Tuncel: "Devlet Öcalan?la Masaya Oturdu"

Bursa'da konuşan HDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, geçen hafta HDP heyetiyle hükümet yetkililerinin kamuoyuna ortak açıklama yapmasını değerlendirerek, "Bu, çok tarihi bir açıklamadır. Çünkü devlet, Öcalan'la masaya oturmuştur. Çünkü oradaki heyet, Öcalan adına masaya oturmuştur, Öcalan'ın mesajını okumuştur" dedi.

8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle partisinin Yıldırım İlçe Başkanlığı önündeki etkinliğine katılan Tuncel, kadınlarla Abdullah Öcalan'ın posteri altında halay çekti. Partililere seslenen Tuncel, Mersin'de öldürülen Özgecen Aslan cinayetini de yorumladı. Tuncel, "AKP hükümetinin kadınlara yönelik uyguladığı politikalardan cesaret alıyor bunlar. Tayyip Erdoğan, her gün sokağa çıkıyor, 'Kadınlarla erkekler eşit değil' diyor. Her gün kadınlara 'Üç çocuk yap, beş çocuk yap' diye talimat veriyor. Her gün kadınları sadece ailenin bir ferdi olarak mutfağa kapatmaya çalışıyorlar. İşte biz buna karşı da isyandayız. Tayyip Erdoğan'a diyoruz ki, bir sus, sus artık. Sen konuştukça bu ülkede kadınlar ölüyor, sen konuştukça bu ülkede kadınlara şiddet uygulanıyor. 'Kadın beyanı esastır' sözü üzerinden kadınları ayırmaya çalışıyor. Biz yıllardır bunun kavgasını yürüttük. Kadınlar taciz ediliyor, tecavüz ediliyor, katlediliyor, ama kadının sözünün bir anlamı yok. 'Kadın yaparsa mutlaka bir nedeni vardır' diyip geleneksel olarak yine kadını suçluyorlar." diye konuştu.

"HER GÜN AKP'YE 400 İSTEYECEĞİNE BİR GÜN DE HDP'YE 400 VEKİL İSTE"

HDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, meydanlarda yeni anayasa için isim vermeden AK Parti'ye 400 vekil isteyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın muhalefet partileri için de 400 vekil istemesi gerektiğini söyledi. Tuncel, sözlerini şöyle sürdürdü: " Soma'da madencileri yeraltına gömdüler, Tayyip Erdoğan yerüstünde kendisine saray yaptı. Sen, o sarayda rahat oturur musun? Biz senin o sarayda rahat oturmana izin verir miyiz? İzin vermeyeceğiz, sarayda rahat oturmana. Tayyip Erdoğan bir türlü cumhurbaşkanı olamadı ya. Başbakanın başbakanlığını yapıyor. Her yerde geziyor, '400 vekil istiyorum' diyor. Biz buradan Tayyip Erdoğan'a bir önerimiz var. Sen bu ülkenin cumhurbaşkanı değil misin? Madem cumhurbaşkanısın tarafsız olman gerekmez mi? Tarafsız olman gerekir. O zaman her gün bir partiye çalış. Bir gün AKP'ye çalışıyorsan bir gün de HDP'ye, CHP'ye, MHP'ye çalış. Vallahi iyidir. Hatta parlamentoda olmayan partilere de çalış. Madem cumhurbaşkanısın, tarafsızsın her gün AKP'ye 400 isteyeceğine bir gün de HDP'ye 400 vekil iste. Hem HDP 400 vekille ne yapar, devrim yapar. HDP'de 400 vekilin 200'ü kadın olur. Madem çalışacaksın, bu kadar çalışkansın, o zaman her gün bir partiye çalış. Cumhurbaşkanının yapması gereken budur. Ama o kendine çalışıyor, AKP'ye çalışıyormuş gibi görünüyor ya o sarayını korumak için. Ama unutmayın ki diktatörler saraylarına girdiklerinde halktan koparlar. Biz halkın içindeyiz, onlar saraylarında geziyorlar. Şimdi kim kazanacak? Halkın içinden olanlar mı, kendilerini halktan gizleyip saraylara saklananlar mı? Göreceğiz işte bu seçimler bunun seçimi olacak."

Parti olarak seçime girmelerinin bazı kesimlerce eleştirildiğine dikkat çeken Tuncel, "Partiyle seçimlere girme konusunda bazıları diyor ki 'HDP, barajı aşabilir mi' Biz barajı çoktan aştık. Şimdi bizim için önemli olan halk iktidarını nasıl kuracağız? Türkiye'de, demokrasi güçleriyle, AKP'nin uyguladığı muhafazakar politikalardan sıkılan gerçek dindarlarla, Alevilerle, feministlerle yeni bir yola giriyoruz." dedi.

Geçen hafta HDP heyetiyle hükümet yetkililerinin kamuoyuna ortak açıklama yapmasını değerlendiren HDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel, devletin resmen Öcalan'la masaya oturduğunu öne sürdü. Tuncel, "Hale bu konuda ciddi bir direnme var. En son heyetimizin Öcalan'la yaptığı görüşmeden sonra devlet heyetiyle ortak bir açıklama yaptık. Bu, çok tarihi bir açıklamadır. Çünkü Öcalan'la masaya oturmuştur, çünkü oradaki heyet Öcalan adına masaya oturmuştur, Öcalan'ın mesajını okumuştur. Bu çok tarihi bir dönem. Ama yetmez şimdi bunun gereğini yerine getirecek mi, getirmeyecek mi? Orada 10 maddeden bahsediliyor. Aslında yeni anayasanın temelini ifade eden Türkiye'nin demokratikleşmesinin önünü açacak Türkiye'de kalıcı barışın önünü açacak maddelerdir. Altını doldurabiliriz birlikte mücadele ederek. Ama AKP neden bahsediyor; silahları bırakmaktan. Hiç bu 10 maddeden bahsetmiyor değil mi? Niye? Çünkü AKP'nin derdi çözüm falan değil, halkların kardeşliği değil, o, bu barış sürecini kendi lehine kullanıp sandıktan bir kez daha çıkmak istiyor, kendi lehine kullanmak istiyor o yüzden sadece silahları konuşuyor. Buradan bir kez daha söylüyoruz; Kürt sorunu çözülürse silaha gerek kalmaz zaten Kürtlerin hak ve özgürlükleri güvence altına alınırsa silaha gerek kalmaz. Asıl mesele bu hakların sağlanmasıdır. Bu haklar sağlanacak mı, sağlanmayacak mı?" diye konuştu.