Bakanlar Kurulu Toplantısı - Son Dakika
Politika

Bakanlar Kurulu Toplantısı

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Arınç: (2) "(Çatı aday önerisi) CHP içerisinde Kılıçdaroğlu'nun dışında hemen hemen herkes, bana ulaşan bilgiler içerisinde, bir kısmı saygı sınırlarını da aşarak bu şahsı kötülemekten geri kalmadı.

16.06.2014 21:18

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, muhalefetin çatı adayı önerisine ilişkin, "CHP içerisinde Kılıçdaroğlu'nun dışında hemen hemen herkes, bana ulaşan bilgiler içerisinde, bir kısmı saygı sınırlarını da aşarak bu şahsı kötülemekten geri kalmadı. Ben şunu gözlemliyorum, evet, MHP tabanı belki bir ölçüde bu isme destek verecektir ama CHP tabanında veya parlamentodaki grubu içerisinde bu şahsı desteklemeyecek hatta aleyhinde çalışabilecek çok insanın bulunduğu da kesine yakın bir bilgi olarak gündeme geldi" dedi.

Arınç, Başbakanlık Merkez Bina'daki Bakanlar Kurulu Toplantısı'nın ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Türkiye'nin Bağdat Büyükelçisi Faruk Kaymakçı tarafından Türkiye'nin Musul Başkonsolosluğuna düzenlenen baskından duyulan rahatsızlığı Bağdat yönetimine ilettiği yönünde bilgilerin olduğu belirtilerek "Bu kapsamda Bağdat yönetimiyle temas sadece Büyükelçi düzeyinde mi kaldı" sorusu üzerine Arınç, başkonsoloslukların, büyükelçiliklerin, dışarıdaki temsilciliklerin Türkiye'yi temsil ettiğini, Türk bayrağının dalgalandığı fiziki mekanların da Türkiye toprağı sayıldığını hatırlattı.

Cenevre sözleşmelerine göre dış temsilciliklerin korunmasının tamamen Irak'taki merkezi hükümetine ait olduğunu belirten Arınç, şöyle devam etti:

"Türkiye'de böyle bir şey olsaydı Türkiye hükümeti sorumlu olacaktı, İran'da böyle bir şey olsa İran hükümeti sorumlu olur. Bir ülke kendi içinde bulunan yabancı temsilciliklerin korunmasını da sağlamak zorundadır. Onlara yöneltilebilecek tecavüzler karşısında da sorumlu durumdadır. Orayı korumak mecburiyetindedir. Elbette Bağdat Büyükelçimiz, yani konu gündeme gelmedi doğrusu çok da bilmiyorum ama tabii olarak söylemem gereken şey şudur:  Konsolosluğumuz merkezi hükümet tarafından yani Irak hükümeti tarafından ve onun silahlı güçleri tarafından korunmamıştır. Konsolosluğumuz, korunmasız hale geldiği için esasen böyle bir akıbetle karşılaştık. Ellerinde silah bulunan ve ordu mensubu olduğu bilinen kişilerin hepsi silahlarını da kıyafetlerini bırakarak Konsolosluğumuzu da Musul halkını korumasız bırakmışlar ve kaçmışlardır. Bunlara karşı Maliki hükümeti ne yapar, ne yapması gerekir o onların işi. Ama Büyükelçimiz böyle bir hükümete karşı beyanda bulunmuşsa onun görevi cümlesindendir zaten.

Konsolosluğumuzla ilgili gelişmeleri veya IŞİD'in Musul üzerine giderken saniye saniye, dakika dakika nerede bulunduklarına dair izlenmelerinin hepsi yapılmıştır. Ama akla gelmeyen şeylerden bir tanesi Iraklı silahlı güçlerin yani ordu mensubu olan insanların ortalıktan bir anda kaybolacağı, silahlarını bırakıp  kaçacakları, bunların sayısı binlerle ifade ediliyor ve Konsolosluğumuzun bir anda 900 civarındaki IŞİD'la karşı karşıya gelmiş olmasıdır."

-"Türkiye'ye müzahir olacağını düşündüğümüz bütün unsurlarla temasımız devam ediyor"

Her ülkenin kendi ülkesinde bulunan yabancı misyonları ve onların temsilcilerini korumak zorunda olduğuna işaret eden Arınç, "Bu, Türkiye için de böyledir, başka ülkeler için de. Ama bu hükümet düzeyinde yapılmış mıdır? Esasen hükümetimizi de devletimizi de büyükelçilerimiz temsil ediyorlar. Dışişleri Bakanlığından aldıkları talimatı mutlaka yerine getiriyorlardır" dedi.

"Başbakan Erdoğan ile Maliki'nin görüşmesi, herhangi bir teması oldu mu" sorusunu da yanıtlayan Arınç, Irak merkezi hükümeti ve merkezi hükümet içinde bulunan diğer unsurlarla da görüşmelerin yapıldığını belirterek "Başka kişi ve kurumlarla da yani bu işte bize menfaat sağlayabilecek, Türkiye'ye müzahir olacağını düşündüğümüz bütün unsurlarla temasımız devam ediyor. Bundan milletimiz emin olsun, tek bir amacımız var insanımızı oradan çekip çıkarmak ve bunun için de ne gerekiyorsa bunları tek tek yerine getiriyoruz" diye konuştu.

-"Dengeler nereyi gerektiriyorsa Türkmenler onu yapıyor"

Türkmenlerin Türkiye'den insani yardım dışında askeri bir yardım talebinin olup olmadığına ilişkin soru üzerine Arınç, şunları söyledi:

"Irak Türkmen Cephesi akıllı insanlardır. Onlar Türkiye'den silahlı bir yardım istemenin mümkün olmayacağını, bunun reel politikaya uygun olmayacağına, Türkiye'nin elindeki silahlı güçleriyle başka bir ülkenin topraklarına şu veya bu vesileyle girmesinin mümkün olmayacağını sizden de bizden de daha iyi bilirler. İstedikleri, şüphesiz, bölgedeki diğer güçlerin kendileriyle birlikte hareket etmeleri ve IŞİD'e karşı kendilerinin yanında hem silahlanması hem de şehirlerini, yurttaşlarını, kendi insanlarını muhafaza etmeleridir. Oradaki dengeler nereyi gerektiriyorsa Türkmenler onu yapıyor. Bizim de Türkmen kardeşlerimizden istediğimiz tek şey, aralarındaki mezhep farklılıklarını bir kenara koyarak birlikte hareket etmeleridir. Erşad Salihi de, bu konuda başarılı deneyimler vermiş gerçek bir siyasetçidir."

Türkmenlere AFAD aracılığıyla insani yardım gönderildiğini, yardımların bir kısmının ulaştığını kaydeden Arınç, güzergahın emniyetsizliği göz önünde bulundurulduğunda, yardım ulaştırma konusundaki sıkıntıların da tahmin edilebileceğini söyledi. Arınç, AFAD'ın büyük bir fedakarlıkla üzerine düşeni de yaptığını vurguladı.

Başbakan Yardımcısı Arınç, " Telafer, Kerkük önemlidir, Bağdat'a doğru yürüyüş önemlidir ama Sayın Başbakanımız bir konuyu üzülerek ifade ediyor, o da mesele sadece IŞİD meselesi değildir, IŞİD meselesi olmaktan çıkmıştır. Bugün o bölgeyi ateşe verecek olan şey bir mezhep savaşının başlayacak olmasıdır. Gelişmeler bu noktada. Mezhep taassubuyla hareket eden gruplar maalesef böyle bir savaşın tohumlarını ekiyorlar ve bunlar asıl o bölge için çok daha büyük bir tehlike oluyor" değerlendirmesinde bulundu.

-" AK Parti'nin adayı cumhurbaşkanlığı seçimini kazanacaktır"-

Hükümet sözcüsü olarak, cumhurbaşkanı seçiminde CHP ve MHP'nin çatı adaylığa Ekmeleddin İhsanoğlu'nu önermesiyle ilgili değerlendirmesi sorulan Arınç, "Hükümet sözcüsü sıfatıyla bu konuda bir beyanda bulunmam ne kadar doğru olur bilemem. Ben AK Partiliyim, AK Parti hükümetinin bir bakanıyım. Benim söyleyebileceğim tek şey, AK Parti'nin adayı cumhurbaşkanlığı seçimini kazanacaktır. Şu anda ismen açıklanmadı ama herkes biliyor ki şu kişi olacaktır diyorsunuz, o olsun veya bir başkası olsun, AK Parti kimi aday gösterirse eminim ki milletimiz onu seçecektir" ifadesini kullandı.

Ekmeleddin İhsanoğlu'nu tanıdığını ve geçmişten bugüne iyi ilişkileri olduğunu ifade eden Arınç, bilim adamı olan İhsanoğlu'nun İslam İşbirliği Teşkilatının genel sekreterliğini yaptığını anımsattı. Arınç, sözlerine şöyle devam etti:

" Kahire'de doğmuş görünüyor ama aslen Yozgatlı bir aileye mensup olduğunu biliyorum. Şahsı üzerinde olumlu veya olumsuz bir söz söylemek durumunda değilim. Ancak şunu söyleyebilirim:  Bir taraftan Sayın Bahçeli bir taraftan Sayın Kılıçdaroğlu kapı kapı dolaştılar. Binde birler oranında oy alan partilere bile gittiler. Bunların içinde Haydar Baş'ın partisi de dahil olmak üzere. Mustafa Destici'nin genel başkan olduğu partiye, Saadet Partisine de gittiler. Bütün meslek kuruluşlarını ziyaret ettiler. Bütün sivil toplum örgütleriyle, sanatçılarımızla o çok değerli sanatçılarımızla toplantılar yaptılar. Sonunda iki partinin genel başkanı bir isim üzerinde anlaşmış gibi görünüyor. Peki diğer partiler, diğer sivil toplum kuruluşları, diğer meslek kuruluşları? Onların bu konudaki bir kararını şu ana kadar duymadım.

MHP Genel Başkanı, bu şahsın taşıdığı değerler bakımından veya dünya görüşü bakımından kendilerine çok yakın olduğunu bildiği için hiçbir itirazı olmadı. Ama CHP içerisinde Kılıçdaroğlu'nun dışında hemen hemen herkes, bana ulaşan bilgiler içerisinde, bir kısmı saygı sınırlarını da aşarak bu şahsı kötülemekten geri kalmadı. Ben şunu gözlemliyorum:  Evet, MHP tabanı belki bir ölçüde bu isme destek verecektir ama CHP tabanında veya parlamentodaki grubu içerisinde bu şahsı desteklemeyecek hatta aleyhinde çalışabilecek çok insanın bulunduğu da kesine yakın bir bilgi olarak gündeme geldi. Eğer iki partinin anlaşmasıyla bu iş olacaksa diğer bütün temaslarda dikkate alınması gereken hususlar göz ardı edilmişse böyle bir adayın cumhurbaşkanlığı seçiminde iddiasının ne kadar olacağını sizler takdir edin. Bu kadarını söyleyelim. Ama aday olarak bu kesinleşecekse bildiğiniz gibi en az 20 milletvekilinin kendisini aday göstermesi gerekir. Bu sayı çok kolaydır, ikincisi de kendisinin böyle bir görevi kabul etmesi gerekir. Bana ulaşan bir bilgi, ne kadar doğrudur bilmiyorum, Sayın İhsanoğlu, bu konuda büyük bir sevinç içerisindedir. Adaylığını kabul edecek gibi birkaç cümle söylemiştir. Ben bundan ötesini söyleme noktasında değilim."

- Ankara

Kaynak: AA

Son Dakika Politika Bakanlar Kurulu Toplantısı - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement