için mücadele etmeye devam edeceğiz. Çocuklara söz verdik. ve bu sözü yerine getireceğiz" şeklinde konuştu.
Partisinin yapmış olduğu TBMM'nin olağanüstü toplanması çağrısına bugün CHP'den gelen desteği de değerlendiren HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, şunları söyledi: "Bizim teklife destek veriyorlar. İlk başta olumsuz yanıt vermişti. Bizim dileğimiz tabii ki bu verdiğimiz teklifin değerlendirilmesi ve meclisin olağan üstü toplanmasıydı. En hayırlısı ve güzel olmuş bence. Türkiye'de böyle bir olay yaşandıktan sonra meclis hiçbir şey yaşanmamış gibi davranamazdı. Bu nedenle meclis önergede yeterli sayısına ulaşmış olması oldukça memnuniyet verici. Meclis cephesinden bir sorumluluk üstlenildi ve sorumluluk çağrısı yapıldı anlamına geliyor." - İSTANBUL