Tuskon 2. Olağan Genel Kurulu

Son Güncelleme:

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Köksal Toptan, Türkiye'yi Kimsenin Geriye Götüremeyeceğini Belirterek, "Bence Hiç Endişe Etmemek Gerekir, En Kısa Sürede En Doğru Karar Verilecektir" Dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Köksal Toptan, Türkiye'yi kimsenin geriye götüremeyeceğini belirterek, "Bence hiç endişe etmemek gerekir, en kısa sürede en doğru karar verilecektir" dedi.


Toptan, siyasetin gidişinden akışına halk dışı müdahalelerin siyaset kurumunu da zayıflattığını ve kuvvetler ayrılığı ilkesinin başına buyrukluk anlamına gelmediğini belirterek, " 23 Nisan'da Ankara'ya gelecek olan çocuklarımıza bu meclisin yüzde 86'sı halkın siyasi düşüncelerini yansıtıyor ama bu partinin kapatılması için dava görülüyoru nasıl antalacağım" diye konuştu.


Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleştirilen Türkiye Sanayici ve İşadamları Konfederasyonu (TUSKON) 2. Olağan Genel Kurulu'nda konuşan Köksal Toptan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın, AK Parti'nin kapatılması istemiyle Anayasa Mahkemesi'nde açtığı dava hakkında açıklamalarda bulundu.


Türkiye'deki bütün düşünce sahipleri, bütün aydınlar, düşüncesi ne olursa olsun Türkiye demokrasisine inanmış herkes derin bir tedirginlik ve üzüntü içinde olduğunu belirten Toptan, "TBMM Başkanı olarak temsil ettiğim yasama organının çok konuşulduğu, çok orasından burasından çekiştirilmeye çalışıldığı bu günde bazı düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Elbette benim de bundan etkilenmemem mümkün değil. Benim başka bir sorunum daha var. Yaklaşık 10 gün sonra biz TBMM'nin kuruluşunun 88. yıldönümünü kutlayacağız. Dünyanın her tarafından çocuklar Türkiye'ye gelecek. Onları biz TBMM'de konuk edeceğiz. Türkiye'nin bütün illerinden çocuklarımızı temsilen Ankara'ya çocuklarımız gelecek. Onlarla TBMM Genel Kurulu'nda bir çocuk meclisi teşkil ederek egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğunu anlatmaya çalışacağız. Bu bayram hem çocuk bayramı, hem milli egemenlik bayramı. O nedenle çocuklarımıza egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, büyük Atatürk bunu demiş ama deyip başka şeyleri nasıl söyleyeceğiz, ben onu düşünüyorum" dedi.


Köksal Toptan, çağdaş demokrasilerin olmazsa olmazının kuvvetler ayrılığı ilkesi olduğunu söyledi. Kuvvetler ayrılığı ilkesinin başına buyrukluk anlamına gelmediğinin altını çizen Toptan, " Kuvvetler ayrılığı yasama yürütme ve yargının bağımsız olmasını, bu erklerin birbirine müdahale etmemesini ama bu erklerin mutlaka ahenkli bir işbirliği içerisinde de çalışmasını emreder. Kuvvetlerden yasama organının faaliyetleri anayasal yönetime tabidir. Yürütme organının faaliyetleri idari yargı denetimine tabidir. Bu, ahenkli ve uyumlu çalışmayı gerektirir. Türkiye, partiler demokrasisini ayakta tutmaya çalışıyor. Ne kadar çalışıyor on da doğrusunu isterseniz şüpheliyim. Partiler demokrasisi 2. Dünya Savaş'nın demokrasi tipidir. Adına hukukun üstünlüğü dediğimiz, sivil toplumun yönetimin her aşamasında yönetim biçimine klasik katılımcılığın ötesinde katılmayı ön gören bir çağı yaşıyoruz" diye konuştu.


Köksal Toptan, şunları söyledi:


"Biz ümitlerle, heyecanlarla geçen dönemde bir büyük heyecanla, çocuklar gibi heyecanla önümüze koyduğumuz Kopenhag kriterlerini yerine getirmek için gece gündüz çok çalıştık. Hem iktidar, hem muhalefet çok çalıştı. Çünkü ilk kez Türkiye aziz Atatürk'ün hedef gösterdiği çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine çıkma, birlik beraberlik heyecanını AB yolunda yakalıyor diye düşündük. Kimi zaman muhalefetin, kimi zaman iktidarın içine sinmeyen bir çok noktayı uzlaşarak, bir yerde buluşarak çözdük. Bir büyük reform hareketini bir büyük hukuki altyapıyı TBMM hayata geçirdi. Buna AB de şaşırdı, AB'ye yeni üye olmuş ülkeler de şaşırdı. Yaptığımız reformlara inanamadılar. Biz Türkiye'nin önüne bir ödevi koyalım, nasıl olsa yapamazlar diye düşündüler. Türkiye ezber ve hesapları, AB standartlarına ulaşabilmek için bozdu. Biz bunları başardık. Şimdi Türkiye geri mi kayıyor şeklinde tereddütler var ama Türkiye'yi hiç kimse geriye götüremez." 27 Temmuz 2007'de Türkiye'nin bir büyük seçimi festival havası içinde geçirdiğini hatırlatan Toptan, "Çıkan sonuçlara baktığımız zaman. Uzun zamandan beri özlediğimiz yüzde 86 gibi bir büyük temsil oranıyla TBMM'nin yenilendiğini gördük. 23 Nisan'da Ankara'ya gelecek olan çocuklarımıza bu meclisin yüzde 86'sı halkın siyasi düşüncelerini yansıtıyor ama bu partinin kapatılması için dava görülüyoru nasıl antalacağım. Yakaladığımız güven ve istikrar ortamının önüne çok büyük hedefler koymuş olan Türkiye'yi istek ve heyecanından vazgeçirir mi endişesini taşımaktayım. Buraya gelirken hep bu telaş içinde, acaba bu konuda ne diyebilirim diye düşündüm. Burada özellikle sivil toplum örgütü temsilcisi arkadaşlarımın yaptıkları konuşmalardan öyle bir sonuç çıkardım ki, benim teşalım boşuna. Türkiye almış başını gidiyor, Atatürk'ün hedef gösterdiği çağdaş uygarlık düzeyinin üzerine varıncaya kadar. Demokrasi yanlışlıklar rejimidir. Yanlışlıklar sadece demokrasilerde vardır. Diktatörlüklerde, yanlışlık olmaz. Sadece demokrasilerde yanlışlık vardır. Yanlışları siyasi partiler de, o partilerin yöneticileri de yapar. Yapacak ki rakibine sıra gelsin, yapacak ki halk o yanlışın hesabını sorsun. Hesaplaşma orada yapılıyor. Yanlışı, doğruyu halk görüyor, değerlendiriyor. Türkiye hala 50 sene öncesinde mi yaşıyor. Bunu anlamakta zorluk çekiyorum " açıklamasında bulundu.


TBMM Başkanı Köksal Toptan, "Çağdaş demokrasilerde partiler kurulur kapanır ama çağdaş demokrasilerde partileri halk kurar, partileri halk kapatır" dedi. Bunların örneklerle yaşandığını hatırlatan Toptan, Türkiye'de Anayasa Mahkemesi'nin kararıyla 24 kere siyasi partilerin kapatıldığını söyledi. Köksal Toptan, "Öbür durumda halk bir çok partiyi kapatmış. Zamanında ortaya çıktığı zaman dev gibi görülen partilerin, bir seçim sonra halkın iradesiyle yok olduklarını gördük. Onlar yok oldu, siyaset sahnesinden silindiler. Peki kapattıklarımız ne oldu. Kapattıklarımız yeniden doğdu. Zaman zaman da daha güçlü olarak, inatla doğdu. Çünkü orada halkın iradesi, katkısı yoktu. Halkın idaresini, halkın tercihini anlamsızlaştıracak davranışlardan herkesin kaçınması lazım. Halka güvenmek ve halkın her zaman doğru karar verdiğine inanmak gerekir. Başka türlü düşünemeyiz" diye konuştu.


Siyasetin gidişinden akışına halk dışı müdahalelerin siyaset kurumunu da zayıflattığını belirten Toptan, bu şekilde insanların kafasında tereddütler doğduğunu söyledi.


Toptan şunları söyledi:


"Bu gelişmede benim en çok etkilendiğim, uluslararası arenadaki dünya turlarında karşılaşabilecekleri, en azından tereddütlü havadır. Buna üzülüyorum. Oysa içinde bulunduğumuz günler, aylar, yıllar Türkiye'nin istikrar ve güven ortamının yarattığı en güçlü, en inanılır, en güvenilir olması lazım gelen günler ve yıllardır. Endişe ederim ki, özel sektör olsun, devletimizin çeşitli kademelerindeki ilgililer olsun yabancı muhataplarıyla konuşurken, acaba muhataplarının kafasında bir takım tereddütlerle mi masaya oturmak zorunda kalacaklar. Acaba bizim elimiz başkalarına karşı zayıfladı mı? Türkiye'nin geleceği adına bundan endişe ediyorum. Bizim bunu kırmamız lazım. Bunu nasıl kıracağız. Şimdi daha büyük işler yapmanın zamanıdır. Ben dün tasarladığım konuşmayı yapmayacağım çünkü benim söylediklerim çok güzel ifade edildi. Bence hiç endişe etmemek gerekir, en kısa sürede en doğru karar verilecektir. Bu süreç ilerlerken Türkiye özel sektörüyle, devletiyle yine büyümeye devam etmelidir. Hiç birimizin durmak, soluklanmak hakkımız yok. Önümüzdeki dönem, inşallah daha büyük başarılara imza atılacak bir dönem olacaktır. İnşallah 2023 yılı, Türkiey'yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi haline getirecek bir yıl olacaktır." Öte yandan, toplantıda söz alan Bakan Tüzmen ise "Demokrasinin yasama, yürütme yargı erklerinin uyumlu çalışabilmesi için demokraside kişi başına gelirin mutlaka yüksek olması lazım. Türkiye bunun sancısını çekiyor. Belli bir bilgi birikimini sağlamadan buralarda uyumlu çalışmak zordur. Türkiye bunları da aşarak yoluna devam edecektir" dedi.


(İST-EY-EY-Y)

Kaynak: İHA