'Akçakale kendine yeten bir ilçeydi' - Son Dakika
Güncel

'Akçakale kendine yeten bir ilçeydi'

\'Akçakale kendine yeten bir ilçeydi\'

Akçakale Belediye Başkanı Abdulhakim Ayhan, "Bizim en büyük sorunumuz Suriye… Suriye savaşı biterse biz kendi kendimize yeteriz. Hiçbir sıkıntı yok. Herkesin şu andaki derdi işsizlik, gelen Suriyeliler ucuz yolla çalıştıkları için buradaki vatandaşlarımız çalışacak iş bulamıyor. Ama Suriye savaşı biterse, biz de birinci sınıf sınır kapısı var. O sınır kapısı açılırsa buradaki halkın hepsini geçindiriyor. Hatta Urfa'yı, Antep'i ve Mardin'e kadar etki ediyor. Maraş'a kadar da etki ediyordu" dedi.

15.09.2016 15:53
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Şanlıurfa'nın Akçakale ilçesi, Suriye'deki iç savaş patlak vermeden önce her gün yaklaşık 500-600 tırın geçtiği, dolaylı olarak 2 bin insana istihdam ve geçim sağlayan bir ilçeydi. O günlerini arayan ilçenin iki dönemdir ilçede belediye başkanlığı yapan Abdulhakim Ayhan ilçeyi 'kendi kendine yeten bir ilçe' olarak nitelendiriyor. Suriye'den gelen sığınmacıların yükünü en çok sırtında hisseden ilçelerin başında gelen Akçakale halkı adeta her şeyi paylaşıyor. Gazete İpekyol, "Tek isteğimiz Suriye savaşının bir an önce bitmesi" diyen Akçakale Belediye Başkanı Abdulhakim Ayhan'la ilçenin durumunu, sorunlarını, çözüm önerilerini ve önlerindeki projeleri konuştu.

2009'dan bu yana belediye başkanısınız ve Akçakale'de ikinci döneminiz. Bize Akçakale'nin genel bir tablosunu çizerseniz, nasıl bir tablo ile karşı karşıya kalırız?

2009'da biz seçildiğimiz zaman zaten seçim döneminde kafamızda projelendirdiğimiz projeler vardı. Vaat ettiğimiz, o zaman kitapçık haline getirip vatandaşa dağıtmıştık. Bize Allah nasip etti, seçildik. Seçildikten sonra tebrikler oldu, tebriklerden sonra kurumdaki arkadaşlarla oturup ne yapabilirizi konuştuk. Yaptığımız ilk iş ana caddenin döşemesini yaptık. Ondan sonra bizim verdiğimiz sözlerden birisi de hiçbir yol çamurlu kalmayacak, tüm yollarımızı parke taşı ve asfalt ile asfaltlandıracağız diye söz vermiştik. İlçenin yüzde 90'ına taş döşemesi yaptık. Bunun yanında geçen yıl da altyapıyı bitirdik. Büyükşehir'le birlikte ŞUSKİ adı altında bir müdürlük kuruldu. Altyapı ŞUSKİ'ye ait olduğu için biz şu anda sadece üst yapıyla ilgili olarak çalışıyoruz. Büyükşehir'le son dönemde koordineli çalışıyoruz. Prestij Caddesi'nde her yer dağılmış, görmüşsünüzdür. Belki vatandaşımız şu anda bize kızıyor ama bittikten sonra inanın vatandaş bize dua edecek.

Büyükşehir'in ilçeye yansıması nasıl oldu?

Çift başlılık gibi görünüyor ama ister istemez sıkıntılar yaşanıyor. Bazen bize geliyor biz halledemiyoruz, Büyükşehir'in işidir. Ama çoğunu yapabildiğimiz için 'Büyükşehir'in işidir' demiyoruz. Hem merkezde hem de kırsalda olsun elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Büyükşehir yasasından sonra mesela geçen sene bize 27 bin nüfus üzerinden gelir geliyordu. Şu anda 152 binin üzerinde nüfusumuz var ve aynı miktarda para geliyor. Yüz ölçüm arttı, nüfus arttı ama gelir artmadı. Son dönemde Türkiye'de yaşanan karışıklıklar var, bu karışıklıklar olmasaydı... Özellikle Suriyeli mültecisi olan ilçelere farklı bir yansıma olacaktı. Burada bulunan Suriyeliler de hesaplanacaktı. Ona göre bir gelir olacaktı. 4 ayda bir bize bir bütçe ayrılıp, ona göre bize gönderilecekti. Karışıklıktan dolayı sadece karışıklığın nasıl biteceğine endekslenmişiz. Herkes sıkıntıları çözme peşine düşmüş. Ama o kanunda yasalaşırsa biraz nefes alırız diye düşünüyorum.

Eskiden emniyetin verileri açıklandığında Akçakale en güvenilir ilçelerinde başında gelirdi. Son sığınmacı krizinden sonra nüfusunuz bir anda 3'e katlandı. Bunun altından nasıl kalıyorsunuz, bütçeniz yetiyor mu? Güvenlik sorunları yaşamıyor musunuz?

Sınırlar belirlenirken, ilçeler ve köyler ortadan bölünmüş, demiryolu gibi… Bir kardeş bu tarafta, diğer kardeş öbür tarafta kalmış. Şimdi bizim burada bulunan Suriyelilerimiz genellikle akrabadır, amcadır, kardeştir. Ondan dolayı fazla sıkıntı olmuyor. Herkes kardeşinin, akrabasının yanında kaldığı için bir sıkıntı olmuyor. Ondan dolayı asayiş yönünden pek sorunumuz olmuyor. Suriyeliler ile diğer vatandaşlarımız kardeş gibi yaşıyor, herkes birbirini tanıyor. Ama içlerinde de olumsuz insan çıkabiliyor. Sıkıntı yaratan insanlar da çıkabiliyor ama kardeş gibi yaşayıp gidiyoruz.

Güvenliğin ötesinde bu kadar insana da hizmet götürmeniz gerekiyor. Bunu nasıl karşılıyorsunuz?

Kilis ilimizin nüfusu 100 bin ama 70 bin Suriyeli bulunuyor. Ama sürekli sıkıntı yaşanıyor. Geçen Başbakan'a da söyledim. İnanın biz daha fazla sıkıntı yaşıyoruz. Ama biz hiçbir zaman dışarı yansıtmak istemiyoruz, kendimiz halletmeye çalışıyoruz. Halkımızdan Allah razı olsun. Dediğim gibi kendileri sürekli vatandaşlarla ilgileniyor. Kendileri o şekilde devletin yanında olduklarını gösteriyorlar. Hiçbir zaman, "bu benim işim değil, Suriyelinin ne işi var burada?" demiyorlar. Biz de belediye olarak şikâyette bulunmuyoruz. Merkez nüfusumuz 25 bin ama yaşayan 52 bin, kampı da sayarsak 60 bin kişi civarında yaşıyor. Temizliği gelin görün. Temizliği 2-3 kişiyle yapıyoruz. Normalde 400 kişi bile yetmiyor, bütçemiz yetmiyor. Ama hiçbir zaman şikâyet etmiyoruz. Gayret etmeye çalışıyoruz. Yetiştirmeye çalışıyoruz.

Belediye olarak Akçakale'de en büyük sorun olarak neyi görüyorsunuz ve çözüm önerileriniz nelerdir?

