Tek Karesini Kestirmeden Sansürden Kurtardı
Ünlü Yönetmen Metin Erksan'ın Fakir Baykurt'un Romanından Yaptığı "Yılanların Öcü" Filmi, Sansür Kurulu Tarafından Bütünüyle Yasaklanır... Ama O Devirde Cumhurbaşkanı Olan Cemal Gürsel Sıkı Bir Türk Filmi Seyircisidir...
Ünlü yönetmen Metin Erksan’ın Fakir Baykurt’un romanından yaptığı "Yılanların Öcü" filmi, sansür kurulu tarafından bütünüyle yasaklanır... Ama o devirde cumhurbaşkanı olan Cemal Gürsel sıkı bir Türk filmi seyircisidir...
ÜNLÜ yönetmen Halit Refiğ’in hayatının kilometre taşlarını anlatan "Sinemada Ulusal Tavır, Halit Refiğ Kitabı" Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayımlandı. Gazeteci Şengün Kılıç Hristidis’in "nehir söyleşi" türünde hazırladığı kitapta, sinema dünyasının pek çok bilinmeyeni seriliyor gözler önüne. Bunlar arasında, Halit Refiğ’in Kemal Tahir ve Oğuz Atay gibi edebiyat dünyasının ünlü isimleriyle dostluğu da var, "ulusal sinema kavgası" olarak Türk sinema tarihine geçen gelişmelerin perde arkası da. Ancak, hiç kuşkusuz en ilginç anılar, her zaman olduğu gibi sansürle ilgili.
Halit Refiğ, kendi başına değil de, bir başka ünlü yönetmenin, Metin Erksan’ın başına gelen çarpıcı bir sansür hikáyesi anlatıyor. 1964’te "Susuz Yaz" ile Berlin Film Festivali’nden Büyük Ödül’le dönecek olan Metin Erksan, 1962’de Fakir Baykurt’un ünlü eseri "Yılanların Öcü"nü sinemaya aktarmıştır. Metin Erksan daha önce yaptığı "Áşık Veysel" filmi dolayısıyla sansür kurulu ile karşı karşıya gelmiş ve sansür kurulu, filmdeki kuraklık sahnelerine karşı çıkarak "Anadolu yeşildir" diyerek filmi yasaklamıştır. Ne var ki, artık devir değişmiştir ve 1961 Anayasası yürürlüktedir. Halit Refiğ’den takip ediyoruz:
"Aslında 61 Anayasası çıktıktan sonra hiç kuşkusuz bunun film piyasasına da yansıması gerekiyordu. Bunun en tipik tezahürü ’Yılanların Öcü’dür. Metin Erksan tam on yıllık aradan sonra Fakir Baykurt’un romanı ’Yılanların Öcü’nü filme çekti. Sansür tarafından tıpkı ’Áşık Veysel’ gibi bütünüyle yasaklandı. Fakat zaman değişmişti. 61 Anayasası’nı meydana getiren grubun şefi Cemal Gürsel, Çankaya’daydı. Ve çok iyi bir tesadüf olarak Cemal Gürsel çok sıkı bir Türk filmi seyircisiydi. Onun bu durumunu bilenler filmi ona seyrettirdiler. Cemal Gürsel de, ’Bu filmi yapanlar Türkiye’ye hizmet etmiştir’ dedi. Tabii ertesi gün sansür heyetine bir albay gittiğinde, ’Yılanların Öcü’ tek kare kesilmeden gösterime girdi." (s. 77-78)