Başbakan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Önümüzdeki dönemde daha fazla ihracat, daha fazla hizmet geliriyle, dış talebin büyümemize daha fazla katkı yaptığı, daha dengeli, daha yüksek bir büyümeyi hedefliyoruz" dedi.
Yılmaz, Ülke TV'de katıldığı programda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Ankara'daki terör saldırısına ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, Yılmaz, bu saldırının bütün vatandaşlara yönelik olduğunu söyledi.
Saldırılarda Türkiye'nin istikrarı ve huzurunun hedef alındığını belirten Yılmaz, "Ben Ortadoğu'da yaşanan gelişmelerle de bu hadisenin ilişkili olduğunu, Türkiye'nin giderek bölgesinde güçlü bir aktör haline gelmesiyle alakalı olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.
Yılmaz, Ortadoğu'nun yeniden şekillenme sürecinde olduğuna dikkati çekerek, bu süreçte ortak tavır sergileyerek, tuzakları boşa çıkarmanın önemine değindi. Yılmaz, Türkiye'nin Ortadoğu'ya sırtını dönmesinin gerçekçi bir politika olmadığına işaret etti.
Ankara'daki saldırının zamanlamasına da dikkati çeken Yılmaz, "Son haftalarda AK Parti'nin tek başına iktidara gelme perspektifi güçlendi. Bu yaşanan hadiselerin bu anlamda AK Parti'nin tek başına iktidarına karşı da bir saldırı olduğunu düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
- "Türkiye'nin makro temelleri sağlam"
Bakan Yılmaz, genel tabloya bakıldığında bir kırılganlık, krize sürüklenme ihtimalini görüp görmediğinin sorulması üzerine ise mevcut konjonktürde dünya ekonomisinin çok iyi bir durumda olmadığın belirtti.
Türkiye'nin bu şartlar içerisinde yüzde 3 büyümeyi başardığını kaydeden Yılmaz, "Türkiye'nin makro temelleri sağlam, yani bizim bütçe disiplinimiz gerçekten AK Parti döneminin en büyük kazanımlarından bir tanesi. Bakın bu küresel krizde birçok ülke borç oranlarını arttırırken, biz de aksine kamu borcunun milli gelire oranı düşmeye devam etti, geçen yıl yüzde 33'ler civarına indi" diye konuştu. Yılmaz, Türkiye'nin yapısal reform gündemi açısından da en iyi ülkelerden biri olduğunu anlattı.
Yılmaz, seçimlerden sonra ortaya çıkan siyasi belirsizliğin ekonomiyi olumsuz etkilediğinin altını çizerek, "Biz bunu en alt seviyede tutmaya çalıştık. AK Parti olarak bu süreci gerçekten iyi yönettik, siyasi bir istikrarsızlığa dönüşmesini engelledik ama siyasi belirsizlik elbette ekonomiyi olumsuz etkiliyor. 1 Kasım ekonomik açıdan da çok kritik bir tarih. 1 Kasım'da siyasi belirsizliklerin ortadan kalkması ve siyasi istikrarın pekişmesi ekonomimize çok olumlu bir etkide bulunacak" değerlendirmesinde bulundu.
- "Önümüzdeki dönemde daha yüksek bir büyümeyi hedefliyoruz"
Yılmaz, yapısal reformların bir koalisyon hükümetiyle hayata geçirilme ihtimalinin sorulması üzerine de bunun bir koalisyon ortaklığıyla kolay olmadığını belirtti.
Büyüme noktasında dış talebin katkısının arzu edilen noktada olmadığını anlatan Yılmaz, "Önümüzdeki dönemde daha fazla ihracat, daha fazla hizmet geliriyle, dış talebin büyümemize daha fazla katkı yaptığı, daha dengeli, daha yüksek bir büyümeyi hedefliyoruz" dedi.
Bakan Yılmaz, bir soru üzerine ise krediler ve takibe düşmüş alacaklar konusunda tehlike sınırına gelmiş bir verinin olmadığını söyledi.
Dünyada ülkeler arasında bir yarışın olduğunu anlatan Yılmaz, "Türkiye'nin en önemli avantajı bence siyasi istikrar ve reformlardır. Bunları başarabilirsek 2023'e doğru yolumuza devam ederiz" ifadesini kullandı.
Yılmaz, şu anda küresel finansın bir çalkantı döneminden geçtiğine işaret ederek, bir krizden henüz bahsedilemeyeceğini anlattı.
"Asgari ücret konusunda dengeyi gözettik"
Yılmaz, AK Parti'nin seçim beyannamesinin kaynağının sorulması üzerine, taahhütlerinin iyi hesaplandığını belirtti.
Vaatlerinin her birinin birkaç alana birden hizmet etmesini gözettiklerini kaydeden Yılmaz, "Bir taraftan sosyal adaleti sağlarken, büyümemize ve üretkenliğimize katkısı olacak unsurları seçtik" dedi.
Yılmaz, asgari ücret konusundaki vaatleri üzerine de çok çalıştıklarını belirterek, şöyle devam etti:
"Asgari ücret konusunda bir taraftan halkımızın, çalışanlarımızın beklentisi var, diğer taraftan da iş dünyasının yükü var. Asgari ücretin kamuya bir yükü yok biliyorsunuz, daha doğrusu kısıtlı bir yükü var, daha çok faydası var kamu gelirlerine.
Asgari ücreti arttırdığınız zaman vergi ve prim alacaklarınız artıyor, dolayısıyla net olarak baktığınızda kamuya artısı var, eksisi yoka ama özel sektör üzerinde bir yük elbette, aşırıya gittiğiniz zaman işte kayıt dışı olabilir, istihdamı olumsuz etkileyebilir. Biz asgari ücret konusunda dengeyi gözetip bir rakam belirledik, yani aşırıya gidip diğer partiler gibi farklı işletmeleri çok zor duruma sokacak bir noktaya götürmedik ama çalışanlarımızın da beklentilerini dikkate aldık."
Geçen seçimde diğer siyasi partilerin açıkladıkları asgari ücret tutarlarına iş dünyasından yeterli tepkinin gelip gelmediğini sorulması üzerine Yılmaz, o dönemde özellikle bazı kanallarda AK Parti'nin en küçük teklifine popülizm dendiğini, muhalefet partilerinin çok aşırı tekliflerine ise sıcak yaklaşıldığını gördüklerini söyledi.
Kamudaki taşeron işçiler hakkındaki son durumun sorulması üzerine Yılmaz, bu konuda bir düzenleme yapıldığını hatırlatarak, bu konularla ilgili ikincil düzenlemelerin yapılacağını, bunların sonuçlanmasının ardından kamunun ihtiyaç duyduklarının istihdamının söz konusu olacağını belirtti.
Yılmaz, 800 bine yakın taşeron işçiden kaçının kadroya alınacağının sorulması üzerine de bu durumun düzenlemelere bağlı olduğunu, bu noktada net bir rakam söyleyemeyeceğini kaydetti.
"Tekrar seçime gidileceğini zannetmiyorum"
Yılmaz, son dönemlerde yapılan anketlerde AK Parti'nin oy oranında bir yükseliş gördüklerini bildirerek, "Bizim temennimiz, tek başına iktidarın sağlanması. Aslında bu seçimin temel meselesi de bu. AK Parti tek başına iktidar olacak mı, olmayacak mı?" dedi.
Tekrar bir koalisyon çıkması durumunda yine sandığa mı gidileceğinin sorulması üzerine Yılmaz, bu noktada tekrar sandığa gidileceğini zannetmediğini söyledi.
Son Dakika › Ekonomi › Başbakan Yardımcısı Yılmaz Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?