Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, "Gıda dışı tarafta gelişmeler çok olumlu. Gıda dışı enflasyondaki düşüş gözle görülür şekilde. Gıda enflasyonunda da yumuşama var gibi bu ay" dedi.
Merkez Bankası, Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası ve Dünya gazetesi işbirliği ile Kastamonu Ticaret Odası Konferans Salonunda düzenlenen toplantıda "Ekonomik Görünüm ve Para Politikaları" konulu sunum yapan Başçı, sunumun ardından analistlerin, gazetecilerin ve iş adamlarının sorularını yanıtladı.
Avrupa'dan gelen haberlerin Türkiye'ye yansımasının sorulması üzerine Başçı, "Avrupa'dan gelen talebe Türkiye'nin ihracatı çok hassas. Ağırlıklı olarak o belirliyor. Döviz kurlarına hassasiyet daha az. Bizim için önemli olan Avrupa'nın kısa sürede toparlanması ve hız kazanması. Avrupa hızlanırsa bizim için bu iyi haber olacak" diye konuştu.
''Mevduat faizleriyle ilgili ne yapacaksınız?'' sorusunu yanıtlayan Başçı, bunun cevabının mayıs ayındaki raporlarında olduğunu kaydetti.
"Dış ticaret borcumuz şu anda ne kadar?'', ''Varlık barışı Merkez Bankası rezervlerine katkı yaptı mı?'', ''Bu yaklaşımı nasıl buluyorsunuz?'', ''Yurt dışından gelen sıcak paraya ödenen faizler düşer mi?'' sorularına Başçı, şöyle yanıt verdi:
"Dış ticaret borcu içerisinde en sorunsuz olan, hiç kimsenin dikkate almadığı kısmı ticaretle olan borç. Bunlar kısa vadeli borçlar ve rakamlar çok önemli değil. Varlık barışıyla ilgili olarak, yurt dışındaki bir para yurt içine getirilirse ve Maliye Bakanlığına rapor edilirse o bize gecikmeli bir şekilde bildiriliyor. O bildirdiği zamanda geriye doğru revizyonu bizim istatistik birimimiz yapıyor. Yurt dışından Türkiye'ye yatırım iki türlü olabilir. Biri kur riski almadan doğrudan doğruya Türkiye'nin dolar bazında veya avro bazında ihraç ettiği kıymetlere yatırım yapabilirler. Türkiye'ye ilişkin belirsizlikler azaldıkça ilerleyen dönemlerde makro program sonuç verdikçe buradaki risk daha da aşağıya gelebilir. Tamamen piyasa şartları içerisinde olan bir şeydir."
"Faiz indirimi için siyasi baskının artabileceği değerlendirilmesinde bulunuldu, kararı etkileyecek bir pratik baskının olduğunu düşünüyor musunuz?'', ''Son enflasyon gıda enflasyonu verilerinin ardından yukarı doğru bir revize söz konusu olur mu?'', ''Son Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu kararları daha simetrik koridor ifadesi üst bandın indirilmesinin devam edeceğini mi gösteriyor?", "Kurdaki son yükselişin ardından günlük satın alma ihalelerini artıracak mısınız?'' soruları üzerine Başçı, şunları söyledi:
"Gıda dışı tarafta gelişmeler çok olumlu. Gıda dışı enflasyondaki düşüş gözle görülür şekilde. Gıda enflasyonunda da yumuşama var gibi bu ay. Para Politikası Kurulu toplantısında daha simetrik bir koridor ifadesini kullandık ama aldığımız karar için kullandık. Kurul üyeleri bir sonraki toplantıda ne yapacaklarına dair işaret vermediler. Döviz satımıyla ilgili olarak cari açıktaki iyileşme eğilimi bizim satım ihtiyacımızı azalttı. dolayısıyla sermaye akımlarında da bir normalleşme ve artı-eksi trende dönünce, yani sürekli eksiden bazen artı, bazen eksi yatay trende dönünce biz de iyice azalttık döviz satımlarını ve günlük 10 milyon dolara kadar çektik."
Başçı, "Türkiye'nin dış finansman ihtiyacı rezervlerinde diğer gelişmekte olan ülkeler arasında en kötü yere sahip olmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" "Cari açık azalmaya ne kadar devam etmeli sizce, çünkü büyüme rakamları etkiliyor. Ön görünüz nasıl?", "İkinci çeyrekte tarım tarafında daralma yaşandı, gıda fiyatlarının enflasyon üzerindeki baskısının bu yılki büyüme hedefleri üzerinde negatif etki etmesini bekliyor musunuz, eğer bekliyorsanız kaç puanlık bir etkiden bahsedebiliriz?'' sorularını şöyle cevapladı:
"Rezervlerin yeterliliği ile ilgili çok eskiden kaç aylık ithalatı karşılar diye basit bir ölçü vardı. Orada Türkiye'nin durumu iyi. Bir yıllık süre içerisinde hiç borçlanma olmasa, Türkiye'de yeni borçlanma olmasa rezervlerimizden bu dış borçları ödesek bir yıl süreyle bunu yapar mıyız yapamaz mıyız bu standart gösterge haline gelmeye başladı. Oraya baktığımızda yüzde 90'lar mertebesindeyiz. Bir miktar daha rezervlerimiz yüksek olsa iyi olur. Çok önemli bir stres döneminden geçtik. O da Türkiye'nin endişe edildiği kadar bir problemle karşı karşıya olmadığını ispatlamış oldu. Son 1.5 yıllık döneme bakarsanız Amerika Merkez Bankası ile ilgili çok yoğun şekilde dış basında beş ülke yer aldı. 'Bunlarda problem olacak' diye çok sık haber yapıldı, hiç birinde de ciddi problem olmadı. Önemli olan Türkiye'de doğru politikalar uygulanıyor mu, gereken tedbirler alınıyor mu ve yurt dışı şartlardaki bu tür dalgalanmalara karşı Türkiye dayanıklı mı bu ispatlanmış oldu."
Başçı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cari açıkla ilgili olarak, en son orta vadeli program değil de ondan önceki orta vadeli programlarda hatırlarsınız, 'Türkiye'nin o şartlarda gitmesi gereken nokta ne? ' diye sorulmuş, hükümet ve Merkez Bankası ortaklaşa 'Türkiye'de enflasyonun yüzde 5'e indirilmesi, potansiyel büyümenin yüzde 5'e çıkarılması ve cari açığında yüzde 5'ler seviyesinde gerçekleşmesi idealdir' deyip ona göre çalışma yaptı. Bu yılın sonunda yüzde 6'nın belki biraz altında gerçekleşme olacak. 5'li rakamları görme ihtimalimiz bu yıl sonu var cari açıkla ilgili. Enflasyonla ilgili gelecek yıl yüzde 5'e yaklaşacağız. Belki büyük ihtimalle 6'lı rakamları bulabilir ama sonuçta oraya doğru gideceğimizi net bir şekilde göstereceğiz. Geriye ne kalıyor? Büyüme. Büyümede de şu anda dünya şartları içerisinde 4 civarı yapılabilir gibi görünüyor. Türkiye için, bu yıl belki 4 aşağısında olabiliriz ama gelecek sene 4 yapılabilir görünüyor. O dördü 5'e çekebilir miyiz? Evet. O kadar çok atılacak adım var ki onu da hükümet gayet bilincinde onunla ilgili çalışmalar yapıyorlar. Şu anki gidişat olumlu."
Merkez Bankası Başkanı Başçı soruları yanıtladı: (2)
- "Eğer faizi çok sert bir şekilde eski seviyesine getirseydik, ocaktaki aynı durumu bir defa daha yaşardık. İki kere iki dört. Bu kesin"
- "Zannediliyor ki 'Merkez Bankası'nın sahipleri var, hazine dışında. Bunlar da çok ciddi şekilde temettü alıyor'. Hayır. Merkez Bankası'nın özel hissedarları temettü falan almıyorlar"
KASTAMONU Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, "Eğer faizi çok sert bir şekilde eski seviyesine getirseydik, ocaktaki aynı durumu bir defa daha yaşardık. İki kere iki dört. Bu kesin" dedi.
Merkez Bankası, Kastamonu Ticaret ve Sanayi Odası ve Dünya gazetesi iş birliği ile Kastamonu Ticaret Odası Konferans Salonu'nda düzenlenen toplantıda "Ekonomik Görünüm ve Para Politikaları" konulu sunum yapan Başçı, sunumun ardından analistlerin, gazetecilerin ve iş adamlarının sorularını yanıtladı.
Başçı, "Avrupa Merkez Bankası'nın muhtemel paketinin büyüklüğünün ne olacağını bekliyorsunuz? Bunun Türkiye'ye etkileri ne olabilir?" şeklindeki soru üzerine, onların herhangi bir açıklama yapmadan kendisinin bir açıklama yapma yetkisinin bulunmadığını söyledi. Avrupa bankalarının genelde Türk bankalarını finanse ettiğini anımsatan Başçı, Avrupa bankalarının finansman imkanı ne kadar kolaylaşırsa Türkiye'deki bankaların da dış finansman imkanının o kadar rahatlayacağını vurguladı.
"Faiz koridorunun simetrik olması tüketici açısından ne anlama geliyor, mevduatı daha değerli kılmak adına planladığınız önlemler var mı?" sorusu üzerine Başçı, şunları kaydetti:
"Enflasyon eğer bugün 5 beklense, faizler çok cazip. Ama enflasyon 7 beklense daha az cazip, enflasyon 10 beklense pek de cazip değil. Biz mutlaka ikna edeceğiz ki bu enflasyon düşecek. Bir numaralı tedbir bu. Onun dışında tüketicilerin bizim faiz koridorlarıyla alakaları yok, onları ilgilendirmez."
- "Türkiye'de proje kredilerinin tamamına yakını yabancı para cinsinden alınıyor"
"Kredi değerlendirme kurumlarının son dönemde artan, bankaların dış sağlamasının yurt dışı bağımlılığını ortaya koyduğu söylemini nasıl değerlendiriyorsunuz? Özellikle proje kredilerinde bankaların rol alması risk yaratıyor mu?" şeklindeki soruya Başçı, "Türkiye'de proje kredilerinin tamamına yakını yabancı para cinsinden alınıyor. Merkez Bankası'nın uyguladığı politikaların doğrudan doğruya bir etkisi yok. Yurt dışından sağlanan kredi ister uluslararası kuruluşlar kanadından sağlansın isterse uluslararası bankalardan sağlansın uzun vadeli yabancı para cinsinden kredilerdir. Bu tür krediler alınabilir ve bunların maliyetleri de oldukça düşük. Bizim arzu ettiğimiz bu tür projelerde artık Türk parasıyla da finanse edilsin" şeklinde cevap verdi.
Erdem Başçı, "Faizi ocak ayında neden kuvvetli artırdınız, kademeli bir şekilde indiriyorsunuz?" sorusunu, "Eğer faizi çok sert bir şekilde eski seviyesine getirseydik, ocaktaki aynı durumu bir defa daha yaşardık. İki kere iki dört. Bu kesin" diye yanıtladı.
"Takipteki kredilerin artışı hakkında bir önlem gündemde mi? Bu nedenle bankacılık sektörü yakın bir zamanda sıkıntıya düşer mi?" sorusu üzerine, Başçı, "Tüketici kredilerinin büyüme hızı aşağıya geldi, bu bizim arzu ettiğimiz bir şeydi. Burada yaşlanma etkisi diye bir unsur var. Tüketici kredilerinin büyüme hızı yavaşladığı zaman ortalama bir alacağın yaşı artar. Sadece istatistiksel olarak burada bir miktar artış olması doğal. Burada hiçbir sorun görünmüyor. Herhangi bir tedbire ihtiyaç yok" dedi.
"Türk parasıyla ihracat yapılabilir mi, yapılamaz mı?" diye incelediklerini aktaran Başçı, "Malezya başlamış, Çinli başkanı dinledik, oralarda başlamışlar ama çok küçük. Ben Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı olarak Türk Lirası'yla ihracatı tercih ederim" sözlerine yer verdi.
- "İhtiyaç kredilerinin risk ağırlığı yüzde 100'de"
"Enflasyon programının 2015 yılı için emlak projelerine etkisi ve inşaat sektörüne vereceği yönün ne olacağı, gıda enflasyonunu düşürmeye yönelik tedbirlerin hayata geçirilmesinin ne zaman ve ne sürede olacağı, en olası, en efektif tedbirlerin ne olduğu, hissedarlara önerileri ya da bu hisselerin bankalarca satın alınmasının düşünülüp düşünülmeyeceğinin" sorulması üzerine Başçı, şunları kaydetti:
"Konut piyasasında finansman Türk Lirası bazında oluyor. Konut kredileri Türk Lirası olarak veriliyor. Onların faiz oranları ihtiyaç kredilerine göre çok düşük. Fakat yaşadığımız iki raunt türbülans sonrasında konut kredisi faizlerinde bir artış olmuştu. En son normalleşme adımları atıldıktan sonra burada hafif de olsa düşüşler başladı. Çok hafif de olsa yavaş yavaş kredi bakiyesinde bir kıpırdanma olabilir. Konutlarda risk ağırlığını yüzde 50'de tutuyor. Konut kredilerini teşvik edici bir konumda. İhtiyaç kredilerinin risk ağırlığı yüzde 100'de."
Başçı, konuşmasını şöyle sonlandırdı:
"Gıdayla ilgili olarak doğrudan doğruya sadece biz enflasyonu düşürelim diye değil, Ekonomik Koordinasyon Kurulu'nda alınan karar. Çok değişik alanlarda Türkiye için fırsatlar var, zorluklar var. Merkez Bankası'nda özel hissedarlarımız var. Zaman zaman yanlış şekilde medyada da dile getiriyorlar. Zannediliyor ki 'Merkez Bankası'nın sahipleri var, hazine dışında. Bunlarda çok ciddi şekilde temettü alıyor'. Hayır. Merkez Bankası'nın özel hissedarları temettü falan almıyorlar. Kanunla gelen bir sınır var. Toplam temettü bin 500 Türk Lirası'nı geçmiyor. 6 bin 400 civarında, 450'si vefat etmiş hissedarımız var. 6 bin küsur kişiye bin 500 Türk Lirası gibi bir şey. Çoğu da almaya gelmiyor zaten. Kuruş mertebesinden bir şey. Bizim hissedarlar sadece ve sadece Merkez Bankası'nın kurucu hissedarları olmaktan onur duyuyorlar, çerçeveletip duvarlarına asıyorlar, torunlarına gösteriyorlar. Bizim temettüden onlara herhangi bir para gitmiyor. Bizim bütün kazancımız önce Kurumlar Vergisi ödüyoruz, ondan sonra kalan kısmını hazineye aktarıyoruz."
Son Dakika › Ekonomi › Merkez Bankası Başkanı Başçı soruları yanıtladı - - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?