Değerlerimiz 'Kördüğüm' Olmasın Diye Film Yaptılar!

Toplumsal duyarlılık ve sorumluluk konusundaki projeler hazırlayan öğrenciler kısa filmlerinde büyük şehirlerde yaşlı, engelli ve hamile kişilerin toplu ulaşım araçlarında oturma önceliğinin tanınmamasına vurgu yaptı. Filmde yaşlı bir kadının bindiği otobüsüte fark edilmemesi durumu metaforik biçimde anlatılıyor.

Toplumsal duyarlılık ve sorumluluk konusundaki projelere öncelik veren ve insanı anlamayı kendine misyon edinen Üsküdar Üniversitesi öğrencileri, Sosyoloji Kulübü ve Video Yapım Atölyesi'nin ortak çalışmasıyla 'Kördüğüm' adlı bir kısa film hazırladı.

Proje danışmanlığını Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ebulfez Süleymanlı'nın yaptığı filmin senaryosu Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi 2. sınıf öğrencisi Said Ateş tarafından yazıldı.

Yönetmenliğini de Said Ateş'in üstlendiği filmde, yaşlı bir kadının otobüsün içinde fark edilmemesi durumu metaforik biçimde anlatılıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi İETT Genel Müdürlüğü ve Ataşehir Belediyesi'nin ekipman desteği sağladığı filmin çekimlerini üniversitenin öğrencileri yaptı. Üniversitenin öğretim üyeleri de filmin oyuncu kadrosunda yer aldı.

Filmi hazırlama gerekçelerine ilişkin değerlendirmede bulunan proje danışmanı Doç. Dr. Ebulfez Süleymanlı şunları söyledi:

"Ardı arkası kesilmeyen siyasi tartışmalar, ülke gündemi ve çoğumuzun içinde bulunduğu günlük koşuşturma içerisinde birçok insani ve toplumsal duyarlılıklarımızın göz ardı edildiğini görüyoruz. Değerlerin aşınmasının önüne ise maalesef geçemiyoruz. Unutulmaya yüz tutan değerlerimizin başında gözlemliyoruz ki İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlerimizde toplu ulaşımda yaşlı ve dezavantajlı vatandaşlarımıza oturma önceliği tanınmıyor. Bu duruma dikkat çekmek için öğrenci arkadaşlarımızla birlikte yaşlı insanlarımızın, engelli vatandaşlarımızın, hamile kadınların otobüs, metrobüs, metro, tramvay ve diğer toplu ulaşım araçlarında oturma önceliğinin tanınmaması olgusuna dikkat çektik.

Kimilerinin daha da ileri giderek bu davranışın 'terk edilmesi gereken zararlı bir toplumsal alışkanlık' olduğunu söyleyerek bu anlamda yanlış algı da oluşturmaya çalışmalarını ise üzüntü ile karşılıyoruz."