''Başrolde Ödüllü Kadınlar Var'' Semineri Başladı - Son Dakika
Güncel

''Başrolde Ödüllü Kadınlar Var'' Semineri Başladı

\'\'Başrolde Ödüllü Kadınlar Var\'\' Semineri Başladı

Sabancı Vakfı tarafından düzenlenen "Başrolde Ödüllü Kadınlar Var" adlı 8. Filantropi Semineri'nin açılışı, Sabancı Center'da yapıldı.

11.12.2014 15:05  Güncelleme: 17:16
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, Türkiye'nin, Dünya Ekonomik Forumu'nun 2014 yılı Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporu'nda kadın erkek eşitliği konusunda 142 ülke içinde 125, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın 2014 yılı Cinsiyete Dayalı Gelişme Endeksi Raporu'nda ise 148 ülke arasında 118. olduğunu belirterek, "Bu konuda çalışan bazıları bu sıralamaları çok tekrarlamayı da sevmiyor. Ama ben aksini düşünüyorum. Bu sıralamaları tekrarlamalıyız ki, daha çok iş yapmamız, daha çok çalışmamız gerektiğini sürekli birbirimize hatırlatabilelim" dedi.

Sabancı Vakfı tarafından düzenlenen "Başrolde Ödüllü Kadınlar Var" adlı 8. Filantropi Semineri'nin açılışı, Sabancı Center'da yapıldı.

Açılışta Sertab Erener, kadın ve kız çocukları meselesine dikkati çekmek için sözlerini Sezen Aksu'nun yazdığı, bestesini Aksu'yla yaptıkları "Kız Leyla" adlı şarkıyı seslendirdi.

Güler Sabancı, Sezen Aksu'nun şarkıyı Sabancı Vakfı'na hediye ettiğini söylediğini aktarırken, "Kız Leyla, ayağa kalk Leyla. Hepimizi ayağa kaldıran 'Kız Leyla' için ağlamaya değer. Dostum Sezen Aksu bir gün beni arayarak 'Sadece dinle' dedi ve bu şarkının sözlerini okudu, beni ağlattı. 'Sertab'la bunu Sabancı Vakfı'na armağan etmek istiyoruz' dedi. Sonsuz teşekkürlerimiz var. Ünzile'nin bir kız kardeşi oldu" diye konuştu.

Sertab Erener de "Şarkı, farkındalık yaratabilirse çok mutlu olacağım" dedi.

Sabancı Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Güler Sabancı, bu yıl 8. kez yapılan seminerde genellikle sosyal değişim, sosyal gelişmeyle ilgili iyi örnekleri paylaşmaya çalıştıklarını belirterek, "Bugüne, bize de sürpriz olan güzel bir hediyeyle başladık. Gönlü çok zengin Sezen Aksu ve Sertap Erener'in güzel şarkısıyla başladık. 'Kız Leyla' herhalde dillerimizden düşmeyecek" ifadelerini kullandı.

Sabancı, Ünzile şarkısında 12 yaşında anne olan bir kız çocuğunun konu edildiğine değinerek, "Kız Leyla" şarkısıyla "Ünzile"nin bir kardeşi olduğunu dile getirdi.

Güler Sabancı, 10 Aralık'ın Dünya İnsan Hakları günü olduğunu hatırlatarak, 8 yıldır seminerleri genellikle bu hafta yapmaya özen gösterdiklerini çünkü sivil toplum çalışmalarında insan hakları konusunun "olmazsa olmaz" bir yer taşıdığını vurguladı.

Seminerin konusunu, "kadına yönelik şiddet" şeklinde açıklayan Sabancı, izleyicilere şöyle seslendi:

"Şiddet, aslında en temel insan hakları ihlali. Görüyoruz ki bu en temel insan hakları ihlali maalesef en çok kız çocuklarını ve kadınları etkiliyor. İstiyoruz ki bu seminerlerde iyi ve doğru örnekleri, dünyadaki umut veren örnekleri sizlerle paylaşalım ve sizlerin buradan çıkarken, 'Ben de yapabilirim, bu konuya sahip çıkabilirim. Elimden geleni yapacağım, çözümün bir parçası olacağım' diyebilmenizi arzu ediyoruz. Herkes, kendi olanakları çevresinde toplumsal sorunlara dikkati çekebilir, bir etki alanını iyiye çevirebilir."

Sabancı, karamsarlığı umuda çevirmek için çaba gösterdiklerini belirterek, Türkiye'de kadın hakları alanında çözülmesi gereken çok ciddi sorunlar olduğunu söyledi.

Güler Sabancı, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Dünya Ekonomik Forumu'nun 2014 yılı Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporu'nda kadın erkek eşitliği konusunda Türkiye 142 ülke içinde 125. sırada yer alıyor. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı'nın 2014 yılı Cinsiyete Dayalı Gelişme Endeksi Raporu'nda ise Türkiye, 148 ülke arasında 118. oldu. Evet, biliyorum birçok çalışma yapılıyor, hepimiz gayret gösteriyoruz. Bu konuda çalışan bazıları, bu sıralamaları çok tekrarlamayı da sevmiyor. Ama ben aksini düşünüyorum. Bu sıralamaları tekrarlamalıyız ki, daha çok iş yapmamız, daha çok çalışmamız gerektiğini sürekli birbirimize hatırlatabilelim. Yapılan her katkıya, çalışmaya ihtiyacımız var. Her türlü çalışma makbuldür. Sivil toplum örgütlerimizin, diğer teşkilatların çalışmaları, hepsi bir damla da olsa bu farkı yaratabilir."

"Çok tekrardan yorulmayacağız, sıkılmayacağız"

Kadına yönelik şiddetin sebeplerinin araştırılarak, alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Meclis Araştırma Komisyonu kurulacağının Resmi Gazete'de yayımlandığına değinen Sabancı, memnuniyetle karşıladıkları bu kararın kararlılıkla hayata geçirilmesini diledi.

Sabancı, seminerde bulunan sivil toplum örgütü temsilcilerinin karara sahip çıkması gerektiğini, araştırmanın yapılması ve uygulamaya geçirilmesi için çaba göstermesi gerektiğini vurguladı.

Kadınlardan haklarını kullanmaları konusunda cesur olmalarını beklerken, erkeklerden de kadınların hak mücadelesinde onlarla yanyana yürümelerini istediklerini belirten Sabancı, "Sanatçılarımız da yönetmenlerimizden ve yazarlarımızdan kadın sorunlarına duyarlılık ve farkındalık yaratma konusunda daha çok destek vermeye devam etmelerini diliyorum. Medyada bu konuların daha fazla yer almasına ihtiyacımız var. Çok tekrardan yorulmayacağız, sıkılmayacağız, yılmayacağız çünkü ancak bu şekilde daha fazla fark yaratabiliriz, değişimi sağlayabiliriz" diye konuştu.

"Bir şeyleri değiştirebilecek insanları öne çıkarmak gerekiyor"

Seminere konuşmacı olarak katılan Oscar ve Emmy ödüllü yönetmen Sharmeen Obaid Chinoy, babasının kendisine her zaman "Doğruyu söylersen yanında dururum, bütün dünya da yarında durur" dediğini aktararak, 17 yaşından itibaren statükoyu değiştirmeye çalıştığını ve zor konuşmaların yapılmasına yardımcı olduğunu söyledi.

Chinoy, 2001'de ABD'de üniversitedeyken insanlığın konuşmak istemediği mülteciler, kadınlar gibi konularda filmler yapmak istediğini dile getirerek, şunları anlattı:

"8 kuruluşa teklif gönderdim. New York Times beni işe aldı. 2008'de Irak, Ürdün ve Suriye'ye gittim ve çeşitli filmler yaptım. Film yapmanın yeterli olmadığını, bu kişilerin hayatlarını da değiştirmek gerektiğini düşündüm. Çünkü filmlerde yer alan insanlar 'Bunun sonrasında benim için ne değişecek?' diye soruyor. Filmlerde gösterdiğim 3 kişi sığınma hakkı kazandı, bazı mültecilere de yardımcı olabildik."

Yüzlerine asit atılan kadınların öyküsünü anlattığını hatırlatan Chinoy, filmin, kadınların cesur oldukları takdirde neler yapabileceklerini gösterdiğini belirtti. Chinoy, cephenin ön saflarında olan kişileri anlatmak istediğini ifade ederek, "Bir şeyleri değiştirebilecek insanlar var ve onları öne çıkarmak gerekiyor" dedi.

Chinoy, Pakistan'a geri dönme sebebini "Ülkem için bir şeyler yapmam gerekiyordu" şeklinde açıklayarak, "Günün birinde ben de birkaç hafta sonra dünyaya gelecek kızımın karşısına çıkıp, babamın bana eskiden söylediği 'Doğruyu söylersen yanında dururum, bütün dünya da yarında durur' cümlesini söylemek istiyorum" diye konuştu.

"Sıradan insanlar da fark yaratabilirler"

Pulitzer ödüllü gazeteci Sherly Wudunn da bireylerin kurumlar içinde güçlendirilmesinin ve sosyal değişimi sağlamanın önemine işaret ederek, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin önemli bir sorun olduğunu, her 2,5 dakikada bir kadının bir çocuk doğururken hayatını kaybettiğini söyledi.

Kadınların çözümün bir parçası olması gerektiğini vurgulayan Wudunn, "Sosyal değişim ancak kadınlar ve erkekler el ele çalışırsa mümkün olur. Sıradan insanlar da fark yaratabilirler" dedi.

Wudunn, bazı konularda farkındalığın artmasının ünlü kişilerle sağlanabildiğini dile getirerek, "İnsanlar bu konuyu bilmiyorlarsa, farkındalığı yükseltmek için medyanın, ünlülerin önemli rolü var ve pazarlama çok önemli" değerlendirmesinde bulundu. - İstanbul

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel ''Başrolde Ödüllü Kadınlar Var'' Semineri Başladı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement