Suriye'ye Askeri Müdahale Tartışmaları

Özgür-Der Genel Başkanı Rıdvan Kaya, "ikiyüzlü, tutarsız batılı güçlerle cani Baas rejimi arasında yaşanabilecek siyasi ve askeri hesaplaşmanın ortaya çıkaracağı sonuçların Suriye direnişini asla bağlamayacağını" belirtti.

Kaya, yaptığı yazılı açıklamada, 21 Ağustos sabahı Şam'ın Doğu Guta bölgesinde gerçekleşen katliamın ardından Suriye'ye uluslararası müdahale tartışmasının bir kere daha dünya gündemine geldiğini aktardı.

Müteaddit defalar "kimyasal silahların kullanılması kırmızı çizgimizdir" açıklaması yapan ABD Başkanı Obama'nın Esed rejiminin kimyasal silahlarla yaptığı katliamın ardından Suriye'ye karşı askeri bir müdahale emri vereceğine dair sinyallerin arttığını kaydeden Kaya, askeri müdahalenin hangi çerçevede ve ne boyutta olacağına ilişkin netlik söz konusu olmadığını, gelişmelerin sınırlı bir müdahalenin kısa süre içinde gerçekleştirilebileceğine işaret ettiğini hatırlattı.

Rusya ve Çin'in vetosu nedeniyle BM Güvenlik Konseyi'nden karar çıkmasının beklenmediğini kaydeden Kaya, bu tür bir müdahalenin NATO çerçevesinde ya da BM Genel Kurulu'nun tutumuna bağlı gönüllü devletlerden teşkil edilecek bir koalisyonla icra edilmesi ihtimalinin ağır bastığını anlattı.

Hangi formülle icra edilirse edilsin Suriye'ye askeri bir müdahalenin Suriye halkının mağduriyetini ve mazlumiyetini gidermekten ziyade, batılı güçlerin imaj kaygısının bir neticesi olacağının anlaşıldığını aktaran Kaya, "ABD öncülüğünde atılacak bu tür bir adımla küresel egemenler Suriye'de 2,5 yıldır devam eden vahşet karşısında takındıkları umursamaz tavrı örtme ve bir kez daha 'insanlığın hamisi' payesini üstlenme hesabı içindedirler" ifadelerini kullandı.

"Batının müdahalesi, Suriye'deki direnişi bağlamaz"

Özgür-Der Başkanı Kaya, "katil Baas rejiminin hamisi ve suç ortağı konumundaki güçlerin varlığına itiraz etmeyenlerin Suriye'ye yönelik yabancı bir askeri müdahalenin kabul edilmezliğini dile getirmelerinin ya had safhada bir körlük ya da tam manasıyla ikiyüzlülük zaafına duçar olduklarını ortaya koyduğunu" kaydetti.

Kaya, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:

"Bu söylem sahipleri eğer bir nebze tutarlılık, adalet, hakkaniyet sahibi olmuş olsaydılar, henüz sadece bir ihtimal olan ABD ve müttefiklerinin müdahalesine karşı çıkmadan önce zaten fiilen Suriye'ye müdahale etmiş olan Rusya ve İran gibi devletlerin katliam ortaklığına karşı çıkarlardı. Suriye halkı Baas rejimi ve işbirlikçilerinin vahşetine karşı bugüne kadar tüm olumsuzluklara, yokluklara, zorluklara rağmen kahramanca direndi. İslami kardeşlik ve dayanışma bilinciyle kendisi yanında saf tutan Müslüman halklar dışında kimseden destek görmedi. Sözde insan hakları, özgürlük, despotizme karşı halk iradesi ve benzeri söylemlerin sahibi devletlerin, kuruluşların, örgütlerin vahşete göz yuman tavırları karşısında da asla yılgınlığa düşmedi ve sürekli biçimde 'sadece Rabbimize dayanıyor ve ondan yardım diliyoruz' şiarını yükseltti.

Şimdi gelinen aşamada insanlık, hukuk, uluslararası vicdan adına birileri harekete geçeceklerini ve Baas rejiminin suçlarına daha fazla sessiz kalamayacaklarını iddia ediyorlar. Şurası açıktır ki; ikiyüzlü, tutarsız batılı güçlerle cani Baas rejimi arasında yaşanabilecek siyasi ve askeri hesaplaşmanın ortaya çıkaracağı sonuçlar Suriye direnişini asla bağlamaz. İslami direniş Suriye halkının özgürlük ve adalet talebini bugün yerli despotlara karşı savunduğu gibi, yarınlarda yoğunlaşabilecek emperyalist dayatmalar karşısında da korumaya ve savunmaya kararlıdır ve muktedirdir." - İstanbul