Hdp'nin Bingöl Mitingi

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Çözüm Süreci, çözüm masası, demokratik barış süreci, asla bozulmasına izin vermeyeceğiz. Barışın teminatı HDP'dir. Asla bu ülkede yeniden savaşın başlamasına müsaade etmeyeceğiz" dedi.

Demirtaş, partisince PTT Kavşağı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, mevcut anayasanın Türkiye'nin bir tek yurttaşına yakışmadığını, bu anayasadan kurtulmadıkça da ülkede barış ve kardeşliğin sağlanamayacağını söyledi.

Yeni, özgürlükçü, demokratik, çoğulcu, herkesin eşit yurttaş olarak kabul edildiği bir anayasa yapılması gerektiğini belirten Demirtaş, şöyle konuştu:

"HDP'ye mührü bastığınız anda sesiniz görülür olacak. Çünkü biz esnaftan, çiftçiden, işçiden bu ülkeyi emeğiyle var edenden yana bir politika ortaya koyduk. 'Taşeron işçiliği ortadan kaldıracağız' dedik, asgari ücretliye bin 800 lira, emeklilere en az bin 800 lira maaş, esnafa vergi muafiyeti. Bugüne kadar birikmiş borçlarının yapılandırılması, sıfır faizli esnaf kredisi, alışveriş merkezlerinin şehir dışına çıkarılması. Çiftçinin, yani tarlada ürettiğiniz ürünün doğrudan esnafa ulaştırılabilmesi için kooperatifler. Yani çifti, üretici, hayvancılıkla beslenenler, sizler tarlanızda, bağınızda, bahçenizde kullandığınız gübrenin, tohumun, mazotun parasını bile geri alamıyorsanız, hayvancılık yapanlar yem parasını bile geri alamıyorsa, bundan bile zarar ediyorsa bilin ki bu bilinçli bir politikadır."

Bingöl'de yaşayan kadınların yüzde 95'inin ev kadını olduğunu vurgulayan Demirtaş, ev kadınlarının işsiz kadın değil dünyanın yükünü çeken evde çalışan kadınlar olduğunu, bu yüzden de sigorta, maaş ve emeklilik hakkı sağlanması gerektiğini dile getirdi. Demirtaş, şunları kaydetti:

"Özellikle 'Ben askerlik yapmak istemiyorum' diyen bütün gençler için vicdani ret hakkı yani 'askere gitmek istemiyorum ama bir sağlık merkezinde örneğin 6 ay gönüllü çalışabilirim' diyorsa ona tercih hakkı olarak tanınmalıdır. Asker sayısını yarı yarıya azaltmak bile, askeri harcamaları yarı yarıya düşürmek bile eski parayla 60 katrilyon tasarruf sağlıyor. Bu bahsettiğimiz birkaç kalem yani asgari ücret, taşeron işçilik, çiftçiye esnafa, kadına destek kalemlerini askeri harcamayı yarıya indirsek bile sağlayabiliyoruz. Kaynakları çarçur etmeyecek bir hükümet kurabilirsek ve bu ülkenin kaderini değiştirecek bir seçim sonucunu ortaya çıkarabilirsek artık gençler, çocuklar, kadınlar, yaşlılar emekliler, engelliler, esnaflar her biriniz insan onuruyla nasıl yaşandığını göreceksiniz."

Demirtaş, Ankara'da kaldığı otel odasında ölü bulunan iş adamı ve AK Parti Bingöl milletvekili aday adayı Celal Ayrancı için Allah'tan rahmet diledi.

-Çözüm Süreci

HDP'nin halkın adaletini, eşitliğini, kardeşliğini, barışı savunduğunu ifade eden Demirtaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ülkenin barışını da bizler kuracağız. Şundan şüpheniz olmasın. Çözüm Süreci, çözüm masası, demokratik barış süreci, asla bozulmasına izin vermeyeceğiz. Barışın teminatı HDP'dir. İçiniz rahat olsun asla ve asla bu ülkede yeniden savaşın başlamasına müsaade etmeyeceğiz. AKP'nin provokasyonlarına, geri adım atmasına, çark etmesine rağmen bu ülkede barışı sağlayacağız. Bingöl dağlarında kurşun sesi olmayacak, kuşların sesi olacak. Bunun teminatı sizsiniz. Dolmabahçe mutabakatının teminatı sizsiniz. Çözüm Süreci her halükarda HDP'nin başarıyla birlikte çok daha güçlü bir şekilde yürüyecek, ilerleyecektir."

-"Güçleri çok ama bizim de Allahımız var"

Seçim çalışmalarına değinen Demirtaş, "Bir şeyi parayla yapmak başka bir şey imanla yapmak başka bir şeydir. Biz imanla inançla yürüyoruz. Çok şükür, hamd olsun. Paramız onlar kadar değil, çok şükür olmasın da, hırsız değiliz çünkü. Çalışanın, emeğiyle kazananın bu kadar parası serveti olmaz zaten. Çok şükür arkamızda devlet olanakları yok, çok şükür devletin lüks uçaklarıyla mitinglere gitmiyoruz. Binlerce kez şükür" dedi.

İktidarın bütün devlet gücünü arkasına aldığını iddia eden Demirtaş, "O akşam barajı aştığımızda biz sadece AKP'yi yenmiş olmayacağız. Cumhurbaşkanı'nı yenmiş olacağız, 81 il valisini yenmiş olacağız, emrindeki bütün kaymakamlıkları yenmiş olacağız. Ne kadar güç varsa, medya varsa onların tamamını yenmiş olacağız. Sıradan bir güçle mücadele etmiyoruz. Güçleri çok küçümsemiyorum, güçleri çok ama bizim de Allahımız var, halkımız var" diye konuştu.

Demirtaş, HDP'nin halktan büyük bir destek alarak, Türkiye'de siyaseti değiştirecek büyük bir gücü ortaya çıkarması halinde Ortadoğu'nun kaderinin değişeceğini, ezilenlerin umudu olacaklarını ileri sürdü.

HDP'nin, İslamiyet başta olmak üzere bütün inançların özgürce, layıkıyla yaşatılmasından yana olduğunu dile getiren Demirtaş, "Camilerimiz, ibadethanelerimiz, inanç merkezlerimiz en güzel hizmeti hak ediyorlar. Bu Diyanet ve bunlar hizmet veremediği için ayrımcılık yaptığı için biz bunları değiştireceğiz diyoruz. Daha özgürlükçü, bütün inançlara eşitlikçi yaklaşan, İslamiyet'e de hak ettiği değeri veren bir sistem kuracağız" ifadesini kullandı.

-"Sen de karşıysan gel beraber karşı olalım"

Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun bugüne kadar başkanlık sistemini hiç savunmadığını ileri süren Demirtaş, "Ahmet Davutoğlu, Sayın Başbakan, seçim beyannamesine ben ellerimle başkanlık sistemini yazdım dedi. Peki, 25-30 tane miting yaptın, televizyon programlarına çıktın bir tane de bile başkanlık sistemini neden savunmuyorsun? Sen de karşıysan gel beraber karşı olalım. Sen de HDP'ye oy ver başbakanlık sistemini birlikte durduralım. Açık ol, şeffaf ol ki seni de kurtaralım yoksa valla gidicisin. Başbakanlık bitiyor, her halükarda başbakanlık gidecek ve sen tadını çıkaramadan maalesef ki senin koltuğun elden gidecek" görüşünü savundu.

"Türkiye'de korku saltanatını bitireceğiz. İktidardan korkmak, devletten korkmak ayıptır ayıp. Bir devlet açısından utançtır. İnsanlarımızın Allah'tan başka kimseden korkmaması lazım" diyen Demirtaş, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Bunlar korkutuyorlar, hakimiyle, savcısıyla korkutuyorlar, tankla, TOMA, copla, panzeriyle, cezaeviyle korkutuyorlar, açlıkla terbiye etmeye çalışıyorlar oysa devlet insanın hizmetkarıdır. Devlet, yurttaşın hizmetçisidir. Devlet sizin üstünüzde, büyüğünüz falan değil, 'devlet baba' diyor ya, yalandır yalan. Devlet sizin evladınızdır, evladınız. Ana baba sizsiniz, büyük olan sizsiniz, halktır halk. Bu sistemi de ancak bizler değiştirebiliriz, bizler başarabiliriz. Çok şükür, halk dışında hiç kimseyle ittifak yapmadık, halkımızla gönül ittifakı yaptık, hiçbir kirli işbirliğine asla girmedik. Kapalı kapılar ardında asla pazarlıklara tenezzül etmedik. Ne söylediysek yaptık, ne yaptıysak onu da söyledik. Özü, sözü bir olduğumuz için halkla aramızda mesafe yok. O nedenle halkımızla aynı sözü, aynı sazı, aynı türküyü söyleyebiliyoruz. Biz halkız, halk biziz."