Bahçeli - Yerel seçimler - - Son Dakika
Politika

Bahçeli - Yerel seçimler -

Bahçeli - Yerel seçimler -

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 30 Mart yerel seçimleri yaklaştıkça provakasyonların yoğunlaşabileceğini belirterek, "Önümüzdeki 52 günlük süre her türlü tehlikeye açıktır.

08.02.2014 17:00
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 30 Mart yerel seçimleri yaklaştıkça provakasyonların yoğunlaşabileceğini belirterek, "Önümüzdeki 52 günlük süre her türlü tehlikeye açıktır. Ülke olarak böylesi dönemleri aynısıyla darbe dönemlerinin öncesi ve sonrasında yaşadık. Fark ediyoruz ki, 30 Mart'ı kana, kavgaya ve krize tahvil etmeye çalışan çevreler, iktidarın kolaylaştırıcı ve teşvik edici tutumundan cesaret almaktadır" dedi.

Bahçeli, Ankara Arena Spor Salonunda düzenlenen MHP Seçim Kampanyası Tanıtım Toplantısında yaptığı konuşmada, 30 Mart 2014 tarihinde yapılacak Mahalli İdareler Seçimlerine 52 günlük bir süre kaldığını anımsatarak, bu seçimlerin Türkiye için kilit öneme sahip olduğunu söyledi.

MHP'nin 45. yaşına bastığını, Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi'nin 8-9 Şubat 1969 tarihinde Adana'da toplanan genel kurulunun ardından kutlu, muazzam bir doğuşun yaşandığını belirten Bahçeli, "Türk milliyetçiliğinin siyaset sahnesine taşınması, tarihi ve kültürel değerlerin siyasi bir program dahilinde sistemleşmesi MHP'nin eseridir" dedi.

Türk milletine inanıp, Türkiye'ye güvendiklerini, Türk milletinin de insanlık tarihinin öznesi olmaya bileğiyle, yüreğiyle, adaleti, zaferleri ve kültür cevheriyle hak kazandığını dile getiren Bahçeli, "Türk milletinin bekasını, bağımsızlığını, birliğini, milli ve manevi değerlerini omuzlayan ülkücü ömürler 45 yıllık tutarlılığıyla bugünlere gelmiştir. Çok şükür Türk milleti hiçbir mağlubiyete, hiçbir hainliğe teslim olmamıştır. Mensubu olmaktan iftihar ettiğimiz büyük milletimiz; sinesinden, bizatihi kaynağından aziz varlığını korumak uğruna ölümü göze almış kahraman evlatlarını her devirde çıkarmayı başarmıştır" değerlendirmesinde bulundu.

Bahçeli, MHP'nin 45 yıllık tarihinin Türk milletine adanarak, Türk ve İslam değerlerini sahiplenerek geçtiğini vurgulayarak, şöyle devam etti:

"45 uzun yılda işkencelerden yılmadık, ölümlerden korkmadık. Zindanlardan ürkmedik, yağlı urganlardan çekinmedik. Hak yolundan çıkmadık, doğru olmaktan, dosdoğru yürümekten ayrılmadık. Candan geçtik, vatandan geçmedik. Pusuya düştük, ayağa düşmedik. İdam sehpasına çıktık, adamlıktan çıkmadık. Kalbimizi imanla doldurduk, ama cebimizi parayla doldurmadık. Kurşunlar üzerimize yağdı, bombalar can evimize atıldı, ama durmadık. Bizler için; 'başaramaz' dediler, 'hayalci' dediler, 'yapamaz' dediler, 'boşa uğraşıyor' dediler 'faşist' dediler, 'kandan besleniyor' dediler, 'Fatiha bilmiyor' dediler, 'morg bekçisi' dediler, 'şehit istismarcısı' dediler, 'kavgacı, hayvan, satır bıçakçı, ırkçı, kafatasçı' dediler. Bu sözler yıllardır, mal-mülk, para pul, şan şöhret, koltuk statü peşinde koşan idris suretindeki iblislerin ağzından duyulmuştur."

Hoşgörüye düşmanlık yapanların ve kardeşliğe tahammülsüzlük gösterenlerin, kendileriyle ilgili yaptıkları yorumların herhangi bir kıymetinin olmayacağını ifade eden Devlet Bahçeli, "Biz 45 yılda nice zorluk gördük, bugünküler bize vız gelecektir" dedi.

MHP'nin milletin dışında hiç kimseden fayda ummasının, icazet almasının, onay ve izin beklemesinin söz konusu olmayacağını, MHP'nin siyasetinin hacizli olmadığını kaydeden Bahçeli, amaçlarının Türk milletini bir ve kardeşçe mutlu ve müreffeh günlere ulaştırmak olduğunu söyledi.

Yerel seçim sürecinin Türk milleti ve MHP adına zorluklarla dolu bir dönem olacağını savunan Bahçeli, "Karanlıktan taş atanlar sıklaşmıştır. Suyu yokuşa akıtma merakında olanlar kalabalıklaşmıştır. Türkiye'nin siyasi atmosferi pamuk ipliğine bağlıdır. 30 Mart'a yaklaştıkça provokasyonların, tahminleri dahi alt üst edecek vahim olayların yoğunlaşacağı anlaşılmaktadır. Önümüzdeki 52 günlük süre her türlü tehlikeye açıktır.Ülke olarak böylesi dönemleri aynısıyla darbe dönemlerinin öncesi ve sonrasında yaşadık. Fark ediyoruz ki, 30 Mart'ı kana, kavgaya ve krize tahvil etmeye çalışan çevreler iktidarın kolaylaştırıcı ve teşvik edici tutumundan cesaret almaktadır" diye konuştu.

Türkiye'nin içeride sorunlar yaşadığını buna ilave olarak dış politikanın da göçtüğünü ve burada da sorunların olduğunu ileri süren Bahçeli, Türkiye'nin yan yana duracağı bir ülkeden bahsetmenin imkansız hale geldiği iddiasında bulundu. Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:

"Ne yazık ki aziz vatanımızın bağrına zilletin pençesi geçmiştir. Ülkemiz kendine has cahiliye devrine kıvrılmıştır. İşbirliği ve diyalog rafa kaldırılmıştır. Demokrasi makaslanmış, özgürlük kalbinden vurulmuştur. Milli irade hırsızlığından şikayet eden ve bunu en büyük hırsızlık olarak tanımlayan Recep Tayyip Erdoğan milletimizin bam teline basmıştır. Başbakan Erdoğan'ın iktidarı; keyfidir, zorbadır, terbiye ve edep yoksunudur. Bu iktidar ki hırsızlığın kaptan köşkündedir. Bu iktidar ki rüşvetin ana karargahıdır. Bu iktidar ki pisliklerin limanı, haramilerin sığınağıdır. Yolsuzluk sel olmuş, önüne kattığı her şeyi sürüklemeye başlamıştır. Adı yolsuzluğa karışan bakanların fezlekeleri kim vurduya gitmiştir. Başbakan rüşvetçileri yargıdan saklamakta, TBMM'nden gizlemektedir.

Başbakan ve hükümeti ise paralel devlet izi sürmektedir. Kimdir bu paralel yapı? 17 Aralık'tan beri gündemde olan bu paralel sistem ve failleriyle ilgili ne yapılmıştır? Casuslar nerededir? Ajanlar, hainler, sözüm ona yolsuzluk ve rüşvet kılıfı altında milli değerlere, milli kurumlara, milli politikalara saldıranlar kimlerdir? Başbakan millilik adına ne bırakmıştır da 'milli değerlere saldırı var' diyerek avaz avaz bağırmaktadır? Başka ülkelerin, başka çevrelerin çıkarına yapılan darbenin uzantıları nerededir? Başbakan Erdoğan'a bakarsak küresel ölçekteki projeler hedef alınmaktadır. Bu mantığa göre, Kanal İstanbul Projesi hedef yapılmaktadır. Marmaray ve Hızlı Tren Projesi durdurulmak istenmektedir. Yılda 100 milyon yolcu kapasiteli havalimanı projesi ve İstanbul Boğazı'na 3'üncü köprü işi engellenmek istenmektedir. Meğerse rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasını yürütenler bunları hazmedememiş."

Bahçeli, Türk milletini kandırmak için akla hayale sığmayan korku senaryolarının üretildiğini öne sürerek, eski Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım'ı da eleştirdi.

Bahçeli, anketlerde oylarının kasıtlı olarak düşük gösterildiğini, Türkiye'de medyanın iktidarın kontrolüne girdiğini, MHP'ye yönelik sansür uygulandığını, kamuoyu araştırmalarında MHP'nin oy oranları üzerinde manüplasyonlar yapıldığını ileri sürerek, "Onlar PKK'yı araştırsın, AKP'yi yüzde 50, yetmezse yüzde 90 göstersin ve CHP'yi de parlatsın, önünü açsın. Son sözü şüphe etmeyin Türk milleti söyleyecektir. Yetki, karar ve mühür, egemenliğin sahibi asil milletimizindir" dedi.

Yerel seçimlerde çok çalışarak, Türkiye'de dolaşmadık yer, girmedik ev, ulaşılmadık ve konuşulmadık vatandaş bırakmayacak şekilde alan çalışması yapılması gerektiğini dile getiren Bahçeli, şunları kaydetti:

"Türk milletinin tüm mensuplarını, 76,5 milyonun tamamını sahipleneceğiz. Soğukta titreyen Hakkarili küçücük Ayşe'nin umudu olacağız. Ayaz gecelerde nöbet tutan Yozgatlı Mehmed'in sözü olacağız. Boyacı sandığıyla okul harçlığı çıkaran Diyarbakırlı Hasan'ın yarınlarını garanti altına alacağız. Simit satarak ev bütçesine destek veren ilkokul çağındaki Karslı Ali'nin elinden tutacağız. Saçlarını tarayarak hevesle okuluna giden, ısınamadığından elleri çatlamış, beslenemediğinden yüzü solmuş Erzurumlu Hatice'nin sorumluluğunu yükleneceğiz. Biz, çöplüklerden ekmek toplayan garibanların ayakkabı kutularına aşırılan alacaklarının takipçisiyiz. Meyve kasalarını yakarak ısınan muhtaçların para kasalarına gizlenen haklarının peşindeyiz.

Süt, yoğurt, yumurta satarak okulda okuyan veya kışlada şafak sayan evladına para göndermek için mücadele veren Manisalı çiftçi Kemal'in, Afyonkarahisarlı Emine'nin yardımına koşacağız. Sofradaki bir tas çorbaya beş kaşık giren muhtaç ve düşkün ailelerin çaresiyiz. Yazacak kalemi, yiyecek yemeği, giyecek ayakkabısı, okuyacak kitabı olmayan milyonlarca yavrumuzun ümit çeşmesiyiz. İşsiz babaların, düşünceli dedelerin, ağzı dualı ninelerin, sıla özlemi çeken gözü yaşlı mağdurların, yuva kurma ve iş bulma telaşında olan gençlerin, için için evlat hasreti çeken anaların dert ortağı, çare kapısıyız. Unutmayınız, Allah sabredenlerle beraberdir. Bunun için diyorum ki; Artık Yeter Şimdi Söz Senin Türkiye. Ne AKP, ne CHP, ille de MHP. Ne AKP, ne CHP, herkes için MHP. Ne Mutlu Türküm Diyene."

-"Artık yeter. Şimdi söz senin Türkiye"

Bahçeli'nin konuşmasının ardından MHP Genel Başkan Yardımcısı Sadir Durmaz, yerel seçim kampanyasında MHP'nin kullanacağı argümanları tanıttı.

Yerel seçimlerde Türkiye genelinde "Artık yeter. Şimdi söz senin Türkiye" sloganını kullanacaklarını, bu sloganda yer alan Türkiye ifadesinin il ve ilçe özelinde değiştirilebileceğini ifade eden Durmaz, kampanya dönemini 3 evre olarak belirlediklerini ve her evrede dönemsel mesajlarla vatandaşlara ulaşacaklarını söyledi.

Durmaz, bilbord reklamlarının yanı sıra 9 filmle de destekledikleri kampanyalarında "üretken belediyecilik" vizyonuyla yerel bazda hazırlanan projelerin vatandaşlara anlatılacağı, sosyal medya platformlarının da aktif olarak kullanılacağını söyledi.

MHP kampanya çalışmalarında "Artık yeter. Şimdi söz senin" sözleriyle başlayan seçim şarkısını kullanacak.

Kaynak: AA

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement