Uluslararası Filistin Medya ve İletişim Forumu - Son Dakika
Güncel

Uluslararası Filistin Medya ve İletişim Forumu

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Aktay: "Sorun olan Filistin değildir, sorun olan bizatihi İsrail'dir.

23.04.2014 15:52

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay, "Sorun olan Filistin değildir, sorun olan bizatihi İsrail'dir. Sorun olan, İsrail olgusunu bizim karşımıza çıkarmış olan küresel adaletsiz düzendir" dedi.

Uluslararası Filistin Medya ve İletişim Forumu'na katılan Aktay, Arapça başladığı konuşmasında, katılımcılara Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın selamını iletti.

"Filistin davasına gönül verenlerin karşısında olmaktan mutluyum" diyen Aktay, konuşmasına Türkçe devam etti.

"Bugün dünyada doğru dürüst bir adalet yoksa, sular bir türlü durulmuyorsa, bunun baş sebebi Filistin'dir, daha doğrusu Filistin'e karşı uygulanmış olan adaletsizliktir, zulümdür" ifadesini kullanan Aktay, bu zulme bütün dünyanın da iştirak ettiğini söyledi.

"Sorun olan İsrail'dir"

Medyada genel olarak kullanılan "Filistin sorunu" tabirini de eleştiren Aktay, şunları kaydetti:

"Sorun olan Filistin değildir, sorun olan bizatihi İsrail'dir. Sorun olan, İsrail olgusunu bizim karşımıza çıkarmış olan küresel adaletsiz düzendir. Bugün sorunu Filistinliler çıkarmış değil, sorunu İsrail çıkarmıştır veya İsrail'e yol veren küresel aktörler çıkarmıştır. Birleşmiş Milletler (BM) 1948'de bizatihi karar vererek İsrail diye bir devlete yol açmıştır. İsrail diye bir devletin, aslında her çeşit kurala, akla, mantığa aykırı bir devletin kurulmasına yol vererek, bu sorunun bütün dünyanın başına musallat olmasına yol açmıştır... O gün bugün İsrail devleti, yeri gelmiş o BM'yi de tanımamıştır, BM'nin almış olduğu bir sürü kararı hiçbir şekilde tanımadığını da belli etmiştir. Buna rağmen bu asi çocuğa karşı, BM'nin ürettiği bu asi çocuğa karşı hiçbir yaptırım da uygulanmamıştır. Benzer bir isyanı herhangi bir devlet yaptığında da BM hiçbir zaman affedici olmamıştır."

Aktay, Filistin davasıyla ilgili yaşanan problemlerin büyük ölçüde bir medya problemi olduğunu vurgulayarak, "İsrail'i meşru bir devlet gibi ortaya koyan süreç medyanın desteklemesiyle olmuştur.  Aslına bakarsanız İsrail devletinin kuruluşu, devam edişi, icraatlarının hepsi bugün sözüm ona modern dünyanın, sözüm ona küresel dünyanın, sözüm ona BM'nin ortaya koymuş olduğu bütün değerleri altüst eden, onları da tepe taklak eden, onları da tahrip eden bir süreçtir" diye konuştu.

Medya sihirbazlığı

Aktay, İsrail'in insan haklarını ihlal etmesine karşın, bunun yeterince gündeme gelmediğini belirterek, dünyada egemen olan medyanın bu insan hakkı ihlallerini başka türlü gösterdiğini söyledi.

"Kendi kaderini tayin" hakkının İsrail'e tanındığını ancak bunun Filistin halkına tanınmadığına işaret eden Aktay, "Neden? Çünkü orada yaşayanları insan saymamışlardır. Filistinlileri dünya egemenleri insan saymazlar. Neden insan hakkı ihlallerine sessiz kaldıklarının açıklaması budur" ifadelerini kullandı.

İsrail devletinin varlığının "dünyanın bütün modern değerlerini hiçe sayan bir varlık" olduğunu söyleyen Aktay, dünyanın bu çelişkisinin yine "medya sihirbazlığı" sayesinde gözden kaçırılabildiğini kaydetti.

Aktay, medyanın, insanların katlini bile haklı gösterebilen bir aygıt olduğunu ifade ederek, "Bu medya düzeni içinde dünyanın bütün çelişkileri normalmiş gibi gösterilebiliyor. Dünyanın bütün akılsızlıkları akılmış gibi gösterilebiliyor. Tüm vicdansızlıkları gayet normal adalet gibi gösterilebiliyor. Ölen binlerce Filistinli çocuğa karşı gayet büyük bir duyarsızlık sergilenirken, İsrail toprağına düşmüş roket bir anda İsrail'in mazlumluğunun, mağdurluğunun bir işareti gibi bütün dünyaya pazarlanabilmektedir" değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'de Filistin ittifakı

Türkiye halkının kendi içinde zaman zaman derinleşen ihtilaflar yaşamasına karşın Filistin konusunda ittifak ettiğini anlatan Aktay, şöyle devam etti:

"İttifak ettiğimiz nadir konulardan birisi Filistin konusudur. Bu Türkiye adına gurur duyacağımız bir konudur. Türkiye'nin sağcısı da solcusu da İslamcısı da Filistin konusunda asgari bir duyarlılığa sahiptir. Bundan 4 yıl kadar önce Mavi Marmara özgürlük gemisi olarak Gazze'deki muhasarayı ortadan kaldırmak üzere yola çıktığı zaman Türkiye'den hemen hemen her kesimden tartışmasız bir destek görmüştür. Ne yazık ki bir tek istinası olmuştur. Ne yazık ki içimizden hiç ummadığımız dindar diye de geçinen birileri buna muhalefet etti. Solcular, Türkiye'nin liberalleri muhalefet etmedi, onlar muhalefet etti."

Başbakan Erdoğan'ın, Davos Zirvesi'nde ortaya koyduğu "one minute" tepkisi ve Mavi Marmara olayı nedeniyle İsrail'in Türkiye'ye "dünyadaki medya güçleri aracılığıyla bedel ödeteceği" şeklinde çok sayıda yazı yazıldığını anlatan Aktay, şunları kaydetti:

"Sanki İsrail'e karşı çıkmak felaketi çağırmak anlamına geliyor olacaktı. Ama bizim Allah'tan başka hiç kimseden korkumuz yok ve artık hakkı savunmak için cesarete sarılmaktan başka yolumuz olmadığını idrak edeceğimiz bir noktaya geldik. Erdoğan'a 'dur' diyeceklerdi, onun bu cesaretli duruşunu cezalandıracaklardı. Bu cezalandırmayı doğrusu biz batılı medyanın operasyonlarından bekliyorduk ama bizim içimizden birilerinin eliyle bunu yapacaklarını beklemiyorduk. Ne yazık ki içimizden çıkan birileri bu operasyonun maşalığını yaptı. Bütün dünyada Filistin davasına gönül vermiş olan Recep Tayyip Erdoğan'ı itibarsızlaştırma kampanyaları başlatıldı. Bugünlerde itibarsızlaştırma kampanyasının yansımalarını hepimiz görüyoruz."

Aktay, Türkiye'nin bugün bir "özgürlükler adası" haline geldiğini belirterek, "Bugün Türkiye'de hiç kimse fikirlerinden dolayı yargılanmıyor. Fikri ne olursa olsun. Ama böyle bir özgürlük ortamını siyasi mücadelesiyle oluşturmuş olan Recep Tayyip Erdoğan'ı diktatör diye nitelemeye başladılar. Bütün dünya medyasında ne yazık ki bu algıyı pazarlamaya başladılar, pazarladıkça da alıcısını buldular. Ama bu algı operasyonları ne olursa olsun, dünyanın gerçek medyası, yani yüz yüze ilişkiler, insani iletişim medyası daha farklı işliyor ve cevabını her vesileyle veriyor. Türkiye halkı sağcısı, solcusu bütün unsurlarıyla Filistin davasıyla beraber olmaya devam edecektir" diye konuştu.

Batı medyası İsrail ve Filistin hakkında ne anlatırsa anlatsın Türkiye halkının oralarda olup bitenleri batı medyasının gözüyle görmediğini vurgulayan Aktay, bunun medyanın gücünün de bir sınırı olduğunu gösterdiğini söyledi.

Aktay, batı medyasının gücüne karşın içerdiği samimiyetsizlik nedeniyle halkın güvenini kazanamadığını dile getirerek, "İslam dünyasını çok şükür batı medyası işgal edebilmiş değildir" dedi.

Filistin davası resmi ideoloji

İslam dünyasının birçok yerinde Filistin davasının ve İsrail karşıtlığının bir tür resmi ideoloji halini aldığına dikkati çeken Aktay, "Fakat bu resmi ideoloji, resmi ideolojilerin bütün çelişkilerini de barındırmaktadır. İsrail karşıtlığı bir resmi ideolojidir ama hiç kimse Filistin için doğru dürüst bir şey yapmamaktadır" ifadelerini kullandı.

Aktay, Suriye'deki iç savaşa değinerek, "Suriye devletinin resmi ideolojisi, İsrail karşıtlığıdır ama İsrail karşıtlığı adına şimdiye kadar doğru dürüst hiçbir şey yapmış değildir. Fakat söz konusu olan kendi halkı olduğunda kendi halkını katletme noktasına çok rahatlıkla gelebilmiştir" değerlendirmesinde bulundu.

Kabe'de her namazdan sonra Filistin için dualar edildiğini, bunların sadece dua olarak kaldığını, Filistin davasının ilerletilebilmesi için göstermelik birtakım desteklerden başka bir şey yapılmadığını anlatan Aktay, bunun mutlaka yüzleşilmesi gereken bir çelişki olduğunu sözlerine ekledi. - İstanbul

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Uluslararası Filistin Medya ve İletişim Forumu - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement