Cindoruk, Özel Yörük Müzesini Gezdi - Son Dakika
Güncel

Cindoruk, Özel Yörük Müzesini Gezdi

Cindoruk, Özel Yörük Müzesini Gezdi

Demokrat Parti (DP) eski Genel Başkanı ve TBMM eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk, kürtajın dünyanın her yerinde tartışılan bir konu olduğunu belirterek, "Türkiye devletinin kürtaj ile hukuku yeterlidir" dedi."Nasıl Bir Anayasa İstiyoruz" konulu...

03.06.2012 13:19

Demokrat Parti (DP) eski Genel Başkanı ve TBMM eski Başkanı Hüsamettin Cindoruk, kürtajın dünyanın her yerinde tartışılan bir konu olduğunu belirterek, "Türkiye devletinin kürtaj ile hukuku yeterlidir" dedi.

"Nasıl Bir Anayasa İstiyoruz" konulu konferans için Fethiye'ye gelen Hüsamettin Cindoruk, Kargı köyündeki Özel Yörük Müzesi'ni gezdi.

Türkiye'nin ilk özel müzelerinden biri olan 2 bin 500'ü aşkın eserin bulunduğu Enver Yalçın'a ait Yörük Müzesini gezen Hüsamettin Cindoruk, pek çok eseri hayranlıkla izledi. Yörük Müzesi'nin sahibi Enver Yalçın da Cindoruk'a bir yörük kasketi ile yörük yağlığı hediye etti.

Enver Yalçın'dan Yörük Müzesindeki eserlerle ilgili bilgi alan Cindoruk, bu konudaki değerlendirmesinde "Yörükler Anadolu'nun ilk Türkleridir. Yörüklerin gelenek ve göreneklerini sadece Türkiye'den değil, Orta Asya'dan da görmek mümkündür. Türkiye'nin bekçileri, onlarla iftihar ediyoruz. Böyle özel bir müzeyi ilk defa görüyorum. Enver Beyi tebrik ediyorum. Anadolu yaylalarında Yörüklerin ayak izleri çadırları vardır. Çok ayran içtik, çok gezdik" dedi.

Hüsamettin Cindoruk, Türkiye'nin gündemi ile ilgili gazetecilerin sorularını da cevaplandırdı. Cindoruk, bir soruya, Meclis Başkanı Cemil Çiçek'i Başbakan tarafından bir televizyon reklamındaki getir götür İsmail'e benzeterek "Cemil Çiçek'in işi Başbakanın getir götür işini yapmak değil. Parlamentoyu yönetmektir" diye cevap verdi.

TÜRKİYE DEVLETİNİN KÜRTAJ İLE HUKUKU YETERLİDİR

TBMM eski başkanlarından Hüsamettin Cindoruk, gündemdeki konularla ilgili

soruları cevaplandırırken sorular da sordu. Cindoruk, "Türkiye nereye gidiyor" sorusuna şöyle karşılık verdi: "Ülke bir yere gitmez. Ülke bir yerlere götürülmek isteniyor. Biz varız. Ülkeyi hiçbir yere götüremezler. Anayasa çalışmalarımızla da halka anlatıyoruz. Ortada gerçekten ülkeyi tehlikeli bir ortama götürmek isteyen iktidar var. Dini devlet olma hesabı var. Başbakanın dindar kelimesini sık kullanması çok dikkat çekici. Din devleti dedi ve sonra dilim sürçtü dedi. Başbakanın dili sürçmez."

Başbakanların ülkenin dilini en iyi kullanan kişiler olması gerektiğini anlatan Cindoruk, şunları söyledi: "O dilinin altındaki baklayı çıkarmalıdır. Ama çıkaramaz. Çünkü, halk var, biz varız, Cumhuriyet var, 90 senelik devlet var. Hiç bir şey olmaz. Halk mutlaka gerçeği görecektir. Anayasa ile ilgili gittiğimiz bu konferanslarda çok değerli arkadaşlarımız konuşuyor, halkı aydınlatıyor. Bu konferansta ilk defa tevkif edilen savcı konuşacak. Savcı, savcıyı dağa kaldırır gibi kaldırır mı? Bunları yaşayan İlhan Cihaner konuşacak."

Türk hukukunun büyük imtihandan geçtiğini anlatan Cindoruk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bu imtihanı geçerken biz hukuka yardımcı olmak istiyoruz. Ama bir gayrette onlardan bekliyoruz. Adil olmak, adil yargılama yapmak rekabetçi demokraside gerekleri yerine getirmek sadece bizlerin değil herkesin görevidir. Bu nedenle ben de yargımıza yakın günlerde önemli kararlar verme görevi düşeceğini düşünüyorum. Yargı her zaman bulutların arkasında durmaz."

KÜRTAJ TARTIŞMALARI

Başbakanın Türkiye'nin gündemine yerleştirdiği kürtaj ve sezaryen konusunda da görüşlerini anlatan Cindoruk, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kürtaj dünyanın her yerinde bir simgedir. Sadece Müslümanlıkta değil. Hıristiyanlıkta da Musevilikte de kürtaj dini duyguların temsilcilerinden, uygulamalarından biridir. Türkiye devletinin kürtaj ile hukuku yeterlidir. 1983 yılında başlamıştır. Yavaş yavaş hazmettire hazmettire din devletine geçeceğiz diyen Başbakan kendisidir. İşte bu da hazım noktalarından biridir. Ama Türkiye bunu hazmetmez. İstediğiniz kadar mide ilacı verin hazmetmez. Biz bunların hepsini yaşadık. Görev halka düşüyor."

ULUDERE OLAYI

Uludere'de iki devletin ağır kusuru olduğunu anlatan Cindoruk, şunları söyledi: "Hem Amerika devletinin hem de Türkiye Cumhuriyeti devletinin kusuru var. İstihbaratı alan, veren iki ülkenin kusuru var. Buna devlet kusuru denir. Bu kusuru düzeltmek için hayret gösterecekleri yerde ortaya mazeretler getirmeleri bence yanlıştır. Kimlikler önemli değildir. Ama sivil halka askeri bir tatbikat, uygulama yapılmasında iki kusurlu devlet var. İstihbaratı veren ve uygulayan Amerika ve Türkiye'dir. Her iki devletin de bu kusurdan nasıl çıkacaklarının yolları bellidir. Onların yapılmasını tavsiye ederim."

Bunların tamamen yargı hataları olduğunu belirten Cindoruk, sözlerine şöyle devam etti: "Türk yargısının adli hataları ile sadece kesin hükümler görmüyoruz. Tedbir kararları ile tahkikatın genişletilmesini reddetmekle savcı mütalaaları ile bunu yaşıyoruz. Bu aşama geçilecektir. Yargının üzerinde Başbakanın vesayeti var. Bu vesayeti kaldırmalıyız. Bu vesayeti kaldırmak için nasıl biz gayret göstermek zorundaysak, açıkçası muhalefet partilerinin de, hatta AK Parti içindeki dirayetli arkadaşlarımızın da gayretine ihtiyaç vardır. Yargı batarsa devlet batar. Bunun başka izahı yoktur."

TUTUKLU MİLLETVEKİLLERİ

Cindoruk, cezaevlerindeki tutuklu bulunan milletvekillerinin yerinin parlamento olduğuna dikkat çekti. Hüsamettin Cindoruk, bir soru üzerine şöyle konuştu: "Bir meclis bütün milletvekilleri ile toplanır. 8 milletvekili eksik toplanan meclisin meşruiyeti tartışılır. Bugün söz konusu olan bu 8 milletvekilinin dokunulmazlığı değil. Parlamentonun dokunulmazlığıdır. Meclis Başkanı Cemil Çiçek'e katılmıyorum. Çare yoktur. Anayasa ve yasalar müsaade etmiyor diyor. Peki Anayasa ve yasaları kim yapıyor? Parlamento. Parlamento gerekirse Anayasa ve yasa düzenlemesi ile milletvekillerini meclise kavuşturmak zorundadır. Meclis'te sadece milletvekilinin dokunulmazlığı yok. Parlamentonun kendi dokunulmazlığı var. Bugün ortadaki olay budur. Meclis Başkanı Cemil Çiçek'in yapacağı bir tek iş var. Ben olsam yapardım. Gerekirse Anayasaya geçici bir madde koymak ile bu çözüm olabilir. Üst kanunu yapma organı kendisinin yeteneksizliğinden ve yetersizliğinden söz açamaz. Bu anlamda Başbakan devreye girmedi, Cemil Çiçek'e direktif verdi. Sonuç ortada. Televizyondaki reklam gibi Meclis Başkanı Cemil Çiçek de Başbakanın getir götür İsmail'ine döndü. Cemil Çiçek oraya gidiyor, buraya gidiyor geliyor ama yapamadım diyor. Cemil Çiçek'in görevi getir götür değil. Onun görevi kural koymak. Bir Parlamento kural koyamıyorsa, o Parlamento görevi de yapamıyor demektir." - MUĞLA

Kaynak: İHA

Son Dakika Güncel Cindoruk, Özel Yörük Müzesini Gezdi - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement