Borsa İstanbul'da Gong "Küresel Para Haftası" İçin Çaldı

Borsa İstanbul Genel Müdür Yardımcısı Şenol Duman, "Bugün Borsa İstanbul'da işlem gören pay senetlerinde yerli bireysel yatırımcıların payı sadece yüzde 17 seviyesinde. Türkiye'mizde bakiyeli yatırımcı sayısı ise sadece 1,1 milyon kişi." dedi.

Borsa İstanbul'da açılış gongu, bu yılki teması "Öğren, biriktir, kazan" olarak belirlenen "Küresel Para Haftası" için çaldı. Gong törenine Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Himmet Karadağ, Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkan Yardımcısı Emre Önyurt, Borsa İstanbul Genel Müdür Yardımcısı Şenol Duman, Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği (FODER) Kurucu Başkanı Özlem Denizmen, FODER Başkan Yardımcısı Attila Köksal ve Yönetim Kurulu üyeleri katıldı.

Borsa İstanbul Genel Müdür Yardımcısı Duman, törenin ardından yaptığı konuşmada, finansal okuryazarlığın ekonomiler için önemine dikkati çekerek, son yıllarda kurumlar, şirketler, kamu kurum ve kuruluşlarında bu konuya ilginin arttığını söyledi.

Duman, finansal okuryazarlık düzeyinin geliştirilmesi gerektiğinin, tüm paydaşlar tarafından genel kabul gördüğünü ifade ederek, şunları kaydetti:

"Türkiye'de, sermaye piyasalarında gelişimin kaynağı olacak yatırımcı bilincini oluşturmak ve piyasalara katılımı artırmak, her şeyin temelini oluşturuyor. Bu kapsamda maalesef önümüzde katedeceğimiz uzun ve ince bir yol var. Bugün Borsa İstanbul'da işlem gören pay senetlerinde yerli bireysel yatırımcıların payı sadece yüzde 17 seviyesinde. Türkiye'mizde bakiyeli yatırımcı sayısı ise sadece 1,1 milyon kişi. Benzer şekilde bireysel yatırımcılar olarak tasarruflarımızı sermaye piyasalarında değerlendirme noktasında diğer gelişmiş ülkelere ve birçok gelişmekte olan ülkeye göre daha yolun başındayız."

Finansal okuryazarlığın küçük yaştan itibaren öğretilmesinin önemine işaret eden Duman, ülkelerin bu konuya her geçen gün daha çok önem verdiğini söyledi.

Borsa İstanbul olarak bu konuda ciddi çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Duman, "Kısa bir süre içinde online eğitim platformumuzu devreye alarak finansal okuryazarlığa daha da fazla katkı vermeye başlayacağız." dedi.

"Finansal eğitimde fırsat eşitliği önemli"

SPK Başkan Yardımcısı Emre Önyurt da SPK olarak finansal eğitimin yaygınlaştırılması ve bireylere finans kültürünün kazandırılmasına özel önem verdiklerini dile getirerek, bu alanda yapılan çalışmalarda öncü olduklarını söyledi.

Önyurt, 2014 yılından bu yana Milli Eğitim Bakanlığı ile yaptıkları görüşmeler sonucu finansal eğitimin ana konu başlığı olarak müfredata girdiğini belirterek, eğitimin tabana yayılmasının büyük önem taşıdığını, dünya genelinde de eğitimin tabana yayılması ve fırsat eşitliği için çalışmalar yürütüldüğünü anlattı.

Önyurt, şöyle devam etti:

"Tabana yaymak, finansal eğitimde fırsat eşitliği önemli. Mümkün olduğunca bunu topluma yaymamız gerekiyor. Derneklerden, STK'lardan beklentimiz, bunu mümkün olduğunca geniş kitlelere ulaştırmak. SPK olarak MEB ile yakın dönemde bir protokol imzalayacağız. Önümüzdeki ay, referandumdan sonra yapmayı planlıyoruz. Protokol vasıtasıyla SPK olarak geliştirdiğimiz finansal eğitim programımızla 1 milyona yakın öğretmenimize sertifika vermeyi planlıyoruz. Bu sayede finansal farkındalıkla, genç bireyler arasında öğretmenlerimiz bir köprü görevi oluşturmuş olacak. Bu sayede de finansal eğitimi genç yaştan itibaren tabana yaymayı hedefliyoruz."

"Akıllı tasarruf etmeyi bilen yeni nesiller, akıllı ekonominin olmazsa olmazıdır"

FODER Başkan Yardımcısı Attila Köksal ise çocuklar ve gençler arasında finansal farkındalığın artırılması adına her yıl dünyada ve Türkiye'de kutlanan Küresel Para Haftası'nın bu yılki temasının "Öğren, biriktir, kazan" olarak belirlendiğini hatırlattı.

Köksal, bugün dünyada 40'a yakın ülkede borsa açılış gongunun Küresel Para Haftası için çaldığını belirterek, şunları kaydetti:

"Finansal okuryazarlık, sürdürülebilir kalkınma ve büyümenin temel parametrelerinden biridir.

Gençler ve çocuklar toplumların en önemli yapı taşlarıdır. Küçük yaşta oluşacak tasarruf bilinci, hem gençlerimizin hem de ülkemizin geleceği için atılmış verimli bir tohumdur. Akıllı tasarruf etmeyi bilen yeni nesiller, akıllı ekonominin olmazsa olmaz koşuludur.

FODER olarak 2014 yılında 10 bin, 2015 ve 2016 yıllarında 25 bin çocuk ve gencimize ulaşarak onlara finansal okuryazarlık eğitimleri verdik.

Bunun yanı sıra yine kurumsal üyelerimiz ve proje ortaklarımızla gençlere yönelik çeşitli projeler yürüttük. 'Bütçesini Bilen Gençler' projesi ile İstanbul genelinde 6 bin çocuk ve gence finansal okuryazarlık eğitimleri verdik. 'Parayön' projesiyle 5 ilimizde 9 binden fazla gence ulaştık.

Bu hafta ise yine gönüllülerimiz ve üyelerimizin etkinlikleriyle on binlerce gence ulaşmayı hedefliyoruz."