Avukatlara Başörtü Özgürlüğü

Türkiye Barolar Birliği tarafından Danıştay 8. Dairesi'nin avukatların "başları açık" görev yapacaklarına ilişkin kararına yapılan itirazın reddedilmesinin ardından, söz konusu yasağının kalkması için başvuruyu yapan avukat Figen Şaştım konuştu. Verilen bu kararının ardından başörtülü bir şekilde avukatların salona girmesine izin vermeyen hakimler hakkında dava açılabileceğini belirten Şaştım, kararın Türkiye'deki her anlamdaki normalleşmenin sonucu olarak değerlendirilebileceğini belirtti.

Türkiye Barolar Birliği tarafından Danıştay 8. Dairesinin avukatların "başları açık" görev yapacaklarına ilişkin kararına yapılan itiraz reddedilmesinin ardından, konusu yasağının kalkması için başvuruyu yapan avukat Figen Şaştım İHA'ya konuştu. Danıştay 8. dairede 2011 yılında Türkiye Barolar Birliği'nin meslek kuralının 20. maddesinin iptali için açtığı davanın 24 Ocak'ta yürütmenin durdurulmasıyla sonuçlandığını hatırlatan Şaştım "Türkiye Barolar Birliği itiraz ederek kararını iptalini istedi.

İtirazı değerlendiren Danıştay'ın üst merci olan idari dava daireleri genel kurlu oy çokluğuyla itirazı reddetti. Böylece bu dava açısından ilk aşama kazanılmış ve kesinleşmiş oldu" dedi.

"KARARA DİRENEN HAKİMLER HAKKINDA DAVA AÇILABİLİR"

Verilen ilk karardan sonra duruşmalara başörtülü bir şekilde girilmeye başlandığını ifade eden Şaştım, bu süreçte bazı hakimlerin avukat arkadaşları salondan çıkarmak istemesi, haklarında tutanak tutmasını hatırlattı.

Bazı hakimler tarafından yapılan uygulamanın hukuka aykırı olduğunu belirten Şaştım "Çünkü ortada bir mahkeme kararı vardı. Türkiye Cumhuriyetine bağlı tüm kuruluşları ortada olan mahkeme kararını uygulaması gerekirdi. Ama kimi hakimler siyasi ve ideolojik sebeplerle kanunları ve mahkeme kararını hiçe sayarak meslektaşlarımız hakkında işlem yapmak istiyordu. Dün verilen karardan sonra bu kararı uygulamamakta direnen hakimler suç işlemiş olacaklardır. Türk Ceza Kanunu açısından görevi kötüye kullanma suçunu işlemiş olacaklardır. Bu karara rağmen direnirlerse mağdur olan arkadaşlarımız savcılıklara suç duyurusunda bulunurlarsa bu hakimlerin görevi kötü kullanmak yada görevi ihmal suçlarından yargılanmaları söz konusu olacaktır" şeklinde konuştu.

"TÜRKİYE'DEKİ NORMALLEŞMENİN SONUCUDUR"

Geçmişte yargının siyasi ve ideolojik kaygılarla verdiği kararların tarihi anlamda nihayetine geldiğini göstermesi açısından isabetli bir karar olduğunu burgulayan Avukat Şaştım, "Dosyaya ilişkin ilk aşama tamamlandı. Danıştay 8. Dairesi dosyayı esas hakkında incelemeye başlayacak. Verilen bu karar Türkiye"de her anlamdaki normalleşmenin sonucu olarak değerlendirebiliriz. Bireysel olarak ise başörtülü olarak çalışma hayatında mağdur olmuş insanların yıllardır verdiği hukuk mücadelesinin kazanılması olarak bakılabilir" dedi.

"DÜNYA GÖRÜŞÜNÜZDEN BAĞIMSIZ KARAR VERMELİSİNİZ"

Kararın oy çokluğu ile alınmasına da değinen avukat Şaştım, "Önemli olan bu kararın çıkmış olmasıdır" şeklinde konuştu.

İptali istenilen maddeye objektif olarak bakıldığında hukuka uygun bir düzenleme olmadığının görüleceğini belirten Şaştım, "Bu düzenlemenin iptaline muhalif kalmak bence hukukçu kimliğine çok bağdaşmayan bir durum. Geçmiş yıllardan süre gelen hakimlerin siyasi ve ideolojik anlayışların verdiği kararlara yansıtmasıyla alakalı. Halbuki o makamı işgal ediyorsanız dünya görüşünüzden bağımsız olarak dosyaya ilişkin nasıl bir karar vermeniz gerekiyorsa öyle karar vermeniz gerekir" dedi.

"BU KARAR DİĞER MESLEKLER İÇİN EMSALDİR"

Bu kararın diğer meslek gurupları için emsal olarak değerlendirebileceğini ifade eden Şaştım, "Bu karar çalışma hayatına ilişkin alınmış bir karardır. Başörtülü bir avukat neyse başörtülü öğretmen, başörtülü doktor her meslek gurubu için başörtülü olarak çalışmayı emsal eder. Bu anlamda Türkiye'de çalışma hayatındaki yasak yada ayrımcılık anlamındaki olumsuz tutumların nihayete ermesinde sonun başlangıcı olarak değerlendirebiliriz" şeklinde konuştu. - İSTANBUL