CEM ŞAN - "Türk kültürünün nüfus kağıdı" niteliğiyle asırlardır ustaların elinde şekillenerek günümüze ulaşan İznik çinisinin zanaatkarları, ekonomik kaygılar nedeniyle uzaklaşılan orijinal eserlerin yeniden üretilebilmesi için bu işin standartlarının belirlenmesini istedi.
İznik Çinilerini Araştırma ve Geliştirme Derneğini kurarak bir dönem başkanlığını yapan Adil Can Güven, AA muhabirine, yaklaşık 42 yıldır seramik sanatlarının içinde olduğunu ve öğreticilik ile ustalık icra ederek buna katkıda bulunduğunu söyledi.
İlçede meslek yüksekokulunun kuruluşunda görev alıp dersler verdiğini belirten Güven, çiniciliğin merkezi kabul edilen İznik'te bu sanata dair iki unsurun olmasını çok istediğini anlattı.
Bunlardan ilkinin, ilçede gösteri merkezi yapılması olduğu bilgisini veren Güven, şöyle devam etti:
"4-5 dönüm arazide kurulmasını düşündüğüm şov merkezine, Bizans, Selçuklu, Beylikler ve Osmanlı dönemlerine ait çiniciliğin tanıtılacağı 4 atölye yapılmasını istemiştim. Bu, turizm bakımından da çok önemliydi. Turistlerin orada bu işin nasıl yapıldığını görmeleri, onlar için güzel olacaktı. Bu yapılamadı. İkincisi ve daha önemlisi, İznik çinisinin kriterlerinin konulmasında çok ısrar ettim. Kriteri olmayan bir şeyin arkasında da duramazsınız, 'Yapıyorum' da diyemezsiniz. Birkaç kez İznik'teki hatırı sayılır atölyelerin sahiplerine, 'Bir araya gelelim ve atölye zinciri kuralım. Burada bildiğimiz kadarıyla İznik çinisinin kriterlerini ortaya koyalım. Üniversite hocalarıyla da bunu istişare edelim. Bir kriter ve standart ortaya çıksın' dedim. Bu isteğim de gerçekleşmedi."
"Yarı endüstriyel çiniler, İznik işinin değerini azaltıyor"
Güven, İznik çinisinin, nostaljik bir seramik türü olduğunu bildirdi. Günümüzde arz ve talebe daha yatkın, daha ucuz üretilen, yarı endüstriyel çiniler bulunduğunu savunan Güven, "Güzel ve dayanıklı bir çininin desteklenmesi ve ortaya çıkarılması lazım. Bunun haricinde olanlar, ekonomik kaygılarla ucuz satılan mamuller" değerlendirmesinde bulundu.
Avrupa'da İznik çinisinin benzerinin yapılmaya çalışıldığını ancak başarılı olunamadığını aktaran Güven, İznik işinin özgün olduğunu vurguladı.
Güven, çininin malzemesinin İznik'te çıkarıldığına işaret ederek, şöyle konuştu:
"Şu anda çoğu üretici bu malzemeyle çini yapmıyor. Bu malzeme daha doğru dürüst bilinmiyor. Formüle edilmemiş, kriteri konulmamış, ne kadar kullanılacağı bilinmiyor. Elimizden geldiğince yapmaya çalışıyoruz. Buraya bir araştırma enstitüsünün kurulmasıyla geleneksel İznik çinisinin nasıl yapıldığı ortaya çıkacaktır. Kriterleri bilinmediği için şu anda orijinal İznik çinisi elde edilemiyor. Orijinallerinin haricinde İznik çinisi veya Selçuklu, Orta Asya çinileri yok gibi bir şey."
Ekonomik güçlüklerden dolayı zanaatkarların rahatlıkla araştırma yapamadığını ve bu nedenle sanatın ilerleyemediğini iddia eden Güven, ünlü bir ressamın tablosuna olduğu gibi İznik çinisine de değer gösterilmesi gerektiğine dikkati çekti.
İznik çinisini, "Türk kültürünün nüfus kağıdı" olarak niteleyen Güven, şunları kaydetti:
"İznik çinisi bambaşka bir şey. Felsefesi, ustalığı, mekanı, ayrı bir malzemesi var. İznik çinisi, Selçuk veya Orta Asya çinisine benzemez. Osmanlılar bütün renkleri fırın sıcaklığı bakımından 900'lü derecelerde, plaka veya kap kacak üzerinde gösterebilmiş. Halbuki kobalt, yani lacivert renk bin 200 derecelerde en güzel rengini verir, parıldar. Turkuaz çok yüksek derecede kaybolur. Osmanlı, 16'ncı yüzyılda birçok rengi bir arada 900 derecede mücevher parıltısında çıkarmış. Dünyanın takdir ettiği, markalaşmayı sağlayan budur. Bundan dolayı açık artırmalarda İznik çinisine paha biçilemiyor veya yüksek fiyatlara satılıyor." - Bursa
Son Dakika › Kültür Sanat › Usta Ellerden İznik Çinisi İçin 'Standart Belirleme' Çağrısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?