'Oğlumuz ile Helalleşemedik'

Son Güncelleme:

İSTANBUL'da gasp ve hırsızlık iddiasıyla 3 yıldan bu yana tutuklu bulunan, kan kanseri nedeniyle Adli Tıp'ın verdiği rapor ile cezasının ertelmenmesi istenmesine rağmen kendisi ve ailesinin son isteği olan evine gidemeden yaşamını yitiren 18 yaşındaki Abdullah Akçay'ın ailesi, köylerinde gözyaşları arasında taziyeleri kabul ediyor.

İSTANBUL'da gasp ve hırsızlık iddiasıyla 3 yıldan bu yana tutuklu bulunan, kan kanseri nedeniyle Adli Tıp'ın verdiği rapor ile cezasının ertelmenmesi istenmesine rağmen kendisi ve ailesinin son isteği olan evine gidemeden yaşamını yitiren 18 yaşındaki Abdullah Akçay'ın ailesi, köylerinde gözyaşları arasında taziyeleri kabul ediyor. Baba Ahmet Akçay, bürokrasinin oğlunun evinde ölmesine engel olduğunu belirterek, "Hukuki mücadelemi sürdüreceğim. Oğlum, anne ve kardeşleri ile halalleşemeden öldü, başka Abdullah'lar ölmesin" dedi. Anne Meyrete Akçay, gözyaşları arasında, "Oğlumu son kez görmek için kapıdaki askerlere yalvardım ama izin vermediler. Allah kimseye hakkımızı bırakmasın" dedi.


Hakkında 1'i kesinleşmiş 20 yıl hapis cezası olmak üzere 12 ayrı dava açılan ve yakalandığı lösemi hastalığı nedeniyle Adli Tıp'ın verdiği rapor ile cezasının ertelenmesi istenen Abdullah Akçay, tahliye edilmeden yaşama veda ederken, dün toprağa verildi. Akçay ailesi, Mardin'in Dargeçit İlçesin'e bağlı Altıyol Köyü'ndeki yakınları gözyaşları arasında taziyeleri kabul ediyor. Baba Ahmet Akçay, oğlu için doktorların 4 ay önce kendilerini, "Kendinizi en kötü duruma göre hazırlayın" diye uyardığını, buna rağmen Adli Tıp Kurumu'nun önce 'tedavisi sürsün sonra cezanın ertelenmesine karar verilebilir' raporu verdiğini iddia etti. Adli Tıp Kurumu'na yaptıkları başvurular üzerine bu kez 14 gün sonra oğlunun 3-6 ay ömrü kaldığını ve cezasının ertelenmesi yönünde rapor verdiğini söyleyen Abdullah Akçay, şöyle konuştu:


"Oğlumun son isteği vardı; Ömrünün son günlerini evinde ailesi ile geçirmek. Kendisi de öleceğini biliyordu. Hastanede kötü koşulllar altında ısrarla tutuldu ve annesi ile kardeşlerinin bile görmesine izin verilmeden hayata gözlerini yumdu. Ölüme isyanımız yoktur. Ancak, ailesi ve oğlumun son isteğini yerine getirememenin acısını yaşıyoruz. Oğlum annesi ile bile helalleşemeden öldü. Bu konu ile ilgili başta Adli Tıp olmak üzere kimin sorumluluğu varsa onlarla hukuki yollarla mücadeleye devam edeceğim. Oğlumun son gönlerini evinde geçirmek istediği ile ilgili sözleri bir türlü kulaklarımdan gitmiyor. Bu ülkenin vatandaşı olarak sadece onu istedik. Ancak, ölene kadar ailesinin kendisini hastanede bile görmesini ve helallik almasına izin verilmedi. Bu nasıl devlet ve adalet anlayışıdır?"


Anne Hayrete Akçay ise, oğlunun son gününde hastanede olduğunu, görevli askerlere yalvarmasına rağmen oğlu ile görüştürülmediğini anlatırken, "Filintinli çocuk ve bebekleri getirip şov için Türkiye'de tedavi ediyorlar ama, kendi vatandaşları olan bir gencin son günlerini ailesinin yanında geçirmesine izin vermediler. Çocuğumuzun son günlerini ailesinin yanında geçirmesi için çalmadık kapı bırakmadık. Hiç kimse bize yardımcı olmadı. Rapor çıktığında zaten iş işten geçmişti. Allah hakkımızı kimseye bırakmasın" dedi.


Abdullah Akçay'ın taziye çadırındaki yakınları, politikacıları TBMM'de şov yapmak ile suçlarken, "Bir gencin göz göre ölmesini ailece izledik. Son nefesini verene kadar ailesinden uzak tuttular. İdam sehpasına gönderilen birinin bile son arzusu yerine getirilir. Ama oğlumuzun son isteği yerine getirilmedi" diye konuştu. Yakınları Abdullah Akçay ile vedalaşamanın acısını yaşarken cezaevinden gönderdiği mektup ve fotoğraflar ile babasının son günlerinde hastanedeki yatağında cep telefonuna çektiği son görüntüleri ile avunmaya çalışıyor.


NASIL ÖLDÜ?


Hakkında 12 ayrı dava açılan, 5 kardeşi bulunan Abdullah Akçay, 14 yaşında gasp suçundan tutuklandı. Geçen yıl tutuklu bulunduğu Maltepe Cezaevi'nde rahatsızlanan Akçay'a, 'lösemi' teşhisi konuldu. Akçay, 18 yaşına girince Silivri Cezaevi'ne nakledildi, sağlık durumu kötüleşince Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılarak kemoterapiye başlandı. Tedavisi için kemik iliği gereken Abdullah Akçay'ın babası oğlunun affı için Cumhurbaşkanı'na başvurmak isterken Adli Tıp'tan rapor istedi. Adli Tıp Kurumu'ndan 6 ay sonra gelen ilk raporda, 'Cezaevinde kalabilir' denildi. Adli Tıp, hastalığı son evreye girdi. Cezaevinden tahliye edilebilmesi için yeniden Adli Tıp raporu gerektiği belirtildi. Yeniden Adli Tıp'a götürülen Akçay'a bu kez '3- 6 ay ömrü kaldığı, cezasının infazının 3 ay süreyle ertelenmesine' oybirliği ile rapor verildi.


Silivri Cumhurriyet Başsavcılığı, kesinleşen cezalarının ertelenmesine ve tahliyesine izin verdi. Abdullah Akçay, devam eden davalara ilişkin Yargıtay'ın vereceği karar açıklanmadan kurtarılamadı.


Ferit ASLAN- Bayram BULUT- MARDİN- DHA

Kaynak: DHA