Erdoğan'ın 'Dokunulmazlık' Önerisini Hükümet Olumlu Karşılamadı

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın fitilini ateşlediği 'HDP'lilerin dokunulmazlığı kaldırılsın' tartışması, yeni yılın ilk haftasının ilk siyasi gündemi oldu.

GÖRÜŞ BİRLİĞİ SAĞLANAMADI

Resmi açıklamalarda HDP'lilere yönelik eleştiriler öne çıksa da AK Parti tabanında dokunulmazlıkların kaldırılması konusunda tam bir görüş birliği sağlanamadı. Hükümetten de dün "Dokunulmazlıkların kaldırılmasına karşıyız" açıklaması geldi.

KURTULMUŞ: OLUMLU BİR SONUÇ ELDE EDİLEMEDİ

Erdoğan'ın, "dokunulmazlık" açıklamasından bir gün önce gazete ve TV'lerin Ankara temsilcileriyle biraraya gelen Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, kişisel görüşünü şöyle açıklamıştı: "Geçmiş dönemlerde partiler kapatıldı, vekillikler düşürüldü, Meclis'ten vekiller atıldı. Bunların hiçbirisinden Türkiye, olumlu bir sonuç elde etmemişti."

Kurtulmuş, Erdoğan'ın Suudi Arabistan dönüşünde ortaya koyduğu farklı tavra rağmen kişisel görüşünü bu kez hükümet görüşü olarak açıkladı ve "Biz prensip itibari ile parti kapatmalarına da milletvekillerinin düşürülmesine de karşı olduğumuzu her platformda işaret ediyoruz" dedi.

"SORUN ÇÖZÜLMEZ, DERİNLEŞİR"

AK Parti'nin ileri gelenleri ile yaptığımız sohbetlerde, benzer görüşleri ifade eden başka isimlere de rastladık. "Dokunulmazlıklar kaldırılsa sorun çözülmez derinleşir" görüşünü dile getiren AK Partililerin 'ilkesel' bir çerçevede sıraladığı gerekçeler şöyle:

-Türkiye, 90'larda DEP milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırdı ve milletvekilleri Meclis'ten gözaltına alınıp cezaevine konuldu. Bu olay, PKK'nın siyaset alanında meşruiyet sağlama çabalarında en çok kullandığı koz oldu. Bir polisin, Orhan Doğan'ın ensesini sıkarak başını bastırdığı fotoğraf yıllarca sembol haline geldi, Kürt siyasi hareketinde travmaya yol açtı. Benzer görüntülerin çıkması başka bir sonuç doğurmayacağı gibi AK Parti'nin "90'ların hatalarını tekrarlamıyoruz" söylemini boşa düşürür.

- AK Parti, iktidara geldiği 2002'den beri teröre mesafe koydu ve en aykırı görüşün bile TBMM'de konuşulmasından ve milli iradenin tecelli etmesinden taraf oldu. HDP'li vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması ve tutuklanmaları bu yaklaşıma aykırı bir görüntü ortaya çıkarır. AK Parti'nin dokunulmazlık konusundaki tavrı da netti. Fezlekeler komisyonda bekletildi, işleme konulmadı.

- Dokunulmazlıkların kaldırılması, milletvekillerinin tutuklanması, Kürt siyasi hareketini Ankara'dan uzaklaştırır ve 'siyasete izin yok' kozunu kullanacak olan PKK'nın tek aktör olarak kalmasıyla sonuçlanabilir. Bu da terörle mücadele alanında daha da zorlu bir dönemi beraberinde getirir.

BÖLGE MİLLETVEKİLLERİ SOĞUK

Bölgenin AK Partili vekilleri de dokunulmazlıkların kaldırılmasının kendilerini sıkıntıya sokacağını, bölgede siyaset yapma imkânlarını kısıtlayacağını savunuyorlar. Bazı Kürt milletvekilleri, dokunulmazlıklarının kaldırılmasını hak etseler bile, HDP'lileri sandıkta yenmenin daha anlamlı olacağına inanıyor.

ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suudi Arabistan ziyaretinden dönerken uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı: "İki eşbaşkanın yaptığı açıklamalar kesinlikle anayasa suçu. Haklarında cumhuriyet başsavcılıklarının başlattıkları süreçler var. Bu konular takip edilmeli. Parti kapatma olayı gündeme dahi gelmemeli. Ama suçu irtikap eden milletvekili, belediye başkanı veya başkaları olabilir. Bunlar bunun bedelini ödemek durumundadır.

Diyarbakır ve Ankara başsavcılıklarının başlattığı soruşturmaları da bu çerçevede değerlendirmek lazım. Dokunulmazlıklarının kaldırılması suretiyle başlayacak süreç, inanıyorum ki terörle mücadele açısından ülkemizdeki havayı da olumlu yönde etkileyecektir.

Ülkeyi parçalayıp bölmeye yönelik mesajları kabul etmemiz mümkün değil. Devlet içinde devleti kabul etmemiz asla mümkün değil. Bunlara karşı gerekli cevabın verilmesi, müeyyide uygulanması, yargı mekanizmasının devreye girmesi suretiyle atılması gereken adımlar var. Meclis'te 160'ı aşkın dosyaları var. Bunlar gözden geçirildiği zaman neyi kapsıyor, masaya yatırılacak ve ona göre adım atılacaktır."

(Kaynak: Hürriyet/ DENİZ ZEYREK)