Bizim en büyük sorunumuz Suriye… Suriye savaşının bir an önce bitmesi… Suriye savaşı biterse biz kendi kendimize yeteriz. Hiçbir sıkıntı yok. Herkesin şu andaki derdi işsizlik, gelen Suriyeliler ucuz yolla çalıştıkları için buradaki vatandaşlarımız çalışacak iş bulamıyor. Ama Suriye savaşı biterse, bizde birinci sınıf sınır kapısı var. O sınır kapısı açılırsa buradaki halkın hepsini geçindiriyor. Hatta Urfa'yı, Antep'i ve Mardin'e kadar etki ediyor. Maraş'a kadar da etki ediyordu. Buradan sadece günde 500-600 tane tır geçiyordu. 2 bin araç geçiyordu. Normal yaya giden insanlar da vardı. Yani herkes buradan kendi yevmiyesini çıkarıyordu. Savaş biterse bizim ilçemiz kendi kendine yetecek bir ilçedir. Yüzde 60-70 oranından Suriyeli esnafımız var. Şimdi biz onları kapatmak istiyoruz aslında vatandaşımıza da haksızlık oluyor. Ama kapattığımız zaman düşünüyorum ki, adam gidip hırsızlık yapsa o da bir dert. Ama biliyorsunuz son dönemdeki Fırat Kalkanı operasyonunda Sayın Cumhurbaşkanımız 6 ay gibi bir süre verdi. İnşallah 6 ay değil 3 ay içinde bu savaş bitecek. Yani benim kendi düşüncem şu anda çözülmeye başladı. Çözüldükten sonra inşallah bu taraf da biter, o taraf da biter. Suriye eski haline gelir. Biz Suriye'nin parçalanmasını istemiyoruz. Lidere kendi halkları karar verir. Kimi getireceklerini, kimi götüreceklerini onlar bilirler. Bizim isteğimiz savaşın bir an önce bitmesi ve Suriye'nin eski Suriye Cumhuriyeti olarak devam etmesi. Devam ederse zaten hem güvenliğimiz için artı olur hem de biz rahat etmiş oluruz.

Geçen yıl yapılan koordinasyon kurulu toplantısında sizin sert bir çıkışınız olmuştu. DEDAŞ'ın yatırımlarını eleştirmiştiniz. Bunun yanında hem devletin hem de özel sektörün yapmasın istediğiniz veya yapamadığı şeyler var mı? Yani sizin talep ettiğiniz?

İnanın şu anda hiç kimsenin DEDAŞ'a gücü yetmiyor. Ben orada yanlış bir şey söylemedim. Şu anda insanlarımız kendi tesisatı götürüp kuruyor, trafosunu kuruyor, direğini kuruyor, telini bağlıyor, ondan sonra gidip DEDAŞ'a hibe ediyor. Arkadaş sen birkaç gün ödeme süresi geçtiği zaman kesiyorsun. O zaman hizmetini de getir. Muhatap bulamadığımız için de insanlar mağdur oluyor. Ben 7 yıldır buradayım. Yine iddia ediyorum. O günkü çıkışımdan sonra belki 60-70 direk diktiler. O günden sonra pek fazla bir şey dikmediler. Değişen bir şey yok. Zaten muhatap bulamıyoruz, koordinasyon toplantısında da üstün körü geçiyoruz. Ama bizim için DEDAŞ en büyük kanayan yaradır. Sadece merkez için değil. Biliyorsunuz geçen yıl 120 bin dönüm mahsulü burada kuruttular. Bu sene yine aynı şeyi yaptılar, aynı sıkıntıyı yaptılar. Koza dönemine geliniyor ondan sonra elektriği kesiyorlar. DEDAŞ farklı bir dünya, bana göre kurum değil. Bana göre devlet düşmanı, hükümet düşmanıdır. Ben öyle düşünüyorum.

Bu kadar sorun varken, bu kadar problem varken bir de üstüne 15 Temmuz gecesi bir darbe girişimi yaşadık. Akçakale'nin 15 Temmuz'daki duruşunu nasıl buldunuz?

Ben o gece eve geçmiştim. Daha eve geçmemişken tanklar 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne gelmişti. Ukrayna'ya, İsviçre'ye çalışmaya giden arkadaşlar var. Beni arayıp 'sizin ülkede darbe oluyor' dediler. Ben de dedim ki herhalde terör olaylarından dolayı tanklar yolu kapatmış. Ama düşünce olarak diyorum ki orası jandarma bölgesi değil. Tank da jandarmanın değildir. Onu da hesap ediyorum. Daha sonra Ankara ile görüştük. Yavaş yavaş darbe teşebbüsü olduğuna inanmaya başladık. Zaten ben direk TRT'yi açtım. Çocukken 1980 döneminde hatırlıyorum TRT'de Kenan Evren'i gösterirlerdi. Dedim eğer Genelkurmay başkanımız açıklama yaparsa bu darbedir. Ama açıklama yapmazsa bu teşebbüstür ve farklı emeller içindir. İşte o bayan spiker açıkladı. Ama yine de içim rahattı. Başbakanımız da bir açıklama yaptı ama Reis-i Cumhuru bekliyorduk. En son zaten Cumhurbaşkanımız 'sokaklara çıkın' dediği zaman biz de sokağa çıktık. Durumu sormak için arayan arkadaşlara ben 'hemen çıkın gelin' diyordum. Zaten yarım saat geçmeden her taraf doldu. Burada tabur komutanı vardı, onunla görüştüm, bize hiçbir şekilde burada sıkıntı olmayacağını söyledi. Zamanla süreç değişmeye başladı. Askerler teslim olmaya başladı. Cumhurbaşkanımızın İstanbul'a inmesiyle darbenin engellendiğini anlamış olduk. Tabi bir ay boyunca nöbetlere devam ettik. Ben her zaman diyorum. Bu bizim askerimizin içine üniforma giymiş birkaç teröristtir. Bütün askerlerimizi yargılamamamız lazım. Bütün askerlerimiz hain değildir. Gördüğünüz gibi şimdi askerlerimiz Cerablus'ta savaşıyor. Doğu'da askerimiz savaşıyor.

15 Temmuz'dan sonra devlet kurumlarında bir temizlik başladı. Birçok FETÖ mensubu açığa alındı. Siz de bir belediye başkanı olarak kendi kurumunuzda bir denetim, bir sorgulama yaptınız mı?

Ben savcıyla da, hâkimle de görüştüğüm zaman söylüyorum, yaşla kuruyu birlikte götürmeyin. Hak edeni hiç affetmeyin. Başbakanımız, Cumhurbaşkanımız sürekli açıklama yapıyor. 17-25 Aralık'a kadar herkes bunlarla beraber hareket ediyordu. Ama 17-25 Aralık'tan sonra bunların terörist olduğunu herkes fark etti. Kim onlarla devam etmişse bana göre onlar hak ediyor. Biz ilk günden beri tüm personelimizin tüm listesini Emniyet'e verdik. Orada sorgulama yapılıyor. Valilikten gelen formlar var, onları da doldurduk. Bunlar zaten fazla belediyelere girememişlerdi. Bunların belediyelerde işleri yok. Bunların ki, yargı, emniyet ve o bölgelerde varlar. Ben askeriyede bu kadar güçlü olduklarını hiç düşünmüyordum. Askeriyede ta generallere kadar gelmişlerse demek ki, bunlar çok güçlüymüş.

Belediye olarak yaptığınız sosyal çalışmalardan biraz bahseder misiniz? Zaman zaman eşiniz de katılıyor bu tür sosyal çalışmalara…

Ben ve ekibim 7 yıldır görev yapıyoruz. Eşim de sürekli bizlerle beraber çalışıyor. Ramazan'da biz sürekli halkla birlikte olmaya çalışıyorduk. Ne yapılması gerekiyorsa onu yapmaya çalışıyoruz. Diğer projelere gelecek olursak, kültür merkezi projesini geçen hafta yapmıştık. Proje şu an değerlendirme aşamasındadır. Eski cezaevinde yeni hizmet binasının ihalesi bugün yapıldı. Yakın zamanda ikisinin temelini bir arada atacağız. Bunun yanında bir kreş yapmayı düşünüyoruz. Avrupa'dan para gelecekti. Gelseydi yapacaktık, yerlerini falan da ayarladık. O paralar gelirse onları da yapacağız.

Kurban Bayramı geliyor. Bayram hazırlıklarınız ve bayram mesajınız ne olacak?

Bizde bayramlar genel de buruk geçiyor. İnşallah bu bayram buruk geçmez. İnşallah fazla şehit haberi almayız. İnanan artık az şehit olduğu zaman sevinmeye başladık. Bana göre Doğu'da yaşanan savaştır. İnşallah zafer her zaman Türkiye'nin ve İslam'ın olur. Ben sizin şahsınızda bütün İslam aleminin ve bütün insanlığın bayramını kutluyorum. Nice huzurlu ve mutlu bayramlar diliyorum. (Kaynak: Gazeteİpekyol)

Kaynak: Temsilci

Son Dakika Güncel 'Akçakale kendine yeten bir ilçeydi' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement