Zirve dağcılığın 73 yaşındaki Nuran annesi, ömrünün sonuna kadar tutkusunu sürdürmek istiyor
Mardin'de yaşayan 3 çocuk, 6 torun sahibi 73 yaşındaki Nuran Demir, yaşına rağmen dağcılık sporu ile ilgileniyor. Yaptığı sporla yaşıtlarına ve gençlere azmiyle örnek olmaya devam eden Demir, zirve dağcılık lisanslı sporcu olmaya hak kazanarak, çocukluk hayalini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyor.
- Zirve dağcılığın 73 yaşındaki Nuran annesi, ömrünün sonuna kadar tutkusunu sürdürmek istiyor
MARDİN - Mardin'de yaşayan 3 çocuk, 6 torun sahibi 73 yaşındaki Nuran Demir, yaşına rağmen dağcılık sporu ile ilgileniyor. Yaptığı sporla yaşıtlarına ve gençlere azmiyle örnek olmaya devam eden Demir, zirve dağcılık lisanslı sporcu olmaya hak kazanarak, çocukluk hayalini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşıyor.
Mardin'de yaşayan 73 yaşındaki 3 çocuk, 6 torun sahibi Nuran Demir'in dağcılık merakı, ziraat mühendisi olan rahmetli dedesi Kamil Vehbi Sayın'ın emekli olduktan sonra ilçesi Savur'a dönmesi ve bölgede bulunan üç noktayı kendine koru yapmasıyla başladı. Koruların isimleri, Dede, dağlara Kamil Bey, Süleyman Bey ve Rüştü Bey korusu. Nuran Demir, rahmetli annesinin kendisini Kamil Bey korusuna çocukken çıkarması ve hoşuna gitmesiyle devam etti.
Keklik sesi ve üveyik sesini dinlemeyi, çiçekleri seyretmeyi çok sevdiğini anlatan Nuran Demir, "Okul, evlilik, çocuklar derken unutuldu gitti. Kuzenim trekking yapardı arada fotoğraflarını görürdüm. Benim başlamama önder oldu. 2008 yılında doğum günümde oğlum dağ ayakkabısı hediye etti. Ne yapacağımı sorduğumda 'Kuzenini çok seversin birlikte yürürsünüz' dedi. Kuzenim Mehmet Demir ile konuştuktan sonra bana getirmem gereken eşyaları anlattı, tozluk, baton ve sırt çantası. Tozluğu çorap, batonu da baston zannettim. Normal kadife pantolonum ve botumu giyindim. İlk hazırlık Dorukkaya'da oldu. Daha sonra alıştıkça öğrendim. İlk batonumu bulunduğum yerdeki temizlik görevlisinden vileda sapı rica ettim, böylelikle ilk batonum, vileda sapı oldu" dedi.
"İlk zamanlar her pazar yürürdüm"
Tırmanış sürecinde çektiği zorlukları anlatan Demir, "Kar yağdı pantolonum içine doldu, üstüm ıslandı, ayakkabımın içine aktı ama bir saatten sonra o soğuğu hiç hissetmedim. Usulü bilmediğim için ilk zamanlar ayağım çamura battı zor çıkardım. Ateş yakıp, ısındım ama çok keyif aldığım bir deneyim oldu. Sabah gidip baton ve tozluk aldım, halen de kullanılırım. O zamandan beri yürüyorum. İlk zamanlar her pazar yürürdüm daha sonra Mardin dönünce ara ara aksamaya başladı. Dağa da çıktım, zirveye de çıktım. Bütün dağcılık gruplarını çok seviyorum" diye konuştu.
Grubun 'Nuran annesi' olduğunu söyleyen Nuran Demir, "Meke Gölü'ne gittiğimiz sıralarda Anneler Günü'ne denk geldiği için biraz duygulandım. Guruptan Hakan Bala, niye ağladığımı sordu. Annemi hatırladığımı dile getirdim. Bunun üzerine 'Siz, hepimizin annesisiniz' dedi. 3 gün sonra da Nuran anne sevgi kulübü diye sayfa açıldı. Daha sonra herkesin Nuran annesi oldum. Grubumuzun en yaşlısı Hakan Mengüç, benden yaşça büyük olmasına rağmen bana anne diye hitap ederdi. Pandemide ayağımı kırdım. Pandemide kırdığım ayağım başıma bela olmaz. Doğayı yudumlayarak, doğayı sindirerek, kurda kuşa böceğe saygı duyarak bu sporu ömrümün sonuna kadar devam ettiririm" ifadelerini kullandı.