Türkiye-İsrail Arasında Tazminata İlişkin Anlaşma - Son Dakika
Politika

Türkiye-İsrail Arasında Tazminata İlişkin Anlaşma

Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ümit Yalçın, Türkiye ile İsrail arasındaki tazminata ilişkin anlaşmaya yönelik, "Özrün ve böyle bir bedel ödenmesinin, hukuken, siyaseten ve vicdanen de doğrusu olduğunu düşünüyorum.

18.08.2016 00:46
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Ümit Yalçın, Türkiye ile İsrail arasındaki tazminata ilişkin anlaşmaya yönelik, "Özrün ve böyle bir bedel ödenmesinin, hukuken, siyaseten ve vicdanen de doğrusu olduğunu düşünüyorum." ifadesini kullandı.

Yalçın, TBMM Dışişleri Komisyonunda, Türkiye Cumhuriyeti ile İsrail Devleti Arasında Tazminata İlişkin Usul Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunmasına Dair Kanun Tasarısı'nın görüşmelerinde, söz konusu anlaşma hakkında bilgi verdi, milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Basına kapalı yapılan görüşmelerin tutanaklarına göre Yalçın, Türkiye ile İsrail arasında tazminata ilişkin usul anlaşmasının 6 maddeden oluştuğunu belirtti. Yalçın, 3 1 Mayıs 2010'da Gazze halkına yardım malzemesi götüren Mavi Marmara Gemisi'ne gerçekleştirilen saldırı sonrası Türkiye'nin ileri sürdüğü özür dilenmesi, tazminat ödenmesi ve yaptırımların hafifletilerek Gazze'deki insani durumun iyileştirilmesine imkan tanınması koşullarına ilişkin mutabakatın tazminatla ilgili usullerini belirlediğini anlattı.

Yalçın, "Özürle ilgili, 22 Mart 2013'te İsrail Başbakanının, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'a özür dilemesi ve bununla ilgili yapılan basın açıklamalarıyla tamamlanmış ve söz konusu basın açıklaması ve özür sırasında da sivil halkın kullanacağı malların Gazze'ye girişine ilişkin kısıtlamaların kaldırıldığı ve insani koşulların iyileştirilmesi için birlikte çalışmaya hazır olunduğu beyan edilmiş, ödeme yapılmasını içeren bir anlaşma imzalanması hususunda da özür beyanında mutabakata varılmıştı." sözlerine yer verdi.

O tarihten bu zamana kadar sürdürülen diplomatik faaliyetler sonucunda 28 Haziran 2016'da, Türkiye ile İsrail arasında tazminata ilişkin usul anlaşmasının imzalandığını anımsatan Yalçın, anlaşmayla saldırıda hayatını kaybedenlere verilmek üzere 20 milyon dolar tutarında tazminat ödenmesinin kabul edildiğini ifade etti.

Yalçın, mutabakatın bir parçası olarak da Gazze'ye yönelik yaptırımların hafifletilmesi ve insani koşulların iyileştirilmesine dair üçüncü şarta ilişkin görüşmelerdeki anlaşmanın, karşılıklı iyi niyet temelinde sonuçlandırıldığını vurguladı.

Ümit Yalçın, bunun ilk işareti olarak 4 Temmuz'da 11 bin tonluk yardım malzemesi sevkiyatının yapıldığına işaret ederek, daha sonra Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından bir heyetle Gazze'ye gidilerek altyapı projeleri ve başta elektrik olmak üzere Türkiye'nin yapabilecekleri konularında incelemelerde bulunulduğunu kaydetti.

-"Barış temelinde hareket etme"

Yalçın, şu değerlendirmede bulundu:

"Bu ihtiyaçlar temelinde sağlık, barınma, para yardımı, temel malzemeler, her türlü sivil malzemenin girişi sağlanmış olacak ve tazminata ilişkin usul anlaşmasının Meclis Genel Kurulunda, önce tabii ki Komisyonun sonra da Genel Kurulun onaylamasıyla özür, Gazze'deki insani koşulların iyileştirilmesi ve tazminatın ödenmesi konusundaki genel mutabakat yürürlüğe girmiş olacak.

Türkiye, tabii ki İsrail'in bölgedeki uluslararası hukuka aykırı eylemlerine karşı bu ülkeyi daima uluslararası hukuk ve barış temelinde hareket etmeye davet etmiştir ve buna da devam edecektir. Hem ilişkilerimizin normalleştirilmesini sağlayacak bu usul anlaşması hem de saydığım mutabakatın diğer unsurlarının devreye girmiş olmasıyla Türkiye hem bölgedeki barış ve istikrar temelli siyasetin hem de ikili ilişkilerin stratejik açıdan taşıdığı hareketleri, hareket kabiliyetine kavuşabilecek ve Filistin'in refah ve güvenliğine de katkısını daha da yoğunlaştırabilecektir."

-"Set çeken bir anlaşma değil"

Yalçın, usul anlaşmasının yürürlüğe girmesinden 25 iş günü içerisinde İsrail'in parayı yatıracağını, bunun davaların düşmesiyle ilgili bir şartının bulunmadığını bildirdi.

Şehidin yasal mirasçısının veraset ilamıyla belli olmasının ardından paranın istenirse alınabileceğini, istenmezse alınmayacağını belirtti. Yalçın, bu gelişmelerden haberdar olduktan sonra "Bu tazminatı nasıl alacağız, nasıl verilecek?" yönünde başvuran ailelerin de bulunduğunu ifade etti.

Yalçın, bir para verildiği için feragat belgesinin alınacağına dikkati çekerek, "Bu, normalde devletin aktardığı tazminat bedeliyle ilgili yaptığı bir uygulama, terörle mücadelede de bu feragat belgesi alınıyor bildiğim kadarıyla. Davaları sürdürmek isteyen veya yeni dava açmak isteyenlere de burada ve özellikle yurt dışında dava açmak isteyenlere set çeken, engel olan bir anlaşma değil." açıklamasında bulundu.

Özrün ve böyle bir bedel ödenmesinin, hukuken, siyaseten ve vicdanen de doğru olduğunu düşündüğünü vurgulayan Yalçın, şunları kaydetti:

"Ayrıca hiçbir bedelin gurur için açılan 1 lira da dahil, 100 milyon da dahil, hiçbir bedelin bir ölüyü, bir şehidi geri getirmeyeceğini, bu acıları yatıştırmayacağını hepimiz bilsek de hukuken ve uluslararası teamül olarak da gerçekten Türkiye'de açılan davalarda talep edilen ve sonuçlanan iki davada verilen bedel ile uluslararası şartlarda AİHM'in verdiği bedellere baktığımızda ki en yüksek verdiği bedel 80 bin avro, Türkiye'de en yüksek istenen, ailelerce en yüksek talep edilen 4 milyon TL, varılan mahkeme sonucu, Nevşehir, Kayseri 290 bin TL. Bu bedelin hiçbir şeyi olmamakla birlikte, dediğim gibi bir hukuki ve siyasi ve vicdani olarak ve ödetilen bedel olarak da önemli olduğunu düşünüyorum, uluslararası tarihsel emsal bakımından. "

Kaynak: AA

Son Dakika Politika Türkiye-İsrail Arasında Tazminata İlişkin Anlaşma - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement