10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü

Başbakan Yardımcısı Lütfi Elvan, son on yılda temel hak ve özgürlüklerin her alanda ve evrensel ölçülerde geliştirilmesine yönelik reformlar gerçekleştirdiklerini belirterek, "Bir tür sessiz devrim niteliğinde gerçekleştirilen bu reformlarla önemli mesafeler katedildiği yerli ve yabancı pek çok gözlemci tarafından kabul edilmektedir" ifadelerini kullandı.

Elvan, Dünya İnsan Hakları Günü nedeniyle yayımladığı mesajda, 10 Aralık 1948'de kabul edilen İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin "insan haklarının anayasası" olarak tanımlandığını kaydetti.

Söz konusu beyannamenin, insanın doğuştan sahip olduğu hak ve özgürlükleri tanımladığını, her insanın yasa önünde eşit olduğunu, işkenceye, kötü muameleye ve onur kırıcı muamele veya cezalara tabi tutulamayacağını ilan ettiğine dikkati çeken Elvan, beyannamenin, insan haklarının korunması ve geliştirilmesi yolunda uluslararası toplum tarafından sürdürülen çabalara yol gösterici işlevini bugün de sürdürdüğünü, bu nedenle 10 Aralık'ın her yıl Dünya İnsan Hakları Günü olarak kutlandığını bildirdi.

Türkiye'de hak ve özgürlükler alanında son yıllarda yapılan çalışmalara da mesajında yer veren Elvan, şunları kaydetti:

"Ülkemizde özellikle son on yıllık süreçte temel hak ve özgürlüklerin her alanda ve evrensel ölçülerde geliştirilmesine yönelik reformlar gerçekleştirdik. Bir tür sessiz devrim niteliğinde gerçekleştirilen bu reformlarla önemli mesafeler katedildiği yerli ve yabancı pek çok gözlemci tarafından kabul edilmektedir. Belirtilen dönem içerisinde bireyi merkeze alan ve devlet ile toplum arasındaki kopukluğu gidermeye çalışan politikalar üretilmiştir. Herkesin temel hak ve özgürlüklerden en geniş şekilde yararlanmasını sağlayacak düzenlemeler hayata geçirilmiştir. Farklı toplum kesimlerinin hassasiyetleri göz önünde bulundurularak geçmişten gelen mağduriyetler ortadan kaldırılmıştır."

"Temel hak ve özgürlükler konusunda önemli adımlar attık"

İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesi çabalarının sonu gelmeyecek bir mücadele olduğunun altını çizen Elvan, en ileride olduğu düşünülen ülkelerin bile insan hakları bağlamında farklı sorunlarla karşılaşabildiklerine işaret etti.

Sistemin temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmasını ve korunmasını sağlayacak mekanizmalarla donatılmış olmasının önemini vurgulayan Elvan, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Son yıllarda yasal ve kurumsal düzeyde gerçekleştirilen reformlarla da bu konuda önemli adımlar attık. Bilgi edinme hakkının anayasal teminat altına alınması ve bu konuda görevli bir kurumun, Bilgi Edinme ve Değerlendirme Kurulunun oluşturulması, dilekçe hakkının kapsamının genişletilmesi, Kamu Denetçiliği Kurumunun kurulması, temel hak ve özgürlüklere ilişkin konularda Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilme imkanının getirilmesi, insan haklarının korunması ve geliştirilmesi yönünde çalışmalar yapmak amacıyla bağımsız bir insan hakları kurumunun, Türkiye İnsan Hakları Kurumunun kurulması bu kapsamda verilebilecek örnekler arasındadır. Bireysel şikayet başvurusu alma görevinin yanı sıra Türkiye İnsan Hakları Kurumunun ulusal önleme mekanizması olarak da yetkilendirilmiş olması, insan haklarının korunması ve geliştirilmesi çalışmaları kapsamında son derece önemli bir yer tutmaktadır."

"Çalışmalarımız aynı hız ve kararlılıkla devam edecek"

Türkiye'nin, taraf devletleri, işkence ve kötü muameleyle mücadele amacıyla alıkonulma yerlerine düzenli ziyaretler gerçekleştirecek bir önleme mekanizması kurmak ya da belirlemekle yükümlü kılan İşkenceye Karşı Birleşmiş Milletler Sözleşmesinin İhtiyari Protokolüne 2011 yılında taraf olduğunu anımsatan Elvan, protokol gereğince tesisi veya tayini gereken önleme mekanizmasının kurulmasına ilişkin çalışmalar sonucunda 2014 yılı ocak ayından itibaren Türkiye İnsan Hakları Kurumunun, ulusal önleme mekanizması olarak belirlendiğini belirtti.

Elvan, demokrasinin güçlendirilmesi, insan hakları bilincinin geliştirilmesi, ihlallerin önlenmesi ve herkesin çağdaş yaşamın öngördüğü temel hak ve özgürlüklerden tam anlamıyla yararlanabilmesi için, bugüne değin yaptıkları çalışmaların aynı hız ve kararlılıkla devam edeceğini kaydederek, insan hakları alanında yapılan reformların uygulamaya tam olarak yansıtılabilmesi ile Türkiye'de yaşayan tüm insanların eşit bir şekilde tüm hak ve özgürlüklerden yararlanabilmesinin bundan sonraki çalışmalarının temel hedefi olacağını vurguladı.

Bu kapsamda yasal ve kurumsal düzeydeki gelişmelerle birlikte zihinsel bir dönüşümün gerekliliğine dikkati çeken Elvan, "Eğitim ve bilinçlendirme faaliyetleri bu nedenle büyük önem kazanmakta, faaliyetlerin sürekliliği ise istenen amaca ulaşmada hayati öneme sahip bulunmaktadır" ifadelerini kullandı.

Elvan, 10 Aralık İnsan Hakları Günü'nün tüm kurum, kuruluş, bireyler ve özellikle medya tarafından insanların insan hakları konusunda bilgilendirilmesi ve hak arama bilincinin geliştirilmesine yönelik bir fırsat olarak görülmesi ve insan hak ve özgürlüklerinin herkes için tüm yönleriyle korunup hayata geçirildiği bir dünyaya ulaşılması temennisinde de bulundu.