Başbakan Yardımcısı Arınç Açıklaması
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Akil İnsanlar Heyeti'ne ilişkin, "Buna yönelik iddiaları veya itirazları, bir kısmını belki yerinde ve samimi görmek lazım ama bir kısmı tamamen ideolojik karşıtlığa dayanıyor."
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Akil İnsanlar Heyeti'ne ilişkin, "Buna yönelik iddiaları veya itirazları, bir kısmını belki yerinde ve samimi görmek lazım ama bir kısmı tamamen ideolojik karşıtlığa dayanıyor. Başta reddediyorlar, hatta çok çirkin ifadelerle onları kötülüyorlar. Kötü adam demek yetmiyor, onların lanetlenmesi gerektiğini, vatan hainleri olduğunu söyleyecek siyasetçi müsveddesi insanlar da fazlasıyla var" dedi.
Bursa'da, AS TV'de canlı yayınlanan "Objektif" programına katılan Arınç,
"akil insanlar" konusunun birkaç haftadır tartışıldığını, genelde tasvip gördüğünü ancak çözüm sürecine karşı olanların, akil insanların da karşısında yer aldığını bildirdi.
Anayasanın bazı maddelerinin değiştirilmesiyle ilgili 12 Eylül 2010'da yapılan halk oylamasından önce olduğu gibi demokrasi, özgürlük, desteklemek, başarı dilemek adına düşüncelerini ifade edenler nasıl aforoz edildiyse bu kez yine aynı çevrelerin çözüm sürecine karşı çıktığını belirten Arınç, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, bir televizyon kanalında Akil İnsanlar Heyeti için "Biz bunların hepsine çok saygı gösteriyoruz. Onların kişiliklerine hiçbir diyeceğimiz yok" dediğini söyledi.
Arınç, Kılıçdaroğlu'nun bu açıklamasına kadar CHP adına konuşanların, heyet üyelerini değerlendirmek yerine onlara ağız dolusu hakaretler yağdırdığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Alın Haluk Koç'un, Muharrem İnce'nin konuşmalarını ya da bir başkasının konuşmalarını. Akil insanlar için ağızlarına gelen her şeyi söylediler ama çok şükür ki bugün herhalde Kılıçdaroğlu, onlardan farklı düşünüyormuş. Taha Akyol ile yaptığı bir konuşmaya istinaden söylüyorum. Tabii yöntemi eleştiriyor haklı olarak ama en azından bu akil insanlar için güzel sözler söyledi. Doğrusu da budur, yakışanı da budur. Ondan sonrası herhalde kendi partisinde bu sözleri söyleyen, ayıplı hareket eden insanlara yönelik olmalı. Yine mümkünse tabii MHP de bu akil insanlar için ağız dolusu hakaretleri bırakıp bunların yapacağı faydalı işler varsa onlara destek olmalı."
-"Cesaretle bu işe giriyorlar"-
Heyetin 63 kişiyle sınırlandığını ancak yüzlerce kişiden oluşabileceğini dile getiren Arınç, kişilerin kendilerini önermesi ya da birilerini işaret etmesiyle sayının birkaç bini bulabileceğini anlattı.
Grupların, farklı noktalardan gelen, değişik sesleri konuşanlardan oluştuğunu bildiren Arınç, "Bu insanlar kendi alanlarında başarılı olmuştur ancak farklı akımları temsil etmektedir. Normalde biz veya başkaları bu isimlerle her gün bir araya gelip ortak konuları konuşamayabiliriz ama buradaki isimler, çözüm süreciyle terörün bitmesini ve Türkiye'nin önünün açılmasını isteyen insanlardır" ifadesini kullandı.
Arınç, heyetin, Türkiye'nin 7 coğrafi bölgesinde 9'ar kişi olarak kendi aralarında birleştiğini belirtti.
Akil insanların, bir-iki aylık çalışma için bölgelere giderek konuşmalar yapacağı, sempozyumlar düzenleyeceği, belki de görsel birtakım faaliyetlere katılacağı bilgisini veren Arınç, şunları kaydetti:
"İstihbarat ile İmralı ile BDP ile başlayan ve devam eden süreçte en son 21 Mart'ta nevruzda Öcalan'ın bir mektubunu, milletvekili olan iki kişinin okumasıyla kalabalıkların coşkulu bir şekilde silah bırakmaya söz vermesi, hatta ülkemiz topraklarını terk edecek noktaya gelmesi, bunlar açısından çok önemli görüldü. Buna karşı bir muhalefet varsa bildiklerini söyleyerek, çalışma yaparak, kamuoyunu çözüm sürecine destek vermeye yöneltmek amacıyla faaliyet gösterecekler. Buna yönelik iddiaları veya itirazları, bir kısmını belki yerinde ve samimi görmek lazım ama bir kısmı tamamen ideolojik karşıtlığa dayanıyor. Başta reddediyorlar, hatta çok çirkin ifadelerle onları kötülüyorlar. Kötü adam demek yetmiyor, onların lanetlenmesi gerektiğini, vatan hainleri olduğunu söyleyecek siyasetçi müsveddesi insanlar da fazlasıyla var. Dolayısıyla cesaretle bu işe giriyorlar. Kendileri hakkında söylenenlere, yazılanlara aldırış etmeden giriyorlar ve Türkiye'nin bir varlık meselesi olarak bu çözüm sürecini görüyorlar. Zannediyorum, gittikleri yerlerde toplantılar yaparak, belki sokağa çıkıp vatandaşla kucaklaşarak, belki de kendi alanlarındaki başarılarını orada bu sürece katkı sağlamak amacıyla kullanarak yoğun bir çalışma yapacaklardır."
(Sürecek) - BURSA