Siverek'ten ´Susturun Silahları´ Çağrısı

Son Güncelleme:

Şanlıurfa'nın Siverek İlçesi'nde, 17 Sivil Toplum Örgütünün Temsilcisi 'susturun Silahları Gençlerimiz Ölmesin' Adı Altında Ortak Basın Açıklaması Yaptı. Sivil Toplum Örgütü Temsilcileri, Akan Kanın Durması İçin Tarafların Ön Koşulsuz Görüşmelerinin Gereklik Olduğunu İfade Ederken, "şiddetin Son Bulduğu Kürt Kavminin Bu Coğrafyanın Asli Halklarından Olup Diğer Halklarla Aynı Haklara Sahip Bir Şekilde Yaşayacağı Bir Dünya İstiyoruz" Dedi.

Şanlıurfa'nın Siverek İlçesi'nde, 17 sivil toplum örgütünün temsilcisi 'Susturun Silahları Gençlerimiz Ölmesin' adı altında ortak basın açıklaması yaptı. Sivil toplum örgütü temsilcileri, akan kanın durması için tarafların ön koşulsuz görüşmelerinin gereklik olduğunu ifade ederken, "Şiddetin son bulduğu Kürt kavminin bu coğrafyanın asli halklarından olup diğer halklarla aynı haklara sahip bir şekilde yaşayacağı bir dünya istiyoruz" dedi.


Siverek'te öğle saatlerinde toplanan; Memur-Sen, Özgür-Der, Eğitim-Bir-Sen, Özgür-Eğitim-Sen, Siyar-Der, Siverekli Kadınlar Kültür ve Yardımlaşma Derneği, Siverek'i Vilayet Yapma ve Kalkındırma Derneği, Siverek Muhtarlar Derneği, Terziler Odası, Siverek Madeni Eşya Esnaf ve Sanatkarlar Odası, Siverek Kadın Eğitim Kültür Derneği, Diyanet-Sen, Büro Memur-Sen, Sağlık-Sen, Toç Bir-Sen, Birlik Haber-Sen, Siverek Kereste ve Marangozcular Derneği temsilcileri Hürriyet Caddesi üzerinde basın açıklaması yaptı. 'Susturun Silahları, Gençlerimiz Ölmesin' pankartı önünde toplanan ve ellerinde Türkçe ve Kürtçe yazılı; 'Kürt halkı olarak şiddet istemiyoruz', 'Savaş Baronlarının Saltanatına Son', 'Susturun Silahları Serap'lar Ölmesin', 'Kardeş Kanı Akmasın Yeter', 'Susturun Silahları Ceylan'lar Ölmesin', 'Paşalan Çocuğu da Öldüğünde Sorun Çözülecek' yazılı dövizler taşıyan yaklaşık 50 kişi adına basın açıklamasını Cuma Şirin okudu.


Polisin de çevrede önlem aldığı basın açıklamasını okuyan Cuma Şirin, Kürt sorununun çözümüne yönelik girişimlerin sekteye uğratılmaya çalışılıp savaş dilinin ağır basmaya başladığı bir dönemden geçildiğini belirterek, "Silahların konuştuğu bir ortamda sağduyunun akamete uğradığı gerçeğinden hareketle tüm toplumsal kesimlerin sağduyunun dili olma noktasında önemli bir sorumluluk taşıdıkları kanaatindeyiz" dedi.


Açılım politikalarını ülke gündemine sokan AK Parti hükümetinin uzun bir müddet tatmin edici bir adım atmadan ülke kamuoyunu meşgul ettiğini ileri süren Şirin, şöyle konuştu:


"Açılımın sadece kendisinden bahseden ama açılımı yapma konusunda 'Her türlü bedeli ödemeye hazırız' açıklamalarına rağmen ciddi ve tatmin edici sayılabilecek hiçbir adım atmayan hükümet, bu ürkek tavrıyla umut içinde bekleyen kamuoyunu büyük bir hayal kırıklığına uğratmıştır. PKK'nın tek taraflı ateşkes uyguladığı aylarda TSK operasyonlar için yığınaklar yapmaya devam etmiştir. Bu durumun açılımı olumsuz etmeyeceği ihtimalini göz ardı eden hükümetin bunu durdurmak için hiçbir girişimde bulunmadığı kanaati kamuoyunda yaygındır. Silahların konuşmaya ve kanın akmaya başladığı bir konjöktürde Başbakan'ın 'Saldırılar dursun o zaman operasyonlar en az seviyeye iner' anlamındaki sözleri geç kalınmış bir dönemde söylenmiştir. Devlet erkaınnın olan biten her şeyi yeniden 90'lı yılların çatışma söylemiyle dillendirmelerini ve özellikle OHAL gibi projelerin bir takım milliyetçi çevreler tarafından tavsiye edilmesini ibretle takip ediyoruz. Çatışmacı bir dilin ve kan dökmeyle sonuçlanan pratiklerin Kürt sorununun çözümüne yararı olamayacağını, hatta bunun tam aksine sorunu daha da içinden çıkılmaz bir hale getireceğini yaşadığımız son süreç bize göstermiştir. Bu gerçekten hareketle PKK'nın muhatap olarak kabul edilmek için gerçekleştirdiği saldırılar tüm kamuoyunu germekte ve iç savaş çıkarma sevdalılarının ekmeğine yağ sürmektedir. Sorunun çözümü için uygun bir zemin hazırlamak amacıyla öncelikle akan kanın durdurulması gerekmektedir. Çünkü kan akmaya devam ettikçe çatışmacı ve şiddeti önceleyen bir dil kendine zemin bulmaktadır. Bizler Siverek halkı olarak sorunun çözümünden yana olan tüm toplumsal çevreleri sorumluluk bilinciyle hareket etmeye ve çözüm yönünde güçlü bir irade ortaya koymaya çağırıyoruz. Akan kanın durmasını ve Kürt sorunun adil bir zeminde çözümünü isteyenlerin sesi kan akmasını isteyenlerin sesinden daha gür çıkmalıdır."


İnsan katlini haram kılan dinin mensupları olarak Kürt'lerin tüm haklarının zaman kaybedilmeden verilmesini adaletin gereği olarak gördüklerini de vurgulayan Şirin, şöyle devam etti:


"Hiçbir yönetimin bir halkı yok saymaya, asimile etmeye hakkı olmadığına inanıyoruz. Ulus-devlet paradigmasıyla hareket edildiği müddetçe sorunun adil bir zeminde kalıcı olarak çözülemeyeceğine inanıyoruz. Çözüm iradesini ortaya koyma noktasında büyük bir zafiyet gösteren hükümetin bu ürkek tavrıyla hiçbir adım atamayacağı tespitinden hareketle bırakın küçük adımlarla yetinmeyi çözüm konusunda daha kararlı ve etkili adımlar atması gerektiğini düşünüyoruz. Savaş baronlarının seslerinin kısılması için atılması gereken her bir adımın ivedilikle atılması gerektiğini düşünüyoruz.


Akan kanın durması için tarafların ön koşulsuz görüşmelerinin bir gereklilik olduğunu düşünüyoruz.


Şiddetin son bulduğu Kürt kavminin bu coğrafyanın asli halklarından olup diğer halklarla aynı haklara sahip bir şekilde yaşayacağı bir dünya istiyoruz."


Alkışlar ile son bulan basın açıklamasının ardından kalabalık, sessiz şekilde dağıldı.

Kaynak: DHA