Başbakan Davutoğlu Açıklaması - Son Dakika
Güncel

Başbakan Davutoğlu Açıklaması

Başbakan Davutoğlu Açıklaması

"Herhangi bir şekilde hiçbir vatandaşımız mağdur edilmeyecek, hiçbir özgürlük kısıtlanmayacak, aksine özgürlükler, güvenlik ortamı içinde teminat altına alınacak.

18.10.2014 01:53

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Herhangi bir şekilde hiçbir vatandaşımız mağdur edilmeyecek, hiçbir özgürlük kısıtlanmayacak, aksine özgürlükler güvenlik ortamı içinde teminat altına alınacak. Kimse acaba bu gösteride maskeli biri bana kurşun sıkar mı diye düşünmeden gösteri özgürlüğünü kullanabilecek" dedi.

Davutoğlu, Kanal 7 ve Ülke Tv'de ortak yayınlanan İskele Sancak programında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Arama ve dinlemede somut delil yerine makul şüpheyi yeterli gören düzenlemeye ilişkin soru üzerine Davutoğlu, düzenlemenin ülke ve halkın huzuru için yapıldığını söyledi.

Tedbir ile hukuk arasında, önleme ile bir suç ortaya çıktıktan sonraki süreç arasında görünmez bir çizgi bulunduğunu aktaran Davutoğlu, "Tıpta da vardır bu. Koruyucu, önleyici tıp var. Hastalık bulaştı mı ilaç almaya başlıyorsunuz. Bazen bu ilacın yan etkileri de olabiliyor. Bizim meselemiz suçu işlenmeden önce durdurabilmek. Suç işlendikten sonra... Öldürülecek kişi öldürülmüş, yakalanamayan uyuşturucu yerine ulaşmış oluyor" dedi.

Geçmişte herhangi bir polisin, bir kamu otoritesinin, vatandaşı işlemediği bir suç için suç işlemiş muamelesiyle alıp bir yere götürebildiğini ifade eden Davutoğlu, şunları söyledi:

"Onun için '12 Eylül'ü bunlar bilmiyorlar' diyorum. Hangi arkadaşlarımızın nasıl çilelerle bunu yaşadığını hepimiz biliriz. Şuandaki uygulamada gördüğümüz şey bu ince hattın netleşmesi. Ne oluyor biliyor musunuz? Çarpıcı olduğu için bir iki yerde daha bu örneği verdim. Biz burada otururken, yanımızdan veya dışarıdan, uyuşturucu, bonzai taşıyan bir araç geçiyor olsa, bize de ihbar gelmiş olsa, bunu engellemekle mükellef insanlar olarak, bunun içinde uyuşturucu var ve biraz sonra şuradaki gençleri zehirleyecek. Bu bilgi üzerine ben İçişleri Bakanımı arasam ve desem ki 'Bunu engelleyin, durdurun' Oradaki emniyet görevlilerimiz ne yapacaklar biliyor musunuz? Arabayı durdurup arayamıyorlar, çünkü somut delil yok. Arayacak savcıyı. Savcı diyecek ki 'Somut delilin ne?' 'Bir ihbar geldi.' 'İhbar delil değil' diyecek. Somut delil olmadığı için o araba gözümüzün önünde gidecek, o gençleri zehirleyecek."

"Can güvenliğini tehdit eden bir şey varsa"

Bingöl'de polise yönelik saldırıyı da örnek gösteren Başbakan Davutoğlu, "Bingöl'de şehit edilen kardeşlerimiz. Onunla ilgili ihbar geliyor. Emniyet birimlerimiz o kişilerin gözaltına alınması için savcıya müracaatta bulunuyorlar. Savcı da diyor ki 'Bunun bu saldırıyı yapacağına somut bir deliliniz var mı?' Daha suç işlenmemiş ki delil olsun. Delil ne zaman olur, suç işlendikten sonra delil sorulur" diye konuştu.

Ancak savcı veya hakimlerin bu konuda tümüyle kusurlu olmadıklarını aktaran Davutoğlu, şöyle devam etti:

"O da diyor ki 'Ben hukukçuyum bana delil getir. Yoksa o delil olmadan ben işleme koymam' diyor. İyi niyetliyse. Bir de kötü niyetlileri var ki var. Onların da örneklerini vereceğim. Hepsini tek tek tespit ediyoruz. Bunların hiçbiri karşılıksız kalmaz. Bir X ilçesinde 50-60 gözaltı oluyor da savcı hiçbirini tutmuyorsa, Y ilçesinde başka bir savcı veya hakim alabiliyorsa, burada hangi standardı uygulayacağız biz. Birinin niyeti farklı, diğerinin farklı olabiliyor ki yargı mensuplarımızın iyi niyetli olanını tenzih ederim. Onlar kanuna bakıyor, somut delil soruyor. Bizim bu husus için getirdiğimiz şu, eğer burada can güvenliğini tehdit eden bir şey varsa, bir şüphe ortaya çıkmışsa, polis, makul şüphe, sıradan bir zan hali değil, arabayı durdurur bakar. Uyuşturucu yoksa 'buyurun kardeşim devam edin' der. Yok uyuşturucu varsa el koyar, somut delil orada oluşur. Sonra onu tutar, o uyuşturucu götüren kişiyi savcıya teslim eder. Savcı da somut delil olduğu için onu tutuklar. Ancak polis burada, seni alıp götüreyim gözaltında ilanihaye tutayım diyemez. İşte fark bu."

"Ülkeyi o standardın gerisine götürmeyiz"

Bu konuya ilişkin diğer Avrupa ülkelerindeki örnekleri incelediğini söyleyen Davutoğlu, "Bizde polisin gözaltına alma diye bir yetkisi yok. Yok. Ne yaparsa yapsın. Orada maskeli mi dolaşıyor, hayır alamaz. Ne yapacak, savcıya soracak. Arabayı durdurup acaba ne var diye soramaz" dedi.

Bu konuda eleştiride bulunanların ABD ve Avrupa'daki uygulamaları dikkate almalarını isteyen Başbakan Ahmet Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bize demokrasi öğretenler, sanki biz hiç Avrupa, Amerika görmedik. Gidin bakalım New York ile Washington arasında kaç tane trafik polisi sizi kaç yolda, kaç kere durdurabilir ve her an bir şey sorabilir. Makul şüphe mi var? Yüzüne bakar, biraz doğulu görünüyorsan sorma dışında yere yatırır, arar seni. Kimse bize ders vermeye kalkmasın. Karşılarında dünyayı tanımayan insanlar yok. Her bir köşeyi biz biliriz, evrensel hukuku da biliriz. Kimse bize yukarıdan konuşmasın. 'Anadolu'dan yetişen politikacılar Avrupa'yı, Amerika'yı bilmezler, Avrupa'da olsa böyle olmazdı derler.' Biz Avrupa'nın her yerini biliriz. O standardın gerisine bu ülkeyi götürmeyiz ama o standardın istismar edilecek ölçüde dışına çıkılmışsa dengeyi sağlarız. Şimdi bir denge geliyor. Burada yapacağımız şey şu, polisin gözaltı yetkisi hiçbir zaman Avrupa'dakinin daha ötesinde olmayacak. Gerekçe olarak da olmayacak, süre olarak da olmayacak. Aynı gerekçe, aynı süre. Bazı Avrupa ülkelerinde 24 saat, bazı Avrupa ülkelerinde 48 saat, bazı Avrupa ülkelerinde 72 saat. Biz mümkün olan en optimumu bulmaya çalışacağız, buna çalışıyoruz."

"Kendilerini o saldırının içinde düşünsünler"

Avrupa ülkelerinde Türkiye gibi güvenlik riski bulunmamasına rağmen bu önlemlerin alındığını aktaran Davutoğlu, "Türkiye hiçbir şekilde bu güvenlik tedbirini almasın deniliyorsa o zaman bu manzaralardan şikayet etmeyeceksiniz. Dönüp ertesi gün devlet neden otorite kullanmıyor diye bu soruyu bana sormayacaksınız ya da sizin kapınıza, sizin iş yerinizin önüne, yani o gazetelerin önüne molotofkokteyli biri geldiğinde polisi aramayacaksınız. Savcıya somut delil göndereceksiniz" dedi.

Uzaktaki bir olay hakkında, İstanbul'dan veya İstanbul'un içinde Sultanbeyli'deki bir olay hakkında İkitelli'den veya Basın Ekspres Yolu'ndan yazı yazmanın çok kolay olduğunu ifade eden Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Ya o aynı gazetenin, iş yerinin önüne molotofkokteyli ile birisi gelse, oradaki arabaları yakmaya başlasa, duman gözünüzde büyüse ki bunu Doğu'daki iş adamlarımız yaşadı. Bunu Esentepe'de, Sultanbeyli'de, Okmeydanı'nda vatandaşlarımız yaşadı. O zaman arayacağı ilk şey polis ve tedbir isteyecek. Şimdi orada bu şekilde yayın yapan gazete, yapmayan gazeteler de var. Basını bütünüyle suçlamaktan imtina etmişimdir. Bu yayını yapanlar bir kere de kendilerini o saldırının içinde düşünsünler. Biz nasıl engelleyeceğiz o zaman bu güvenlik problemlerini. Molotofkokteyli, patlayıcı nitelikte silah olmasın. Aslında patlayıcı ifadesi daha önceki kanunlarda da var. Fakat yorumla bazı hakimler bu patlayıcı değil. Nihayet yolda birisi bile yapabiliyor. Tekniğini öğrenmişse. Olay esnasında üretiyorlar onu. Peki bu görüntüler var ya, hani neredeyse savaş görüntüleri, onların çoğu molotofkokteyli. Bankaya atıyor, iş yerine atıyor, ambulansa atıyor. Birgün gelip senin evine atılırsa, o özgürlüğü savunacak mısın? Evet molotofkokteyli bir şekilde kanuna girecek ve benzeri diye girecek. Molotofkokteylinin yer almamasının sebebi şu, diyor ki hukukçular molotofkokteyli derse yarın başka bir isimle adlandırılırsa kanuna girmiyor. "Ve benzeri" diyerek de benzeri şeyleri içine alacak bir yasaklama gelecek. Onu kullananların verdiği zaiat bugün gördüğümüz için kesinlikle öyle kısa bir sürede çıkmak değil. Silahlı bir saldırı neyse o da odur."

"Bu iç dengeyi kuracağız"

Yüzü maskeyle kapatmanın yasaklanması için de Davutoğlu, "Maskeyi bir insan niye takar gösteride. Ben hayatı gençlik gösterilerinde geçen bir insanım. Bazen gençliğin bu tür şeyleri olur. Yani fikir ifade ederken aşırıya gidebilir, o olabilir, bu olabilir ama maske takmak 'suça hazırım' demek, 'suç işleme iradem var' demek" diye konuştu.

Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:

"Şimdi bu makul şüphe değil, somut delil değil daha suç işlememiş. Adam maske takacak, hiçbir yerinden tanıyamayacaksın. Çekecek birini vuracak. Sen ondan sonra somut delil oluştu diyeceksin, peşinden koşacaksın, kim olduğunu bile tespit edemeyeceksin. Hukukun esası mümkünse suçu engellemek, değil de suç işlenmişse en kısa zamanda gereğini yapmak.

Ayrıca birşey daha getireceğiz, Hani Kenan Evren eleştirisine cevap mahiyetinde. Bu kanunla birlikte kolluk denetim kanunu da getiriyoruz. Yani bu hakları herhangi bir şekilde istismar eden polis de aynı ölçüde cezalandırılacak. Yani istismar ediyor, birini suç işlemediği halde alıyorsa, onları da denetleyeceğiz. O da cezalandırılacak. Hiç kimse kanunun, hukukun kendisine vermediği yetkiyi kullanamaz. Verdiği yetkiyi de tamamıyla genel insan hakları çerçevesinde kullanır daha ötesine bunu taşıyamaz. Bunların hepsini bir iç dengeye kavuşturuluyor. Onun için zaman alıyor, tartışılıyoruz, konuşuyoruz. Bu iç dengeyi kuracağız. herhangi bir şekilde hiçbir vatandaşımız mağdur edilmeyecek, hiçbir özgürlük kısıtlanmayacak, aksine özgürlükler güvenlik ortamı içinde teminat altına alınacak. Kimse acaba bu gösteride maskeli biri bana kurşun sıkar mı diye düşünmeden gösteri özgürlüğünü kullanabilecek. Çünkü bazen karşıt taraflar aynı yerlerde gösteri yapıyorlar. Bunlar özgürlükleri teminat altına alıcı tedbirler olacak."

- Ankara

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Başbakan Davutoğlu Açıklaması - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement