AB'nin Türkiye İlerleme Raporu Açıklandı
İKV Başkanı Prof. Dr. Kabaalioğlu, Türkiye'nin dünya siyasetindeki etkinliği ve itibarı açısından AB üyeliği hedefinin önemini koruduğunu belirtti.
İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Başkanı Prof. Dr.
Haluk Kabaalioğlu, gerek Türkiye'nin küresel ekonomideki rolüne katkısı gerekse
Türkiye'nin dünya siyasetindeki etkinliği ve itibarı açısından AB üyeliği
hedefinin önemini koruduğunu belirtti.
Kabaalioğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Avrupa Birliği Komisyonu'nun Türkiye
hakkındaki İlerleme Raporu'nu değerlendirdi.
Raporda siyasi kriterler açısından olumlu gelişmelerin yanında eksikliklere
dikkat çekildiğini hatırlatan Kabaalioğlu, raporda insan hakları alanında önemli
sorunlar ve eksikliklerin devam ettiğine yer verildiğini kaydetti.
Kabaalioğlu, bu alanda yakın geçmişe göre önemli ilerlemeler olsa da
Türkiye'nin sosyoekonomik gelişimine aykırı düşen bir çok sorunun devam ettiğini
belirterek, "İnsan hakları ile ilgili Türkiye'nin gerçekleştirdiği önemli
ilerlemelere rağmen, bir çok alanda ilerlemenin yavaşladığı veya durduğu
görülmektedir. Türkiye'nin siyasi reform sürecine ivme kazandıracak katılım
müzakereleri sürecinin yeniden canlandırılmasıdır. Dolayısıyla AB'nin bu alanda
herhangi bir inisiyatif göstermezken, Komisyon'un Türkiye'yi izleyerek, raporlar
yayınlaması ve siyasi alanda eleştirilerini dile getirmesi anlamını
kaybetmektedir" ifadelerini kullandı.
Raporda, "Ergenekon" ve "Balyoz" gibi siyasi davalar, aşırı uzun ve her
şeyi içine alan iddianamelerin endişe yaratmaya devam ettiğine yer verildiğini
belirten Kabaalioğlu, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
"Gerek Türkiye'nin küresel ekonomideki rolüne katkısı gerekse Türkiye'nin
dünya siyasetindeki etkinliği ve itibarı açısından AB üyeliği hedefinin önemi
devam etmektedir. Bu doğrultuda daha fazla zaman kaybetmeden AB ve Türkiye
tarafından gerekli adımların atılması ve pozitif gündem ile yeni bir ivme kazanan
ilişkilerin müzakere sürecinin yeniden başlatılması ile rayına oturtulması
beklenmektedir. Hükümetimizin bugüne kadar AB üyeliği hedefi doğrultusunda
gerçekleştirdiği tüm reform çalışmalarını takdirle karşılamanın yanında bundan
sonra da bu çabalara hız verilmesi ve AB üyeliği hedefinden şaşmadan ve AB
tarafından gelen şevk kırıcı mesajlardan ya da konjonktürel sarsıntılardan
etkilenmeden bu hedef doğrultusunda müzakere sürecinin canlandırılmasına çaba
gösterilmesi gerekir. Sarkozy'nin ayrılmasından sonra daha olumlu bir ortamın
doğacağı kuşkusuzdur. İleri görüşlü Avrupalı liderler, Türkiye'nin AB üyeliğinin
AB için büyük bir kazanç olacağını görerek, bu hedefi destekleyen açıklamalar
yapmaktadırlar. AB'deki ekonomik kriz sebebiyle talebin daralması ve ihracatın
azalması ile yeni pazar ve yeni iş olanakları arayışına girildiği ve bu
doğrultuda hükümetimizin önemli girişimlerde bulunduğu memnuniyetle
gözlemlenmektedir. Ülkemiz bölgesinde önemli ağırlığı olan bir güçtür. AB tam
üyesi olan Türkiye'nin, bu ağırlığının daha da artacağını unutmamak gerekir."
Muhabir: Hanife Sevinç
Yayıncı: Sibel Ertürk Kurtoğlu - ISTANBUL