Sanat ve Türk kahvesi "Okkalı Muhabbetler"de buluştu

Güneştekin Sanat Merkezi'nde gazeteci Balçicek İlter, sanatçı Ahmet Güneştekin ve Arzum Elektrikli Ev Aletleri Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı'nın katılımıyla sanat ve Türk kahvesi üzerine keyifli bir söyleşinin gerçekleştiği "Arzum Okka ile Okka'lı Muhabbetler" etkinliğine sanat, iş ve cemiyet yaşamından sanatçı Zara, oyuncu Levent Özdilek, Nilgün Gülen, Gülay Kamaz, Nuri Develi, Tahsin Öztürk gibi ünlü simalar katıldı.

Ufak dokunuşlarla büyük farklar yaratan Arzum, "Okkalı Muhabbetler" sohbet serisine devam ediyor. Gazeteci Balçiçek İlter, sanatçı Ahmet Güneştekin ve Arzum Elektrikli Ev Aletleri Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı'nın katılımıyla 27 Ocak Salı günü Güneştekin Sanat Merkezi'nde gerçekleşen "Arzum Okka ile Okka'lı Muhabbetler" söyleşisine sanat, iş ve cemiyet yaşamından sanatçı Zara, oyuncu Levent Özdilek, Nilgün Gülen, Gülay Kamaz, Nuri Develi, Tahsin Öztürk gibi ünlü simalar katıldı.

"Okka'lı Muhabbetler" söyleşisinde Balçiçek İlter; "Kahvenin hayatımda önemli bir yeri var. Güne mutlaka kahve ile başlarım. İş yaşamının koşuşturmasında, bir yerden bir yere yere yetişmeye çalışırken kahve hazırlamak çok zor olabiliyor. Bu nedenle filtre kahve veya espresso gibi kahveler tercih ediliyor. Tam da çalışan insanların hayatına uygun olarak dizayn edilen Arzum Okka'nın, kahveyi hızlı ve pratik bir şekilde hazırlamasıyla, Türk kahvesi benim hayatımda daha fazla yer almaya başladı. Artık espresso ya da filtre kahve yerine Türk kahvesini tercih ediyorum" dedi.

Ahmet Güneştekin söyleşide "Kahvenin belleğimdeki yerinin farklı insan hikâyeleri ve bu hikâyelere kaynaklık eden mekân algısıyla oluştuğunu düşünüyorum. 2006 yılında Güneşin İzinde belgeselinin çekimleri için gittiğimiz Mardin'deki Süryani Kadim Kırklar Kilisesi'nin avlusunda Papaz Gabriel Akyüz'ün ikramı olan Türk kahvesinden yayılan kakule kokusunu anımsıyorum. Kakule kahve yapımında aroma olarak kullanılan bir baharat ve çok keskin bir kokusu var. M.S. 569 yılında inşa edilen bu kilisenin papazından dinlediğim hikâyeler ve ailesiyle birlikte geçirdiğimiz anlar içtiğimiz kahve kokusu ile belleğime yerleşti"dedi.

Kahve ağacının keşfedilmesine dair efsanelerden, 3. dalga kahve akımına uzanan süreci özetleyen Arzum Yönetim Kurulu Başkanı Murat Kolbaşı; "Benim de yönetim kurulu üyesi olduğum Türk Kahvesi Kültürü ve Araştırmaları Derneği'nin, Kültür Bakanlığı'yla beraber UNESCO'ya yapmış olduğu başvuruyla 2013 yılı Aralık ayında Azerbaycan- Bakü'de Türk Kahvesi "somut olmayan kültürel miras" olarak kabul gördü. Böylece Türk kahvesinin kime ve nereye ait olduğu tescillenmiş oldu. Dünyada günde 1.1 milyar fincan kahve içiliyor. Ama 500 sene evvel kahvenin dünyaya yayılmasını sağlayan Türk kahvesi, bu günlük 1.1 milyar fincanlık pazardan yüzde 10 dahi pay alamıyor. Espressonun, filtre kahvenin ve suda çözülebilir hazır kahvenin tüm dünyaya yayılmasında, bu kahve türlerinin 1900'lü yılların başında makineli çözümlere geçmesi çok belirleyici oldu. Türk kahvesi ise 2003 yılına kadar makineleşemedi. Arzum 2003'te ilk elektrikli cezveyi üretti. Son 10 yıllık periyotta Türk kahvesinde önemli bir makineleşme başladı. Türk kahvesinin dünyada hak ettiği konuma ulaşamamasının en önemli nedeni, Türk kahvesinde makineli çözümlerin diğer kahve türlerine kıyasla 100 yıl kadar gecikmesidir. Bu noktada Türk kahvesinin başka bir sorunu, makineyle de yapılsa elle servis ediliyor olması. Biz, kendine global pazarda yer bulabilmesi için, Türk kahvesini doğrudan fincana servis eden bir ürüne odaklandık. Geçtiğimiz yılın sonuna doğru lanse edip piyasaya sunduğumuz Arzum Okka, tam da buna hizmet ediyor. Arzum Okka doğrudan fincana servis özelliğiyle rakiplerinden ayrışıyor. Piyasada doğrudan fincana servis yapan başka bir Türk kahve makinesi bulunmuyor. Okka, kahvenin köpüğünü tüm fincanlara eşit olarak dağıtıyor ve yavaş pişirme özelliğiyle de közde Türk kahvesi tadını yaşatıyor. Son olarak servisin ardından kendi kendini yıkama özelliğiyle pratik bir kullanım sunuyor."şeklinde konuştu.