"Iverson'ın Zamanı Dolmuştu"

RÖPORTAJ: SEDAT BALCI

sedatb@sporx.com

Yeni nesil ancak televizyon ve internetteki eski maçlardan tanır ancak yaşı 30'lara yakın olan NBA tutkunları iyi bilir o gözlüklü adamı. Michael Jordan ve Scottie Pippen ile şampiyonluklara ambargo koyan Bulls'un pota altındaki savaşçısıydı o. Kendisini son olarak, Karl Malone takviyeli Los Angeles Lakers'ta izledik ve ardından kariyerine nokta koydu. Bahsettiğimiz isim Horace Grant...

Ligin unutulmaz uzunlarından, 4 şampiyonluk yüzüğü sahibi Horace Grant, All-Star Sokak Partisi kapsamında geldiği İstanbul'da, editörümüz Sedat Balcı ile keyifli bir röportaj yaptı.

Kısa süreli İstanbul seyahatine rağmen neredeyse hiç bir röportaj teklifini reddetmediğini öğrendiğimiz Horace Grant, sıcak tavırları ve samimiyetiyle dikkat çekerken, röportajın fotoğraf ve video çekimlerini gerçekleştiren arkadaşım Cemre Kurtulmuş ve ben son zamanların en rahat röportajını yaptık.

Röportaja geçmeden önce, Şişli'deki All-Star Sokak Partisi için de birkaç şey söylemek lazım. Horace Grant gibi bir efsaneyi Türkiye'ye getirmek bir yana, Nişantaşı gibi İstanbul'un kalbinin attığı bir semtte, üstelik herkesin sokakta olduğu bir haftasonunda bu organizasyonu neredeyse sıfır hatayla gerçekleştiren herkese bir kez daha teşekkür ediyorum. Zira bu haftasonu ciddi anlamda, kendimi bir basketbol şehrinde yaşıyormuş gibi hissettim.

Kısıtlı zamanlarına rağmen bu röportajı ayarlamamızda yardımcı olan NBA Türkiye Direktörü Naci Cansun ve Leo PR'dan sevgili Eda Akyüzlü'ye bir kez daha teşekkür ederek fazla uzatmadan röportaja geçiyorum...

"İÇİMDEKİ YETENEĞİ MICHAEL JORDAN İLE ÇIKARDIM"

-Emekli olduğundan beri neler yapıyorsun?

"Amerika'da çocuklarla çalışıyorum onlara basketbol öğretiyorum ve fitness yapıyorum. Haftanın 4 gününü fitness yaparak geçiriyorum."

-Michael Jordan, Kobe Bryant ve Shaquille O'Neal gibi isimlerle yan yana oynadın. Hepsi birbirinden özel isimler. Senin için bu isimler içinde yeri daha farklı olan biri var mı?

"Dediğiniz gibi hepsinin kendi alanlarında özel olduğunu düşünüyorum. Kariyerimin başında Michael Jordan ile oynamak benim için çok özeldi çünkü bana farkında olmadığım içimdeki yeteneği çıkarmam için çok şey öğretti ve beraber şampiyonluk yaşadık."

-İnsanlar Kobe Bryant ve LeBron James'i Michael Jordan'ın yeni veliahtları olarak görüyor. Sence hangi isim Michael Jordan olmaya daha yakın?

"Çok güzel bir soru. Bu isimlerden birisini söylemem gerekse, Kobe Bryant Michael Jordan'a biraz daha yakın çünkü Los Angeles Lakers ile 5 şampiyonluk yaşadı. Ayrıca Michael Jordan'dan beri Kobe Bryant kadar çalışkan birisini görmediğimi de belirtmem gerek."

-Kariyerinin unutulmaz anları nelerdir?

"İki olaydan bahsedebilirim. Birincisi Chicago Bulls tarafından seçildiğim zaman (1987 Draftı, 10. sıra). İkincisi ise Chicago Bulls ile ilk şampiyonluğu yaşadığım an. Magic Johnson'ın oynadığı Lakers'ı mağlup etmiştik."

-Benim için seni unutulmaz kılan anlardan biri de, 1993'te kazanılan şampiyonlukta John Paxson'ın şampiyonluğu getiren üçlüğün asistini yapman idi.

"Evet o an da harikaydı. Pota altında top elimdeydi ve bir şekilde şut atamadım. John Paxson boştu ve kariyerimizin en büyük şutlarından bir tanesini attı."

"BULLS SON NOKTAYDI"

-Bulls'u izlediğimizde, her anlamda harika bir takım vardı karşımızda. Takım arkadaşların ile yaşadığın unutulmaz hatıralardan bazılarını bizimle paylaşabilir misin?

"Çok var. Şampiyonluklar yaşamamız, dışarıda takılmamız, birbirimiz ile eğlenmemiz... Bir aile gibiydik. Bence bu en son noktaydı. Bulls'tan ayrılmak benim için zor bir durumdu çünkü bu aileden ayrılmak gibi bir şeydi ve biz bir aileydik."

-Bazı insanlar Michael Jordan için "Scottie Pippen ile oynamasaydı çok iyi olmayacaktı" diyorlar. Senin bu konudaki görüşün nedir?

"Bence Michael yine Michael olacaktı. Yine herhangi biri ile harika olacaktı. Onun ikinci adamı olarak Scottie'ye sahip olmak ona Michael Jordan olması için yardım etti çünkü Scottie çok iyi bir defansif takım oyuncusu. Bence Michael Jordan da Scottie gibi bir oyuncunun olmasının önemini biliyordu."

-NBA'deki Türk oyuncular içinde favorin kimler?

"Benim favorim Hido. Parkede harika birisi, rekabetçi ve çok yetenekli. Ayrıca saha dışında da iyi bir kişilik. Sahada olsanız bile bazen sizi güldürüyor. Memhmet Okur iyi bir şutör. Boston'dan Semih oynama imkanı yakaladığı zaman ne yapabileceğini gösteriyor. NBA'de Türk oyuncuların olması güzel."

-Kariyerin boyunca taktığın koruyucu gözlükler ile özdeşleştin. Bu gözlükleri takma nedenin sadece koruyucu özelliği miydi?

"Önceleri o gözlükleri takma nedenim sadece gözlerimi korumak içindi fakat daha sonra benim için bir marka gibi olduğunu, beni diğer oyunculardan ayıran bir özellik olduğunu gördüm. Amerika'da bir çok çocuk gözlük takıyor ve bu konuda kendimi model olarak değerlendiriyorum. Çünkü bazı aileler bana gelip teşekkür ettiler ve çocuklarının benim gözlük giydiğimi görmeden önce gözlük giymek istemediklerini söylediler."

-90'lı yıllarda oynanan basketbol ile bugünün basketbolu arasında nasıl bir kıyaslama yaparsın?

"90'lı yıllarda oyun daha fiziğe dayalı, agresif, daha takım amaçlıydı. Bugünün basketbolunda ise David Stern ve ekibi iyi bir iş başardılar. Basketbolun seviyesini taraftarların görmek istediği yere getirdiler. Artık daha hızlı oynanan bir basketbol var. Aradaki farkın bu olduğunu düşünüyorum."

"IVERSON'IN NBA'DEKİ ZAMANI DOLMUŞTU"

-90'lar ve 2000'ler için ayrı ayrı favori ilk beşini nasıl kurarsın?

"90'lar için Michael Jordan ile başlayacağım. Oyun kurucu pozisyonunda Magic Johson, pivotta David Robinson Forvetlerde ise Charles Barkley ve Larry Bird. Bugün için ise Dwight Howard, LeBron James, Kobe Bryant, Amaré Stoudemire ve Derrick Rose diyorum."

-Allen Iverson'ın Türkiye'ye gelişi büyük yankı uyandırdı. Bir kesim "Onun için basketbol artık bitti" derken bir başka kesim "O hala Allen Iverson" deyip pozitif bir yaklaşım sergiledi. Senin görüşün nedir?

"Onun buraya gelip basketbol oynamasının harika olduğunu düşündüm. Maalesef sakatlandı. İlerlemiş yaşına rağmen hala birçok oyuncudan daha çabuk. Bence NBA'deki zamanı dolmuştu. Buraya gelmesi, oynadığı Türk takımı ve kendisi için iyidi çünkü Iverson basketbolu çok seviyor ve bunun güzel bir hamle olduğunu düşünüyorum."

-İstanbul'daki NBA All-Star etkinlikleri çerçevesinde İstanbul'a geldin. Böyle bir organizasyonun bir parçası olmak nasıl bir duygu?

"Bu organizsyonu sevdim. Onlar için bana bunu yapmamı söylemeleri benim için bir onurdu. İnsanlarla çalışmayı seviyorum. Özellikle farklı ülkelerden, farklı geçmişi olan insanlarla çalışmayı seviyorum. Bundan dolayı burada olmak harika."

-Geleceğinle ilgili planların nelerdir?

"Birgün NBA'de coach olmak istiyorum. Ayrıca bu tür organizasyonlara katkıda bulunumak ve NBA atmosferini farklı ülkelere yaymak da hedeflerim arasında..."

-Son olarak, NBA'de bu sezonun finalistlerini ve şampiyonunu tahmin eder misin?

"Chicago Bulls ile Los Angeles Lakers'ı finalde görmeyi bekliyorum. Şampiyonluk adayım ise Lakers."

Teşekkürler Horace...

Video ve Fotoğraf:

Cemre Kurtulmuş