Filmekimi'nde görülmesi gereken 10 yapıt

Son Güncelleme:

JÜRİAtilla Dorsay, Sinema eleştirmeni & gazeteci & yazarUğur Vardan, Hürriyet sinema eleştirmeniMurat Erşahin, Sinema Müzik dergisi film eleştirmeni & yazarÖmür Gedik, Hürriyet sinema eleştirmeniNil Kural, Milliyet sinema eleştirmeni Jürimizin favorisi 1.

JÜRİ


Atilla Dorsay, Sinema eleştirmeni & gazeteci & yazar


Uğur Vardan, Hürriyet sinema eleştirmeni


Murat Erşahin, Sinema Müzik dergisi film eleştirmeni & yazar


Ömür Gedik, Hürriyet sinema eleştirmeni


Nil Kural, Milliyet sinema eleştirmeni


Jürimizin favorisi 1. Parazit


Güney Kore'de tüm gişe rekorlarını kırarak 10 milyon izleyiciye ulaşan ve ülkesinin Oscar adayı olan 'Parazit'in merkezinde birbirinden derin farklarla ayrılan Park ve Kim aileleri var. Neredeyse sefalet içinde yaşayan Kim ailesinin fertleri gerçek kimliklerini bir şekilde saklayarak birer birer, zenginlikleri sınır tanımayan Park ailesinin hizmetine giriyor.


Almodóvar'ın en yenisi


2. Acı ve Zafer



İspanya'nın en özgün sinemacısı Pedro Almodóvar'ın kendi yaşamından esinlenerek senaryosunu yazıp yönettiği film, yaşlandıkça eski şaşaalı günlerinin özlemini daha sık çeken dünyaca ünlü bir yönetmenin 1960'lardan günümüze yaşamöyküsünü çok duygusal ve çok kişisel bir bakış açısıyla anlatıyor. Antonio Banderas ve Penelope Cruz başrolde.


Evliliğe bir de bu açıdan bakın


3. Marriage Story



Dağılan bir evlilik ve birlikte kalan bir aile... Oscar'lı film yapımcısı Noah Baumbach'in hayata geçirdiği filmin kadrosunda Scarlett Johansson ve Adam Driver'ın yanı sıra Laura Dern, Alan Alda ve Ray Liotta da var.


Altın tozuna bulanan bir çift


4. Marianne ve Leonard



Efsanevi müzisyen Leonard Cohen ve 'So Long, Marianne' şarkısına ilham olan sevgilisi Marianne Ihlen... 1960'ta Ege'deki Hydra adasında sanatçılar, müzisyenler, yazarların da olduğu bohem bir toplulukta tanışan çift, 'altın tozuna bulanmıştık" dedikleri o günlerin ardından yollarını ayırmış, 2016'da 4 ay arayla hayatlarını kaybetmişti. Film, bu trajik aşkın dönüm noktalarını Cohen'in kariyeriyle birlikte ele alıyor.


Efsanenin hayatı sinemada


5. Diego Maradona



Asif Kapadia'nın yeni filmi 'Diego Maradona', efsane futbolcu Diego Armando Maradona'nın yaşamını anlatıyor. Film, doğduğu Arjantin'deki gecekondu mahallesinden dünyanın tepesindeki altın tahtına rakipsiz bir süperstarı 1980'lerden başlayıp özellikle Napoli takımındaki yıllarına odaklanarak ele alıyor.


Genç ressam Marianne'in hikayesi


6. Alev Almış Bir Genç Kızın Portresi



Film, 18. yüzyılda, bir ressamın modeliyle aşkını anlatıyor. Ressam Marianne'a, manastırdan henüz çıkan ve evlenmek üzere olan genç Héloïse'in portresi sipariş edilir. Ancak Marianne, bu portreyi Héloïse'dan habersiz çizmelidir. Bu kısıtlamanın önüne geçmek için Marianne, gönülsüz gelin adayı Héloïse'ı önce gözlemler sonra da onunla yakınlaşır...


Sicilya'dan Brezilya'ya


7. Hain



İtalya'nın en saygın sinemacılarından Marco Bellocchio, Cannes'da Altın Palmiye için yarışan son filminde Sicilya'nın en kötü şöhretli mafya babalarından biri olan Tommaso Buscetta'nın hayat hikayesini sinemaya aktarıyor. 'İki dünyanın babası' olarak da Buscetta, 1980'lerin başında Sicilya mafyalarının kanlı hesaplaşmaları sırasında İtalya'dan Brezilya'ya kaçmıştı.


Ülkesinin Oscar adayı


8. Monos



Kolombiya'nın Oscar adayı olan 'Monos', fantastik bir savaş ve hayatta kalma hikayesi... Savaşçı lakapları takınmış sekiz çocuk asker, yaz kampını andıran bir yerde Amerikalı bir kadını rehin tutar. Ama süpriz bir baskın, birbirlerine duydukları güveni tamamen sarsar.


Altın Palmiye ödüllü


9. Üzgünüz, Size Ulaşamadık



'İşçi sınıfının yönetmeni' olarak birçok başyapıta imza atan Ken Loach, bu kez iki çocuklu bir aileye odaklanıyor. Filmde, telefon uygulamaları çağında kendi kamyonetini almak isteyen Ricky'nin bu hamlesi, evlere bakıcılığa giden eşi Abby'nin düzenli çalışma hayatını sekteye uğratıyor. Film, Mayıs ayında Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiye için yarışmıştı.


Gürcü halk dansıyla dolu bir film


10. ve Sonra Dans Ettik



Yetenekli dansçı Merab, yıllarını verdiği Gürcü devlet halk dansları ekibinde partneri ve kız arkadaşı Mary'yle birlikte kendini kanıtlamaya çalışır. Süreç hem sert eğitmenleri hem de geleneksel dansın gerekleri yüzünden katı ve sıkıdır. Merab, ekibe yeni katılan yakışıklı ve karizmatik bir gence kapılınca önce çok zorlansa da sonrasında aşkı keşfeder, kimliğini ve cinselliğini bulur. Film, İsveç'in Oscar adayı seçilmişti.

Kaynak: Hürriyet