Başbakan Davutoğlu Canlı Yayında - Son Dakika
Güncel

Başbakan Davutoğlu Canlı Yayında

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Şahsi hesaplarımızı bir kenara koyalım, 50 sene sonra da yaşayabilecek bir anayasa, 100 sene sonra da o gün torunlarımızın gurur duyacağı bir anayasayı birlikte yazalım, o anayasa ister başkanlık sistemi, ister parlamenter sistem...Birlikte bir şey oluşturursak doğru yere gideriz" dedi.

10.11.2015 15:39

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Şahsi hesaplarımızı bir kenara koyalım, 50 sene sonra da yaşayabilecek bir anayasa, 100 sene sonra da o gün torunlarımızın gurur duyacağı bir anayasayı birlikte yazalım, o anayasa ister başkanlık sistemi, ister parlamenter sistem...Birlikte bir şey oluşturursak doğru yere gideriz" dedi.

Davutoğlu, TRT'de katıldığı canlı yayında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Yeni anayasa ve başkanlık sistemine ilişkin bir soru üzerine Davutoğlu, başkanlık ya da parlamenter sistemin birer mekanizma olduğunu anımsatarak, bu sistemlerin özgürlükçü ve otoriter örneklerinin dünyada mevcut olduğunu söyledi.

Mekanizmaların, ülkelere, dönemlere göre uygun ya da aykırı düşebileceğini, üzerinde ittifak edilecek konunun özgürlükçü, vesayete karşı, güçler ayrılığı prensibine dayalı ve herkesin vatandaşlık kavramını en kapsayıcı olarak tanımlandığı bir anayasa olması gerektiğini vurgulayan Başbakan Davutoğlu, "Kendi kültürel birikimimize ters düşmemeli ama evrensel değerlere de uyumlu olmalı. Bu çerçeve, kimsenin karşı çıkmayacağı bir felsefe. Önce bunun içini dolduralım, sonra bunu yaptıktan sonra mekanizmayı yani siyasal sistemi tekrar konuşalım. Bunu yapmadan, salt anayasayı başkanlık meselesi gibi göstermek, başkanlık sistemini savunmak açısından da sakıncalıdır, ona karşı çıkmak açısından da sakıncalıdır" diye konuştu.

Davutoğlu, mevcut anayasanın "seçilmiş otoritenin önünü açmak yerine onu kısıtlamak için yapılmış bir anayasa" olduğunu belirterek, sözlerine şöyle devam etti:

"12 Eylül bir darbe anayasası, şunu demiştir; 'bu seçilenler var ya şu siyasiler, bunlar her an hata yapabilir, onların seçtiği başbakan da her an hata yapabilir. Onları denetlememiz lazım.' Nasıl denetlenecek? Cumhurbaşkanı makamına mutlaka askeriyeden biri gelmeli ve öyle güçler ona vermeliyiz ki seçilen başbakan kendisini sürekli denetim altında hissetsin ve bağımsız karar alamasın, milli iradeyi sınırlayan bir anayasa. Mantık böyle kurulunca cumhurbaşkanı ve başbakanlık, parlamenter sistem ve başkanlık sistemleri arasında son derece karmaşık, bozuk ve kişisel ilişkileri dahi bozmak üzere olan bir kargaşa doğmuş. Ritimli, birbiriyle ahenkli bir orkestra değil, kakafoni ortaya çıksın diye neredeyse. O anayasal sistem içerisinde bazı kurumlar ve yapılar oluşturulmuş ki, 28 Şubat'ta MGK'nın işlediği fonksiyona bakınız.

Hep Evren gibi bir cumhurbaşkanı düşünüldüğünde, o sistem kendi içinde bir mantığı var, karşı çıktığım bir mantık ama mantığı var. Sonra Özal cumhurbaşkanlığına gelince, daha sonra Demirel, Sezer, Sayın Abdullah Gül, hepsi arka arkaya ve nihayet halk tarafından doğrudan seçilen Sayın Cumhurbaşkanımız görev aldığında her aşamada ben bazı sıkıntılar, bu siyasal sistem dolayısıyla yaşanmış. Net tercihini ortaya koyamayan bir anayasa var. Parlamenter sistem mi, başkanlık sistemi mi? Gerçek anlamda parlamenter sistem olsaydı 28 Şubat'ta rahmetli Necmettin Erbakan, Anayasa Mahkemesi huzuruna çıkarılamazdı. Eğer o gün Cumhurbaşkanlığı makamındaki Sayın Demirel parlamenter sisteme saygı gösterseydi, muhtemelen Refah-Yol Hükümeti devam edebilirdi. Yine parlamenter sistem gerçekten işleseydi 2007'de e-muhtıra verilemezdi, Sayın Abdullah Gül'ün seçilmesini engellemek için."

"Sükunetle tartışılması lazım"

Başbakan Davutoğlu, sağlıklı işleyen parlamenter sistem olmadığı için başkanlık sisteminin ikame edilmeye çalışıldığını anlatarak, "Ortada bir problem var ve ben bu problemi yaşayan biri olarak söylüyorum; burada da şahsi hesap yapmam. Mesele, Sayın Cumhurbaşkanımızın yetkisinin artırılması, eksilmesi meselesi gibi tartışılmamalı. Sayın Sezer ile Sayın Bülent Ecevit arasındaki bir tartışma, parlamenter sistemde olabilir miydi? Anayasa kitapçığının fırlatıldığı bir MGK toplantısı Alman parlamenter sisteminde var mı, İngiliz parlamenter sisteminde var mı? Yok. Dolayısıyla cumhurbaşkanlığı ve başbakanlık makamı arasında her an problem çıkarmaya ayarlı bir yapı var" değerlendirmesini yaptı.

Mevcut anayasada hesap verme makamında başbakanın bulunduğunu, cumhurbaşkanlığının hesap vermeyen bir konumda bulunduğunun altını çizen Davutoğlu, "Mesele burada Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, Davutoğlu, Kılıçdaroğlu meselesi değil. Bu siyasal sistem, bu çarpık şey kişisel ilişkilerle ancak yürüyebiliyor. Sayın Cumhurbaşkanımızla benim ilişkimin doğası gereği sistem yürüyor, olumlu anlamda söylüyorum. Ama Sayın Sezer ile Sayın Ecevit arasındaki krizin neye yol açtığını ülke ekonomisi biliyor. Meselenin cumhurbaşkanlığı makamının gücünü artırmak ve onun üzerinden bir güç mücadelesi olarak görülmemesi ve sükunetle tartışılması lazım" ifadelerini kullandı.

Devletin ve demokrasinin restoreye ihtiyacı bulunduğunu, "devlet yerine insan" diyen anayasayı nasıl önü çıkaracaklarını, vatandaşlık kavramını nasıl kuşatıcı kılacaklarını ve bu temelde güçler ayrılığı prensibini nasıl hayata geçireceklerini konuşmaları gerektiğini kaydeden Davutoğlu, "Zor değil. Biraz çağdaş, sağduyulu düşünen herkes burada anlaşır. Sonra da uygun siyasi mekanizmayı birlikte geliştirelim. Biz, şu veya bu modeli dayatmak için bir şey gündeme getirecek değiliz" dedi.

"Birlikte bir şey oluşturursak doğru yere gideriz"

AK Parti'nin 7 Haziran seçimlerinde 258 milletvekili çıkardığını, tek başına iktidar olmak için gerekli 18 milletvekili için o günlerde konuşulan transfer iddialarına kesin bir dille karşı çıktıklarını anımsatan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"O günlerde çok net söyledim, biz bu tür pazarlıkların partisi değiliz, olmayacağız. Eğer o gün samimiyetle o şekilde davranmamış olsak, bugün 317 milletvekilimiz olmazdı. Halkımıza yalan söylemeyiz, aldatma yoluna da gitmeyiz. Şimdi de 317 milletvekilimiz var, referanduma gidecek bir anayasa değişikliği için bile 13 milletvekili lazım, referandum sağlamak için sayımız yetmiyor. O zaman mutlaka bir uzlaşıyla bu olacak. Yani şöyle bir algı yaratmak istiyorlar, AK Parti kendi istediği sistemi dayatmak için bu tartışmayı açıyor, bu tartışma sorularla açılan bir tartışma, yoksa bizim şu andaki birinci gündemimiz hükümeti kurmak, ikinci gündemimiz hükümet programı, üçüncü gündemimiz 3 aylık icraatlarla verdiğimiz sözleri yerine getirmek, bu arada tansiyonu düşürmek, yeni anayasayı bu çerçevede tartışılabilir bir ortam hazırlamak.

Orada da herkesin eteğindeki taşı dökmesini sağlamak, samimiyetle konuşulmasını sağlamak ve öyle bir sistem getirelim ki herkesin ömrünü ancak Allah bilir, ama şunu biliyoruz takriben insan ömrünün ortalaması 50 sene, sonra bugünkü siyasi aktörlerin hiçbirisi hayatta olmayacaktır ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti yaşamaya devam edecek. 100 sene önce yanlış atılan adımların, 1960'larda yanlış atılan adımların Türkiye'nin önünü nasıl tıkadığını biliyoruz. Şahsi hesaplarımızı bir kenara koyalım, 50 sene sonra da yaşayabilecek bir anayasa, 100 sene sonra da o gün torunlarımızın gurur duyacağı bir anayasayı birlikte yazalım, o anayasa ister başkanlık sistemi, ister parlamenter sistem...Birlikte bir şey oluşturursak doğru yere gideriz."

Başkanlık sistemi tartışmaları

Vatandaşların AK Parti'ye yüzde 49,5 oy verme sebebinin acil sorunları çözmek olduğunu belirten Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Bizim kanaatimiz samimi olarak, iyi tanımlanmış güçler ayrılığı prensibine dayalı bir başkanlık sistemidir. Bunu da samimiyetle söylüyoruz. Fakat bunun için bugünün tartışması değil bu. Bugün bizim için şu anda acil olarak vatandaşımızın bize yüzde 49,5 oy verme sebebi acil sorunları çözmek, vatandaşın önünü açmak ve büyük bir reform hamlesini başlatmak. O reform hamlesinin omurgasında anayasa var. İnşallah önümüzdeki aylarda hep beraber bunu tartışacak zemini sağlarız ve kimsenin kendi şahsi geleceği kaygısı gözetmeden ülkenin 50 sene, 100 sene sonra da yönetilebileceği bir zeminde az, öz, esnek ve yenilenmeye açık bir anayasa yazarız birlikte ki torunlarımız anayasa, çözüm üretmesi gereken anayasayı her açtıklarında sınırlama, yasaklama, duvar görmesin. Bizim anayasa öyle, hakkı verir ilk cümlede, arkasındaki cümlede o hakkı kısıtlar. Öyle değil, kendi halkına, vatandaşlarına güvenen bir anayasa. Başkanlık sistemini de bu çerçevede tartışmamız gerektiğini düşünüyorum."

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Başbakan Davutoğlu Canlı Yayında - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement