Akdoğan - 212 Sayılı Basın Kanunu ve Suriye Konusu - Son Dakika
Güncel

Akdoğan - 212 Sayılı Basın Kanunu ve Suriye Konusu

Akdoğan - 212 Sayılı Basın Kanunu ve Suriye Konusu

Akdoğan, AA Editör Masası'na konuk oldu-Başbakan Vekili ve Başbakan Yardımcısı Akdoğan: -"Yeni yeni sorunlar var. Sektörün zaten kendi klasik sorunları var yıllardır başedilemeyen. Bunları nasıl aşarız diye çalıştaylar yapılıyor.

17.11.2014 15:19

Akdoğan, AA Editör Masası'na konuk oldu-Başbakan Vekili ve Başbakan Yardımcısı Akdoğan: -"Yeni yeni sorunlar var. Sektörün zaten kendi klasik sorunları var yıllardır başedilemeyen. Bunları nasıl aşarız diye çalıştaylar yapılıyor. İnşallah seçimden önceye de yetiştirmek istiyoruz. Ama burada kazanılmış hakları geriye götürmeden var olan sorunu nasıl çözebilirizi arıyoruz"ANKARA (AA) - Başbakan Vekili ve Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, basın sektörünün sorunlarına işaret ederek, "Bunları nasıl aşarız diye çalıştaylar yapılıyor. İnşallah seçimden önceye de yetiştirmek istiyoruz. Ama burada kazanılmış hakları geriye götürmeden var olan sorunu nasıl çözebilirizi arıyoruz" dedi.AA Editör Masası'na konuk olan Akdoğan, AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal Öztürk ile editörler, bölge müdürleri ve dünyanın çeşitli merkezlerindeki muhabirlerin sorularını yanıtladı. Ankara ve Erzurum'da gerçekleştirilen basın çalıştaylarının sonuncusunun İstanbul'da yapılacağı anımsatılarak, basın çalışanlarına yönelik yeni bir yasal düzenlemenin seçim öncesinde çıkarılmasının mümkün olup olmadığı sorusu üzerine Akdoğan, bunun mümkün olması için uğraştıklarını ifade etti.Basın emekçilerinin yaşadığı mağduriyetler, sıkıntılar olduğunun altını çizen Akdoğan, işini kaybedenler bulunduğunu, özel sektörün sendika meselesini bir kenara koyduğunun görüldüğünü söyledi.212 sayılı Basın Kanunu'nun bir yük gibi görüldüğünü ve bunun dışından bir mekanizma çalıştırılma çabası yürütüldüğünü dile getiren Akdoğan, "Bundan dolayı da birileri 'acaba bunu biraz yumuşatıp biraz daha ileri adımlar atabilir miyiz' diye düşünenler olmuş bu çalıştaydan önce. Ben 'böyle bir şeyi kabul etmem' dedim. Burada geri adım atmak olmaz. Biz kazanılmış hakları kaybetmeden ileriye doğru mesafe almalıyız" diye konuştu."212 sayılı Kanunu birileri yük gibi görüyorsa bunu telafi edecek başka yollar bulalım" diyen Akdoğan, bu çerçevede yapılan çalıştaylara üniversiteler, meslek kuruluşları, gazetecilerin, sektördeki tüm kesimlerin katıldığını ve düşüncelerini söylediğini anlattı. Akdoğan, "Bunu hızlıca bitirip yasama yılı bitmeden yetiştirmeye çalışacağız. Yetişir mi bilmiyorum ama bu neticede önemli bir sorun" dedi. Gazetecilik mesleğinde hızlı bir yapısal dönüşüm olduğuna işaret eden Akdoğan, teknolojinin hız kazanmasıyla birlikte mesleğin de kabuk değiştirdiğini söyledi.Teknolojiyle birlikte yeni alanlar ortaya çıktığını, buna yönelik mevzuat eksikliği bulunduğunu belirten Akdoğan, "Yeni yeni sorunlar var. Sektörün zaten kendi klasik sorunları var yıllardır başedilemeyen. Bunları nasıl aşarız diye çalıştaylar yapılıyor. İnşallah seçimden önceye de yetiştirmek istiyoruz. Ama burada kazanılmış hakları geriye götürmeden var olan sorunu nasıl çözebilirizi arıyoruz" diye konuştu.Akdoğan, AA Editör Masası'na konuk oldu- Başbakan Vekili ve Başbakan Yardımcısı Akdoğan: - " Türkiye'nin tezleri romantik şeyler gibi algılanmıştır. Türkiye sadece kendi milli çıkarını düşünüyor gibi algılanmıştır. Oysa gelinen noktada görülmüştür ki bunların hepsi doğrudur. Ortada halkına zulmeden, kimyasal silah kullanan bir rejim var. Bu bütün inandırıcılığını kaybetti. 'Bu orada dursun ama biz Suriye'de meseleyi çözelim' demenin hiçbir rasyonel tarafı kalmamıştır. Bu yüzden daha net, dirayetli, kararlı duruş sergilenmesi gerekiyor"- "Bu uzun vadeye yayılan, oyalamacı anlamında birtakım senaryolarla eylem planlarıyla değil, çok net kısa ve orta vadede bizi neticeye ulaştıracak senaryoların geliştirilmesi gerekiyor"- "Esed giderse ne olur sorusuna mahkum oldu bütün dünya. Bu da İsrail'in temel kaygılarından kaynaklanan bir durum. 'Daha beteri gelirse ne olacak' böyle diye diye daha beter bir duruma geldik. IŞİD diye bir şey çıktı ortaya"ANKARA (AA) - Başbakan Vekili ve Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Suriye politikasına ilişkin, "Türkiye'nin tezleri romantik şeyler gibi algılanmıştır. Türkiye sadece kendi milli çıkarını düşünüyor gibi algılanmıştır. Oysa gelinen noktada görülmüştür ki bunların hepsi doğrudur. Ortada halkına zulmeden, kimyasal silah kullanan bir rejim var. Bu bütün inandırıcılığını kaybetti. Bu orada dursun ama biz Suriye'de meseleyi çözelim demenin hiçbir rasyonel tarafı kalmamıştır. Bu yüzden daha net, dirayetli, kararlı duruş sergilenmesi gerekiyor" dedi.AA Editör Masası'na konuk olan Akdoğan, AA Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Kemal Öztürk ile editörler, bölge müdürleri ve dünyanın çeşitli merkezlerindeki muhabirlerin sorularını yanıtladı. IŞİD ile mücadele kapsamında planlanan eğit-donat faaliyetinin detayları ve Kobani'deki çatışmaların son durumuna ilişkin sorular üzerine Akdoğan, IŞİD konusunun kara propagandaya çevrildiğini belirtti.-"Lobiler harekete geçti"Türkiye aleyhinde bir medya manipülasyonu yapılarak zarar verici birtakım çalışmaların gerçekleştirildiğini hatırlatan Akdoğan, şöyle konuştu: "Lobiler harekete geçti, Türkiye'yi nasıl baskı altına alabiliriz, nasıl yönlendirebiliriz, istediğimiz güzergaha nasıl çekebiliriz? Bunların hiçbirine biz eyvallah etmedik. IŞİD konusunda Türkiye'nin tavrı nettir. Terör örgütü olarak Bakanlar Kurulu tarafından ilan edilmiştir ve onun ötesinde bütün bu, Türkiye'den yabancı, silahlı savaşçıların geçmesi konularında Türkiye'nin kararlı duruşu da bellidir. Türkiye'nin bu tür örgütlere kesinlikle yardım yapmadığını artık herkes biliyor. Bu yüzden bu kara propaganda da şu anda anlamını kaybetti. Bunu sadece terör örgütü ve yandaşları zaman zaman yapabiliyorlar. Ama kesinlikle bu konuda Türkiye'nin tavrı nettir. Ne böyle bir yardım yapar, ne sempatiyle bakar, bu iki ayrı anlayıştır. AK Parti'nin felsefesiyle bu tür örgütlerin felsefesi birbirine taban tabana zıttır. AK Parti zihniyeti bunun panzehiridir. Bunlar iki farklı yoldur, yöntemdir. Bu yüzden yan yana gelmeleri, birlikte anılmaları bile akla zarar bir durumdur. Böyle bir şey kesinlikle söz konusu değildir. IŞİD ile mücadele, bizim burada söylediğimiz şudur: Suriye konusunda kapsamlı bir gelecek senaryosu olmadan tek bir örgütle mücadeleye kalkmak, onu bir şekilde zayıflatmak meseleyi çözmez. Daha kapsamlı bir Suriye planı olması lazım ki orada birbiriyle savaşan bir sürü grup var. Bataklığı kurutmazsanız sadece onun sonuçlarıyla mücadele ederek sorunu ortadan kaldıramazsınız. Türkiye'nin dediği budur. Bu yüzden şu anda kapsamlı bir Suriye planı, gelecek senaryosu, tatminkar bir senaryo ortada yok ama Türkiye'nin tezlerine yavaş yavaş yaklaşıldığı anlaşılıyor." - "Türkiye'ye çok haksızlık etmemek lazım"Özelikle Esed konusunda biraz daha farklı noktaya gelinmeye başlandığına dikkati çeken Akdoğan, "Bu da önemli bir durum. Onun ötesinde IŞİD ile mücadele konusunda acaba kim ne kadar çaba gösteriyor? Bu kısa vadede çözebilecek bir eylem planları, senaryoları var mı? Geçtik, Suriye'nin geleceğiyle ilgili kapsamlı bir plan görmeyi. IŞİD ile mücadele konusunda ne kadar samimiler, ne kadar kapsamlı kısa vadeli bir plana sahipler? Bu konuda Türkiye hep 'Buyurun gelin ne yapılacaksa birlikte yapalım' diyor. Ne kadar Türkiye'nin buradaki söylemlerine yaklaşan bir tavır içerisindeler? Bu yüzden Türkiye'ye çok haksızlık etmemek lazım" ifadelerini kullandı.Türkiye'nin bu konuda elinden gelen çabayı gösterdiğini vurgulayan Akdoğan, şunları kaydetti: "Bu eğit-donat meselesi, diğer konular, bu uzlaşılabilen konulardan bir tanesi bu oldu ama onun ötesinde güvenli bölge oluşturulması, uçuşa yasak bölge oluşturulması, bunların olması halinde ciddi bir kararlılık görüntüsü ancak o zaman ortaya çıkabilir, ancak o zaman yapılabilir. Diğerleri, daha uzun vadeli meselelerdir. Yani siz eğitebilirsiniz, donatabilirsiniz ama... Şimdi siz 'eğitim şart' diye başlarsanız bu uzun vadeli bir iştir zaten. Uzun vadeli bir projeyle kısa vadeli bir sorunu ortadan kaldırabilir misiniz? Ama bu da bir kazançtır. Geçmişte biz bunu çok zorladık. Geçmişte bu noktaya gelinseydi, o zaman eğit-donat hayata geçseydi şimdi durum bu kadar kötüleşmeyedebilirdi. Bu yüzden bu noktaya gelinmesi de bir kazançtır. Bunun teknik çalışmalarını ilgili kurumlarımız yapıyor."- "İlk başta bence yanlış pozisyon alınmıştır"Esed'in uzaklaştırılması konusunda Beyaz Saray ile Pentagon'un görüşlerinin çeliştiği yönündeki ABD basınında yer alan haberler hatırlatılarak, "Son G20 zirvesinde de biraz bu ortaya çıktı. Sizce de bir kafa karışıklığı var mı?" sorusu üzerine Akdoğan, şu karşılığı verdi: "Kafa karışıklığından mıdır bilmiyoruz ama neticede gelinen noktada durum daha da kötüleştiyse sorun olduğu belli ama burada sadece bir ülkeye bütün sorumluluğu yüklemek, her şeyi ondan beklemek de doğru değil. Neticede çok uluslu yapı, toplum, uluslararası camia burada aynı şekilde bundan sorumludur. Hepsinin taşın altına elini koyması ve birlikte hareket etmesi gerekir. Burada tabii öncü pozisyon da ABD'den bekleniyor bunlar. Temel mesele şimdi bir şeyde baştan gömleği yanlış iliklerseniz sonuna kadar yanlış gidiyor. Ondan sonra düzeltemiyorsunuz. Esed konusundaki tavır yanlış olunca ondan sonra mesele, daha da kriz derinleşerek devam etti. 'Esed giderse ne olur' sorusuna mahkum oldu bütün dünya. Bu da İsrail'in temel kaygılarından kaynaklanan bir durum. Daha beteri gelirse ne olacak? Böyle diye diye daha beter bir duruma gelindi, IŞİD diye bir şey çıktı ortaya. ve bu bir dirayet sorgulamasına sebep oluyor. Bir inandırıcılık sorgulamasına sebep oluyor. Siz bir hafta önce 'Nereyi bombalayacağız, uçaklar nereden kalkacak? Kimyasal silah bizim kırmızı çizgimizdir, şunu yapacağız' diyorsunuz, bir hafta sonra bambaşka bir yere geliyor iş. O zaman insanlar elbette sorguluyorlar. Bu yüzden ilk başta bence yanlış pozisyon alınmıştır."-"Kısa ve orta vadede neticeye ulaştıracak senaryolar"Net, kısa ve orta vadede neticeye ulaştırılacak senaryoların geliştirilmesinin önemine değinen Akdoğan, şöyle devam etti: "Gelinen noktada Türkiye'nin tezleri romantik şeyler gibi algılanmıştır. Türkiye sadece kendi milli çıkarını düşünüyor gibi algılanmıştır. Oysa gelinen noktada görülmüştür ki bunların hepsi doğrudur. Ortada halkına zulmeden, kimyasal silah kullanan bir rejim var, yönetim var, bu bütün inandırıcılığını kaybetti. 'Bu orada dursun ama biz Suriye'de meseleyi çözelim' demenin hiçbir rasyonel tarafı kalmamıştır. Bu yüzden daha net, daha dirayetli, daha kararlı bir duruş sergilenmesi gerekiyor. Bu uzun vadeye yayılan, oyalamacı anlamında birtakım senaryolarla, eylem planlarıyla değil, burada çok net kısa ve orta vadede neticeye bizi ulaştıracak senaryoların geliştirilmesi gerekiyor. IŞİD ile mücadelede de böyle Esed rejiminin bir şekilde gitmesi ve yeni bir bütün Suriye'deki kesimlerin kabul edeceği bir yönetim oluşması konusunda da aynı şeyi bekliyoruz." .

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Akdoğan - 212 Sayılı Basın Kanunu ve Suriye Konusu - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement