Nöbette Kalp Krizinden Ölen Oğlunun Şehit Sayılmasını İstiyor

Karaman'da oturan 3 çocuk babası 51 yaşındaki Mehmet Ali Yılmaz, Siirt'in Pervari İlçesi'ne bağlı İğneli Jandarma Karakolu'nda vatani görevini yapan oğlu 20 yaşındaki Jandarma Er Faruk Yılmaz'ın, 2 yıl önce nöbette geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdiğini söyledi. Oğlunun görev başında öldüğü için şehit sayılmasını isteyen Yılmaz, bugüne kadar başta Jandarma Genel Komutanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı olmak üzere ilgili yerlere başvurduklarını, ancak olumsuz yanıt aldıklarını belirtti.

Siirt'in Pervari İlçesi İğneli Jandarma Karakolu'nda vatani görevini yapan Jandarma Er Faruk Yılmaz, 26 Ağustos 2012 tarihinde yaklaşık 15 metre yükseklikteki kulübede nöbet tutarken aniden fenalaşıp yere yığıldı. Kulübeye gelen bir arkadaşı Yılmaz'ın yerde yattığını görünce komutanlarına haber verdi. İlk müdahalesi yapıldıktan sonra askeri araçla hastaneye götürülmek üzere yola çıkarılan Yılmaz, yolda ambulansa alındı. Pervari Devlet Hastanesi'ne kaldırılan Yılmaz, yapılan tüm müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Yapılan otopsisinde kalp krizi geçirdiği saptanan Yılmaz, memleketi Mersin'in Silifke İlçesi'ne bağlı Senir Köyü'nde askeri ve dini törenle toprağa verildi.

"OĞLUMUZA 'ŞEHİT' DEMİYORLAR"

Mehmet Ali Yılmaz, oğlunun görev başında öldüğü için şehit sayılmasını ve ailesi olarak bundan doğan haklarından yararlanmak istediklerini belirtti. Oğluna şehitlik statüsünün verilmesi ve şahadet belgesinin düzenlenmesi için başta Jandarma Genel Komutanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı olmak üzere diğer gerekli mercilere başvurduklarını ifade eden Yılmaz, ancak oğullarının vefatının Milli Savunma Bakanlığı'nın Şehitlik Yönergesi'nde belirtilen olaylar kapsamında olmaması nedeniyle şehit sayılamayacağı yönünde yazılı cevaplar aldığını söyledi. Aldıkları yanıt ardından hukuk mücadelesi başlattıklarını ve mahkemenin sonucunu beklediklerini ifade eden, gözyaşlarına hakim olamayan Yılmaz, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a çağrıda bulunarak oğullarının 'şehit' statüsü kapsamına alınması için yardım istedi.

"OĞLUM SİLAHI BAŞINDA ÖLDÜ"

İkinci acıyı yaşadıklarını belirten Mehmet Ali Yılmaz, vatani görevini yapan oğlunun 9 No'lu Kulesi'nde 15 metre yüksekte elinde silahı ile nöbet tuttuğu sırada yere yığıldığını, hastaneye kaldırılmasına rağmen kurtarılamadığını kaydederek, "Otopsi sonucu, 'Kalp krizinden öldü' dediler. Oğlumun şehitliği verilmedi. Oğlumun vefatından sonra araştırmadığım, incelemediğim, başvurmadığım hiçbir kurum kalmadı. İkinci acıyı yaşıyoruz" dedi.

"AŞIRI KİLOM VAR, İŞ BULAMIYORUM"

Yılmaz, daha önce bir besi çiftliğinde çalıştığını ancak 125 kilo ağırlıkta olması nedeniyle çalışmakta güçlük çektiği için işten ayrılmak zorunda kaldığını ifade etti.  Yılmaz, şunları söyledi:

"Kilom nedeniyle artık rahat hareket edemiyorum. İşten yeni ayrıldığım için işsizlik maaşı alıyorum. 300 lira ev kirası veriyorum. İş aramak için gittiğimde yaş ve kiloma bakıp iş vermiyorlar. Büyüklerimizden, Cumhurbaşkanımız, Başbakanımız, Genelkurmay Başkanımızdan lütfen rica ediyorum. Şu acılarımızı bizim dindirsinler. İnanın zor günler geçiriyor yaşıyoruz."

Anne, 46 yaşındaki Habibe Yılmaz ise, oğlunun acısını taze olduğunu ve şehit sayılmadığı içinde acılarının hergün arttığını söyledi. Yılmaz, her gün oğlunun fotoğrafını öptüğünü anlatırken, "Oğlum görevi başında öldü. Şu ana kadar bir yetkili gelip de 'Haliniz nedir?' diye sormadı. Ne bir asker, ne bir komutan sormadı. Oğlumun şehitliğinin ve haklarının verilmesini talep ediyoruz" diye konuştu.

"KREDİ ÇEKİP MEZARINI YAPTIRDIK"

Bir bisküvi fabrikasında çalışan 20 yaşındaki Nazmi Yılmaz da, ağabeyinin ölümünden sonra millet, "Oğlunuzu şehit saymadılar. Paraları yok. Mezarını da yaptıramadılar' demesinler diye bir bankadan kredi çektim. Onun mezarını yaptırdık" dedi. - Karaman