Üç Lider Üç Soru
İsrail ve Suriye'nin, Sürpriz Bir Şekilde Türkiye'nin Arabuluculuğunda Dolaylı Barış Görüşmelerine Başlaması Şüpheyle Karşılandı.
İsrail ve Suriye’nin, sürpriz bir şekilde Türkiye’nin arabuluculuğunda dolaylı barış görüşmelerine başlaması şüpheyle karşılandı.
Tel Aviv-İstanbul-Şam hattındaki üç liderin, ABD Başkanı Bush’un henüz geçen hafta yaptığı uyarıyı kulak arkası ederek aniden masaya oturması, uluslararası basında üç soruyu gündeme getirdi:
1) Başarı ihtimali ufukta görünmediği halde taraflar neden masaya oturdu?
2) Zor günler yaşayan Olmert, Esad ve Erdoğan’ın amacı gündem değiştirmek mi?
3) Suriye’yi izole etmek isteyen ABD ile İsrail arasında çatlak mı var?
Esad: Uluslararası izolasyondan kurtulmak istiyor
Erdoğan: Kapatma davasıyla karşı karşıya
Olmert: Yolsuzluk soruşturması bunalttı
TEKNİK olarak 40 yıldır savaş halinde bulunan İsrail ve Suriye’nin, İstanbul’da Türkiye’nin arabuluculuğunda dolaylı barış görüşmelerine başlaması, soru işaretlerine neden oldu. Sekiz yıl önce kesilen görüşmelerin aniden başlamasının ve İsrail’in kapsamlı barış karşılığında 1967’de işgal ettiği Golan Tepeleri’ni Şam’a iade etme teklifinin altında yatanlar sorgulanıyor.
Olumlu başlayan dolaylı görüşmelerin bir ay içinde "doğrudan müzakereye" dönüşebileceği bildirildi, ama birçok analiste göre, ABD’nin Suriye’ye ve onun müttefiki olan İran’a karşı hasmane tutumu nedeniyle, ABD Başkanı George W. Bush’un görevden ayrılacağı yıl sonuna kadar İsrail ile Suriye arasında bir antlaşma imzalanması ihtimali yok. Öyleyse Ortadoğu’da gündemi altüst eden bu gelişme için neden düğmeye basıldı?
İsrail’in Haaretz Gazetesi’ne konuşan ve ismi açıklanmayan bir Türk yetkili, "Bu görüşmelerin amacı, Ortadoğu sürecinden çok, Türkiye, Suriye ve İsrail’e hizmet etmektir. (Başbakan Tayyip) Erdoğan, partisinin kapanması tehlikesiyle karşı karşıya. (İsrail Başbakanı Ehud) Olmert’e yönelik soruşturmalar var. (Suriye Devlet Başkanı Beşar) Esad ise, uluslararası tecritten kurtulmayı istiyor. Barış süreciyle biraz şamata yapmak hiçbirine zarar vermez’ dedi.
Görüşmelerin başladığını üç başkentte eş zamanlı olarak açıklayan üç liderin de, iç siyasette zor günler yaşadığı ortada. Belediye başkanlığı döneminde rüşvet aldığı iddia edilen Olmert’ih görevi bırakmaya zorlanması bile gündemde. Daha önce ofisi basılan Olmert, bugün polise bir kez daha ifade verecek.
OLMERT’E ACI REÇETE
Haaretz köşe yazarı Yossi Verter, "Herkes Olmert’in, görev süresini adli değil, diplomatik bir olayla noktalamak istediğini biliyor. Soru, hangisinin daha önce geleceği: Mahkemeye çıkarılmak mı, barış antlaşması imzalamak mı?" diye sordu. Olmert’in, ülkesinde gündemi değiştirmek uğruna Golan’ı öne sürmesi "acı reçete" olarak görülüyor. Nitekim İsraillilerin yüzde 70’i, 18 bin Yahudi yerleşimcinin yaşadığı Golan’ın Suriye’ye iade edilmesine karşı.
Kim ne dedi
İsrail, ABD’ye tokat attı
New York Times: ABD, İsrail-Suriye görüşmelerine karşıydı, çünkü Hizbullah’ı desteklediği ve Lübnan işlerine karıştığı bir zamanda Suriye’yi izole etmek istiyordu. Ancak İsrail’in kararlılığı karşısında, ABD boyun eğdi. Bir ABD yetkilisi, İsrail’in kendilerinden izin almadığını bildirerek bunu "yüze vurulan bir tokat" diye niteledi.
Washington Post: Bush’un Ortadoğu’dan dönmesinden birkaç gün sonra Ortadoğu, Bush Yönetimi’nin ötesine geçti. Yıllarca, Bush Yönetimi, Kudüs ve Şam’dan gelen barış görüşmelerinin canlandırılması önerilerine direndi. ABD, barış görüşmelerinde yok. Bu da Bush’un topal ördek statüsünü yansıtıyor.
Syria Times: Suriye barış için iyi niyet ve güçlü arzuya sahip. Ancak İsrail’in bu konudaki ciddiyetinden kuşku duyuluyor.
The Guardian: İsrail ile Suriye arasında başlayan barış görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanabileceğini söylemek için birçok neden var. Geçen yıl Annapolis’te başlayan Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile barış görüşmeleri tıkanmıştı. Türkiye’deki görüşmeler bir yöne gitse bile, Olmert’in bunu şüpheci kamuoyuna anlatmak için manevi yetkinliği var mı?
İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak: Suriye’yi düşmanlıklar muhitinden çıkarmak önemli bir adım. Ancak gerçekçi olmayı sürdürmeliyiz. Her iki tarafın da acı dolu tavizler vermesi gerekecek.
İsrail’in dinci Şas Partisi lideri ve Başbakan Yardımcısı Eli Yişa: Suriye, hala şer ekseninin bir ayağı, İsrail’in kuzey cephesini şer eksenine çevirmenin ne kadar uygun olacağından emin değildi. Görüşmelerin başarısız olacağını tahmin ediyorum.
Kudüs Kamu İşleri Merkezi’nden Dore Gold: İran, etkisini Lübnan’dan Irak’a genişletirken, İsrail’in Golan bariyerini vermesi, yüksek derecede bir stratejik hata olur.
Rusya: Süreçten haberdarız. Diyalog, Rusya’ya göre, Ortadoğu barış sürecinin önemli köşe taşlarından biri. Dileğimiz misyonun başarıya ulaşmasıdır.
Kimse Bush’u umursamıyor
Bush, İsrail meclisinde konuşurken şöyle demişti: "Diktatörlere karşı durun ve güç kullananlara teslim olmayın." Aradan bir hafta geçmeden İsrail, Şam’la dolaylı görüşmelere başladı.
AMERİKAN basını, Beyaz Saray’ın Ortadoğu’daki dolaylı görüşme sürecinin dışında bırakıldığına dikkat çekiyor. Oysa görev süresini tamamlamaya hazırlanan ABD Başkanı Bush, geçen hafta İsrail meclisi Knesset’te yaptığı konuşmada, "Diktatörlere karşı durun ve güç kullananlara teslim olmayın" diyerek uzlaşmaya yanaşılmaması mesajı vermişti. Bu konuşmayı hatırlatan eski ABD Ulusal Güvenlik Konseyi üyesi Bruce Riedel ise, "Aradan bir hafta geçmedi ki, diktatörler ve şiddetin güçleri zaferlerini ilan etti. Bu durum, Ortadoğu’nun artık Bush’u dinlemediğini gösteriyor" dedi.
İsrail Dışişleri Bakanı Tzipi Livni, ABD yönetimiyle aralarında oluşturabileceği muhtemel bir çatlağı gidermek amacıyla "Şam’ın Hizbullah ve HAMAS gibi terör örgütleriyle sorunlu bağlarını koparması" önşartını ileri sürdü. Ancak yorumcular, dün gelen bu açıklamanın Suriye ile masaya oturduktan çok sonra yapıldığına dikkat çekiyor.